Televizyon dizilerinde asla bulunmayacak nesneler

Son zamanlarda yayınlanan Türk dizileri biz olmaktan o kadar uzaklar ki, izlerken bizlere lüks hayatı o kadar güzel empoze ediyorlar ki özümüzden uzaklaşmış oluyoruz neredeyse.

Oysa biz sert babalar bile olsa sıcak ve samimi ailelerin çocuklarıydık. Ailede bir arabanın olması bile lüksken şimdiki dizilerde herkesin arabası var, ki tüplü şahin bile değiller, hepsi en az 100 bin liralık araba.

Bizler bir villanın içini bilmeyiz, bizim evimizde annelerimizin kendi elleriyle mis kokan börekler yaptığı davul fırınlar vardı. Üstelik kırmızı! Kurutma makinesini bırak merdaneli çamaşır makinasından otomatiğe geçmemiz yılları almıştı. LCD, smart tv'nin adı yoktu. Tüplü televizyon vardı atari oynadığımız.

Dizilerde ki koca evler kışın nasıl ısınıyor, kaç para doğalgaz parası geliyor diye düşünmeden edemiyoruz biz. Çünkü bizler kömür sobasından doğalgaza geçince çok gelir mi acaba diye hep tedirgin olduk. Kışında o doğalgaz parası cidden çok geldi.

Sizler için zenginlerin asla bilemeyeceği ve televizyon dizilerinde bulunamayacak, ancak bizim gibilerin çok yakından tanıdığı nesneleri bir araya getirdik:

Davul fırın:

                                    
                                    Hiçbir dizide mutfakta bulunmaz. Ancak bizim evlerimizin baş tacıdır. Zenginler onda yapılan börek ve yemeklerin lezzetini asla bilemezler. Annelerimiz onu o kadar benimsemişlerdir ki, bozulsa kahrolurlardı. Eve yeni bir fırın almazlardı, alsalar bile davul fırını asla bırakmazlar. Bu yeni fırınlar börekleri hep yakıyor diyerek davul fırını kullanırlardı. 

 Davul fırının yeri ya buzdolabının üstüdür ya da yüksek bir yer. Her zaman başımızın üzerinde yeri vardır.
Davul fırın: Hiçbir dizide mutfakta bulunmaz. Ancak bizim evlerimizin baş tacıdır. Zenginler onda yapılan börek ve yemeklerin lezzetini asla bilemezler. Annelerimiz onu o kadar benimsemişlerdir ki, bozulsa kahrolurlardı. Eve yeni bir fırın almazlardı, alsalar bile davul fırını asla bırakmazlar. Bu yeni fırınlar börekleri hep yakıyor diyerek davul fırını kullanırlardı. Davul fırının yeri ya buzdolabının üstüdür ya da yüksek bir yer. Her zaman başımızın üzerinde yeri vardır.
Merdaneli çamaşır makinesi:

                                    
                                    Bir dizide zaten çamaşır yıkayan ev hanımı görmek güç, hadi gördük tam otomatik yıkamalı kurutmalı pahalı modeller varken ne arasın bu merdaneli çamaşır makinesi oralarda. 

 Şimdilerde pek kalmadı bunlardan zaten, kalanlarda kullanılır mı bilemeyiz, ama orta sınıf tüm aileler 90'ların sonuna kadar kullandı. Bazı modellerine sıcak suyu bile kendimiz koyardık. Suyunu küvete boşaltırdık. Sık özelliği vardı, ama içerisinde değil, üzerindeki kollu yerde. Biri çamaşırı verir diğeri sıkardı. Deterjanı koyacak herhangi bir gözü olmadığından çamaşırların üzerine atardık. Bazen çalışırken o kadar hareket ederdi ki, evin içinde gezintiye çıkmak istediğini düşünürdük.
Merdaneli çamaşır makinesi: Bir dizide zaten çamaşır yıkayan ev hanımı görmek güç, hadi gördük tam otomatik yıkamalı kurutmalı pahalı modeller varken ne arasın bu merdaneli çamaşır makinesi oralarda. Şimdilerde pek kalmadı bunlardan zaten, kalanlarda kullanılır mı bilemeyiz, ama orta sınıf tüm aileler 90'ların sonuna kadar kullandı. Bazı modellerine sıcak suyu bile kendimiz koyardık. Suyunu küvete boşaltırdık. Sık özelliği vardı, ama içerisinde değil, üzerindeki kollu yerde. Biri çamaşırı verir diğeri sıkardı. Deterjanı koyacak herhangi bir gözü olmadığından çamaşırların üzerine atardık. Bazen çalışırken o kadar hareket ederdi ki, evin içinde gezintiye çıkmak istediğini düşünürdük.
Tüpü televizyon

                                    
                                    Zenginler bir dönem mecburiyetten kullandı bu emektarları ancak yeni teknolojiyle hemen sattılar. Hele şu anki dizilerde en üst düzeyini kullanıyorlar. Adamlar utanmasa televizyondan birilerini arayıp görüntülü görüşecekler.

 Oysa bizim hayatımızda tüplü televizyonlar hala var. Hala geniş bir yer tutuyor. Evin salonunun en görkemli yerinde tüm ağırlığıyla durur. Ağırlık derken gerçekten ağırlık, bir yerden bir yere götürmek güç ister. LCD'ler gibi tek elle kaldırmak her babayiğidin harcı değildir. Sımsıkı kucaklamak sarılmak ister. 

 Bizim evlerimizde o kadar değerliydi ki o tüplü televizyonlar, üzeri dantellerle ötülür, özenle açılırdı. Atari oynarken bir anda televizyon bozulur diye kapattırılırdı. 

 Ve çok dayanıklıydı, tüpü azalıp çizgileri çıkamaya başladığında arkadaşına bir iki sağlam vurdum mu bir süre daha idare ederdi. Şimdi vur bakalım öyle smart tv'ye kıyabiliyor musun ya da o televizyon bir daha çalışıyor mu ?

 Oysa tüplü televizyon vefakardı ne yaparsan yap ne kadar vurursan vur çalışırdı.
Tüpü televizyon Zenginler bir dönem mecburiyetten kullandı bu emektarları ancak yeni teknolojiyle hemen sattılar. Hele şu anki dizilerde en üst düzeyini kullanıyorlar. Adamlar utanmasa televizyondan birilerini arayıp görüntülü görüşecekler. Oysa bizim hayatımızda tüplü televizyonlar hala var. Hala geniş bir yer tutuyor. Evin salonunun en görkemli yerinde tüm ağırlığıyla durur. Ağırlık derken gerçekten ağırlık, bir yerden bir yere götürmek güç ister. LCD'ler gibi tek elle kaldırmak her babayiğidin harcı değildir. Sımsıkı kucaklamak sarılmak ister. Bizim evlerimizde o kadar değerliydi ki o tüplü televizyonlar, üzeri dantellerle ötülür, özenle açılırdı. Atari oynarken bir anda televizyon bozulur diye kapattırılırdı. Ve çok dayanıklıydı, tüpü azalıp çizgileri çıkamaya başladığında arkadaşına bir iki sağlam vurdum mu bir süre daha idare ederdi. Şimdi vur bakalım öyle smart tv'ye kıyabiliyor musun ya da o televizyon bir daha çalışıyor mu ? Oysa tüplü televizyon vefakardı ne yaparsan yap ne kadar vurursan vur çalışırdı.
Tüplü ekranı olan bilgisayar

                                    
                                    Bu yeni dizilerde bilgisayar hep var da biraz samimiyetsiz gibi. İnsanlar hep kucaklarında pahalı bilgisayarlarla, ellerinde iPadlerle. Evet teknoloji yaygınlaştı, masaüstü bilgisayar diye bir şey kalmadı kabul. Ama hepimizin evinde Macbook, iPad yok kardeşim. Hele ki bir kafeye gidip karton bardakta kahve alıp maillerimizi kontrol etmek hiç yok. Zaten bizim bilgisayarlarımız açılana kadar kahve soğur.

 Gelelim tüp ekranlı olan bilgisayarlara. Biz bilgisayarı bunlarla öğrendik, Playstaion'dan oyun oynamak onunla oynan oyunların keyfini asla vermedi. Ve neredeyse hiç bozulmadı, bir hafta kapanmadığı oldu, ödevlerimizi yaptı, oyunlarda klavyeye ekrana vurmaları kaldırdı ama sesini çıkarmadı. Bir uygulamayı aç dedik, çalıştırmak için kendini yırttı, bu yeni nesil bilgisayarlar gibi hemen 'dıt, dıt' uyarılar vermedi. Ve o kadar büyük ve ihtişamlıydı hayatımızdaki her ana burnunu sokmadı, insani ilişkilere müdahale etmeden, karışmadan bekledi.
Tüplü ekranı olan bilgisayar Bu yeni dizilerde bilgisayar hep var da biraz samimiyetsiz gibi. İnsanlar hep kucaklarında pahalı bilgisayarlarla, ellerinde iPadlerle. Evet teknoloji yaygınlaştı, masaüstü bilgisayar diye bir şey kalmadı kabul. Ama hepimizin evinde Macbook, iPad yok kardeşim. Hele ki bir kafeye gidip karton bardakta kahve alıp maillerimizi kontrol etmek hiç yok. Zaten bizim bilgisayarlarımız açılana kadar kahve soğur. Gelelim tüp ekranlı olan bilgisayarlara. Biz bilgisayarı bunlarla öğrendik, Playstaion'dan oyun oynamak onunla oynan oyunların keyfini asla vermedi. Ve neredeyse hiç bozulmadı, bir hafta kapanmadığı oldu, ödevlerimizi yaptı, oyunlarda klavyeye ekrana vurmaları kaldırdı ama sesini çıkarmadı. Bir uygulamayı aç dedik, çalıştırmak için kendini yırttı, bu yeni nesil bilgisayarlar gibi hemen 'dıt, dıt' uyarılar vermedi. Ve o kadar büyük ve ihtişamlıydı hayatımızdaki her ana burnunu sokmadı, insani ilişkilere müdahale etmeden, karışmadan bekledi.
Plastik mutfak dolabı ve sandalye

                                    
                                    Ya bu dizilerdeki balkon ve bahçe sahnelerine bile kocaman, gösterişli ahşap veya metal mobilyalar var. Sizce de çok samimiyetsiz değil mi?

 Bizim evlerin balkonunda hep plastik sandalyeler var, bahçelerimizde öyle hatta gittiğimiz yazlık çay bahçelerinde bile bunlardan var. Hayatın gerçeği bu sandalyeler. 

 Her an kırılma ihtimaline karşı duyulan heyecanla oturmak, ayaklarını esneterek düşer gibi yapıp hayatına adrenalin katmak… Oysa hiçbir dizide yok bunlar. Ama bizim hayatımızda varlar ve Sert olan plastik üstüne koyulan sünger ile iyi ki de varlar... 

 Birde hepimizi mutfağında olan plastik mutfak dolapları yok bu dizilerde hiç. Biz onların ilk katına ekmek, en alt katına patates soğan koyarız sevgili senaristler, Türklerin evlerinde pek kiler mantığı yoktur, öyle bir oda varsa bile çocuk odası yapılır!
Plastik mutfak dolabı ve sandalye Ya bu dizilerdeki balkon ve bahçe sahnelerine bile kocaman, gösterişli ahşap veya metal mobilyalar var. Sizce de çok samimiyetsiz değil mi? Bizim evlerin balkonunda hep plastik sandalyeler var, bahçelerimizde öyle hatta gittiğimiz yazlık çay bahçelerinde bile bunlardan var. Hayatın gerçeği bu sandalyeler. Her an kırılma ihtimaline karşı duyulan heyecanla oturmak, ayaklarını esneterek düşer gibi yapıp hayatına adrenalin katmak… Oysa hiçbir dizide yok bunlar. Ama bizim hayatımızda varlar ve Sert olan plastik üstüne koyulan sünger ile iyi ki de varlar... Birde hepimizi mutfağında olan plastik mutfak dolapları yok bu dizilerde hiç. Biz onların ilk katına ekmek, en alt katına patates soğan koyarız sevgili senaristler, Türklerin evlerinde pek kiler mantığı yoktur, öyle bir oda varsa bile çocuk odası yapılır!
Kömür sobası

                                    
                                    Dizilerdeki koca yalılar, konaklar nasıl ısınıyor? Kaç para fatura ödüyorlar acaba? Hepsi merkezi sistemli mi, kombili mi? Aralarında doğalgaz olamayan var mı acaba?

 Diziler sobayı sadece romantizme araç sanıyorlar ama insanlar onuna bir kış ısınıyor! Bir odada yanan soba başında oturmak, üzerinde kestane pişirmek, çay demlemek, ekmek kızartmak bu dizilerin hiç birinde yok ama hayatın en tatlı gerçeklerinden.

 O sobayı yakmak için odun taşımak, soğukta çıkıp almak, sobanın olmadığı bir odada yatmanın acısını bizler biliriz. Bir de üzerine kolonya döküp eğlenmeyi biliriz biz.
Kömür sobası Dizilerdeki koca yalılar, konaklar nasıl ısınıyor? Kaç para fatura ödüyorlar acaba? Hepsi merkezi sistemli mi, kombili mi? Aralarında doğalgaz olamayan var mı acaba? Diziler sobayı sadece romantizme araç sanıyorlar ama insanlar onuna bir kış ısınıyor! Bir odada yanan soba başında oturmak, üzerinde kestane pişirmek, çay demlemek, ekmek kızartmak bu dizilerin hiç birinde yok ama hayatın en tatlı gerçeklerinden. O sobayı yakmak için odun taşımak, soğukta çıkıp almak, sobanın olmadığı bir odada yatmanın acısını bizler biliriz. Bir de üzerine kolonya döküp eğlenmeyi biliriz biz.
Çekyat

                                    
                                    Bizde bir oturma odasının en gerekli elemanı çekyattır. İsminden bile belli değil mi kullanışlı olduğu, hem yatak olabiliyor hem de koltuk. Hele altındaki boşluk değerlendirildiğinde tadından yenmez bir araç. Ama hiçbir dizide bu da yok. Altından çarşaf çıkarıp gelen misafire hiç açılmıyor. O 'çat, çat' sesi duyulmuyor. Kimse rahat açılsın diye ucundan tutup öne çekmiyor.

Oysa biz evlerimizde o çekyat üzerinden izliyoruz dizileri. Üzerinde kirlenmesin diye yayılan örtü kayıyor düzeltiyoruz, heyecanlanınca üzerine çay döküyoruz sesi çıkmıyor. Ama bir konağın salonda kıyıda köşede bile durup selam vermiyor bize.
Çekyat Bizde bir oturma odasının en gerekli elemanı çekyattır. İsminden bile belli değil mi kullanışlı olduğu, hem yatak olabiliyor hem de koltuk. Hele altındaki boşluk değerlendirildiğinde tadından yenmez bir araç. Ama hiçbir dizide bu da yok. Altından çarşaf çıkarıp gelen misafire hiç açılmıyor. O 'çat, çat' sesi duyulmuyor. Kimse rahat açılsın diye ucundan tutup öne çekmiyor. Oysa biz evlerimizde o çekyat üzerinden izliyoruz dizileri. Üzerinde kirlenmesin diye yayılan örtü kayıyor düzeltiyoruz, heyecanlanınca üzerine çay döküyoruz sesi çıkmıyor. Ama bir konağın salonda kıyıda köşede bile durup selam vermiyor bize.
Tek kapılı buzdolabı

                                    
                                    Dizilerdeki buzdolabını uzay mekiğinden ayırmak oldukça güç. Zira o dolap bizim evimizin mutfağı ile aynı büyüklükte, paramız olup alsak bile mutfağa ya o girebilecek ya da biz. Ve o dolabın içi hep dolu, hiç mi ay sonu olmuyor bu dizilerde. 

 Bizler tek kapılı buzdolabından nofrosta yeni geçmişken bu dolaplar bize gerçekçi gelmiyor özgünüm.
Tek kapılı buzdolabı Dizilerdeki buzdolabını uzay mekiğinden ayırmak oldukça güç. Zira o dolap bizim evimizin mutfağı ile aynı büyüklükte, paramız olup alsak bile mutfağa ya o girebilecek ya da biz. Ve o dolabın içi hep dolu, hiç mi ay sonu olmuyor bu dizilerde. Bizler tek kapılı buzdolabından nofrosta yeni geçmişken bu dolaplar bize gerçekçi gelmiyor özgünüm.
Sarı tuvalet terliği

                                    
                                    Evlerin en vazgeçilmez ögesi sarı tuvalet terliği de hiçbir dizide yok. Çünkü onların banyoları ve tuvaletleri de lüks. Oysa bizler ıslanmış olan o terliği giydikten sonra az isyan etmedik. O kadar uzun süre kullandık ki onları yırtılıp kullanılamaz olana kadar atmadık. Misafir geldiğinde gizledik gidince özümüze döndük. Samimiyetin göstergesiydi onlar.
Sarı tuvalet terliği Evlerin en vazgeçilmez ögesi sarı tuvalet terliği de hiçbir dizide yok. Çünkü onların banyoları ve tuvaletleri de lüks. Oysa bizler ıslanmış olan o terliği giydikten sonra az isyan etmedik. O kadar uzun süre kullandık ki onları yırtılıp kullanılamaz olana kadar atmadık. Misafir geldiğinde gizledik gidince özümüze döndük. Samimiyetin göstergesiydi onlar.
Kilim desenli halı

                                    
                                    Bu halıdan evinde bulunmayan yoktur. Yolluk kilim gibi isimlerle anılır. Üzerindeki desenler Türklere aittir. Yereldir, millidir. Ama bizim dizilerimiz demek ki milli değil. Çünkü bu halılardan hiçbir yerde yok! 

 Çarşıda, pazarda bile satılan bu halı, milyonların harcandığı dizilerde duvar süsü olarak bile yok! 

 Ama hepimizin evlerinde yıllardır bunlardan var, emektar bunlar!
Kilim desenli halı Bu halıdan evinde bulunmayan yoktur. Yolluk kilim gibi isimlerle anılır. Üzerindeki desenler Türklere aittir. Yereldir, millidir. Ama bizim dizilerimiz demek ki milli değil. Çünkü bu halılardan hiçbir yerde yok! Çarşıda, pazarda bile satılan bu halı, milyonların harcandığı dizilerde duvar süsü olarak bile yok! Ama hepimizin evlerinde yıllardır bunlardan var, emektar bunlar!
Dantel örtü

                                    
                                    Üzerine örtülmeyen tek bir nesne bile yokken, hiçbir dizide yer almıyor danteller. Oysa olsa ne kadar bizden olurdu, herhangi bir dizide salondaki sehpanın üzerinde olsa nasılda hoşumuza giderdi. 

 O dizideki karakterlerle ağlayan üzülen annelerimiz nasıl benimserdi. Orada görülen desenlerden örnek çıkartıp evin her yanını nasılda onlarla donatırlardı.

 Bizim evlerimizde televizyondan telefona, sehpadan vitrine, geniş yer kaplayan bu dantelleri televizyon dizilerinde de görmek istiyoruz.
Dantel örtü Üzerine örtülmeyen tek bir nesne bile yokken, hiçbir dizide yer almıyor danteller. Oysa olsa ne kadar bizden olurdu, herhangi bir dizide salondaki sehpanın üzerinde olsa nasılda hoşumuza giderdi. O dizideki karakterlerle ağlayan üzülen annelerimiz nasıl benimserdi. Orada görülen desenlerden örnek çıkartıp evin her yanını nasılda onlarla donatırlardı. Bizim evlerimizde televizyondan telefona, sehpadan vitrine, geniş yer kaplayan bu dantelleri televizyon dizilerinde de görmek istiyoruz.
Leğen ve Maşrapa

                                    
                                    Bu ikilinin olmadığı eve ev demeyiz biz, kullanılmasa bile bir evin demirbaşı olarak bulunmalı. Dizi yapımcılarına ve senaristlere sesleniyoruz en azından bir sahnede sadece detay olarak bir leğen ya da maşrapa gösterin lütfen. 

 Çünkü biz o diziyi izlerken annelerimiz leğene doldurduğu çamaşırlarla önümüzden geçiyor.
Leğen ve Maşrapa Bu ikilinin olmadığı eve ev demeyiz biz, kullanılmasa bile bir evin demirbaşı olarak bulunmalı. Dizi yapımcılarına ve senaristlere sesleniyoruz en azından bir sahnede sadece detay olarak bir leğen ya da maşrapa gösterin lütfen. Çünkü biz o diziyi izlerken annelerimiz leğene doldurduğu çamaşırlarla önümüzden geçiyor.