Zengezur’dan “Trump Yolu”na Kafkasya’nın yeni stratejik haritası

Zengezur’dan “Trump Yolu”na Kafkasya’nın yeni stratejik haritası
Zengezur’dan “Trump Yolu”na Kafkasya’nın yeni stratejik haritası

Uzun süredir gündemde olan Zengezur Koridoru, Azerbaycan ile Nahçıvan’ı ve dolayısıyla Türkiye ile Türk dünyasını birbirine bağlayan stratejik bir geçiş hattı olarak görülüyor. ABD’de imzalanan anlaşma ile bu hat da resmileşmiş oldu. Washington'daki anlaşma ile koridor artık Zengezur olarak değil "Trump Route for International Peace and Prosperity (TRIPP)" yani "Uluslararası Barış ve Refah İçin Trump Yolu" ya da kısaca “Trump Yolu” olarak adlandırılmaya başlandı.

Sovyet Rusya’sının temellerini attığı, Azerbaycan ve Ermenistan arasında yaklaşık 30 yıldır süregelen Karabağ merkezli çatışmalar, binlerce can kaybına, milyonlarca insanın göç etmesine ve Güney Kafkasya’da kalıcı bir istikrarsızlık döngüsüne yol açtı. Dondurulmuş çatışma olarak görülen bu süreç, 2020 yılında Azerbaycan’ın topraklarını geri almasıyla birlikte “barış anlaşması”nın nasıl imzalanacağı sorununu ortaya çıkardı. Taraflar arasında Rusya’nın “abiliğinde” bir kaç dolaylı görüşme yapılsa da bu görüşmeler neredeyse sonuçsuz kaldı.

Hem Azerbaycan hem de Ermenistan tarafı Rusya’nın bölgedeki “tarihi misyonu”nun işe yaramadığını göz önünde bulundurarak üçüncü tarafların iştiraki olmadan direkt görüşmelere başladılar. Yapılan görüşmelerin neticesi olarak Ermenistan Başbakanı Nikol Paşinyan’ın Türkiye’de Cumhurbaşkanı Erdoğan’la yüz yüze görüşmesinden sonra tarafların ABD’de Trump önderliğinde bir anlaşma imzalayacağı belirtildi. Rusya’nın tamamen görmezden gelindiği bu süreçte, ABD’nin ev sahipliğinde imzalanan yeni barış anlaşması, yalnızca iki ülkenin geleceğini değil, aynı zamanda bölgenin ve Avrasya jeopolitiğinin dengelerini de kökten değiştireceğe benziyor.

Anlaşmanın içeriğinde neler var?

Anlaşmanın detaylarına bakıldığında 3 ana başlık öne çıkıyor:

1. Toprak bütünlüğü ve sınırların tanınması:

Azerbaycan ve Ermenistan birbirlerinin uluslararası sınırlarını tanıyacak. Sovyet dönemine ait haritalar temel alınacak, teknik düzeltmeler yapılacak.

2. Ulaşım hatlarının açılması:

Zengezur koridoru olarak bilinen Nahçıvan–Azerbaycan bağlantısı Ermenistan üzerinden sağlanacak. Bu hat, Ermenistan’ın egemenliği altında kalacak ancak uluslararası garanti ve gözetim mekanizmaları olacak.

3. Güvenlik garantileri:

Taraflar birbirlerine karşı güç kullanmama taahhüdünde bulunacak, sınır olaylarını önlemek için uluslararası destekli teknik mekanizmalar kurulacak.

Zengezur koridoru ‘Trump Yolu’na dönüştü

Anlaşmadan kısa süre sonra Türkiye tarafından projenin önemli bir bileşeni olan Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu demiryolu hattının da temeli atıldı. Demiryolu hattının 2029 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Hat, yılda 5,5 milyon yolcu ve 15 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak. Projede 5 tünel, 19 aç-kapa tüneli, 3 viyadük, 10 köprü, 144 alt geçit, 27 üst geçit ve 480 menfez yer alacak.
Anlaşmadan kısa süre sonra Türkiye tarafından projenin önemli bir bileşeni olan Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu demiryolu hattının da temeli atıldı. Demiryolu hattının 2029 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Hat, yılda 5,5 milyon yolcu ve 15 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak. Projede 5 tünel, 19 aç-kapa tüneli, 3 viyadük, 10 köprü, 144 alt geçit, 27 üst geçit ve 480 menfez yer alacak.

Uzun süredir gündemde olan Zengezur Koridoru, Azerbaycan ile Nahçıvan’ı ve dolayısıyla Türkiye ile Türk dünyasını birbirine bağlayan stratejik bir geçiş hattı olarak görülüyor. ABD’de imzalanan anlaşma ile bu hat da resmileşmiş oldu. Washington'daki anlaşma ile koridor artık Zengezur olarak değil "Trump Route for International Peace and Prosperity (TRIPP)" yani "Uluslararası Barış ve Refah İçin Trump Yolu" ya da kısaca “Trump Yolu” olarak adlandırılmaya başlandı.

Anlaşma ile Zengezur Koridoru'nun işletmesi 99 yıllığına ABD'ye devredildi. İlham Aliyev, "Bugün Kafkasya'da barışı tesis ediyoruz. Savaşlar, işgal ve kan dökülmesiyle meşgul olarak çok uzun yıllar kaybettik" dedi. Nikol Paşinyan ise anlaşmanın imzalanmasını iki ülke arasındaki ilişkilerde "önemli bir dönüm noktası" olarak nitelendirdi.

Türkiye koridor için hazırlıklara başladı

Anlaşmadan kısa süre sonra Türkiye tarafından projenin önemli bir bileşeni olan Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu demiryolu hattının da temeli atıldı. Demiryolu hattının 2029 yılı sonuna kadar tamamlanması planlanıyor. Hat, yılda 5,5 milyon yolcu ve 15 milyon ton yük taşıma kapasitesine sahip olacak. Projede 5 tünel, 19 aç-kapa tüneli, 3 viyadük, 10 köprü, 144 alt geçit, 27 üst geçit ve 480 menfez yer alacak. Çin'in "Kuşak ve Yol" projesinin bir parçası olan Orta Koridor'un (Trans-Hazar Uluslararası Ulaşım Rotası) Hazar sonrası ayağı, Zengezur açıldığında daha kısa ve hızlı hale gelecek.

Uluslararası ticaretin en önemli güzergâhlarından biri olarak görülen koridorun 2027'ye kadar yıllık 50-100 milyar dolarlık ticaret hacmi yaratabileceğine ve Avrupa-Asya transit sürelerini 12-15 gün kısaltabileceği ifade ediliyor. Zengezur Koridoru aynı zamanda Türkiye-Ermenistan ilişkilerinin iyileştirilmesi için de bir fırsat olarak görülüyor. Ermenistan normalleşecek, Azerbaycan ve Türkiye ilişkileriyle ciddi ekonomik refah sağlamanın yanısıra Rusya’nın hegemonyasından da kurtulmuş olacak.

Rusya’nın güney Kafkasya’daki nüfuz kaybı

Rusya 1990’lardan itibaren Güney Kafkasya’da Sovyetlerden miras kalan “Karabağ Sorunu”nda “tek arabulucu” rolünü üstlenmişti. Her ne kadar sorunun çözümü için kurulan AGİT Minsk Grubu’nda Rusya ile birlikte ABD ve Fransa yer almış olsa da Rusya hiç bir zaman “büyük abi” tutumundan taviz vermedi. Ancak Ukrayna savaşı nedeniyle Rusya bölgede kaynak ve dikkat kaybına uğradı.

Azerbaycan’ın sorunu tek taraflı çözmesiyle birlikte ortada sorun kalmadı ve Karabağ’daki barış gücü misyonu da etkisiz hale geldi. Trump’ın yönetime gelmesiyle birlikte Azerbaycan ve Ermenistan’ın ABD’ye yanaşması, Moskova’nın bölgedeki konumuna doğrudan darbe vurdu.

Rusya resmî ağızdan barış anlaşmasından memnuniyet duyduğunu dile getirmiş olsa da Kremlin propagandistleri her gün Rus televizyonlarında hem Azerbaycan’a hem de Ermenistan’a ateş püskürüyor. Hızını alamayan bazı şovenist Rus milletvekilleri, Azerbaycan’a “özel askerî operasyon” yapmaktan bile bahsediyor.

Zamanla Rus yönetiminin bölge ülkeleriyle eşit ilişki kurma konusunda daha mantıklı bir pozisyona geleceğini de ifade etmek gerekiyor.

Anlaşma ile Zengezur Koridoru’nun işletmesi 99 yıllığına ABD’ye devredildi. İlham Aliyev, “Bugün Kafkasya’da barışı tesis ediyoruz. Savaşlar, işgal ve kan dökülmesiyle meşgul olarak çok uzun yıllar kaybettik” dedi.
Anlaşma ile Zengezur Koridoru’nun işletmesi 99 yıllığına ABD’ye devredildi. İlham Aliyev, “Bugün Kafkasya’da barışı tesis ediyoruz. Savaşlar, işgal ve kan dökülmesiyle meşgul olarak çok uzun yıllar kaybettik” dedi.

İran’ın bahaneleri ortadan kalktı

Karabağ Savaşı’nın sona ermesinden sonra Zengezur Koridoru etrafında dönen tartışmaların bir tarafında hep İran vardı. Tahran yönetimi, koridorun Ermenistan’ın egemenliğini baypas eden bir yapıya dönüşeceğini ifade ederken çeşitli yöntemlerle bunun bölgesel jeopolitik dengeye tehdit olarak gördüğünü gösterdi. Çünkü böyle bir durumda Ermenistan üzerinden İran’ın Avrasya bağlantısı zayıflayacak, Türkiye-Azerbaycan-Orta Asya hattı güçlenecekti.

Bu dönemde İran, Ermenistan’a açık destek vererek “Ermenistan’ın toprak bütünlüğünü” defalarca vurguladı. 2021’den itibaren İran, Zengezur Koridoru tartışmalarında en sert çıkışlarını yaparak, “koridoru kimse bize dayatamaz” açıklamalarında bulundu. Hatta İran ordusu, Azerbaycan sınırına yakın bölgelerde büyük askerî tatbikatlar düzenledi. Mesaj şuydu:

İran, Ermenistan’ın topraklarından geçen ve Ermenistan’ın egemenliğini ortadan kaldıracak bir güzergâha izin vermeyecek. Son gelişmelerle birlikte ABD’nin arabuluculuğunda imzalanan barış anlaşması çerçevesinde, Zengezur Koridoru’nun Ermenistan’ın egemenliği altında kalacağı teyit edildikten sonra İran’ın bahaneleri de ortadan kalkmış oldu.

Anlaşmaya dair çekincelerini farklı yetkililerin yaptığı açıklamalarla duyuran İran, koridorun kendi transit rolünü zayıflatacağından endişeli. Koridor nedeniyle İran, Ermenistan'a doğrudan erişimi kaybetmekten endişe ediyor.

Bununla birlikte Nahçıvan’la-Azerbaycan arasında doğrudan kara erişimi sağlanacağı için İran sınırları içinden geçen bağlantıya ihtiyacın ortadan kalkmasıyla beraber Tahran ekonomik kayıp yaşayacak. Bu çerçevede İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan'ın 18 Ağustos'ta Erivan'a yaptığı iki günlük ziyaret ve imzalanan anlaşmaların, Washington anlaşmasının hemen ardından gelmesi dikkat çekti.

ABD’nin Güney Kafkasya’daki yeni rolü

Washington, barışın garantörü ve yatırımcısı olarak bölgeye dönüyor. Bu, ABD’nin Rusya ve İran karşısında Güney Kafkasya’daki varlığını kurumsallaştırmasını sağlayacak. Enerji hatlarının güvenliği ve yeni ticaret yollarının açılması, ABD’nin jeostratejik çıkarlarıyla bire bir örtüşüyor.

Tabi, burada ABD yönetiminin Türkiye’nin nüfuzunu da dikkate alarak bölgede bir nevi “ortaklaşa” çalışacağının da altını çizmek gerekiyor. Coğrafi uzaklığın yanı sıra birçok nedenden dolayı ABD, Güney Kafkasya’da politikalarını Türkiye üzerinden yürütmek zorunda. Yükselen Erdoğan-Trump ilişkisinin bölgenin geleceğinde de önemli bir etken olacağı aşikâr.

Ermeni diasporası mevcut durumdan rahatsız

ABD’de, Azerbaycan ve Ermenistan’ın barış anlaşması imzalamasından ciddi rahatsızlık duyan bir kesimin olduğunu da vurgulamak gerekiyor.

ABD’de yaklaşık 1,5 milyonluk güçlü bir Ermeni diasporası bulunuyor ve bu diaspora yıllardır içerideki Ermenileri “Büyük Ermenistan” hayaliyle oyalayıp duruyor. Hem ABD hem de Fransa’da güçlü olan Ermeni lobisi, bugüne kadar sözde “soykırım” iddiaları ve Karabağ meselesinde oldukça etkili bir lobi faaliyeti yürüttü.

Ancak Paşinyan’ın daha pragmatik siyaset yürütmesi, komşularıyla normalleşme sürecini başlatması, Ermenistan’ın Azerbaycan ve Türkiye’nin toprak bütünlüğü konusunda net tavrı, sözde “soykırım” iddiaları karşısında itidalli çıkışları diaspora tarafından hiç de hoş karşılanmadı.

Bununla beraber diasporanın içinde bir takım gruplar ekonomik izolasyonun sona ermesini, Ermenistan’ın Batı ile entegrasyonunu olumlu görüyor. Ciddi bir kesim de Zengezur üzerinden açılan hattın Azerbaycan’a jeopolitik üstünlük sağlayacağını ve Ermenistan’ı daha bağımlı hale geleceğini dile getirerek “Trump Yolu” söylemine tepkili.