3 tüp kanla bir hayata şifa olacağınızı hiç düşündünüz mü?
İsmini söylemeye dahi çekindiğimiz, korktuğumuz “o” hastalık hep birinin, bir başkasının başına gelir diye düşünürüz çoğu zaman. Arkadaşın tanıdığı ya da sadece ismini duyduğunuz biridir kanser olan.
18-50 yaş aralığında bir bireyseniz; Kızılay verici merkezlerine kayıt formu ve 3 tüp kan örneğiyle ilk adımı atabilirsiniz. Verdiğiniz kan örneklerinin doku analizi yapılarak Sağlık Bakanlığı'nca saklanıyor. Birisiyle eşleştiğinizde sizden tekrar kan örneği isteniyor. İleri eşleşme saklandığında nakil için hazırlıklar başlıyor. %90 kan verir gibi, % 10 ihtimal ufak bir operasyonla kalça kemiğinden kök hücre alınıyor. Ve bir hayat kurtarıyorsunuz.
Derler ya “kanser; kafana vurarak öğretmeyi seven bir öğretmen” diye. Hakikaten öyle... Ancak başa geldiğinde ezberler bozuluyor, yaşamın kıymeti artıyor. İşte "kafamıza vurulmadan" öğrenebileceğimiz ve belki de bir hayata şifa olacağımız bir proje "Belki de Sensin"
Bu hikayeyi ilginç kılan, 2 yıldır eşiyle birlikte "belki de sensin" donörlük kampanyasını yürüten 27 yaşında hamile bir kadının kanser olması. Sosyal medyada gördüğümüz bu hikaye kök hücre bağışçılığına farkındalık yaratmayı başarıyor.
"Siz bu satırları okurken ben eşimle birlikte steril bir kemoterapi odasında tedaviyi sürdürüyor olacağım. Böyle bayat ve sıradan bir giriş yaptığım için kusura bakmayın ama dikkatinizi çekmek benim için hayati bir mesele.
Ben, Aykut Kadir Kurt. Yapı Kredi Teknoloji'de çalışıyorum. Yaklaşık 3 senedir kök hücre donörlüğü ile ilgili gönüllü çalışmalar yürüten Belki de Sensin organizasyonunun kurucusuyum. Diğer kurucusu sevgili eşim. Her yıl çoğunluğu çocuk binlerce insanın yine diğer insanların vurdumduymazlığı yüzünden yok yere öldüğünü öğrenince tutamadık kendimizi. Kimse bir şey yapmıyorsa biz yapmalıyız dedik. Biz insanlara bu meseleyi yaymaya çalışırken yaklaşık 8 ay önce eşime lenf kanseri teşhisi konuldu. O zaman hamileydi. Yavrumuza 6 hafta erken ama çok sağlıklı kavuşmuş olduk. Gerçekten film gibi! Ama bizim hayatımızın gerçeği. Bilenler beni daha iyi anlar, çok acı ve zorlu bir gerçek."
"Evet hayat bize büyük bir oyun oynuyor. Ben istiyorum ki sevgilim ile yaşlanayım. Demir'i tek başıma büyütmek istemiyorum. Uzun süreli aktörlüğü beceremem ben. Hem ben analistim ne işim var benim aktörlüke! Ben istiyorum ki siz de bizimle oynayın, şu meseleyi halledelim. İnsanlar hayatına devam edebilsinler.
3 sene önce başkaları için yola çıkmıştık. Şimdi bizim kök hücre nakline ihtiyacımız var! Yardımınız gerekiyor. İsterseniz tek tek bile yalvarabilirim.
Lütfen size en yakın Kızılay gönüllü verici merkezine giderek donör olun.
Lütfen sevdiğiniz herkese bu konudan bahsedin.
Sakın ertelemeyin! Sizin erteleme lüksünüz olabilir ama yatağında nakil bekleyen çocukların “ben haftaya da yaşasam olur!” deme şansları yok!
Donör olmak kesinlikle acılı bir süreç değil ve sizden herhangi bir şey eksilmiyor."
DONÖR OLMAK için detaylı bilgi: www.belkidesensin.org ve www.kizilay.org.tr
Derler ya “kanser; kafana vurarak öğretmeyi seven bir öğretmen” diye. Hakikaten öyle... Ancak başa geldiğinde ezberler bozuluyor, yaşamın kıymeti artıyor. İşte "kafamıza vurulmadan" öğrenebileceğimiz ve belki de bir hayata şifa olacağımız bir proje "Belki de Sensin"
Bu hikayeyi ilginç kılan, 2 yıldır eşiyle birlikte "belki de sensin" donörlük kampanyasını yürüten 27 yaşında hamile bir kadının kanser olması. Sosyal medyada gördüğümüz bu hikaye kök hücre bağışçılığına farkındalık yaratmayı başarıyor.
"Siz bu satırları okurken ben eşimle birlikte steril bir kemoterapi odasında tedaviyi sürdürüyor olacağım. Böyle bayat ve sıradan bir giriş yaptığım için kusura bakmayın ama dikkatinizi çekmek benim için hayati bir mesele.
Ben, Aykut Kadir Kurt. Yapı Kredi Teknoloji'de çalışıyorum. Yaklaşık 3 senedir kök hücre donörlüğü ile ilgili gönüllü çalışmalar yürüten Belki de Sensin organizasyonunun kurucusuyum. Diğer kurucusu sevgili eşim. Her yıl çoğunluğu çocuk binlerce insanın yine diğer insanların vurdumduymazlığı yüzünden yok yere öldüğünü öğrenince tutamadık kendimizi. Kimse bir şey yapmıyorsa biz yapmalıyız dedik. Biz insanlara bu meseleyi yaymaya çalışırken yaklaşık 8 ay önce eşime lenf kanseri teşhisi konuldu. O zaman hamileydi. Yavrumuza 6 hafta erken ama çok sağlıklı kavuşmuş olduk. Gerçekten film gibi! Ama bizim hayatımızın gerçeği. Bilenler beni daha iyi anlar, çok acı ve zorlu bir gerçek."
"Evet hayat bize büyük bir oyun oynuyor. Ben istiyorum ki sevgilim ile yaşlanayım. Demir'i tek başıma büyütmek istemiyorum. Uzun süreli aktörlüğü beceremem ben. Hem ben analistim ne işim var benim aktörlüke! Ben istiyorum ki siz de bizimle oynayın, şu meseleyi halledelim. İnsanlar hayatına devam edebilsinler.
3 sene önce başkaları için yola çıkmıştık. Şimdi bizim kök hücre nakline ihtiyacımız var! Yardımınız gerekiyor. İsterseniz tek tek bile yalvarabilirim.
Lütfen size en yakın Kızılay gönüllü verici merkezine giderek donör olun.
Lütfen sevdiğiniz herkese bu konudan bahsedin.
Sakın ertelemeyin! Sizin erteleme lüksünüz olabilir ama yatağında nakil bekleyen çocukların “ben haftaya da yaşasam olur!” deme şansları yok!
Donör olmak kesinlikle acılı bir süreç değil ve sizden herhangi bir şey eksilmiyor."
DONÖR OLMAK için detaylı bilgi: www.belkidesensin.org ve www.kizilay.org.tr