Tek çare altın lira

Türkiye’nin “Altın TL” ye geçmekten başka bir çıkış yolu yok.
Türkiye’nin “Altın TL” ye geçmekten başka bir çıkış yolu yok.

Altın TL’ye geçildiğinde, altın eşittir para olduğuna ve paranın altın olarak karşılığı bulunduğuna göre, güvensizlik meselesi de hallolmuş olacak. Paranın yani ‘Altın TL’nin sahibi Merkez Bankası değil Hazine olmalıdır. ‘Altın TL’ye geçilmezse ne olur? Maazallah olmazsa, olanın daha beteri yaşanır. 2023 seçimlerine doğru iç ve dış mihraklar, doları 30-40 lira bantlarına yükseltebilir. Bu da halkın tercihlerini etkiler. Erdoğan seçilemezse, gelen enkaz edebiyatı ile ülkeyi buhrana sürükleyebilir. Sonrasını akla getirmek bile ürkütücü.

Uzun uzun paranın tarihini falan yazmaya gerek yok. Fiili durum ortada ve dünyada tüm paralar hiçbir karşılığı olmaksızın basılıyor. On yıla yakındır Türkiye’nin ‘Altın TL’ye geçmesi gerektiğini yazıp çiziyoruz. ‘Altın Para Anonim Ortaklığı’ kurulması gerektiğini belirtmiştik.

2017’de Johns Hopkins Üniversitesi öğretim üyesi ekonomi profesörü Steve Hanke’de “Türkiye, lirayı kurtarmak için altına endeksli para birimine geçmeli” diye yazmıştı.

Yine aynı yıl Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Millî ve yerli para ile kur üzerinde oynanan oyunu bozacağız. Altını belirleyici hâle getirmenin adımlarını atacağız” demişti.

Bu süre zarfında paradan anladığını söyleyen çok sayıda kimse ile görüşme imkânımız oldu. Aslında hiç biri paradan anlamıyordu. Eğitimini aldıkları bilgileri mutlaka doğru görmenin ötesinde, fikirleri de yoktu ve hâlen de yok.

Karşılığı olmayan her para çökmeye mahkûm. İşte TL’nin hâli ortada. Sadece 6 aydaki yüzde yüzü aşan dalgalanmaları zengini zengin, fakiri iyice fakirleştirdi.

İnsanlar TL’de kalmak istemiyor. Bu yüzden başka limanlara sığınıyorlar ve onların da güvenirliği tartışmalı. ‘Dolardan kaçın’ çağrısı artık pek bir mânâ ifade etmiyor. Bu sadece, TL’nin veya Türkiye’nin güçsüzlüğünden kaynaklanmıyor. Hem sistemin kendisi arızalı, hem politikalar doğru zamanda belirlenmeyip kriz anında akla gelenden ibaret, hem ekonomi bürokrasisinin yeni bir sistem kurma becerisi yok, hem de ülkemiz her daim saldırı altında. Ayrıca yeni bir şey üretmeyi hep risk olarak görüyorlar. Oysa eski düzenin ayağa kaldırılması, yeni bir şeyi kurmaktan bin kat daha güçtür.

Kimse altın TL'den kaçmaz, kaçamaz

Sistemi ne kadar karmaşık hâle getirirseniz her şey o denli karmaşıklaşır. Bir gün gelir işin içinden çıkamaz duruma düşersiniz. İşte ahval ortada.

Şâyet basılı paranız stokladığınız altınınız kadar olur ve değeri de altına eşitlenirse, o parayı kimse yıkamaz. Kimse o paradan kaçmaz.

Kimse itimat etmemezlik edemez.

‘Efendim altının bedeli dolara göre belirleniyor’ denecektir. Olabilir ve bu kimseyi ilgilendirmez. İster buğdayla belirlersiniz, ister a veya b parası veya madeniyle. Ayrıca altının kıymetinin neyle ölçüldüğü hiç kimseyi ilgilendirmez. Mühim olan altının kıymetidir.

Sizin paranız altın artınca değerleniyor, düşünce değersizleşiyorsa -ki bu değersizleşme asla değildir- oradaki kıymet değişimi sizin paranızda değil eşyada yaşanıyor demektir. Bir otomobil düşünün ve o aracın kıymeti 1 kg altın olsun. Kur çaprazları ne hâle gelirse gelsin, o her zaman 1 kg altındır. Aracın azlığı veya çokluğu, eskiliği veya yeniliği onun altın karşısındaki miktar bazında değerini piyasaya gerçekleri çerçevesinde elbette değiştirir. Zâten konumuz bu da değil.

11 Nisan 2022 itibariyle Türkiye’nin dolaşımdaki parası, teknik terimiyle emisyon hacmi 260 milyar TL’yi aşmış. Yani yaklaşık 260-261 milyar basılı Türk Lirası var. Bu da bugünün değeri ile yaklaşık 260 ton altın.Türkiye’nin hazineye ait 700 ton altını olduğuna göre, Türkiye buna karşılık 700 milyar ‘Altın TL’ basabilir. Fazla ise daha azını da… Peki nasıl?
11 Nisan 2022 itibariyle Türkiye’nin dolaşımdaki parası, teknik terimiyle emisyon hacmi 260 milyar TL’yi aşmış. Yani yaklaşık 260-261 milyar basılı Türk Lirası var. Bu da bugünün değeri ile yaklaşık 260 ton altın.Türkiye’nin hazineye ait 700 ton altını olduğuna göre, Türkiye buna karşılık 700 milyar ‘Altın TL’ basabilir. Fazla ise daha azını da… Peki nasıl?

Çin ve Rusya geçti DED endişeli

Bakınız sıkışan Rusya, parasını altına eşitleme kararı aldı. Çin bir süredir bunun geçişi ile meşgul. Aynını biz de, hem de hemen yapmak zorundayız. İşin bir başka yönü ise FED’in resmi dijital Amerikan Doları çalışması yapması. Fed Başkan Yardımcısı Lael Brainard, ABD dolarının resmi bir dijital versiyonunun oluşturulmasının; kripto varlıklar ve diğer ülkelerin geliştirdikleri dijital paraların giderek popüler hâle geldiği ortamda, finansal sistemin istikrarının sağlanmasına yardım edebileceğini dile getiriyor. Peki, tek neden bu mu? Elbette hayır. Brainard diyor ki: «ABD Merkez Bankası dijital parası, ABD dolarının küresel olarak kullanılmaya devam etmesini sağlamanın bir yolu olabilir.» Güçlü sandığımız doların sahipleri bile gelecekleri konusunda endişeli. Bu durumda TL’nin bu şekilde devam etmesini savunmak olacak şey değil.

Türkiye’de TakasBank’ın ‘Biga’ adını verdiği dijital altın projesi de her halde boşuna bir girişim değildir. 2022’de resmen başlaması beklense de başlamadı. Bu girişim dahi bize, ‘Altın TL’ye geçişin zor olmayacağını, aksine tereddütsüz ve ivedilikle geçilmesi gerektiğini ortaya koyuyor.

Bir asır öncesinde tüm paralar zaten altındı

Öncelikle şunu belirtelim ki, Birinci Cihan Harbine kadar tüm ülkelerde kâğıt para, değerli madenlere ve çoğu kez de altın karşılığı basılırdı. Bu, kâğıt parayı getirene, karşılığı kadar altın verileceği sözüydü ve bu nedenle devletler altın stoklardı. Konumuz bu olmadığı için detayına girmeyeceğiz ama Osmanlı Devleti dağıtıldığında altınları Osmanlı Bankasındaydı ve ona çöreklendiler.

Birinci Cihan Harbiyle birlikte devletler altın karşılığı para sistemini rafa kaldırıldı, karşılıksız para basılmaya başlandı. Rezerv para olan Amerikan doları da 1 ons altın = 35 dolar yâhut da 1 dolar 0,88867 gram altına eşitlenmişti. Uzun süren ve yenilen ABD, Vietnam savaşı sürecinde bu eşitlemeyi kaldırarak sistemi iyiden iyiye çökertti. Bu da konumuz değil. Temas etmemizin nedeni, Gerçek Hayat olarak “Altın TL” teklifimizin aslında yeni bir şey olmadığını anlatmaktır o kadar.

En az 700 ton altınımız var

11 Nisan 2022 itibariyle Türkiye’nin dolaşımdaki parası, teknik terimiyle emisyon hacmi 260 milyar TL’yi aşmış. Yani yaklaşık 260-261 milyar basılı Türk Lirası var. Bu da bugünün değeri ile yaklaşık 260 ton altın. Türkiye’nin hazineye ait 700 ton altını olduğuna göre, Türkiye buna karşılık 700 milyar ‘Altın TL’ basabilir. Fazla ise daha azını da…

Peki nasıl?

Şöyle ki, 1 gr altına karşılık bin liralık bir banknot, 500 (0,5 gr), 200 (0,2 gr), 100 (0,1 gr), 50 (0,05 gr), 20 (0,02 gr), 10 (0,01 gr), 5 (0,005 gr) ve tablodaki gibi kuruşlar. Elbette bu değer şart değil. Gerçekçi olmak şartıyla, Devlet farklı bir değer atfında da bulunabilir.

  • 1000 TL = 1 gr altın TL
  • 500 TL = 0,5 gr altın TL
  • 200 TL = 0,2 gr altın TL
  • 100 TL = 0,1 gr altın TL
  • 50 TL = 0,05 gr altın TL
  • 20 TL = 0,02 gr altın TL
  • 10 TL = 0,01 gr altın TL
  • 5 TL = 0,005 gr altın TL
  • 1 TL = 0,001 gr altın TL
  • 50 K = 0,00050 gr altın TL
  • 25 K = 0,00025 gr altın TL
  • 10 K = 0,00010 gr altın TL
  • 5 K = 0,00005 gr altın TL
  • 1 K = 0,00001 gr altın TL

Bu sistemde temel esas şu ki, basılan para kadar fiili altın gerekiyor. Türkiye’nin bu altını var. Bu altın Merkez Bankasında değil, hazinenin kasasında duracak. Anayasa ile güvence altına alınacak, çıkarılacak kanun ile de yeni ‘Altın TL’nin işleyişi belirlenecek.

İnsanlar TL’de kalmak istemiyor. Bu yüzden başka limanlara sığınıyorlar ve onların da güvenirliği tartışmalı. ‘Dolardan kaçın’ çağrısı artık pek bir mânâ ifade etmiyor.
İnsanlar TL’de kalmak istemiyor. Bu yüzden başka limanlara sığınıyorlar ve onların da güvenirliği tartışmalı. ‘Dolardan kaçın’ çağrısı artık pek bir mânâ ifade etmiyor.

‘Altın TL’ eşittir altın

‘Altın TL’ye geçildiğinde, altın eşittir para olduğuna ve paranın altın olarak karşılığı bulunduğuna göre, güvensizlik meselesi de hallolmuş olacak. Paranın yani ‘Altın TL’nin sahibi Merkez Bankası değil Hazine olmalıdır. Daha sonra Merkez Bankası’na gerek varsa görevini sürdürür, yoksa güle güle yapılır, olur biter. Bu da başka bir bahis.

‘Altın TL’ye geçilmezse ne olur? Maazallah olmazsa, olanın daha beteri yaşanır. 2023 seçimlerine doğru iç ve dış mihraklar, doları 30-40 lira bantlarına yükseltebilir. Bu da halkın tercihlerini etkiler. Erdoğan seçilemezse, gelen enkaz edebiyatı ile ülkeyi buhrana sürükleyebilir. Sonrasını akla getirmek bile ürkütücü.

Hükümetin bu hususta sadece üniversite bitirmekten başka bir kerameti olmayan bürokrasiye, yabancıların sözcülüğünü ve cârî düzeni savunan iktisatçılara bir şey sormasının lüzumu da yok. Altın TL’ ye geçmenin elbette özellikle geçiş serencamında bazı sancıları olabilir, ona da katlanmadan zâten mümkün değil. Ayrıca yaşanmakta olan iktisâdî meseleler, geçiş için bir fırsat olarak da görülebilir.

Hâsılı kelam, Türkiye’nin “Altın TL” ye geçmekten başka bir çıkış yolu yok. Var diyen buyursun izah etsin.