Yahudisiz ve İran’sız bir dünya

Yahudisiz ve İran’sız bir dünya
Yahudisiz ve İran’sız bir dünya

Yahudisiz bir dünyadan ziyade yahudinin esaretinden kurtulmuş bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Bunu görmek çok uzun zaman almayacak. Pek yakında siyonist ve yahudi severlerin hepsi de onlardan kurtulmanın yolunu arayacak ve hatta yahudilerin bizzat kendileri yahudi olmadıklarını ispata çalışacaklar. Bunu görmek için de çok beklemeyeceğiz.

Biliriz ki, Allah-ü Teâlâ ilk peygamber Hz Âdem (a.s.) ile son peygamber Hz Muhammed Mustafa (a.s.v.) arasında 124 bin peygamber gönderdi. Kur’an-ı Kerim’in zikrettiği 25 peygamberin ekserisi İsrailoğullarına gönderilmiş.

Bunca kavim varken Allah-ü Teâlâ’nın bugünün dünyasında en küçük ama en etkili kavmini ve bunlara gönderilen peygamberleri anlatması hiç bir zaman ve hâdisede gözardı etmememiz gereken pek çok şeye işaret ediyor.

Allah-ü Teâlâ, Hz Peygamber (a.s.v.)’a hitaben (Mü’min 78): “Biz senden önce de birçok peygamber gönderdik. Onlardan bazısını sana anlattık, bazısını ise anlatmadık” buyurur. Yine Kur’an-ı Kerim bunların ahvâlî hakkında (Mâide 64) şunları bildiriyor: “Yahudiler: “Allah’ın eli bağlı ve sıkıdır” dediler. Elleri bağlansın onu söyleyenlerin, lânet olsun onlara! … Ne zaman savaş için bir fitne ateşi körükledilerse, Allah onu söndürdü. Yine de onlar dünyanın her tarafında sırf bozgunculuk çıkarmak için koşuşturup dururlar…”

Bu azgın kavmin bugün Gazze, Kudüs, Batı Şeria, Lübnan, Suriye vs. coğrafyalarda yaptıkları yadırganacak bir hâl değil. Aksine Kur’an-ı Kerim’e olan imanımızı güçlendirmesi gereken birer mucize.

Zîra Allah-ü Teâlâ’nın lanetlediği bu kavim Allah’a verdikleri sözü tutmamış, ahidlerini bozmuş, ibadethaneleri yıkmış, ellerine kolayca geçen cennet nimetleri yerine dünya nimetlerini talep etmiş, fitne çıkarma konusunda birbiri ile yarışmış, yetmemiş bazı peygamberlere Allah’ın oğlu demiş, o da yetmemiş peygamberleri öldürmüş sefil bir kavim.

Gördüğümüz üzere yıktılar, yaktılar, katlettiler, insânî hiçbir değer tanımadılar ama sonunda kaybettiler ve kaybetmeye de mahkumlar. Gazze hezimeti onlar için Filistin’i terkin ilk değil sona yaklaşan adımları.

Trump.
Trump.

Evet yahudisiz bir dünya söz konusu olmayacak. Öyle olsaydı Allah (c.c.), şeytanla birlikte bunları da yok ederdi. Bunlar insanlığın imtihanı. Var olacaklar ama hüküm dönemlerinin sonuna yaklaştılar. Çok yakında evvelen Amerika’da sonra da Filistin’de birbirlerine girecekler. Başkalarına hâcet olmadan kendilerini imha edecekler.

Yahudisiz bir dünyadan ziyade yahudinin esaretinden kurtulmuş bir dünyaya doğru ilerliyoruz. Bunu görmek çok uzun zaman almayacak. Pek yakında siyonist ve yahudi severlerin hepsi de onlardan kurtulmanın yolunu arayacak ve hatta yahudilerin bizzat kendileri yahudi olmadıklarını ispata çalışacaklar. Bunu görmek için de çok beklemeyeceğiz.

Allah-ü âlem Cenâb-ı Hakk Teâlâ, Kudüs-ü Şerif ve Golan’ı bunlara peşkeş çekmeye çalışan Trump, soykırımda bunları koruyan Elon Musk ve öldürülen Robert F Kennedy’nin yeğeni Robert F Kennedy Jr’ın amcasının ve başka etkili şahısların katillerinin bunlar olduğunu da ifşa ettirecekler.

Mushaf-ı Şerif/Kur’an-ı Kerimlerin yakılmasına öncülük eden ve sürekli sessiz kalan Danimarka, başına gelecekleri hesaplayamamış bir ahmak. Bu saatten sonra ister ABD’ye bağlansın isterse de bağımsız görünümlü bir ABD uydusuna dönüşsün (ilki güçlü ihtimal bu) Grönland’ı elinde tutması mümkün değil. Zira Grönland halk ve yönetimi de ABD’yi istemese de Danimarka’ya bağlı kalmak da istemiyor.
Mushaf-ı Şerif/Kur’an-ı Kerimlerin yakılmasına öncülük eden ve sürekli sessiz kalan Danimarka, başına gelecekleri hesaplayamamış bir ahmak. Bu saatten sonra ister ABD’ye bağlansın isterse de bağımsız görünümlü bir ABD uydusuna dönüşsün (ilki güçlü ihtimal bu) Grönland’ı elinde tutması mümkün değil. Zira Grönland halk ve yönetimi de ABD’yi istemese de Danimarka’ya bağlı kalmak da istemiyor.

Bu ifşa, sadece Amerikalılar için değil pek çok millet için bazı yeni sayfaların açılmasına sebebiyet verebilecek. Kendisi de öldürülmeye çalışılan Trump bunun adımlarını attı bile.

Dünyanın genel durumuna gelince kötülerin hükümran olduğu bir çağda şüphesiz ki insanlık pek çok zulme gebedir.

Trump’ın odaklanacağı en büyük hedef pek çok yorumcunun beklediği üzere Çin olmayacak. Bu, Çin ile mücadele etmeyeceği mânâsına gelmez. Çin sermayesinin gerçek sahiplerinin de yahudiler olduğunu biz bildiğimize göre şüphesiz ABD’nin yeni yönetimi çok daha iyi biliyor. Adımları da buna göre atacaktır.

Ancak Trump 2025’de Grönland’a, Kanada ve Körfez paralarına çökmeye, Ukrayna savaşını bitirmeye, Avrupa ve NATO’nun ayarlarını bozmaya, göçmenlerle savaşmaya odaklanacak. Ardından yahudilerle hesaplaşacak.

Seçim zamanında bunlardanmış gibi gözükmesi, bazı yahudileri kabinesine ve kadrosuna dahil etmesi de bu oyunun bir parçası. Kaldı ki oyunun kurgusu tek başına Trump’in işi de değil. İçinde siyonizmi başlarının ve geleceklerinin belâsı olarak gören bazı yahudilerin de yer aldığı bir koalisyonun kurgusu.

Bu planın başarılı olup olmayacağını zaman gösterecek. Ancak 2. Trump döneminin 1. Trump’tan çok farklı olacağı, bu dönemde damadın eskisi kadar önde durmayacağı ve hatta etkili olmayacağını düşünmekte bir beis yok.

Kanada Trump için kolay bir lokma değil. Bu yazı kaleme alındığında Trump, Grönland’ın sahibi Danimarka’nın kadın başbakanını tehdit ettiğini gördük. Mushaf-ı Şerif/Kur’an-ı Kerimlerin yakılmasına öncülük eden ve sürekli sessiz kalan Danimarka, başına gelecekleri hesaplayamamış bir ahmak. Bu saatten sonra ister ABD’ye bağlansın isterse de bağımsız görünümlü bir ABD uydusuna dönüşsün (ilki güçlü ihtimal bu) Grönland’ı elinde tutması mümkün değil. Zira Grönland halk ve yönetimi de ABD’yi istemese de Danimarka’ya bağlı kalmak da istemiyor.

Körfez paralarına çökmede siftahı, Suud’un geleceğini karartan MbS (bin Selman)’dan 600 milyar dolar alma sözü ile yaptı. Hatta Davos’ta bunu ‘bir trilyon dolara çıkarmasını isteyeceğim’ bile dedi. Sırada ise diğerleri var. Yemen’in Husi işgalinden kurtarılması gibi bir seçenek de Trump’ın planları arasında olabilir ama bunu direk kendisi değil, kurulacak bir yapı üzerinden halledebilir.

Trump’ın hedeflerinden biri de İran olacak. Bunun farkında olan molla rejiminin Başkenti Hind okyanusu sınırına yani Pers topraklarına taşıma girişimi boşuna değil. Çok değil önümüzdeki en geç 15-20 yılda İran diye bir devlet kalmayacak. Bir kaça bölünmüş İran’ın yerine küçük bir Persistan/Farsistan alacak. Allah ömür verirse hepsini göreceğiz. Lâkin tüm neticelerin mazlumların ve Müslümanların lehine olmasını niyaz ederiz.