‘yahudi avcıları’

‘yahudi avcıları’
‘yahudi avcıları’

Gazze soykırımı boyunca işledikleri tüm savaş suçlarını kendi cep telefonlarıyla kayda alan işgal askerlerinin hepsi de aynı şeye inanıyordu: “İstediğimi yaparım ve kimse beni yargılayamaz.” Soykırım yaparken bir yandan da hunharca video ve fotoğraf paylaştılar. Uluslararası mahkemelere suç delili veriyorlardı ama zaten o mahkemeleri kuran devletlerden güvence almışlardı. Ama o deliller birileri tarafından toplanıp dosyalandı. Filistinli bazı kuruluşlar, binlerce Yahudi teröristin kimliğini belirledi ve ifşa etti. Bazıları liste hazırladı. Bazı dosyalar doğrudan uluslararası mahkemelere sunuldu. Savaş suçlularıyla aynı havayı solumak istemeyen ülkeler harekete geçti ve bu teröristlerin peşine düştü. Yahudilerin gerçek yüzünü tekrar hatırlayan dünya, yahudiler için daralmaya başladı. 1950’lerde kurdukları ‘Nazi Avcıları’ ile dünyaya ‘yahudiden kaçacak yer yok’ mesajı veren yahudiler, 75 yıl sonra ‘yahudiye kaçacak yer yok’ korkusunun kucağına tekrar düştü.

İkinci dünya savaşı bitse de yahudilerin Nazi şovu bitmemişti. yahudi devletini kuran hikâyede mağduriyet sayfası kapatılmış, intikam faslına geçilmişti. Hem yeni kurulan işgal devleti hem de Avrupa’daki yahudiler, dünyaya dağılan Nazi’leri aramak için ekipler kurdu. Amaçları ‘yahudiden kaçacak yer yok’ miti oluşturmaktı.

Simon Wiesenthal.
Simon Wiesenthal.

Bu ekiplerden en meşhuru ise Avusturya’da kurulan ‘Nazi Avcısı’ ekibiydi. simon wiesenthal liderliğinde toplanan yahudi bir ekip, özellikle Güney Amerika ve Afrika’ya kaçan Nazilerin peşine düştü. Ekipte Fransız, Amerikalı, Avusturyalı yahudiler vardı ve hepsinin de ortak hedefi, Nazileri yakalayıp israile kaçırmaktı.

yahudiler 40 yıldan uzun süre Nazi avcılığına devam etti. Büyük başarılara imza atamadılar. Önemli savaş suçlularını da yakalayamadılar. Hatta ekibin kurucusu simon, ülkede 6 yıl cumhurbaşkanlığı yapan Kurt Waldheim’ın seçilmesi için büyük çabalar göstermişti ve onun eski bir Nazi istihbarat subayı olduğunu ancak seçilmesini sağladıktan sonra ‘anlayabilmişti.’ Daha sonra onların görevini Mossad devraldı ve 1990’lardan sonra ‘Nazi avcıları’ dağıldı. Geride, başarısızlıklarını tarihe ‘zafer’ olarak yazmak için onlarca film ve uydurma kitap kaldı.

‘Kimse bize hesap soramaz’

Sözde ‘soykırımcıları’ avlamak için ekipler kuran yahudiler, aradan geçen 75 yılda gerçek yüzlerini dünyaya tekrar hatırlattı. 2023’te Gazze’de başlattıkları soykırım sırasında işgalci teröristler bütün ahlâk kurallarını yıktı. Bir yandan Gazze’de sivilleri katlederken, bir yandan da işledikleri bütün savaş suçlarını kayda aldılar. Özellikle TikTok, soykırımcıların resmen şov yaptığı bir platforma dönüştü. Küçük çocukları keskin nişancı silahıyla vururken, evleri yıkarken, çadırları bombalarken, vurdukları evleri yağmalarken, sivilleri canlı kalkan yaparken ve daha aklımıza gelmeyecek pek çok suçu işlerken kendilerini kayda alıp sosyal medyadan yayınladılar.

Bunu yaparken hepsinin de aklında aynı şey vardı: “Kimse bize hesap soramaz.” Zaten soykırımın başında işgal hükümeti bir açıklama yapmış ve Gazze’de görev alacak hiçbir israil askerinin yaptıklarından dolayı yargılanmayacağını duyurmuştu.

Kurt Waldheim.
Kurt Waldheim.

Fakat işler yahudilerin tahmin ettiği gibi gitmedi. Önce Uluslararası Ceza Mahkemesi 21 Kasım 2024’te Netanyahu ve eski Savunma Bakanı Yoav Gallant hakkında yakalama kararı çıkarttı.

Bu ilk resmi adım, israili uykusundan uyandırdı. Her ne kadar ABD, bu kararı alan UCM’ye savaş açsa ve yaptırımlar uygulasa da israil artık ‘dokunulmazlığını’ kaybetmişti.

UCM’de açılan dava, dünya genelinde sivil toplum kuruluşlarını da cesaretlendirdi. Filistin diasporası tarafından kurulan bazı örgütler, savaş suçu işleyen ve bunu sosyal medyadan yayınlayan yahudi teröristlerin peşine düştü. Bu çalışmaların başını ise özellikle Hind Rajab Vakfı çekti.

Hind’in katli

Hind Rajab.
Hind Rajab.

29 Ocak 2024'te beş yaşındaki Hind Rajab, ailesiyle birlikte otomobille saldırılardan kaçmaya çalışırken şehit edilmişti. Hind, dört kuzeni, teyzesi ve eniştesiyle birlikte, işgalcilerin boşaltılması talimatı verdiği Tel al-Hawa mahallesinden kaçmaya çalışıyordu. Bu sırada araç, yahudi teröristler tarafından yoğun ateş altına alındı. Hind'in kuzeni, 15 yaşındaki Layan, Filistin Kızılayı’nı arayarak aracın vurulduğunu, bir tankın yaklaştığını, Hind ve kendisi dışında arabadaki herkesin öldürüldüğünü söyledi. Birkaç saniye sonra bir kez daha silah sesleri duyuldu ve Layan'ın çığlıkları aniden kesildi.

Araçta Hind'den başka herkes şehit olmuştu. Yalnız ve ağır yaralı olan Hind, telefondaki Kızılay yetkilisiyle konuşuyor ve kendisini kurtarmaları için yalvarıyordu. Kızılay, işgal ordusuyla irtibata geçerek bölgeye sağlık görevlileri göndermek için izin almaya çalışırken Hind ile iletişim halinde kaldı. Bir ambulansla iki sağlık görevlisi bölgeye gönderildi ancak yahudiler ambulansı vurarak iki sağlıkçıyı şehit etti. Birkaç saat sonra da Hind ile irtibat kesildi. Bölgeye çok sonra ulaşabilen görevliler, aracın içinde yaralı halde sıkışan Hind’in 15 metre mesafeden 335 mermi ile şehit edildiğini belirledi.

yahudiler için çember daralıyor

Merkezi Brüksel’de bulunan Hind Rajab Vakfı (HRV), Netanyahu ve Gallant hakkındaki tutuklama kararının da mimarı oldu. Ekim 2024'te HRV, UCM’ye bir şikayette bulundu. Örgütün amacı, soykırımdan doğrudan veya dolaylı olarak sorumlu olan herkesin yargılanarak cezalandırılmasıydı. Ocak 2025 itibarıyla HRV, Arjantin, Belçika, Brezilya, Kıbrıs, Fransa, Hollanda, Sri Lanka, Tayland ve İngiltere dahil olmak üzere çeşitli ülkelerde yahudi teröristlere karşı davalar açtı. Yaklaşık 1.000 işgal askerinin isimlerini tespit edip, UCM’ye sundu.

HRV, sadece delil sunmakla da yetinmedi. Kimliklerini tespit ettiği yüzlerce yahudi teröristin sosyal medya hesaplarını da takip etmeye devam etti. Ve ‘soykırımdaki başarıları’ nedeniyle israil tarafından tatil amaçlı gönderildikleri ülkelerde bu teröristleri teker bularak ihbar etti.

yuval vagdani.
yuval vagdani.

HRV, soykırıma katılan yahudi terörist Yuval Vagdani'nin Brezilya’da tatil yaptığını öğrenince, bu yılın Ocak ayında teröriste karşı Brezilya'da dava açtı. Tutuklanacağını anlayan terörist, Mossad aracılığıyla Arjantin’e kaçtı. Fakat HRV, onun peşini bırakmadı ve bir dava da Arjantin'de açtı. Terörist Vagdani, kaçacak yer kalmadığını anlayınca israile geri dönmek zorunda kaldı. Burada yaptığı açıklamada “Ben sadece evleri yıkan birimdeydim. Sanki binlerce çocuk öldürmüşüm gibi peşime düştüler” diyerek yargılanmanın şokunu itiraf ediyordu. Çünkü onun da diğer arkadaşları gibi yaptıklarından sorumlu tutulacağı aklının ucundan bile geçmemişti.

yahudi bakan korkudan kaçtı

saar hirshoren.
saar hirshoren.

Soykırım boyunca instagram hesabından eğlenceli videolar yayınlayan yahudi terörist Saar Hirshoren ise tatil için Şili’yi seçmişti. Yerel avukatlar aracılığıyla Saar’ın tutuklanması için harekete geçen HRV, bu videoları Şili savcılığına sundu. Ortalığın karışacağını anlayan yahudi terörist, yeniden israile kaçmak zorunda kaldı.

Tayland, İsveç ve Sri Lanka’da da benzer bir ‘yahudi avı’ yürüten HRV, İtalya’da ise ‘general’ rütbeli bir teröristin peşine düştü. Soykırım sırasında büyük katliamlar yapan ve işgal ordusundaki en rütbeli Dürzi terörist olan General Ghassan Alian için İtalyan savcılığına suç duyurusunda bulundu. Alian, tutuklanma korkusuyla İtalya’dan ayrıldı.

Belçika’da ise israilin Brüksel'deki yeni askeri ataşesi albay moşe tetro'ya karşı dava açıldı. Aynı günlerde israil diaspora işleri bakanı amichai chikli, Ocak 2025'te Brüksel'deki Avrupa Parlamentosu'na planlanan seyahatini iptal etti. Bu iki olay, israil için büyük bir itibar kaybı oldu. yahudilerin ‘dokunulmazlık zırhı’ delinmişti. israil dışişleri bakanı gideon saar, HRV’nin açtığı davaları ve çok sayıda ülkenin israilli askerleri yargılama girişimini ‘antisemitik bir kampanya’ olarak yorumladı. israil işgal ordusu da Ocak 2025'ten itibaren askerlerinin isimlerini medyada açıklamayacağını duyurdu.

ghassan alian.
ghassan alian.
moşe tetro
moşe tetro
amichai chikli.
amichai chikli.
Ocak 2025 itibarıyla HRV, Arjantin, Belçika, Brezilya, Kıbrıs, Fransa, Hollanda, Sri Lanka, Tayland ve İngiltere dahil olmak üzere çeşitli ülkelerde yahudi teröristlere karşı davalar açtı. Yaklaşık 1.000 işgal askerinin isimlerini tespit edip, UCM’ye sundu.
Ocak 2025 itibarıyla HRV, Arjantin, Belçika, Brezilya, Kıbrıs, Fransa, Hollanda, Sri Lanka, Tayland ve İngiltere dahil olmak üzere çeşitli ülkelerde yahudi teröristlere karşı davalar açtı. Yaklaşık 1.000 işgal askerinin isimlerini tespit edip, UCM’ye sundu.

  • 2500 terörist ifşa oldu
  • Katar merkezli El Cezire televizyonu Ekim 2024 tarihinde büyük bir çalışmaya imza attı. Soykırım boyunca video paylaşan yaklaşık 2500 yahudi teröristin sosyal medya hesaplarını takibe alan El Cezire, Ekim ayında bu dosyalardan elde ettiği bilgilerle bir belgesel yayınladı. “Gazze’deki savaş suçlarının soruşturulması” başlıklı belgesel büyük ses getirdi. Çünkü onlarca yahudi teröristin ismi ve eşgâli bu belgeselde açıkça veriliyordu. Ve bu durum işgal devletini rahatsız etti. Soykırıma katılan teröristlerin aileleri de bir araya gelerek bir açıklama yaptı ve “çocuklarımızın yargılanmayacağı yönünde verilen sözler tutulmalı” dedi. El Cezire ise elindeki bilgilerin herkese açık sosyal medya kaynaklarından toplandığını açıkladı. Dahası yine ellerinde bu şekilde 2500 civarında teröristin hesabı vardı ve bunları Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne vermeye hazırdı.
  • Kanadalı teröristler listesi
  • Geçtiğimiz ay Davide Mastracci tarafından Maple sitesinde yayınlanan bir rapor ise yahudileri daha ciddi bir paniğe sürükledi. Çünkü bu sefer bunu yapan batılı bir ülke ve batılı bir araştırmacıydı. Kanada’dan işgal topraklarına giderek Gazze’de soykırıma katılan 85 kişinin kimliğine ulaşan Mastracci, listeyi kurduğu findidfsoldiers.net (israil askerlerini bul) isimli internet sitesine yükledi. Mastracci’nin bu listeyi oluşturması da zor olmadı. Kendi ifadesine göre zaten yahudi teröristler yaptıkları her şeyi sosyal medyaya yüklemişlerdi. Tek amaçları da Kanada’daki çevrelerine hava atmak ve Gazze’deki eylemleriyle gurur duymaktı.
  • Liste ortaya çıkınca Yahudiler küplere bindi. Listedeki bazı teröristler ve aileleri, İsrail medyasına açıklama yaparak ‘tehdit altında olduklarını’ açıkladı. Ve elbette yapılan şeyin antisemitizm olduğunu söylemeyi de ihmal etmediler. Ama açıklanan şey sadece bir isim listesi değildi. Makalede, 85 teröristin nasıl olup da Kanada gibi bir ‘sükunet ülkesinde’ bile kana susamış teröristler olarak yetiştiğinin ip uçları vardı.
  • Öncelikle, tüm teröristlerin ortak özellikleri Kanada-israil çifte vatandaşı olması. Yani hepsinde de israil pasaportu bulunuyor. İki terörist hariç hepsi de yahudi okullarında okumuş. Hepsi de 16 yaşına gelmeden önce israilde askerlik yapmaya karar vermiş. Hepsi de düzenli olarak sinagoglara götürülmüş ve bir takım değişim programlarıyla erken yaşlardan itibaren işgal topraklarında askeri eğitim almış. Ve elbette bu teröristlerin tamamının ekonomik olarak üst gelir düzeyindeki ailelerden geldiğini söylemeye gerek yok.
  • Bütün israil vatandaşları için 18 yaşına geldiklerinde askerlik hizmeti zorunludur. Erkeklerin 32 ay, kadınların ise 24 ay askerlik yapması gerekir. Bu süre tek seferde tamamlanmaz ve her israil vatandaşı ‘sürekli asker’ pozisyonunda tutulur. Zorunlu hizmetin ardından tüm israil vatandaşları, ulusal bir acil durum hâlinde yedek birliğe çağrılabiliyor. Bu kurallar sadece işgal topraklarında yaşayanları değil, israil pasaportu olan tüm çifte vatandaşları kapsıyor. Bunu severek yapmaları için de küçük yaştan itibaren eğitiliyorlar
  • Türkiyeli teröristler saklanıyor
  • Gazze soykırımına katılan yahudi teröristleri belirleyip ifşa etmek için pek çok kurum ve kişi halen aktif olarak çalışıyor. Hangi ülkeden kaç teröristin Gazze’ye gidip soykırıma katıldığı tam bilinmiyor. Ama El Cezire’nin iddiasına göre Türkiye’de yaşayan ve Türk vatandaşlığı bulunan en az 4 bin yahudi terörist soykırım yapmak için bu süreçte Gazze’ye gitti. Bunların Türk pasaportuyla üçüncü bir ülkeye gidip, buradan israil pasaportuyla işgal topraklarına uçtuğu belirtiliyor. Böylece soykırımdaki ayak izlerini saklamayı umuyorlar. Bu teröristlerin kimliğinin belirlenmesi ve gerekli cezaların verilmesi için TBMM’ye verilmiş bir teklif de mevcut.