İbn Kayyım’ın hatırlattığı hakikat: meyil, layık olunana doğrudur

İnsan, kalbinin diliyle hareket eder; göz, gönlün uygun gördüğüne bakar, adım ise ona doğru atılır. Bu yüzden meyillerimiz, aslında kim olduğumuzu ve neye layık olduğumuzu sessizce fısıldar. Münasip olanı seçmek, yalnızca bir tercih değil; iç dünyamızın, ahlakımızın ve ruhumuzun aynasıdır. Kalbini temizleyen, niyetini güzelleştiren kişi, güzelliklere yönelir; kirli niyetler ise kirli yollara sürükler. Zira insan, dışarıda aradığı hakikati önce kendi içinde inşa eder. İbn Kayyim'in hatırlattığı gibi, her kişi ancak kendisine layık olana meyleder; bu yüzden önce kendimizi layık kılacağımız bir hâl, bir seviye, bir istikamet kurmalıyız. Çünkü insanın yöneldiği yer, hakikatte içinde taşıdığı hâlin izdüşümüdür. Kalbin safiyetini muhafaza eden, yolunu da selamette tutar; gönlü bulanık olan ise pusulasını kaybeder.