'Türkler Afrikalıları, Afrikalılar da Türkleri Arap sanıyor'

FOTOĞRAFLAR: SEDAT ÖZKÖMEÇ
FOTOĞRAFLAR: SEDAT ÖZKÖMEÇ

3Y1T, yani ‘3 Yabancı 1 Türk’ kanalına YouTube’ta mutlaka denk gelmişsinizdir. 3 yabancı ile 1 Türk’ün bir kanepeye oturup sohbet ettiği ilginç bir konsepti var. Kanalın videoları sık sık trend oluyor, takipçi sayısı her geçen gün artıyor. Ekibin Kenyalı ismi Jay Jay yani J. J. Moriasi ile Türkiye mâcerasını, Youtube kariyerini ve Türkiye’deki Afrika algısını konuştuk.

Kenyalı olduğunu biliyorum. Bana doğduğun yerden bahsedebilir misin?

Ben Kenya’nın kuzeyinde bir bölgede doğdum. Daha sonra başkent Nairobi’ye taşındık. Annem ve babam evlendikten sonra üç kardeşim ve ben dünyaya geldim. Kenya Afrika için en önemli ülkelerden biridir. Nairobi tıpkı İstanbul gibi kalabalık bir şehir. Daha çok Ankara’ya benziyor. Denize kıyısı yok çünkü.

Türkiye maceran nasıl başladı?

Bir arkadaşımın bana Türkiye’de üniversite bursu olduğunu anlatan bir gazete ilanını göstermesi ile başladı diyebiliriz. Daha sonra arkadaşım ile bu ilana başvurduk. Başvuru yapmak için lise puanınızın çok iyi olması gerekiyordu. Bizimki de öyleydi. Türkiye Büyükelçiliğindeki mülakattan sonra bursu kazandığımın haberini aldım. Fakat bana haberi veren arkadaşım maalesef kazanamamıştı.

KENYA’DAN SONRA ANKARA ŞOK YAŞATTI

Türkiye’ye ne zaman geldin, uçaktan indiğin ilk anda neler hissettin?

Türkiye’ye 2009 yılının Ekim ayında geldim. Hiç unutmuyorum, indiğim gün hava aşırı soğuktu. Kenya gibi sıcak bir yerden sonra ilk yurtdışı deneyimim İstanbul oldu. Soğuğun şokunu atlattıktan sonra Türkçe öğrenmek için Ankara’ya gitmem gerekiyordu. Bu defa Ankara’da hayatımın ikinci şokunu yaşadım. Ankara daha beter soğuktu! Fakat arkadaşlarımın ve öğretmenlerimin yardımıyla bu problemleri aştım.

Ankara’da dil eğitimin nasıl geçti?

Ankara’daki dil eğitimim 1 yıl sürdü. Çok farklı bir deneyimdi benim için. Bir sınıfta 30 kişi vardı. 30 kişi de farklı ülkeler ve kültürlerden geliyordu. Anlaşabildiğimiz tek dil Türkçe oldu! Türkçe bizi birleştirdi. Arkadaşlarım ve ben Türkçe eğitiminden çok memnun kaldık. Orada güzel dostluklar kurdum.

Üniversite için İstanbul’a geliyorsun sonra değil mi? İstanbul’da neler yaptın?

Üniversite eğitimimin tamamını İstanbul’da geçirdim. Her zaman hayallerimde olan Radyo TV bölümünü Marmara Üniversitesinde okudum. Üniversite yıllarım Türkiye’de geçirdiğim en güzel yıllar oldu. Birçok dostluk ve tecrübe edindim. Bu süre boyunca birçok ev değiştirdim. Hepsi de okuluma yakın yerlerdeydi. Bazen de arkadaşlarımın evinde yaşadım.

TÜRKİYE’DE İNCE BELLİ BARDAĞA ALIŞTIM

Türk kültürüne uyum sağlayabildin mi? Sokakta ilginç tepkiler aldın mı?

Önümüzdeki ay Türkiye’ye ilk adım atışımdan bu yana 10 yıl geçmiş olacak. Yani ben 10 yıldır Türkiye’deyim! Türk kültürünü iliklerime kadar hissediyorum. Şakalar, gelenekler, görenekler artık her şeye aşinayım. Ülkem Kenya çok büyük bir çay üreticisidir. Türkiye de öyle. Biz Kenya’da çayı kupalarda içeriz, misafirlerimize daha fazla içsinler diye kupa ile ikram ederiz. Ama Türkiye’de öğrendim ki kupada çay içmek tercih edilmiyor! Çünkü kupada içtiğiniz çay bir müddet sonra soğuyor. Ben de ince belli bardak hayranıyım artık.

Peki, Türk çayı mı yoksa Kenya çayı mı?

Kesinlikle Kenya çayı, çünkü hayatım boyunca onu içtim. Bir hâtıram daha var Türkiye ile ilgili. Uzun zaman Türkiye’de kaldıktan sonra geçenlerde evime, Kenya’ya gittim. Kenya’da annem ve babam beni gördüklerinde “bu çocuk artık Türk olmuş” dediler! Benim kardeşim de Türkiye’de üniversite okuyor. Bizi yan yana oturtup Türkçe konuşturuyorlar ve oğullarımız Türk olmuş diyorlar. Annem ve babamın bunu fark etmesi Türk kültürüne ne kadar aşina olduğumuzu anlatıyor aslında.

Biraz da medya projelerinden konuşmak istiyorum. Üç yabancı arkadaşın ile Youtube’da bir programın var. Ayrıca senin de ayrı bir kanalın var. Buralarda neler yapıyorsun?

Medya projelerime üniversite yıllarımda başladım. Hem kamera arkası, hem kamera önünde birçok işim oldu. Daha sonra bir Koreli, bir İtalyan ve bir ABD’li arkadaşım ile kanal kurarak bir nevi Türkiye’de yaşadıklarımızı anlattık. Bu kanalımız büyük ilgi gördü. Onun dışında kendi kanalımda birçok içerik hazırlayarak Türkiye’ye yayın yapıyorum.

Kenya’da Türkiye’nin imajı nasıl?

Öncelikle Türkiye hakkında bütün izlenimler olumlu. Türkiye Kenya’da çok seviliyor. Fakat şöyle bir şey var ki Kenyalılar Türkleri Arap sanıyor! Hep Araplarla ilişkilendiriyorlar. Ben Türkiye’den eve ilk geldiğim zaman Babam “Joel, tam bir Arap olmuş” demişti bana. Bunun birçok nedeni var ama en büyük nedeni kış ayında benim ten rengim açılıyor. Ten rengim açıldığı zaman eve gittiğimde babam beni Araplara benzetiyor. Aslında bu iki coğrafya arasında yapılacak çok şey olduğunu gösteriyor. Kenyalılar Türkleri, Türkler de Kenyalıları iyi tanımalı.

Türkiye’de Afrikalı kimliğinden dolayı garip tepkiler aldığın oldu mu?

Çoğu zaman hayatında Türkçe konuşan bir Afrikalıyı ilk kez gören kişilerden tepki alıyorum. Türkçe konuşunca çok şaşırıyorlar. Aynı zamanda beni Arap sanan da çok. İşin komiği Afrikalılar Türkleri Arap, Türkler de Afrikalıları Arap sanıyor. Sanırım sonsuz bir döngü bu!

AFRİKA’DA ET YEMEYEN İNSAN AZDIR

Bu algıları nasıl değiştirebiliriz?

Bunun birçok yolu var. Bunların başında ticaret geliyor. Ticaret geliştikçe iki coğrafya arasındaki diğer ilişkiler de gelişecektir. Türkiye birçok ürünü farklı ülkeden satın alıyor. Ve Afrika’ya sadece veriyor. Kurban döneminde, kuraklık ve açlık döneminde yaptıkları gibi. Bunlar çok güzel fakat Türkiye Afrika’dan faydalanabilir. Afrika’nın toprakları o kadar zengin ki Türkiye’nin ihtiyacı olan her şey var. Ticaret iki coğrafya arasında etkileşimi arttırır.

Bunun dışında Türkiye ile Afrika arasındaki eğitim hareketliliği bu konuda faydalı olacaktır. Türkiye’de eğitim alan Afrikalı öğrenciler Türkiye’de kendi ülkelerini, kendi ülkelerinde ise Türkiye’yi anlatmalı ve adeta gönüllü bir elçi gibi çalışmalı. Diğer bir önerim, Türk vatandaşları nasıl Avrupa’yı, Balkanları merak edip ziyaret ediyorsa Afrika’yı da ziyaret etmeli. Afrika’yı merak etmeli ve Afrika’yı tanımalı. Medya da bu ilişkileri geliştirebilecek olan önemli bir araçtır. Ben Youtube kanalımda Afrika’yı çok anlatırken videolarımın altına gelen yorumlardan insanların nasıl şaşırdığını görebilirsiniz. Afrika’daki çocukların hiç et yemediğini düşünenler var. Ben bu algıları değiştirmek için de çalışıyorum.

Türkiye’de son günlerde Afrikalıların yanlış algılanmasına yönelik tepkiler var. Buna yorumun nedir?

Bunun asıl nedeni iki taraf arasında önceden yerleşen algılar. Bu algıları yıkmanın yolu merak ve çabadan geçiyor. Afrika sanıldığı kadar aç değil, çocuklar ilk defa şeker yemiyor, Afrika’da et yemeyen insanın sayısı çok azdır. Afrika’nın toprakları bereketlidir. Türkiye’de bu algıyı medya ve merak yıkabilir.