Yaptık mı?

Başkomutan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan
Başkomutan Cumhurbaşkanımız Recep Tayyip Erdoğan

Tayyip Erdoğan’ı sevmeyebilir, onu pek çok konuda eleştirebilirsiniz. Lâkin henüz şizofren seviyesinde bir ruh hastası değilseniz, Erdoğan’ın Türk harp sanayiine katkılarını ve onun bu topraklara belki yüzyıllar sonra yeniden hatırlattığı ‘özgüven’ hasletini görmezden gelemezsiniz.

Dağlarda üslerimiz barınaktan farksızdı. Derin vadilerin orta yerindeki kontrol noktaları da Mehmetçiği tacize açık hâle getiriyordu. Toprağımızda hesabı olan güçler terör örgütlerine asimetrik saldırı eğitimi verirken biz, kışlalarda ‘süngü savaşı’nı, uçaklara karşı ise ‘tüfekle baraj atışı’nı çalışıyorduk. Karada zırhlı aracımızı ‘keleş’ mermisi bile delebiliyordu. Yıllar yılı kışla garajından çıkmamış kamyonetler, 2. Dünya Savaşı’ndan kalma jeep’ler, demode durumdaki tank ve gemilerle gerçekten de kötü durumdaydık. Saldırı altındaki bir bölgeye takviye göndermek, o yokluk günlerinde karargâhın insafına kalmıştı, zira envanterdeki helikopter sayısı sınırlıydı. “Analar Mehmetçik doğurur ama Skorsky doğuramaz” cümlesi, 90’ların teknolojik yoksunluğunu anlatan trajik ve utanç verici rezil bir slogan hâline gelmişti.

Gelgelelim 28 Şubat kafasındaki komuta kademesinin farklı gündemleri vardı: Bir şehit annesi, eğer başında örtü varsa garnizona sokulmuyordu.

Kendi dağlarımızda kendi mağaralarımızı başkaları kullanıyordu. Derin yarıklarda dev cephanelikler kuran PKK, yerin altını hiltilerle kazarak labirente çevirmişti. Dehlizden çıkan teröristler bazen 500’er kişilik kalabalık gruplarla baskın yapıyor, bazen de mayın yahut el yapımı bombalarla sabotaj faaliyetine girişiyordu. ‘Gitmesek de görmesek de’ diye bahsettiğimiz koca bir coğrafyada gıda ve lojistik ağı kurmuş kâtiller havan topuna, roketatara, keskin nişancı tüfeğine hatta gece görüş dürbününe sahipti.

ATAK Helikopteri
ATAK Helikopteri

ESKİDEN BÖYLE OLUYORDU

Terör örgütüne büyük darbe vurmak için zaman zaman onbinlerce Mehmetçiğin katıldığı kapsamlı süpürme harekâtları düzenlenirdi. Ancak tüm dünyaya göstere göstere yapılan intikallerden tabii ki örgütün de haberi olur ve hedef bölgedeki terörist varlığı başka kamplara kaçışlarla birlikte asgari seviyeye inerdi. Savaş uçakları, onlarca helikopter ve sahra toplarıyla Mehmetçik, bu nedenle örgüte yeterince darbe vuramadan kışlaya dönmek zorunda kalırdı.

Arama-tarama faaliyetinin bittiğini gören teröristler ise ihanet kamplarına yeniden yerleşir ve eski düzenlerine aynen devam ederlerdi.

Bu döngü, onlarca yıl böyle sürüp gitmişti. 450 kişilik terör grubunun Dağlıca Karakolu’na 50 metre kadar yaklaşıp baskın yapabildiği, sıcak temasın 33 saat sürmesine rağmen o bölgenin ‘cehenneme çevrilmediği’ bir ortamda terörle mücadeleden verimli sonuçlar beklemek olanaksızdı. Asimetrik savaşta radikal kararlar almanın vaktiydi.

Atmaca Gemi Savar Füzesi
Atmaca Gemi Savar Füzesi

Dağda teröristi gittiği yere dek kovalayıp imha edecek uzman personelin eğitimine ağırlık verildi. Astsubay ve uzman çavuş sayısı artırıldı. Sınırda görev yapacak ‘sözleşmeli er’ler için kadro ihdas edildi. Komando kurslarını tamamlamış profesyoneller, doğrudan ‘cephe hattı’na gönderildi. 1990’ların sonunda terörle mücadele görevinde pasifize edilen Polis Özel Harekât birimi yeniden devreye sokuldu. Binlerce PÖH mensubu, ‘eski günlerdeki gibi’ dağda PKK’lı avına çıktı. Birkaç yıl içinde yeterli sayıya ulaşıldığında, askerliğini kısa dönem, uzun dönem ya da asteğmen olarak yapan er ve erbaşların sıcak temas hattında görevlendirilmesi yasaklandı. PKK ile artık ‘uzmanı’ ilgilenecekti.

DÖNÜŞÜM TOPYEKÛN BAŞLADI

Arazide görevli Mehmetçiğe ilişkin bu adımları atan Tayyip Erdoğan, başbakanlığı süresince bir yandan ülkedeki köklü vesayet düzenini zayıflatıyor aynı zamanda askeri teknolojinin geliştirilmesine ağırlık veriyordu. Katıldığı her toplantıda “Savunma sanayii bizzat benim himayemdedir” diyerek harp araçlarını geliştirenleri yüreklendiriyor, ‘tepeden tırnağa millî üretim’ parolasını kafalara yerleştiriyordu.

Roketsan Kaan Füzesi
Roketsan Kaan Füzesi

Özellikle 2007-2013 yılları arasındaki o kritik dönemde, sahadaki tehditleri adım adım izleyip karargâha rapor edecek teknolojiler hızla geliştirildi.

Mobilize birliklerin kullanacağı mini uçangözler, yer istasyonuna 150 kilometre mesafeden görüntü geçebilen orta düzey insansız hava araçları, ilk gözlem uydusu RASAT ve yere uzaydan ‘zoom’ yapabilen kamera sistemleriyle termal cihazlar güvenlik güçlerinin savaşta birkaç adım öne geçmesini sağladı. Hemen ardından gelen GÖKTÜRK uydusu ise Mehmetçiğe toprak üzerinde meydana gelen en küçük değişimleri bile (sığınak, mevzi, korugan, kamp) gözleme imkânı kazandırdı.

İmha edilecek noktayı

12’den vurmaya yarayan

- lazer işaretleme cihazları,

- sığınak delici bombalar,

- mağarada oksijeni imkânsız hale getiren termobarik teknoloji,

- millî taarruz helikopterleri,

- keskin nişancı silahı ve

- piyade tüfeğiyle Mehmetçik sadece birkaç yıl içinde bambaşka bir görünüme kavuştu.

Kamikaze Dronlar
Kamikaze Dronlar

Onlarca saat sıcak çatışmaya rağmen bölgeye ulaşılamayan bir dönemden, alınan görüntü sonrası F-16’ların dakikalar içinde havalanıp adeta ‘taksi’ hizmeti ifa etmeye başladığı bir döneme geçildi.

- Mayın ve EYP’ler karşısında tenekeye dönüşen kara araçları ise hızla yenilendi. Artık yollarda İkinci Dünya Savaşı’ndan kalma Jeep’ler, Reo’lar ya da demode Unimog’lar değil, yüzlerce kiloluk bombalara bile dayanıklı yeni nesil zırhlılar vardı. Üstelik TSK’nın elindeki silah, bomba ve araçlar büyük oranda yerli imkânlarla îmal ediliyordu.

- Vadilerin ortasına yapılmış karakolların yerine, stratejik noktalara kurulu ‘kalekol’ dönemine geçilmişti. Sahada kullanılan teknolojinin yetkinliğiyle ordunun profesyonelleşmesi de doğru orantılı bir seyir izledi.

ANKA ve Bayraktar olmasaydı PKK bitme noktasına gelmezdi...
ANKA ve Bayraktar olmasaydı PKK bitme noktasına gelmezdi...

CİN ŞİŞEDEN ÇIKTI ASKER SINIRLARI AŞTI

2020’ye gelindiğinde Mehmetçik sınırları aştı, PKK’yı bitme noktasına getirerek Kandil’in kapısına dayandı. Türkiye, giderek daha fazla yerlileşen kurmay aklı ve teçhizatı sayesinde onlarca ülkenin direnişine rağmen Suriye ve Irak’ta güvenli bölgeler oluşturmayı başardı.

- Erdoğan liderliğindeki AK Parti’nin iktidara geldiği 2002 yılında sadece 62 savunma projesi yürütülürken bugün sayı 700’ü buldu. Sektörün yıllık cirosu 18 yıl önce 1 milyar dolar bile değilken bugün 10 milyar dolarlık üretim ve satış gerçekleştiren Türk savunması, ülke ihtiyacının yüzde 70’ini yerli kaynaklarla karşılar hâle geldi.

- Bu rakam 2002’de yüzde 20 düzeyindeydi.

- Kısa ve orta vadede tamamlanması beklenen 700’e yakın projenin rakam büyüklüğü ise 75 milyar doların üzerinde.

- Dünyanın en büyük savunma şirketleri listesinde 5 firmayla yer alan Türkiye bugün sadece AR-GE faaliyetlerine yılda 1,5 milyar dolar harcıyor.

- 2002 yılında 60 şirketin bulunduğu savunma sektörü şimdi 1500’ü aşkın firmayla devasa bir ekosisteme ulaştı.

İHA’nın memleketin her köşesinden anlık görüntü ilettiği bugünlere kolay gelinmedi.
İHA’nın memleketin her köşesinden anlık görüntü ilettiği bugünlere kolay gelinmedi.

AKSUNGUR ve AKINCI - ANKA ve BAYRAKTAR

Dünyanın en iyileri

Dağdaki teröristi yok etmek için ille de F-16’ya gerek yok. Şimdi insansız hava araçları var. Dağı-taşı 7 gün 24 saat tarayan ve kilometrelerce yüksekten çektiği fotoğraflarla bir PKK’lının kolundaki saatin markasını bile görmemizi sağlayan bu teknoloji harikası araçlar, terörle mücadelenin gerçek anlamda dönüm noktası oldu. Yüzlerce kişilik terörist grubunun hudut hattında bir karakola yaptığı baskına onlarca saat müdahale edilemediği günlerden, havada aynı anda 100’e yakın İHA’nın memleketin her köşesinden anlık görüntü ilettiği bugünlere kolay gelinmedi. Şunu açıkça söylemek gerekiyor: ANKA ve Bayraktar olmasaydı PKK bitme noktasına gelmezdi; Suriye kuzeyindeki harekâtlar çok daha maliyetli olurdu ve Doğu Akdeniz’de bu denli caydırıcı güce ulaşılamazdı.

Savaş aracı üretiminde üzerimizdeki ölü toprağını attığımızın en önemli nişanesi olan ANKA.
Savaş aracı üretiminde üzerimizdeki ölü toprağını attığımızın en önemli nişanesi olan ANKA.

İSRAİL’DEN MEDET UMMAK

Bir zamanlar İsrail Heron’larınca çekilen kayıtların önce İsrail uydusuna, ardından İsrail Genelkurmay’ına daha sonra da kırpılmış haliyle bizim Mehmetçiğin bilgisayarına iletilmesini bekliyorduk. Yavaş işleyen bu çark en çok PKK’ya yarıyor, hedefe dair bilgi yükleyip bölgeyi bombalamaya giden uçaklar elleri boş dönüyordu. Zaten terörle mücadelede Tel Aviv’den yardım beklemek, bu topraklarda terörün hiç bitmemesi demekti.

Bu nedenle Türk halkı, TUSAŞ tesislerinde doğuma hazırlanan bir efsanenin yapım sürecini 2010’dan itibaren olağanüstü bir merakla takip etti.

Savaş aracı üretiminde üzerimizdeki ölü toprağını attığımızın en önemli nişanesi olan ANKA, 2013 yılında tüm testlerini tamamlayıp envantere girdi. İlk ANKA, 7 km irtifada 18 saat görev yapabiliyordu. Bu aracı iki yıl sonra, irtifası 10 km (30 bin feet) olan ve 24 saat çalışabilen ANKA-B’ler izledi.

ROKETSAN yapımı özel tasarım füzeler de kanat altına monte edilince ortaya dünyanın ilk 5’i arasında gösterilen bir teknoloji harikası çıktı. Bir silahlı insansız hava aracı (SİHA) olan ANKA-S, tehdidi gördüğü anda bertaraf edebiliyor. 2019’da teslimine başlanan ve seri üretimi halen devam eden ANKA-S’lerden TSK envanterinde 26 adet bulunduğu sanılıyor.

Bir silahlı insansız hava aracı (SİHA) olan ANKA-S, tehdidi gördüğü anda bertaraf edebiliyor.
Bir silahlı insansız hava aracı (SİHA) olan ANKA-S, tehdidi gördüğü anda bertaraf edebiliyor.

HAVADAKİ EN BÜYÜK YARDIMCILARDAN BİRİ

Bir savaş uçağının gördüğü pek çok işlevi yerine getirebilecek yetenekteki AKSUNGUR, bu yılsonunda göreve başlaması beklenen ‘taarruz kardeşi’ AKINCI ile birlikte Mehmetçiğin gücüne güç katacak. AKINCI, 2014 yılında envantere girmeye başlayan Bayraktar’ın taarruzî versiyonu olarak tasarlandı.

Kendi sınıfında kesintisiz uçuş süresi (27 saat) ve irtifa (8,5 km) rekorlarına sahip Bayraktar, 2015’te silahlı hale getirilmiş ve yıllardır Türk askerinin havadaki en büyük yardımcılarından biri olmuştu.

Ülkemizin önemli savunma şirketlerinden Baykar, 86 adet Bayraktar’la yer aldığı TSK envanterine bu yıl AKINCI’yı da ekleyerek SİHA teknolojisi bakımından dünya devlerine meydan okuyacak. İnsansız teknolojide son sözümüz şu olsun: Çok değil, 10 yıl önce Türkiye’de bu araçların hiçbiri yoktu. Ülkemiz şimdi İHA teknolojisinde dünyanın ilk 3’ü arasında gösteriliyor.

Çift motorlu bu dev hava aracına, vaktiyle Haçlılara Halep’i dar eden Selçuklu komutanı Aksungur’un (el-Porsukî) adı verildi
Çift motorlu bu dev hava aracına, vaktiyle Haçlılara Halep’i dar eden Selçuklu komutanı Aksungur’un (el-Porsukî) adı verildi

HAÇLILARIN KORKULU RÜYASI EL-PORSUKÎ

Türk Motor Sanayii (TEI), ANKA’ların motorunu da yerli imkânlarla üretmeyi başardı. PD170 adı verilen motorla birlikte TUSAŞ, ANKA serüveninde bir sonraki safhaya geçti. Daha fazla yük ve bomba taşıyabilen (750 kg), üstelik daha yükseğe tırmanabilen (12 km) ANKA-2 tasarlandı. Çift motorlu bu dev hava aracına, vaktiyle Haçlılara Halep’i dar eden Selçuklu komutanı Aksungur’un (el-Porsukî) adı verildi. Kanadında mini akıllı mühimmat (MAM), Cirit, tanksavar roketi (UMTAS) ve MK-83’lerin yanında Türkiye’nin ilk yerli hava-hava füzeleri Gökdoğan ile Bozdoğan’ı da taşıyabilecek AKSUNGUR’un önümüzdeki günlerde TSK envanterine girmesi bekleniyor.

SİHA’lardan atılan mini akıllı mühimmat (MAM-C ve MAM-L) ailesine TÜBİTAK-SAGE imâli BOZOK da eklendi.
SİHA’lardan atılan mini akıllı mühimmat (MAM-C ve MAM-L) ailesine TÜBİTAK-SAGE imâli BOZOK da eklendi.

Sizi tarih yazsın

Türk savunma sanayiindeki sıçramayı anlatmaya sayfalar yetmez ama biz sadece birkaçına ilişkin güncel durumu kısaca hatırlayalım:

- ATAK taarruz helikopterlerinden TSK için 56 tane üretildi. Azerbaycan, Pakistan ve Filipinler’e ihraç ediliyor. 5 tonluk ATAK’ın iki katı kadar olacak ATAK-2’nin tasarım çalışmaları ise sürüyor. 2023’te ilk uçuşunu yapacak.

- Millî genel maksat helikopteri GÖKBEY nasipse seneye yerli motoruyla envanterde. Nakliyeden ambulans hizmetlerine kadar pek çok konuda işlev görecek.

- Temel eğitim ve operasyonel destek uçağı HÜRKUŞ-B’lerin üretimi sürüyor. Silahlı versiyon HÜRKUŞ-C ise bu yıl üretim bandından çıkacak. TSK ihtiyaçlarının yanı sıra bu uçakların ihracına da kesin gözüyle bakılıyor.

TCG Anadolu Uçak Gemisi
TCG Anadolu Uçak Gemisi

- Türkiye’nin ilk jet eğitim ve hafif taarruz uçağı HÜRJET’in 2022’de hangardan çıkması bekleniyor. Milli Muharip Uçak (MMU) müjdecisi olacak süpersonik HÜRJET, geniş bir ihraç potansiyeline sahip.

- İlk yerli savaş uçağımız MMU/TFX, 2023 yılında hangardan çıkarak 2026’da ilk uçuşunu icra edecek. Avrupa’nın en gelişmiş 5. nesil uçağı olması öngörülen MMU, savunma sanayiinin her yönüyle çılgın projesi!

- Yakında envantere girecek taarruzî SİHA AKSUNGUR’un sesten hızlı (süpersonik) versiyonu GÖKSUNGUR için TUSAŞ hummalı bir faaliyet yürütüyor.

- SİHA’lardan atılan mini akıllı mühimmat (MAM-C ve MAM-L) ailesine TÜBİTAK-SAGE imâli BOZOK da eklendi. Hafif ve oldukça akıllı bu mini füzeler, teröristlerin ölmeden önce sesini duyduğu son şey olmaya devam edecek.

- Çok önemli bir konuda daha bağımsız olduk! Türkiye’nin ilk havadan havaya füzesi TÜBİTAK SAGE tarafından yerli imkânlarla üretildi. Gökdoğan ve Bozdoğan füzeleri F16, MMU, AKINCI ve AKSUNGUR’dan ateşlenerek hava hedeflerini vurmak için kullanılacak.

Milli Muharip Uçak
Milli Muharip Uçak

- Düşman uçağı ve akıllı füzelerin görüş yeteneklerini kör etmek için tasarlanan KORAL, kudretinin boyutları tartışmalara konu olan bir elektronik sihirbaz! ASELSAN yapımı bu radar avcısı, özellikle Suriye’deki operasyonlar sırasında harekât semalarındaki gizli güç olarak öne çıktı. Elektro-defans ve taarruz yapabilen KORAL’ın bir üst versiyonunun ismi ise ‘REDET’.

- ‘Uçan KORAL’ olması beklenen HAVA-SOJ jetleri, düşman radarlarını işlevsiz kılarak operasyon bölgesini Türk savaş uçağı ve SİHA’ları için güvenli hale getirecek. ASELSAN uçaklara sistem yükleme işlemlerini sürdürüyor.

Milli Çıkarma Gemisi
Milli Çıkarma Gemisi

- Millî hava savunma sistemi HİSAR’ın alçak irtifayı tanımlayan ‘A’ modeli çok yakında envanterde. Orta irtifayı güvenli kılacak HİSAR-O ise önümüzdeki yıl kullanımda olacak. Böylelikle Türkiye, düşman uçak ve füzelerinin havada imhası için tarihi bir dönemeci geride bırakacak. Yüksek irtifada ‘yerli S-400’ mahiyetindeki SİPER projesi (HİSAR-U) ise geliştirilme aşamasında.

- Yerli ana muharebe tankımız ALTAY’ın önümüzdeki yıl üretim bandından çıkması bekleniyor. Tankın üzerinde ASELSAN’ın özgün olarak geliştirdiği koruma sistemi AKKOR bulunacak.

- Tasarımı ve üretimi Türk mühendislere ait savaş gemilerimizden 4’ü, MİLGEM projesi kapsamında inşa edilerek göreve başladı. Büyükada, Heybeliada, Burgazada ve Kınalıada korvetlerinin ardından sıra, ilki ‘İstanbul’ adını alan 4 adet ‘İ’ sınıfı fırkateynlerin üretimine geldi. Türkiye, ‘ADA’ sınıfı korvetlerden 4 tane de Pakistan’a ihraç etti.

- MİLGEM’lerin verdiği ilhamla TF2000 projesine hız verildi. Üzerindeki sistemlerle ‘hava savunma muhribi’ olacak TF2000 gemileri, Deniz Kuvvetleri’ni küresel güç yapacak kadar önemli.

- ASELSAN yeni savaş gemilerinin yerli radarı ÇAFRAD’ı tamamlamak üzere. Dünyada ancak birkaç ülkenin elinde bulunan sistemin teslimatı 2023 olarak planlandı.

- Dünyanın en büyük amfibi çıkarma gemilerinden BAYRAKTAR ve SANCAKTAR, Türk donanması envanterine girdi. İlk ‘uçak gemimiz’ ANADOLU ise bu yılsonu hazır olacak. -Donanmadaki gemilerin tümünde HAVELSAN imzalı savaş yönetim sistemi ADVENT kullanılıyor.

Aselsan muhendisleri aktif bir şekilde çalışmalarına devam ediyor...
Aselsan muhendisleri aktif bir şekilde çalışmalarına devam ediyor...

- Bir ROKETSAN yöneticisinin “Bununla uçak gemisi batırırız” dediği gemisavar füzesi ATMACA, Kınalıada korvetine takılarak göreve hazır hale getirildi. Türkiye’yi dışa bağımlılıktan kurtaran gemi katili bu dev füze, yıl içerisinde pek çok deniz aracına daha monte edilecek.

- KARGU/ALPAGU/TOGAN... Bu 3’lü çetenin adını önümüzdeki dönemde sıkça duyacağız. Sürü halinde saldırı yeteneğine sahip millî kamikaze drone’lar envantere girmeye başladı. Bu ekibe dünyanın ilk silahlı drone’u SONGAR da dahil oldu.

- Geleceğin savaşlarına hazırlanan Türkiye, lazer silah sistemlerinde dünyanın sayılı ülkeleri arasında. TÜBİTAK BİLGEM’in ARMOL adlı lazeriyle ASELSAN yapımı LSS, özellikle düşman İHA’larının yok edilmesi görevini başarıyla yerine getiriyor.

- Türkiye ‘elektromanyetik top’ ya da ‘raytop’ olarak bilinen EMT silahlarında da dünyanın önde gelen ülkelerinden biri. Manyetik alan prensibiyle çelik mühimmatı barutsuz ateşleyerek hedefe gönderen bu sistemlerden ‘ŞAHÎ’ Türk ordusunca kullanılıyor. ‘TÛFAN’ ise geliştirilmeye devam ediyor.

Artık hızına yetişemediğimiz savunma sanayiinde bu toprakların mühendis ve teknisyenleri, imza attıkları yüzlerce projeyle Türkiye’yi her geçen saat biraz daha güçlü hale getiriyor. Onların hikâyesi bir gün elbet detaylarıyla yazılacaktır. Şunu bilin ki, vatan size minnettardır.