Zeytin yaprağı: Bir sağlık mucizesi

Zeytinyağının da koruyucu nitelikleri nedeniyle sindirim sistemi kanserlerinde etkili olduğu bilinmektedir.  Mevzuya ilişkin Anna Boss ve ekip arkadaşlarının “Zeytin Yaprağı Özütünün Anti-Kanser Etkisini Destekleyen Kanıtlar ve Gelecekteki Talimatlar” adlı makalesi ile Jessica Ruzzolini ve ekip arkadaşlarının “Zeytin Ağacı Yaprak Özütünün Ana Polifenolü olan Oleuropein, İnsan BRAF Melanom Hücrelerinde Anti-Kanser Etkisine Sahiptir ve Mevcut Kemoterapilerin Sitotoksisitesini Güçlendirir” adlı makalesine bakılabilir.
Zeytinyağının da koruyucu nitelikleri nedeniyle sindirim sistemi kanserlerinde etkili olduğu bilinmektedir. Mevzuya ilişkin Anna Boss ve ekip arkadaşlarının “Zeytin Yaprağı Özütünün Anti-Kanser Etkisini Destekleyen Kanıtlar ve Gelecekteki Talimatlar” adlı makalesi ile Jessica Ruzzolini ve ekip arkadaşlarının “Zeytin Ağacı Yaprak Özütünün Ana Polifenolü olan Oleuropein, İnsan BRAF Melanom Hücrelerinde Anti-Kanser Etkisine Sahiptir ve Mevcut Kemoterapilerin Sitotoksisitesini Güçlendirir” adlı makalesine bakılabilir.

Zeytin ve zeytinden elde edilen ürünlerin, bilhassa zeytin yaprağının pek çok hastalığa karşı şifa kaynağı olduğunu daha önceki sayılarımızda da işlemiştik. Sağlık alanında yapılan uluslararasıaraştırmaların güncel olarak yayınlandığı meşhur Pubmed sitesinde konuyla ilgili hayli çalışma mevcut. Bunlardan önemli olanlarını takdirlerinize sunmak istiyoruz.

İlki, zeytin yaprağı çayının hematolojik, yani kan sağlığı açısından sağladığı faydalar üzerine. Bu araştırma, sağlık gerekçesiyle yeşil çayın yaygınlık kazandığı günümüzde zeytin yaprağından elde edilen çayın bilhassa kan değerleri açısından daha faydalı olduğunu ortaya koyan neticeler içeriyor.

2 Ağustos 2018 tarihinde kaleme alınan bir makale ile bilim dünyasına takdim edilen araştırmada dört uzmanın imzası var.
2 Ağustos 2018 tarihinde kaleme alınan bir makale ile bilim dünyasına takdim edilen araştırmada dört uzmanın imzası var.

2 Ağustos 2018 tarihinde kaleme alınan bir makale ile bilim dünyasına takdim edilen araştırmada dört uzmanın imzası var. Japonya’daki Tsukuba Üniversitesi’nde görev yapan uzmanlar, F. Ferdousia, R. Araki, K. Hashimoto ve H. Isoda. Makalenin başlığı “Zeytin yaprağı yeşil çaya nispetle daha fazla hematolojik fayda sağlayabilir” şeklinde.

Zeytin yaprağı çayı mı, Yeşil çay mı?

Gelelim araştırmanın niteliğine... Araştırmada yer alacak katılımcılar, 30 Ocak - 8 Nisan 2016 tarihleri arasında yerel gazetelerdeki ilanlar ile üniversite ve hastanede dağıtılan posterler vasıtasıyla tespit edildi. Çalışmaya dâhil edilme kriterleri şunlardı:

  • - Katılımcılar 40-70 yaş arası kadın olacak,
  • - Kötü kolesterol de denilen düşük yoğunluklu lipoprotein kolesterolü (LDL-C ) 120-159 mg / dL seviyesinde olacak,
  • - Vücut kitle indeksi <30.0 kg / m2 olacak,
  • - Açlık plazma glukoz seviyesi <126 mg / dL olacak,
  • - Hemoglobin A1c seviyesi <% 6.5 olacak.

Zeytin yaprağı çayı grubu ve yeşil çay grubu olarak ikiye ayrılan 31 kadın gönüllü ile devam eden 12 haftalık araştırma ve veri toplama işlemi 26 Mart - 16 Temmuz 2016 tarihleri arasında gerçekleşti. Her katılımcıya günde iki kez 500 miligram test içeceği içmesi ve araştırma süresi boyunca normal yaşam tarzını sürdürmesi talimatı verildi. Ayrıca katılımcılardan aşağıdaki bilgileri günlük olarak kaydetmeleri istendi:

  • Kan değerlerini düzeltiyor
  • - Test içeceklerinin tüketimi,
  • - Dışkı sıklığı,
  • - Herhangi bir hastalık belirtisi veya semptomu,
  • - İlaç kullanımı
  • - Diğer şikâyetler

Zeytin yaprağının hematolojik parametreler üzerindeki yararlı etkilerini bildiren ilk klinik çalışmada ne sonuçlar alındı peki?

Zeytin yaprağı çayı grubundan yer alan katılımcıların kırmızı kan hücresi, hemoglobin ve hematokrit değerlerinin yeşil çay grubundakilere göre önemli ölçüde arttığı, yeşil çay grubunda ise hematokritin önemli ölçüde azaldığı görüldü. Makalede yer alan şu cümleye dikkatinizi çekmek isteriz:

“Zeytin yaprağı çayı, anemi ve diğer kırmızı hücre bozukluklarını önlemek, tedavi etmek noktasında tabii bir çözüm olarak umut verici görünüyor.”

İnsan sağlığına sayısız faydaları var

Zeytin yaprağı konusunda diğer bir araştırma ise “Zeytin yaprağında bulunan polifenollerin insan sağlığına faydaları” adıyla maruf. 25 Kasım 2014 tarihinde bilim dünyasına sunulan araştırma, Patrícia Vogel, Isabel Kasper Machado, Juliano Garavaglia, Valdeni Terezinha Zani, Daiana de Souza ve Simone Morelo Dal Bosco imzalarını taşıyor. 2000-2014 yılları arasında LILACS-BIREME, SciELO ve MEDLINE veri tabanlarında İngilizce, Portekizce ve İspanyolca olarak "zeytin ağacı", "zeytin yaprağı", "zeytin yaprağı özleri", "fenolik bileşikler", "polifenoller", "oleuropein" gibi arama anahtarları kullanılarak bir tarama yapılmış ve 92 makale tespit edilmiş. Bu makalelerden 38’i konuyla ilgili bulunmuş, 9’una ise doğrudan atıf yapılmış. Bu çalışma ile zeytin yaprağında bulunan başta oleuropein olmak üzere birçok polifenolün sahip olduğu anti oksidan kapasite nedeniyle;

- Anti-hipertansif (yüksek tansiyona karşı),

- Hipokolesterolemik (yüksek kolesterole karşı),

- Hipoglisemik (bilhassa tip 2 diyabete karşı)

- Kardiyoprotektif (kalbi koruyucu),

- Antienflamatuar (iltihap ve yangılara karşı)

- Obezite (şişmanlık) karşıtı

Yani sayısız faydaları bulunduğu tespit edilmiş. Şimdi gelelim tek tek bu faydaları sizlere anlatmaya.

yüksek tansiyona karşı etkileri

Zeytin yaprağı ekstresinin antihipertansif (yüksek tansiyona karşı) etkisi çeşitli çalışmalarda gösterilmiştir. Günlük 500 mg ve 1000 mg zeytin yaprağı özütünün sistolik kan basıncı (SBP) ve diyastolik kan basıncı (DBP) üzerindeki etkilerini 8 hafta boyunca değerlendiren 40 monozigotik prehipertansif ikizle yapılan bir çalışma, önemli bir azalmaya işaret etmektedir. Susalit ve ekip arkadaşlarının yaptığı bir araştırma zeytin yaprağı özütünün, evre 1 hipertansiyonlu bireylerde SBP ve DBP üzerindeki etkisini ortaya koymuştur.1 Çalışma, günlük toplam 1000 mg doz için günde iki kez 500 mg'lık bir dozun hem sistolik hem de diyastolik basıncı azaltabildiğini göstermiştir.

Kalp koruyucu etkileri

Janahmadi ve arkadaşları2 tarafından zeytin yaprağı özütü içinde bulunan oleuropein maddesinin farelerde kardiyovasküler korumasını araştıran bir çalışma, oleuropein ile ön tedavinin akut miyokard enfarktüsü (AMI) için koruma sağladığını ve AMI'ye ikincil kalp yetmezliğinin (HF) gelişmesini önlediğini gösterdi. Kalp fonksiyonundaki iyileşme, enfarktüs boyutunun ve kardiyak hasarın azalmasına bağlı olabilir, buna kreatin kinaz-MB (CK-MB), troponin I ve laktat dehidrojenaz (LDH) 33'ün serum seviyelerinde iyileşme dâhildir. Başka bir çalışma, 6 hafta süreyle 10 veya 20 mg/kg Oleuropein veya 3 hafta boyunca 20 mg/kg uygulanmasının, kontrol grubuna kıyasla enfarktüs boyutunu azalttığını gösterdi (p = 0.001).

Oleuropein, doksorubisin gibi bazı ilaçların uygulanmasındaki koruyucu etkisi nedeniyle de incelenmiştir. Klinik olarak adriamisin olarak bilinen bir antrasiklin antibiyotiği olan doksorubisin, birçok habis hastalığa karşı oldukça etkili bir ilaçtır ancak klinik kullanımı, muhtemelen oksidatif stresin neden olduğu istenmeyen ciddi kardiyotoksik yan etkileri nedeniyle genellikle sınırlıdır. Doksorubisin ile tedavi edilen farelerde oleuropeinin etkisini değerlendiren in vivo bir çalışma, ilacın kardiyak enzimlerin sistemik dolaşıma salınmasını önemli ölçüde artırdığını gösterdiği gibi, yine ilacın neden olduğu lipid peroksidasyonunu azaltarak terapötik sonucu iyileştirip kardiyotoksikliği önlediğini ortaya koymuştur.

Tip 2 diyabete karşı etkileri

Zeytin yapraklarında bulunan polifenollerin, bilhassa oleuropein maddesinin diyabet hastalarına iyi geldiğine dair araştırmalar mevcuttur. Oleuropein’in hipoglisemik etkilerine dair iki husus göze çarpar:

Zeytin yapraklarında bulunan polifenollerin, bilhassa oleuropein maddesinin diyabet hastalarına iyi geldiğine dair araştırmalar mevcuttur.
Zeytin yapraklarında bulunan polifenollerin, bilhassa oleuropein maddesinin diyabet hastalarına iyi geldiğine dair araştırmalar mevcuttur.

1) Glikoz kaynaklı insülin salınımını etkileme potansiyeli ve

2) Periferal glikoz alımını artırma etkisi.

Hipoglisemik etkinin bir kısmı, oleuropeinin antioksidan kapasitesinden kaynaklanır. Jemai ile ekibinin bir araştırması3 16 ve 8 mg/kg vücut ağırlığı konsantrasyonlarında diyabetik farelerde oleuropein ve hidroksitirosol özütlerinin uygulanmasıyla oluşan etkileri araştırdı. Araştırma, tüm konsantrasyonlarda oleuropein ve hidroksitirosol özütlerinin uygulanmasından sonra diyabetik sıçanlarda kan glikoz seviyelerinin önemli ölçüde daha düşük olduğunu (p <0.05) gösterdi. İki kontrol grubuna (normal glikoz ve diyabetik) kıyasla oleuropein ve hidroksitirosol özütleri alan gruplarda karaciğer glikojeninde önemli bir artış görüldü.

Diyabetik tavşanlarla yapılan bir çalışma, oleuropein özütünün uygulanmasının kan şekeri seviyeleri üzerindeki etkilerini değerlendirdi. Çalışma, 16 haftalık bir süre boyunca 20 mg / kg vücut ağırlığı dozunu kullandı ve özütün uygulanmasının 8. haftasından itibaren oleuropein maddesinin hipoglisemik olarak önemli bir etkisi olduğunu gösterdi.

Diyabetik tavşanlarla yapılan bir çalışma, oleuropein özütünün uygulanmasının kan şekeri seviyeleri üzerindeki etkilerini değerlendirdi.
Diyabetik tavşanlarla yapılan bir çalışma, oleuropein özütünün uygulanmasının kan şekeri seviyeleri üzerindeki etkilerini değerlendirdi.

Çalışma ayrıca, oleuropein ile tedavi edilen grubun, oksidatif stres belirteci olan eritrosit malondialdehit düzeylerinde, kontrol grubuna kıyasla 10. haftadan itibaren önemli ölçüde azalma gösterdiğini ortaya koydu. Bu çalışma tip 2 diyabette oksidatif stresten kaynaklanan komplikasyonların azaltılmasında önleyici tedavi olarak oleuropein kullanımını tavsiye etmektedir.

Kronik kolite (bağırsak iltihaplarına) karşı etkileri

Oleuropein uygulamasının kronik kolitli hastalarda etkisi, dekstran sülfat sodyuma bağlı kronik kolitli farelerde 56 gün boyunca 500 mg / kg vücut ağırlığına eşdeğer olan oleuropein ile takviye edilmiş bir diyetin etkilerini değerlendiren bir araştırma vasıtasıyla Giner ve ekip arkadaşları4 tarafından test edilmiştir. Araştırma, oleuropein takviyeli diyetin, sodyum sülfatın neden olduğu kronik kolit semptomlarının hafifletilmesinde etkili olduğunu ortaya koymuştur.

Travmalara karşı etkileri

Oleuropeinin omurilik travmasındaki anti-enflamatuar etkisi 4 gruba ayrılmış farelerde test edilmiş, ilkine omurilik yaralanmasından hemen sonra, bir diğerine ise yaralanmadan 1 saat sonra 20 mg/kg vücut ağırlığı oranında oleuropein verilmiştir. Yaralanmadan 24 saat sonra gerçekleştirilen testlerde, uygulama zamanından bağımsız olarak oleuropein alan farelerde, tümör nekroz faktörü-α (TNF-α), IL-1β, nitrotirozin, indüklenebilir nitrik oksit sentaz (iNOS), siklooksijenaz-2 (COX-2) ve peroksizom proliferatör aktive edilmiş reseptör (PPAR) seviyelerinde bir azalma görülmüştür. Bu araştırma, zeytin yaprağında bulunan oleuropein maddesinin omurilik hasarıyla oluşan enflamatuvar reaksiyonları modüle ettiğini göstermektedir.

Obeziteye karşı etkileri

Zeytin yaprağının özütünde bulunan oleuropein maddesinin obezite üzerindeki etkisi de dikkate değer bir durumdur. Svobodova ile ekibinin bir çalışması5, oleuropeinin bünyesinde mevcut bulunan peroksizom proliferatör aktive edici reseptör (PPARy) yoluyla organizmada yağ oluşumunu engelleyen bir etkiye sahip olduğunu ortaya koymuştur. PPAR ayrıca insülin duyarlılığının düzenlenmesinde de rol oynar. De Bock ve çalışma arkadaşları6 da, şişmanlığın önlenmesi ve tedavisi için bir terapötik strateji olarak zeytin yaprağı polifenollerini, bilhassa oleuropein ile diyet takviyesi yapılmasını tavsiye etmişlerdir.

Kansere karşı zeytin yaprağı

Kanser hastalığında genetik kalıtımın önemi inkâr edilemez ancak obezite, dengesiz beslenme, sigara kullanımı, alkol tüketimi ve hareketsiz bir hayat sürme gibi faktörlerin de etkisini gözden uzak tutmamak gerekir. Zeytin yaprağı güçlü antioksidanlar içerir, bu nedenle kanser tedavisinde ciddi etkileri olabileceğine dair araştırmalar dikkat çekicidir.

  • Zeytin yaprağı polifenolleri, pankreas, lösemi, meme, prostat ve kolorektal dâhil olmak üzere birçok kanser hücresinin çoğalmasını engellemektedir. Daha da önemlisi, oleuropein ve hidroksitirosolün kanser ve normal hücreler arasında ayrım yaparak sadece kanser hücrelerinin ölümüne yol açtığı rapor edilmiştir.

Zeytinyağının da koruyucu nitelikleri nedeniyle sindirim sistemi kanserlerinde etkili olduğu bilinmektedir. Mevzuya ilişkin Anna Boss ve ekip arkadaşlarının “Zeytin Yaprağı Özütünün Anti-Kanser Etkisini Destekleyen Kanıtlar ve Gelecekteki Talimatlar” adlı makalesi ile Jessica Ruzzolini ve ekip arkadaşlarının “Zeytin Ağacı Yaprak Özütünün Ana Polifenolü olan Oleuropein, İnsan BRAF Melanom Hücrelerinde Anti-Kanser Etkisine Sahiptir ve Mevcut Kemoterapilerin Sitotoksisitesini Güçlendirir” adlı makalesine bakılabilir.

  • Kaynaklar
  • 1- E Susalit, N Agus, I Effendi, RR Tjandrawinata, D Nofiarny, T Perrinjaquet-Moccetti, Zeytin yaprağı özütünün evre 1 hipertansiyon hastaları üzerindeki etkisi: Captopril ile mukayese. Phytomedicine. 2011; 18: 251-8. DOI:10.1016/j.phymed.2010.08.016.
  • 2 - Z Janahmadi, AA Nekooeian, AR Moaref, M. Emamghoreishi. Oleuropein, Akut Miyokard Enfarktüsü Olan Sıçanlarda Kardiyoproteksiyon Sağlar. Cardiovasc Toxicol. 2014. DOI: 10.1007/ s12012-014-9271-1
  • 3 - H Jemai, M Bouaziz, I Fki, A el Feki, S. Sayadi. Chemlali zeytin yapraklarından elde edilen hidroliz türevi yönünden zengin özütler ve oleuropeinin hipolipidimik ve antioksidan aktiviteleri.Chem Biol Interact. 2008; 176(2-3): 88-98. DOI: 10.1016/j.cbi.2008.08.014.
  • 4 - E Giner, MC Recio, JL Ríos, RM Giner. Oleuropein Dekstran Sodyum Sülfata Bağlı Kronik Kolite Karşı Fareleri Korur. J Nat Prod. 2013; 76(6): 1113-20. DOI: 10.1021/ np400175b.
  • 5 - M Svobodova, I Andreadou, AL Skaltsounis, J Kopecky, P. Flachs. Peroksim Prolifetör tarafından aktive edilen Gamma Reseptörü inhibitörü olarak oleuropein. Genes Nutr. 2014; 9(1): 376. DOI: 10.1007/s12263-013-0376-0.
  • 6- M de Bock, JG Derraik, CM Brennan, JB Biggs, PE Morgan, SC Hodgkinson. Zeytin yaprağı polifenolleri, orta yaşlı aşırı kilolu erkeklerde insülin duyarlılığını artırır: randomize, plasebo kontrollü, çapraz bir çalışma. PLoS One. 2013; 8(3): e57622. DOI: 10.1371/journal. pone.0057622.