Trump’ın Gazze Planı: Arap ülkeleri şimdi ne yapacak?

Arap ülkeleri şimdi ne yapacak?
Arap ülkeleri şimdi ne yapacak?

Ürdün ve Mısır üzerindeki ABD iktisâdî yardımlarının kesilmesi tehdidini de ihtiva eden planlara, Arap ülkelerinin tepkisi gecikmedi: Planın bizzat muhatapları olan gerek Mısır, gerek Ürdün söz konusu teklifi kesin bir dille reddederken, Suudi Arabistan da dahil olmak üzere Körfez ülkeleri ve Arap Birliği, Filistinlilerin yerlerinden edilmesine karşı duruşlarını yeniden teyit etti.

Yedi Arap ülkesinin (Suudi Arabistan, Katar, BAE, Kuveyt, Bahreyn, Ürdün, Mısır) lideri, Gazze’ye ilişkin ‘alternatif bir plan’ oluşturmak üzere Riyad’da gayri resmi görüşmeler için bir araya geldi. Toplantının amacı; Trump'ın gündeme getirdiği, ABD'nin ‘Gazze'yi ‘ele geçirme, sakinlerini kalıcı olarak ve zorla yerlerinden etme ve Filistin bölgesini Ortadoğu’nun Riviera’sına dönüştürme’ planına cevap vermekti. ABD’nin ikinci kez göreve gelen yeni başkanı Trump’ın, Filistinlileri Mısır ve Ürdün’e sınır dışı edeceğine dair yaptığı açıklamalar, tüm bölgeyi ve Arap ülkelerini derin bir şoka uğrattı. Ürdün ve Mısır üzerindeki ABD iktisâdî yardımlarının kesilmesi tehdidini de ihtiva eden planlara, Arap ülkelerinin tepkisi gecikmedi: Planın bizzat muhatapları olan gerek Mısır, gerek Ürdün söz konusu teklifi kesin bir dille reddederken, Suudi Arabistan da dahil olmak üzere Körfez ülkeleri ve Arap Birliği, Filistinlilerin yerlerinden edilmesine karşı duruşlarını yeniden teyit etti.

Yedi Arap ülkesinin (Suudi Arabistan, Katar, BAE, Kuveyt, Bahreyn, Ürdün, Mısır) lideri, Gazze’ye ilişkin ‘alternatif bir plan’ oluşturmak üzere Riyad’da gayri resmi görüşmeler için bir araya geldi.
Yedi Arap ülkesinin (Suudi Arabistan, Katar, BAE, Kuveyt, Bahreyn, Ürdün, Mısır) lideri, Gazze’ye ilişkin ‘alternatif bir plan’ oluşturmak üzere Riyad’da gayri resmi görüşmeler için bir araya geldi.

Yalnızca Doğu Kudüs’ü başkent olarak kabul eden bir Filistin devletine giden bir yol mevcutsa, İsrail ile diplomatik ilişkiler kuracağını ve normalleşeceğini yineleyen Riyad, ayrıca netanyahunun yakın tarihte yaptığı ve Suudi Arabistan’da bir Filistin devletinin kurulabileceğine dair açıklamaları sert bir şekilde reddederek, İsrail’in bölgedeki işgalini ve Gazze’deki “etnik temizlik” uygulamalarını kınadı.

Trump’ın planlarına yönelik bölgedeki artan endişelere yanıt olarak Mısır, Şubat ayı sonunda Arap liderlerin katılacağı bir zirve düzenleyeceğini duyurdu.

Ürdün, Filistinlileri sınır dışı etme ve toprak ilhakı planlarını kesin bir dille reddederken, Ürdün Kralı Abdullah, Trump ile Beyaz Saray’da gergin olduğu her hâlinden belli olan bir görüşme yaptı. Kral Abdullah, ülkesinin ABD’den aldığı ekonomik ve güvenlik yardımların baskısı altında, halkının tepkisinden de kendisini koruyacak kırmızı çizgilerini çekebilmek adına zorlu bir sınav verdi.

Bölgede Trump planı sonrası artan endişeler arasında, Gazze’de devam eden kırılgan ateşkesin geleceği de giderek belirsizleşiyor. Hamas’ın, İsrail’in anlaşmayı ihlal ettiği gerekçesiyle Şubat ayı içerisinde birkaç kez planlanan esir teslimini geciktirmesi, ateşkesin kırılganlığını bir kez daha gözler önüne serdi. Trump’ın, esirlerin teslimi için verdiği son tarih ve aksi takdirde ateşkesin iptal ve ‘her şeyin altüst olabileceği’ yönündeki tehditleri, bölgedeki tansiyonu iyice artırdı.

Mısır ve Ürdün zor durumda

Öte yandan ne Amman ne de Kahire, Trump’ın Gazze planını siyasi olarak sürdürebilecek güçte değil. Ürdün Kralı Gazze’de etnik temizliği onayladığı takdirde bu, ülkesinde devrim yaratır; benzer şekilde Mısır lideri Abdel Fattah el-Sisi, Gazze’de etnik temizliğe yeşil ışık yakıp zemin hazırlarsa siyaseten hayatta kalması mümkün olmaz.

Trump’ın önerisiyle gündeme gelen Filistinlilerin tekrar sınır dışı edilmesi konusu, 1948’de yaklaşık 750 bin Filistinlinin İsrail’in kurulması sırasında zorla yerinden edilmesinin yarattığı Nakba (Arapça’da felaket) kökenli derin bir tarihi hassasiyete dayanıyor. O dönem çok sayıda Filistinli Ürdün’e, Lübnan’a, Suriye’ye, nispeten daha az sayıda Filistinli ise Mısır ve diğer Arap ülkelerine sığınmış, bu durum bölge istikrarını alt üst etmişti.

Bu arka planda bugün Arap rejimleri, bir yandan halklarının Filistin mücadelesine duyduğu sempati nedeniyle Filistinlilere tamamen sırtını dönemezken, diğer yandan kendi rejimlerine tehdit olabilecek benzer bir hâdisenin tekrarından korkuyor. Trump’ın teklif ettiği senaryonun gerçekleşmesi ve Filistinlilerin yerleşmesi hâlinde Mısır ve Ürdün’ün siyasi çöküş yerine, ABD tarafından uygulanacak ekonomik yaptırımları tercih etmesi, böylece en azından içeride destek kazanıp, Körfez ülkelerinden de ek ekonomik yardım alma yoluna gitmesi beklenebilir.

Ekonomik bağımlılık bel büküyor

Mısır ve Ürdün, ABD’nin ekonomik desteğine büyük ölçüde bağımlı. ABD Dışişleri Bakanlığı verilerine göre 1978’den bu yana Mısır’a 50 milyar doların üzerinde askeri, 30 milyar doların üzerinde ekonomik yardım sağlanırken, Ürdün son yıllarda, senede 1 milyar doların üzerinde destek alıyor.

Bu durum, Mısır ve Ürdün’ün diplomatik alanda manevra alanını oldukça kısıtlıyor. ABD ile ikili ilişkilerde tansiyonu düşürmeye çalışıp açıkça Trump’a ‘kafa tutmak’ istemeseler de, Filistinlilerin yerinden edilmesine -daha doğrusu kendi topraklarına yerleştirilmesine- asla izin verilmemesi konusunda bir kırmızı çizgileri var.

Esasında Trump’ın planının Arap başkentlerinde etnik temizliği teşvik şeklinde algılanması, Arap ülkeleri arasında daha güçlü bir birlik ruhu da yaratmış gibi görünüyor. Bu, aslında bir bakıma 7 Ekim’den bu yana Müslüman Arap ülkelerinden beklenen -öyle veya böyle- birlik ve dayanışma ruhu.

Trump’ın önerisi, Suudi Arabistan başta olmak üzere önemli bölgesel ülkeleri bir şeyleri müzâkere etmeye itmek için ortaya atılmış, bir nevi pazarlıktaki açılış hamlesi olarak da değerlendirilebilir. Arap dünyasına, sadece yeniden inşa değil, aynı zamanda Gazze’nin yönetimi konusunda ‘yapıcı’ bir çözüm üretmeleri için zorlayıcı bir mesaj vermeyi amaçlıyor olabilir.

Hem mâlî olarak hem de siyaseten külfetli bölgesel ve uluslararası konularda sorumluluğu ve maliyeti paylaşmayı, ABD’nin üzerindeki yükü hafifletmeyi seven Trump’ın bölgedeki ortaklarının Filistin meselesinde yeterince katkı sağlamadığını düşünmüş, bu yüzden böyle kışkırtıcı bir yolu seçmiş olması mümkün.

İsrail’in 15 aya yakın süren yoğun saldırılarına rağmen Hamas yok edilemedi ve Gazze Şeridi’nde etkinliğini sürdürüyor.
İsrail’in 15 aya yakın süren yoğun saldırılarına rağmen Hamas yok edilemedi ve Gazze Şeridi’nde etkinliğini sürdürüyor.

Bazı Arap ülkeleri iki devletli çözümü desteklemek amacıyla Gazze’de Filistin Yönetimi’nin yeniden tesis edilmesi ve yerel yönetim organlarıyla birlikte çalışılmasını önerirken, yönetimin modeli konusunda çeşitli fikir ayrılıkları var. Bunun yanı sıra Hamas’ın rolü de belirsizliğini koruyor. İsrail’in 15 aya yakın süren yoğun saldırılarına rağmen Hamas yok edilemedi ve Gazze Şeridi’nde etkinliğini sürdürüyor. Fizîkî varlığı kadar halk arasındaki popularitesinin de devam ettiği aşikar. Bu durum, Hamas’ı en az İsrail -hatta belki de ondan daha büyük- tehdit olarak gören Arap ülkeleri için büyük bir handikap yaratıyor.

Bölgeden henüz müşahhas ve herkesin tüm detaylarıyla üzerinde anlaştığı yekpare bir plan ortaya çıkmamış olsa da ABD, Gazze’nin yönetimi ve yeniden inşası konusunda bölge ülkelerini daha fazla sorumluluk almak için baskılıyor. Trump, yeniden inşa ve güvenlik konularında Arap liderlerden daha net ve kesin taahhütler bekliyor.

Trump’ın Gazze teklifi bir müzakere aracı mı, Kanada ve Meksika’ya uyguladığı tarifeler veya Grönland’ın alınması taktiği gibi bir pazarlık taktiği mi, bu net değil. Ancak Trump’ın Gazze açıklamalarının, ABD’nin Orta Doğu’daki varlığını azaltma yönündeki resmi pozisyonuyla uyumlu olmadığını ve bazı Cumhuriyetçilerin bile bu fikre karşı olduğunu da not düşmek gerek.

Tüm kısıtlamaları göz önüne aldığımızda Trump’ın bu planı söylediği gibi radikal bir biçimde hayata geçirmesi pek mümkün görünmüyor.

Öte yandan Mısır ve Ürdün başta olmak üzere Arap ülkeleri bu öneriyi açıkça reddetseler de, Gazze’nin yeniden inşası konusunda birilerini harekete geçirmesi ve sorumluluk almaya zorlaması bakımından planın etkili olduğu savunulabilir.

Pasif ve etkisiz kalmakla eleştirilen Arap ülkelerinin artık bir şeyler yapması en azından belki bu sayede mümkün olabilir…

  • Bu ay neler oldu?
  • 4 Şubat:
  • Trump'ın Gazze'yi 'ele geçirme' planı tepkiye yol açtı
  • ABD Başkanı Donald Trump’ın Gazzelilerin kalıcı olarak Mısır ve Ürdün gibi ülkelere yerleştirilmesinin ardından ABD'nin bu bölgeyi "devralabileceği" yönündeki açıklaması, Orta Doğu ve diğer ülkeler tarafından kınanırken, İsrail kabine üyeleri tarafından kutlandı.
  • Trump, netanyahu ile Washington'da düzenlediği basın toplantısında, "ABD, Gazze Şeridi'ni devralacak ve biz de bu işi başaracağız" dedi.
  • ABD Başkanı, Filistinlilerin "şu anda Gazze'de yaşayamayacağını" ve İsrail ile Hamas arasında 15 aydır süren savaş nedeniyle harap olan bölgenin "Orta Doğu'nun Rivierası" hâline getirilebileceğini de sözlerine ekledi.
  • Kararın "hafife alınmadığını" belirten Trump, bu fikri tartıştığı adı açıklanmayan liderlerden üst düzey destek aldığını iddia etti.
  • Trump'ın önerisi, israil ile Hamas arasında Ocak ayında varılan kırılgan ateşkes anlaşmasına şiddetle karşı çıkan netanyahu kabinesinin aşırı sağcı üyeleri tarafından övgüyle karşılandı.
  • 11 Şubat:
  • Kral Abdullah, Trump’la görüştü
  • ABD Başkanı Donald Trump, Ürdün Kralı 2. Abdullah'ı Beyaz Saray'da ağırladı. Ürdün Kralı’nın ziyareti, Arap dünyasından yeni dönemde ABD’ye yapılan ilk resmi ziyaret oldu.
  • Beyaz Saray'da ağırladığı Ürdün Kralı 2. Abdullah ile görüşmesinden önce Oval Ofis'te basın mensuplarına konuşan Trump, Gazze'nin yaşanabilir bir alan olmadığı ve yeniden inşa edilmesi gerektiği sözlerini yineledi.
  • Trump'ın Gazze açıklamaları karşısında temkinli ifadeler kullanan ve net değerlendirmeler yapmaktan kaçınan Kral Abdullah, "Mısırlıların görüşlerini ortaya koymalarını bekleyelim." dedi.
  • Ürdün Kralı, aralarında Suudi Arabistan ve Mısır'ın da olduğu Arap ülkelerinin Filistinliler konusunda herkesin yararına olan bir planın nasıl hayata geçirilebileceği konusunda görüşmeler yaptıklarını ve bu görüşmeleri beklemeleri gerektiğini belirtti.
  • 21 Şubat:
  • Arap liderler Riyad'da “Gazze planı” için toplandı
  • Arap ülkelerinin liderleri, Trump'ın Gazze Şeridi'ni işgal planına karşı alternatif planlarını görüşmek üzere Suudi başkenti Riyad’da toplandı.
  • Toplantı kapsamında Suudi Arabistan, Ürdün, Katar, Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Kuveyt ve Bahreyn liderleri bir araya geldi. Liderler "Filistin davasını destekleme konusundaki kararlılıklarını" teyit ederek bölgesel ve uluslararası gelişmeler hakkında görüş alışverişinde bulundu.