İnsanın kendine bile itiraf edemediği bir ümit taşıması; hem bir kırılganlık hem de içten içe büyüyen bir güçtür. Karanlık bir bulutun ardında saklanan ışık gibi. Bir gün doğru zamanda, doğru yerde yeniden doğabilsin diye sessizce bekleyen bir ışık. Herkesin içinde, kimseye söylemediği küçük bir iyileşme isteği, yaralarını onaracak bir rüzgâr umudu, yeniden tazelenme arzusu vardır. Belki de insanı ayakta tutan şey tam olarak budur: dillendirilmeyen, saklanan ama hiç sönmeyen o iç ses. Hayat bazen ağırlaşsa da, içten içe taşıdığımız o gizli ümit, bize her defasında yeniden başlamayı fısıldar. Çünkü umut, insanın kendi kalbinde saklı kalan en güzel sırdır.