Geçmiş, insana ders vermesi için vardır; zincir olup ayağına dolanması için değil. Yahya İbn Muaz'ın dediği gibi, geçmişe üzülmek ömrün bereketini tüketir. Çünkü insan, dünde takılı kaldıkça bugünün nimetlerini ıskalar, geleceğin kapılarını kapatır. Hatalar, pişmanlıklar, kayıplar. Hepsi hayatın bir parçasıdır ama hiçbirinin seni diri diri bugünden koparmaya hakkı yoktur. Zira bereket, anı hakkıyla yaşamaktan doğar. Geçmişe bakmak sadece ibret içindir; orada yaşamak, insanı tüketir. Bugünü inşa eden, yarını hazırlayan ise kalbin canlılığıdır. İnsanın görevi, geçmişin gölgesinde kaybolmak değil; bugünün ışığında yol almaktır. Çünkü ömür, yalnızca akıp giden bir zaman değil; hakikate uyanmış bir bilinçtir. Ve bilinç, geriye değil, daima ileriye bakar.