Bugüne kadar sosyal medyada birçok farklı “gün tabağı” paylaşımına denk geldik ancak bu kadar kuruluk seviyesinin zirvesine ulaşmış bir tabakla karşılaşmak hepimizi hazırlıksız yakaladı. Fotoğraftaki tabakta yer alan ceviz, kek, lokum ve kurabiye dörtlüsü tek başına bakıldığında oldukça masum görünse de bir araya geldiklerinde, sanki ağız kuruluğuna meydan okurcasına bir dayanıklılık testine dönüşmüş gibi duruyor. Bu tabaktan bir parça alabilmek için çayın sadece eşlikçi değil, adeta yaşamsal bir zorunluluk olduğunu hatırlıyoruz.
Kuruluğun En Lezzetli Hâli Bu tabak, “gün kültürü”nün en sade ama bir o kadar da güçlü temsilcilerinden biri. İçerisinde ne meyve suyu var ne kremalı tatlı… Sadece klasiklerin bir araya geldiği, biraz nostaljik, biraz da zorluk seviyesi yüksek bir deneyim. O kadar kuru ki, yanına çay değil, belki bir litre su bile gerekebilir. Ancak yine de bu tabak, birçok kişinin çocukluk günlerinden tanıdığı o misafirlik atmosferini hissettirmeyi başarıyor.
Çaysız Asla Çayın olmadığı bir ortamda bu tabağı tüketmeye çalışmak, çölde yürümeye benzetilebilir. Çay geldiğinde ise her lokmanın anlamı değişiyor; kurabiye yumuşuyor, kek tatlanıyor, ceviz bile kendine geliyor. Belki de bu tabak, bize bir kez daha Türk misafirliğinin en temel kuralını hatırlatıyor: Çaysız gün olmaz. Peki siz olsanız bu tabağın hakkından hangi sırayla gelirdiniz?
