ABD Pasifik'te Çin'i adım adım nasıl kuşatıyor?

Amerika Birleşik Devletleri'nin Pasifik Okyanusu’nda adım adım yerleştiği üsler, müttefikleriyle yaptığı ortak tatbikatlar ve konuşlandırdığı hipersonik füzelerle Çin’in çevresinde kuşatma hattı inşa ediyor. Washington’un “savunma” dediği bu yapı, Pekin tarafından doğrudan tehdit olarak görülüyor.
Son yıllarda ABD, Pasifik bölgesinde dikkat çekici bir askeri yığınak oluşturdu. Guam, Saipan, Tinian, Okinawa ve Avustralya’daki üsler genişletilirken, Filipinler, Japonya, Tayland ve Güney Kore gibi müttefik ülkelerle yeni anlaşmalar yapıldı. Bu üslerde sadece radar veya gözetleme sistemleri değil; aynı zamanda nükleer başlık taşıyabilen füzeler ve stratejik bombardıman uçakları da konuşlandırılıyor.
Guam’daki Andersen Hava Üssü ile Japonya’daki Kadena Üssü, Çin’e sadece dakikalar içinde ulaşabilecek hipersonik sistemlere ev sahipliği yapıyor. Papua Yeni Gine, Palau ve Avustralya gibi ülkelerde ise radar ve sinyal istihbaratı merkezleri aktif hale getirildi. Filipinler ve Singapur gibi stratejik geçiş noktaları ise donanma gemileri ve ikmal hatları için kullanılıyor.
Washington savunma, Pekin ise kuşatma diyor
ABD yönetimi bu askeri ağı, “Hint-Pasifik’te güvenliği sağlama” amacıyla savunuyor. Ancak Çin yönetimi bu gelişmeleri bir çevreleme stratejisinin açık işareti olarak değerlendiriyor. Özellikle Tayvan’a yapılan silah satışları, Güney Çin Denizi’ndeki tatbikatlar ve Japonya-Filipinler hattındaki yoğun yığınak, Pekin’in güvenlik algısını derinden etkiliyor.
Analistler, bu adımların Çin’in küresel sisteme alternatif oluşturma çabalarına karşı bir strateji olduğunu belirtiyor. Çin’in Afrika, Orta Asya ve Güney Amerika’daki ekonomik etkisinin büyümesi, Washington’da alarm zillerini çaldı. Bu nedenle yalnızca askeri değil; ekonomik ve diplomatik kuşatma stratejisi de eşzamanlı yürütülüyor.