Trump: Evi dağıtmadan gitmem!

Geçtiğimiz yıl içerisinde cereyan eden, polisin siyahilere karşı orantısız güç kullanımını protesto eden gösterilerde, polis protestoları bastırmak için elindeki tüm imkânı ve silah gücünü kullanmıştı. Ülke genelinde protestoların yoğun olduğu yerlerde sembol yapıların etrafı askeri birliklerce çevrilmişti. Dolayısıyla Kongre basıldığı günkü güvenlik zafiyetiyle, polisin tarihsel olarak beyaz protestocu ile siyahi protestocuya yaklaşımı arasındaki farkın ilişkisine dikkat çekenler haksız değil.
Geçtiğimiz yıl içerisinde cereyan eden, polisin siyahilere karşı orantısız güç kullanımını protesto eden gösterilerde, polis protestoları bastırmak için elindeki tüm imkânı ve silah gücünü kullanmıştı. Ülke genelinde protestoların yoğun olduğu yerlerde sembol yapıların etrafı askeri birliklerce çevrilmişti. Dolayısıyla Kongre basıldığı günkü güvenlik zafiyetiyle, polisin tarihsel olarak beyaz protestocu ile siyahi protestocuya yaklaşımı arasındaki farkın ilişkisine dikkat çekenler haksız değil.

Başkan Donald Trump yanlılarınca geçen hafta basılan Kongre binasının yankıları hala sürüyor. Capitol olarak adlandırılan Kongre binası, ingilizlerin 1814’teki işgalinden bu yana ilk kez böyle şiddet görüntülerine tanık oldu. Trump’ın azledilmesi, siyasi hayatının bittiği ve güvenlik zaafiyeti konuşulan konular arasında. Dünyanın her köşesine demokrasi götüren (!) Amerika’nın kendine hayrı olmadığı söylenirken, itidal çağrıları bu sefer tam da sahibini buldu. Anlaşılan Trump, “Evi dağıtmadan gitmem” dedi ve olaylar hızla gelişti.

Geçen hafta ABD'de seçilmiş Başkan Joe Biden'ın tescil oturumunun yapıldığı Kongre binası, Başkan Donald Trump yanlılarınca basıldı. Capitol olarak adlandırılan Kongre binası, İngilizlerin 1814'teki işgalinden bu yana ilk kez böyle bir zor kullanmaya tanık oldu. Kongre binası en son ABD'nin bağımsızlığını kazanmasından 36 yıl sonra, işgalci İngiliz birlikleri tarafından başkentteki diğer simge yapılarla beraber ateşe verilmişti. 1800’lü yıllarda köleliğin kalkması için verilen mücadele de dâhil olmak üzere, 1950-60’lı yıllarda ırkçılığa karşı Sivil Haklar Yasası için yapılan yüz binlerce kişinin katıldığı protesto ve yürüyüşlerde bile Kongre binası basılmamıştı. İnsanlar haklı olarak soruyor; bu güvenlik zafiyeti beyazlara gelince mi ortaya çıkıyor?

Geçen hafta ABD'de seçilmiş Başkan Joe Biden'ın tescil oturumunun yapıldığı Kongre binası, Başkan Donald Trump yanlılarınca basıldı.
Geçen hafta ABD'de seçilmiş Başkan Joe Biden'ın tescil oturumunun yapıldığı Kongre binası, Başkan Donald Trump yanlılarınca basıldı.

3 Kasım başkanlık seçimlerinden itibaren, Trump ve yanlıları özellikle mektupla kullanılan oylarda seçime şaibe karıştığını her fırsatta yasal yollardan dile getiriyordu. Bir haftadır konuşulan ve hazırlıkları yapılan ABD Başkanı Donald Trump'ın başkent Washington DC'deki "Amerika'yı Kurtar" adlı mitinginin bir takım olaylara gebe olduğu da sır değildi. Ancak Trump yanlılarının Kongre binasını basması, beklenenin üzerinde bir gelişme oldu ve tüm dünyada yankılandı. Çıkan olaylar sırasında 4 kişi öldü. Hem Demokratlar hem de Cumhuriyetçiler, yaptıkları açıklamalarla yaşananlardan Trump'ı sorumlu tuttu. Yaşananları "darbe girişimi" olarak nitelendiren siyasetçiler ve basın kuruluşları da oldu. Anlaşılan Trump, “Evi dağıtmadan gitmem” dedi.

Trump’ın azli konuşuluyor

ABD Başkanı Donald Trump olayların çığırından çıkması üzerine Twitter hesabından itidal çağrısı yaptı. Trump, "ABD Kongre binasındaki herkesten barış içinde kalmalarını istiyorum. Şiddet yok. Unutmayın, Biz hukuk ve nizam partisiyiz. Hukuk'a ve muhteşem erkek ve kadınlarımıza saygı gösterelim" mesajını paylaştı. Fakat sosyal medya yetkililerine bu çağrı yeterli gelmedi ve Trump’ın hesaplarını başkanlığı devredeceği kritik tarihe kadar askıya aldı.

ABD Başkanı Donald Trump olayların çığırından çıkması üzerine Twitter hesabından itidal çağrısı yaptı.
ABD Başkanı Donald Trump olayların çığırından çıkması üzerine Twitter hesabından itidal çağrısı yaptı.

Öte yandan Trump'ın azledilmesi ya da görevden alınması, anayasanın 25. maddesinin işletilmesine yönelik çağrılar yüksek sesle dile getirilmeye başlandı. Anayasanın 25'inci maddesi, Başkan Yardımcısı ve kabinenin çoğunluğu, başkanın görevlerini yerine getirmediğine karar verirse, başkan yardımcısının vekâleten başkanın görev ve yetkilerini üzerine almasına olanak tanıyor.

Amerika baharı olur mu?

Dünya medyası kongre baskınıyla ilgili 'son dakika' gelişmelerini anbean duyurdu. Başta Körfez ülkeleri olmak üzere birçok coğrafyada darbelerin arkasındaki “gizli el” olarak bilinen ABD’de böyle bir girişim yaşanması üzerine, “Amerika’nın biraz da kendine demokrasi götürmesi gerektiği” en çok yapılan yorumlar arasında yer aldı.

  • Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı tarafından yapılan açıklamada: ABD’deki iç gelişmeleri endişeyle takip ediyoruz, tüm tarafları itidal ve sağduyuya davet ediyoruz, oradaki vatandaşlarımızın kalabalık mekânlar ve gösteri yapılan yerlerden uzak durmasını tavsiye ediyoruz” şeklindeki, Amerika’nın Ortadoğu ülkelerinde çıkan karışıklıklar sonrası yaptığı açıklamaya benzer ifadeler, Amerikan basınında büyük bir şaşkınlığa sebep oldu.

Kongre baskınının yankıları tüm dünyada devam ederken, bunun bir Amerika veya Avrupa Baharı’na dönüşme ihtimali üzerinde de duruluyor. Pandemi dolayısıyla sınıfta kalan Avrupa’nın da altı kaynıyor çünkü. Ancak uzmanların görüşlerine göre Amerika’daki olaylar hızlıca Arap Baharı gibi bir bahara evrilmez. Derin Amerika’yla savaşan ve milliyetçi damarı ağır basan Donald Trump’ın ömrü boyunca siyasete veda etmesine sebep olan bu kalkışma, ultra sağın da siyaset yapmasını güçleştireceği görüşündeler.

Demokrasi konusunda sınıfta kaldılar

Amerika'da Trump’la birlikte çok ciddi bir güç mücadelesi olduğunu söyleyen İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Bora Bayraktar, Trump’ın siyasi hayatının bittiğini ifade ediyor. “Amerika’daki güç mücadelesinin bir tarafında Trump’ın söylediği küreselciler ve onun desteklediği yerleşik düzen, diğer tarafında ise uzun yıllardır bir kenara itilmiş olan alt orta sınıfın memnuniyetsizliği var. Trump’ın bu siyasi damarı yakalayarak bunun üzerinden merkezi sarsacak politikalar uyguladığı bir 4 yıl geçirdik ve bunun sonucunda bir seçim yaşandı. Amerika âdil ve herkesi tatmin edecek bir seçim gerçekleştiremedi. Özellikle posta yoluyla kullanılan oylar yüzünden en azından cumhuriyetçilerin bir bölümü seçimlere hile karıştığını düşünüyor.

 İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Bora Bayraktar
İstanbul Kültür Üniversitesi Öğretim Üyesi Dr. Bora Bayraktar

Trump istemeye istemeye görevi bırakırken, son kozlarını da oynadı. Tahmin ediyorum 4 yıl boyunca Biden'a sert bir muhalefet yapmak için kendi taraftarlarına biraz yol verdi. Olaylar kontrolden çıkarak, bizim daha önce 3. dünya ülkelerinde gördüğümüze benzer bir olay yaşandı ve Amerikan Kongre binası basıldı. Bu kırılmayla birlikte Amerika’da, demokrasi konusunda moral üstünlüğünü tamamen kaybettiği çok ciddi bir kriz ortaya çıktı. Zannediyorum Trump’ın da siyasi hayatı sona ermiş oldu. Şu anda durum kontrol altına alınmış görünüyor ama Amerika önümüzdeki yıllarda bu olayın etkilerini hissedecektir. Ve Amerikan siyasi tarihinde son derece önemli bir olay olarak kayıtlara geçecektir.”

Trumpizm yok olmaz

İşin Amerikan Baharı noktasına gelmeyeceğini belirten Bayraktar, Amerika’nın ifade özgürlüğü anlamında sınıfta kaldığını da sözlerine ekliyor. “Amerika'daki yapı, yani siyaset, medya, bürokrasi, bu olayı baskı altına alacaktır. Biden döneminde Amerika'ya belli bir düzen gelecektir. Fakat bu Trumpizm dediğimiz olayın yok olmayacağını ve eğer giderini bulursa önümüzdeki yıllarda Amerika için çok ciddi sorunlar çıkartacağını düşünüyorum. Trump, Amerika'daki toplumsal çatlakları gün yüzüne çıkardı. Amerika kaynamaya devam ediyor. Ama bu Arap Baharı’nda olduğu gibi hızlı, yıkıcı bir şekilde değil, zaman içerisinde daha siyasi iletişim biçimine dönecektir.

Amerika'da ifade özgürlüğü, basın özgürlüğü deniyor, bunların aslında diğer ülkelerden çok da farklı olmadığı ortaya çıktı. Bana göre Trump’ın sesinin kesilmesi büyük bir skandaldır. Çünkü bir tarafta İran dini lideri Hamaney konuşabilirken, Putin konuşabilirken, bazı terör örgütlerinin liderlerinin hesabı çalışırken, Amerikan başkanına söz hakkı verilmiyor. Amerika bu anlamda ciddi bir şekilde sınıfta kaldı ve bu sosyal medya platformlarının hiç de özgürlükçü olmadığı açık bir şekilde ortaya çıktı. Onların da kendi ajandaları var. Bunu da herkes gördü diye düşünüyorum.”

Protestocular siyahi olsaydı...

Bu olaylardan bir bahar çıkmayacağını söyleyen TRT World Washington Büro Program Editörü Zümrüt Sönmez, güvenlik zafiyeti konusunda da beyaz protestocular ile siyah protestocular arasındaki farka dikkat çekenlerin haksız olmadığını savunuyor. “Başkan Donald Trump taraftarlarının 6 Ocak’ta böyle büyük bir miting düzenleyeceği biliniyordu.

Bu olaylardan bir bahar çıkmayacağını söyleyen TRT World Washington Büro Program Editörü Zümrüt Sönmez
Bu olaylardan bir bahar çıkmayacağını söyleyen TRT World Washington Büro Program Editörü Zümrüt Sönmez

Bir yandan mitinge katılması beklenen bir takım radikal grupların şiddet eğilimleri, diğer yandan zaten ülke genelinde bir süredir tırmanan gerginlik 6 Ocak’ın zor bir gün olacağına işaret ediyordu. Miting öncesi önlemlerin bu kadar arttırılmasına ve Kongre binasının göstericilerin bir numaralı hedefi olacağı bilinmesine rağmen, binanın bu kadar kolay bir şekilde göstericiler tarafından ele geçirilebilmiş olması ciddi bir güvenlik zafiyeti olduğunu gösteriyor. Bununla ilgili Amerika’da çeşitli kesimlerden kongre binasını korumakla yükümlü güvenlik güçlerine yönelik eleştiriler var. Diğer yandan güvenlik zafiyetini tartışırken sıklıkla şu karşılaştırma yapılıyor: Şayet protestocular beyaz değil de siyahi olsaydı barikatları bu kadar kolay aşıp içeriye girmeleri mümkün olur muydu?

Yine geçtiğimiz yıl içerisinde cereyan eden, polisin siyahilere karşı orantısız güç kullanımını protesto eden gösterilerde, polis protestoları bastırmak için elindeki tüm imkânı ve silah gücünü kullanmıştı. Ülke genelinde protestoların yoğun olduğu yerlerde sembol yapıların etrafı askeri birliklerce çevrilmişti. Dolayısıyla Kongre basıldığı günkü güvenlik zafiyetiyle, polisin tarihsel olarak beyaz protestocu ile siyahi protestocuya yaklaşımı arasındaki farkın ilişkisine dikkat çekenler haksız değil.”

Barışçıl geçiş süreci sözü verdi

Sönmez, gözler 20 Ocak’a çevrilmişken, yaşananların Trump’ın karnesine eksi olarak geçeceğini belirterek şunları söylüyor: “Trump’ın gerek seçim sonuçlarını kabul etmeyip seçimlerin hileli olduğunu öne sürmesi, gerekse de haftalarca Twitter hesabından bu miting için taraftarlarına çağrıda bulunarak tansiyonu yükselttiği, hatta olayları kışkırttığı eleştirileri yapılıyor. Şu anda ise özellikle Demokrat çevrelerden başkanlığın seçimin galibi Joe Biden’a devri için 20 Ocak tarihinin beklenmemesi ve Trump’ın görevden derhal alınması çağrıları yükseliyor. Trump ise en son yaptığı açıklamada seçim sonuçlarını hâlâ kabul etmemekle birlikte barışçıl bir geçiş süreci sözü verdi. Ancak salı günü yaşananlar Trump’ın karnesine büyük bir eksi olarak geçerek kolay kolay unutulmayacak ve bundan sonraki siyasi geleceğini etkileyecektir.

Biz Türkiye’den baktığımızda Amerika’da yaşanan bir takım olayları olduğundan daha büyük görebiliyoruz. Ancak içeriden bakıldığında öyle değil. Sözünü ettiğim nedenlerden ötürü tansiyon yüksek olsa da buradan bir bahar çıkmaz. Şu anda gözler 20 Ocak’a çevrilmiş durumda. Demokratlar Trump’ın derhal görevden alınması ve hatta olaylardan sorumlu tutulması yönünde somut girişimlerde bulunacaklardır. Bunun sonuçlarını ise ilerleyen günlerde göreceğiz.”

Ultra sağın siyaset alanı daralacak

Bu olayların Amerika’da ultra sağın siyaset yapma alanını daraltacağını söyleyen Forum Usa gazetesi Yayın Yönetmeni Bilal Kenasari, Cumhuriyetçilerin daha merkez adaylara kaymasının söz konusu olabileceğinin altını çizdi. “Amerika’daki kongre baskınının bir sonucu olarak, Cumhuriyetçi tabanın çok da savunmadığı bu eylemci kitlesi, halk bazında iyice radikalleşti. Bu radikal taban zaten partiden çok Trump’ın kontrolü altındaydı. O yüzden Demokratlar bizzat Trump’a çağrıda bulunarak ‘Gel ve sadece senin sözünü dinleyen kalabalığı kongreden uzaklaştır’ dediler. Trump’ın buna cevabı göstericileri haklı bulan, fakat gösteri biçimini hedef alan tarzda oldu. Bu çağrı özellikle Demokrat kanat tarafından gösterileri desteklediği yönünde bir yoruma sebep oldu.

Forum Usa gazetesi Yayın Yönetmeni Bilal Kenasari
Forum Usa gazetesi Yayın Yönetmeni Bilal Kenasari

Önümüzdeki süreçte beklenen şeylerden bir tanesi Trump’ın bu olaylardan sorumlu tutulma ihtimali. Sonuçta olaya kan düştü, 4 kişi öldü, motive eden kişi olarak da Trump gözüküyor. Anayasanın 25. maddesi devreye sokularak Trump’ın azledilmesi söz konusu olabilir. Bu da, Mike Pence’in devreye girerek Trump kabinesinin de yarısından fazlasının desteğiyle Trump’ın akli sağlığının yerinde olmadığı ve muhakeme gücünü yitirdiği yönünde bir karara vararak, önümüzdeki 10 gün içerisinde bitecek olan başkanlığını normalin dışında bir şekilde sona erdirilmesi. Aynı zamanda hem tarihi anlamda Trump için bir utanç notu düşülmesi, hem de Trump’ın yargılanması anlamında önünün açılmasını sağlayacak bir süreç söz konusu olabilir. Demokratların şu anda en büyük beklentilerinden bir tanesi bu.

Bunun haricinde artık Amerika’da ultra sağın siyaset yapma alanının biraz daralması söz konusu. Çünkü şu anda girişmiş oldukları eylem aynı zamanda kendilerini biraz terörize ettirdi. Cumhuriyetçi seçmenin daha merkez adaylara dönmesine sebep olabilir ki bu malumunuz Demokratlarda da olmuştu. Aşırı sol isimler güçlü adaydı, fakat Biden gibi biri seçmeni tekrar daha merkez Demokrat partiye çekmişti. Şu anda beklenen şeylerden bir tanesi de Cumhuriyetçilerin içlerindeki bu tür radikal söylemleri biraz daha marjinalize ederek merkeze doğru kayması.”

Güvenlik zaafiyetinden söz edemeyiz

Trump’ın şimdiye kadar seçime hile karıştığına yönelik mücadelesini yasal sınırlar çerçevesinde götürdüğünü söyleyen Akşam gazetesi Beyaz Saray Şef Muhabiri Yavuz Atalay, Beyaz Saray’ın arka bahçesinde düzenlenen mitingde kışkırtıcı ifadeler kullandığına dikkat çekti.

Beyaz Saray Şef Muhabiri Yavuz Atalay
Beyaz Saray Şef Muhabiri Yavuz Atalay

“Kendi başkan yardımcısını bile ateşin altına attı ve taraftarlarına sürekli ‘seçimi bizden çaldılar’, ‘kongreye yürüyeceğiz’ ‘Başkan yardımcısı Pence gereğini yapmalı’ ifadelerini kullandı. Gereğini yapması demek, seçim sonucunu değiştirmek. Ve tabii bölgede bulunan mitinge katılan ve radikal olan kesim, Trump'ın dediğini yaparak kongre binasına yürüdü. Burada bir güvenlik zafiyetinden söz edemeyiz. Çünkü üzerinizde kesici bir alet yoksa kongre binasına girmek yasal hakkınız. Kongrenin içerisine girdikten sonra da kontrol altına almak oldukça zor oldu.”

Bilgisayar oyunu muydu?

Atalay, Trump’ın demokratik mücadelesini resmen savaşa çevirdiğini söyleyerek şu açıklamaları yaptı: “Kongrede dünyayı yakından ilgilendiren ve dünyanın açıklama yapmasını gerektirecek çok ciddi görüntüler yer aldı. 3-4 saatlik bir mücadeleden sonra polisler olayı kontrol altına alarak Kongre binasını boşalttılar ve sonrasında da ABD Kongresi oturuma devam ederek, Biden’ın başkanlığını onayladı. Başkan Trump, bu hamlesiyle sadece 2020 seçimlerini değil, 2024 seçimlerini de kaybetti. Siyasi itibarını kaybetti, kredisini kaybetti, güvenilirliğini kaybetti.

Ayın 20'sinde Biden görevi devralacak ve başkan olacak. Biden başkan olduktan sonra masasında zaten virüsle mücadele gibi önemli bir gündem maddesi vardı. Şimdi Kongre ve Beyaz Saray'ın itibarını düzeltmekle de ilgilenmesi gerekiyor. Çünkü bu olayların dünyada çok ciddi yankıları oldu. Türkiye’nin açıklamasına benzer açıklamalar dolayısıyla Başkan Trump, giderayak hem kendine hem de Beyaz Saray'a ciddi anlamda zarar vermiş oldu. Şimdi Biden’ın ne yapacağına bakacağız. 15 Temmuz için “Bilgisayar oyunu muydu?” diyen Biden’a umarız birisi bu soruyu Kongredeki olaylar için sorar. Maalesef Amerika sağa sola o kadar çok demokrasi götürdü ki, kendisine kalmadı.”