Yakın Tarihte Bu Hafta

Mehmet T. Şahin, yakın tarihte bu hafta nelerin olduğunu hatırlattı. Oysa daha dün gibiydi...
Mehmet T. Şahin, yakın tarihte bu hafta nelerin olduğunu hatırlattı. Oysa daha dün gibiydi...

Mehmet T. Şahin bizim için yakın tarihte bu hafta nelerin olduğunu hatırlattı.

Oysa daha dün gibiydi: Ermeni göçmenler Suriyelerden çoktu, "Roman Buluşması," Yunanistan'ın faşist tutumu, HDP'li Tuncel'den polise tokat, AK Parti'ye roketli saldırısı, Ayasofya meselesi, İsrail'in özrü konuları işlendi.

Ermeni Göçmenler Suriyelilerden Çoktu

Türk kamuoyu ilk kez ülkede 100 bin kaçak Ermeni olduğunu; Türk düşmanlığı yapan Ermenistan ise bir kez daha Türkiye’nin mazluma kucak açma konusunda ayrım yapmadığını öğreniyordu.
Türk kamuoyu ilk kez ülkede 100 bin kaçak Ermeni olduğunu; Türk düşmanlığı yapan Ermenistan ise bir kez daha Türkiye’nin mazluma kucak açma konusunda ayrım yapmadığını öğreniyordu.

24 Nisan yaklaşırken Ermenistan’ın ve Ermeni diasporasının sözde soykırımı kabul ettirmek için çeşitli ülkelere yaptığı baskılar 10 yıl önce zirve yapmış, Başbakan Erdoğan sözde Ermeni dostlarına beklemedikleri bir yerden cevap vermişti. Erdoğan, 16 Mart 2010’da bir ajansa verdiği demeçte “Bakın benim ülkemde 170 bin Ermeni var; bunların 70 bini benim vatandaşımdır. Ama yüz binini biz ülkemizde şu anda idare ediyoruz. E ne yapacağım? Ben yarın, gerekirse bu yüz binine 'Hadi siz de memleketinize' diyeceğim. Bunu yapacağım. Niye? Benim vatandaşım değil bunlar... Ülkemde de tutmak zorunda değilim. Yani şu anda bizim bu samimi yaklaşımlarımızı bunlar bu tavırlarıyla ne yazık ki olumsuz istikamette etkiliyorlar, bunların farkında değiller” dedi.

Türkiye-Ermenistan sınırı
Türkiye-Ermenistan sınırı

Böylece Türk kamuoyu ilk kez ülkede 100 bin kaçak Ermeni olduğunu; Türk düşmanlığı yapan Ermenistan ise bir kez daha Türkiye’nin mazluma kucak açma konusunda ayrım yapmadığını öğreniyordu.

Küçük bir detay: O günlerde Suriye savaşı başlamadığı için Türkiye’deki Suriyeli göçmen sayısı Ermeni göçmen sayısıyla kıyaslanamayacak kadar azdı.

‘En Büyük Roman, Recep Tayyip Erdoğan’

Roman vatandaşların sorunlarını dinlemek için de ilk defa bir ‘Roman Buluşması’ tertip etmişti.
Roman vatandaşların sorunlarını dinlemek için de ilk defa bir ‘Roman Buluşması’ tertip etmişti.

Başbakan Erdoğan, iktidardaki 7. yılında Türkiye’yi birlik ve beraberliği sağlamlaştırmak için açılımlarına hız vermiş, yıllardır yok sayılan Roman vatandaşların sorunlarını dinlemek için de ilk defa bir ‘Roman Buluşması’ tertip etmişti. 2010 yılının 16 Mart’ında Abdi İpekçi Spor Salonu’ndaki buluşmaya, Türkiye’nin dört bir tarafından binlerce Roman akın etmişti. Roman Kültür ve Dayanışma Derneği Başkanı Yakup Çardak, mutluluğunu "Ben, 1947 doğumluyum. Çok uzun yıllar boyunca, gelmiş geçmiş hükümetler Romanları yok saymış. Sadece seçimden seçime gelip, esmer vatandaşlar denilip oy istenmiş. Bir başbakan tarafından, ilk kez bu ülkede yaşadığımız kabul edildi” sözleriyle dile getirmişti. Buluşmadaki

En Büyük Roman Recep Tayyip Erdoğan

pankartı ise o günden sonra tüm buluşmaların sloganı olmuştu.

Yunanistan O Zamanlar Da Faşistti

Yunanistan’a geçmek isteyen göçmenler, 2 haftadır Yunan polisi ve ırkçı Yunan siviller tarafından sınırda akla gelmeyecek saldırılara uğruyor.
Yunanistan’a geçmek isteyen göçmenler, 2 haftadır Yunan polisi ve ırkçı Yunan siviller tarafından sınırda akla gelmeyecek saldırılara uğruyor.

Türkiye’nin kapılarını açmasıyla Avrupa'ya gitmek için Yunanistan’a geçmek isteyen göçmenler, 2 haftadır Yunan polisi ve ırkçı Yunan siviller tarafından sınırda akla gelmeyecek saldırılara uğruyor. Ama bu durum, yakın tarihi hatırlayanlar için sürpriz değil. Uluslararası Af Örgütü, 2010 yılı Mart ayında yayınladığı bir raporda, Yunanistan’ın ülkeye kaçak giren göçmenlere tuzak kurduğunu, insanlık dışı muamele ettiğini ve yakaladığı göçmenleri Türkiye’ye sürdüğünü açıklamıştı. AB tam iki ay sonra, faşist Yunanistan’a ‘ceza olarak’ 110 milyar euro kredi verecekti.

HDP’li Tuncel’den Polise Tokat

Tuncel, çıkan tartışmada polis amirinin üzerine yürümüş ve ona tokat atmıştı.
Tuncel, çıkan tartışmada polis amirinin üzerine yürümüş ve ona tokat atmıştı.

21 Mart’taki nevruz kutlamalarını provokasyon için fırsat olarak kullanan HDP, 2011 yılındaki nevruz bayramında o güne kadarki en provokatif eylemlerinden birine imza atmıştı. HDP’nin selefi olan ve teröre verdiği destek nedeniyle kapatılan BDP’de milletvekilliği yapan Sebahat Tuncel, Şırnak’taki kutlamalar sırasında terör örgütü adına provokasyon yapmaya çalışmış ancak Güvenlik Şube Amiri tarafından engellenmişti. Tuncel, çıkan tartışmada polis amirinin üzerine yürümüş ve ona tokat atmıştı. Olay yerindeki polisler ise provokasyona gelmeyerek Tuncel’e karşılık vermemişti. Başbakan Erdoğan, Sebahat Tuncel’in saldırısına

  • “Bir milletvekili, milletvekilliği onuru ve şerefini, milletin kendisine yüklediği emaneti ayaklar altına alabilir mi? Gençleri şiddete teşvik etmek için her türlü kirli tezgâhı kuranlar, şimdi de bizzat kendileri şiddete başvurmaya başladılar”

şeklinde tepki vermişti. Tuncel, bu olaydan dolayı 5 yıl sonra 1 yıl hapis cezası ve 8 bin 500 TL adli para cezasına çarptırılmıştı.

AK Parti’ye Roketli Saldırı

Saldırılar hükümete demokrasi çabalarında geri adım attıramadı.
Saldırılar hükümete demokrasi çabalarında geri adım attıramadı.

2013 yılı, Türkiye için karışık ve terör örgütlerinin saldırılarına en çok maruz kaldığı yıllardan biri olarak tarihe geçti. Gezi kalkışması ve 17-25 Aralık darbe girişimlerinin yaşandığı yılın Mart ayında, PKK ve sonradan işbirlikçisi olduğu ortaya çıkan FETÖ saldırılar için düğmeye bastı. Başbakan Erdoğan’ın ‘siyasi hayatıma mâl olsa da bunu gerçekleştireceğim’ dediği demokratik açılım için yasal çalışmalar sürerken, 19 Mart gecesi eş zamanlı terör eylemleri gerçekleştirildi. Bir grup terörist AK Parti Genel Merkezi’ne roketatarlı saldırı düzenlerken, bir başka grup da Adalet Bakanlığı’na el bombası attı. Ama saldırılar hükümete demokrasi çabalarında geri adım attıramadı ve ‘demokratik açılım’ yürürlüğe konuldu.

  • 25 Nisan 2013'te, PKK bütün silahlı güçlerini Türkiye topraklarından Kuzey Irak'a çekeceğini resmi olarak duyurdu. Bu açıklamanın tamamen yalan olduğunun ortaya çıkmasına daha 2 yıl, Gezi kalkışmasının başlamasına 2 ay ve 17-25 Aralık darbe girişimlerine sadece 9 ay vardı.

Avrupa'da Ayasofya Korkusu

Ama biz hâlâ Ayasofya’yı aslî hüviyetine çevirip cami yapamadık.
Ama biz hâlâ Ayasofya’yı aslî hüviyetine çevirip cami yapamadık.

2013 yılı Martında Türkiye bunlarla uğraşırken, Yunanistan’ın gündeminde farklı bir şey vardı. Ayasofya Camii’nde devam eden restorasyon çalışmalarından rahatsız olan Yunanistan Dışişleri Bakanı Dimitris Avramopulos, restorasyon çalışmalarını yakından izlediklerini belirterek, Ayasofya’nın camiye dönüşmesinden korktuklarını açıklıyordu. Yunan Bakan’a göre ‘Ayasofya'nın tarihî ve dinî kimliğine yaraşmayan bir şekilde kullanılmasına’ Yunanistan çok sert tepki gösterecekti. Ama biz hâlâ Ayasofya’yı aslî hüviyetine çevirip cami yapamadık.

İsrail Özür Dilemeye Hazır

Danny Ayalon
Danny Ayalon

İsrail, 2010 yılı mayıs ayında uluslararası sularda seyreden Mavi Marmara gemisinde yaptığı katliam nedeniyle ilk kez özür dilemeye hazır olduğunu açıklamıştı. Açıklama, baskından 3 yıl sonra 2013 yılının 19 Mart günü gelmişti. Açıklamayı yapan da, ‘alçak koltuk krizi’nin mimarı Danny Ayalon’du. Ayalon

  • “İsrail, Amerika'nın Pakistan'ı vurması ve 24 askerini kaybetmesi nedeniyle Pakistan'dan özür şeklini örnek alabilir. İsrail Türkiye'den Amerika'nın Pakistan'dan özür dilediği şekilde bir özre hazır”

demişti. Tek sorun, Ayalon’un bir gün önce hükümetteki resmi görevlerinin ve Dışişleri Bakan yardımcılığının sona ermesiydi.