İnsan bazen bir nimeti elde edemediği için üzülür; oysa her erişemeyiş bir eksiklik değildir. Kimi kapılar açılmadığı için değil, insanı korumak için kapalı kalır. Hz. Ali'nin işaret ettiği gibi, bazı mahrumiyetler aslında büyük bir rahmettir. Çünkü her sahip oluş, beraberinde bir yük getirir; her arzu, kalbe yerleştiğinde insanı yorar. Uzak tutulduğumuz şeyler bazen bizi dağıtan, bazen de özümüzden koparan ihtimallerdir. Hikmet, verilmeyeni bir kayıp olarak görmekte değil; neden verilmediğini düşünmekte gizlidir. İnsan kalbi, her isteği taşıyabilecek kadar geniş değildir. Bu yüzden bazı nimetler eksiltilerek değil, esirgenerek korunur. Her gecikme bir reddiye değildir; her yokluk da bir mahrumiyet sayılmaz. Bazen insan, sahip olamadıklarıyla selamette kalır.