Amerika'nın en acımasız katili, mezar hırsızı: Edward Gein

Edward Gein’in 26 Temmuz 1984 tarihinde akıl hastanesinde son bulan kan donduran yaşamından kesitleri sizler için derledik...
Edward Gein’in 26 Temmuz 1984 tarihinde akıl hastanesinde son bulan kan donduran yaşamından kesitleri sizler için derledik...

Amerika’nın gelmiş geçmiş en acımasız katili, mezar hırsızı, sinemada gişe rekorları kıran; Sapık, Teksas Katliamı ve Kuzuların Sessizliği filmlerinin de esin kaynağı Edward Gein’in 26 Temmuz 1984 tarihinde akıl hastanesinde son bulan kan donduran yaşamından kesitleri sizler için derledik...

İşte Amerika’nın gelmiş geçmiş en acımasız katili, mezar hırsızı Edward Gein'in kan donduran yaşamından kesitler...


                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Amerika’nın gelmiş geçmiş en acımasız katili, mezar hırsızı Edward Gein tarihler 27 Ağustos 1906’yı gösterdiğinde La Crosse kasabasında Augusta ve George çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi. 

  
Ed Gein’in  babası George; pasif, kişiliksiz, alkolik bir işsiz; annesi Augusta ise hastalık derecesinde dominant,  dindar bir kadındı. Edward’ın bir de kendisinden 7 yaş büyük ağabeyi vardı. 

  
Ed’in annesi Augusta Gein’in en büyük isteği şehir yaşamından uzaklaşmak , bu sayede şehrin günahlarından oğullarını ve kendisini  korumaktı. Gein ailesi, annenin isteği üzerine büyük bir arazi üzerine kurulu bir çiftliğe taşınmıştı. Çiftlik şehirden çok uzaktaydı. Gein ailesinin en yakın komşuları nerdeyse kendilerinden 1 kilometre uzakta yaşıyordu.
Amerika’nın gelmiş geçmiş en acımasız katili, mezar hırsızı Edward Gein tarihler 27 Ağustos 1906’yı gösterdiğinde La Crosse kasabasında Augusta ve George çiftinin çocuğu olarak dünyaya geldi. Ed Gein’in babası George; pasif, kişiliksiz, alkolik bir işsiz; annesi Augusta ise hastalık derecesinde dominant, dindar bir kadındı. Edward’ın bir de kendisinden 7 yaş büyük ağabeyi vardı. Ed’in annesi Augusta Gein’in en büyük isteği şehir yaşamından uzaklaşmak , bu sayede şehrin günahlarından oğullarını ve kendisini korumaktı. Gein ailesi, annenin isteği üzerine büyük bir arazi üzerine kurulu bir çiftliğe taşınmıştı. Çiftlik şehirden çok uzaktaydı. Gein ailesinin en yakın komşuları nerdeyse kendilerinden 1 kilometre uzakta yaşıyordu.

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Babası ve abisinin ölümünün ardından, 1945 yılında da çok sevdiği annesini kaybeden Edward kendisini dünyada tek başına kalmış gibi hissediyordu.

  
Çocukluğundan bu yana psikolojik rahatsızlıklar yaşayan Gein annesinin ölümüyle birlikte artık aklını kaybetmek üzereydi. Ölen annesini tekrar diriltebilmek umuduyla, anatomi bilimine kendini kaptıran Edward, mezarlıklardan çaldığı cesetler üzerinde öğrendiklerini uygulamaya koyuyordu.
Babası ve abisinin ölümünün ardından, 1945 yılında da çok sevdiği annesini kaybeden Edward kendisini dünyada tek başına kalmış gibi hissediyordu. Çocukluğundan bu yana psikolojik rahatsızlıklar yaşayan Gein annesinin ölümüyle birlikte artık aklını kaybetmek üzereydi. Ölen annesini tekrar diriltebilmek umuduyla, anatomi bilimine kendini kaptıran Edward, mezarlıklardan çaldığı cesetler üzerinde öğrendiklerini uygulamaya koyuyordu.

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Annesini diriltmeyi başaramayacağını anlayan Gein, annesinin yaşında bir kadının cesedinin derisini yüzdükten sonra bu deriyi elbise niyetine giyip ay ışığında dans etmekten zevk alıyor, kendini evine kapattığı kimi zamanlarda da dergilerde cinsiyet değiştirme ameliyatları, güney denizlerindeki kafa avcıları ve Nazi zulmünü anlatan yazılar okuyordu.

  
Annesinin odasının pencerelerine tahtalar çakarak odayı korumaya aldığını düşünen Gein, evin geri kalan bölümlerini ise çılgın bir adamın sapkınlıklarla dolu mezbahasına dönüştürüyordu. .
Annesini diriltmeyi başaramayacağını anlayan Gein, annesinin yaşında bir kadının cesedinin derisini yüzdükten sonra bu deriyi elbise niyetine giyip ay ışığında dans etmekten zevk alıyor, kendini evine kapattığı kimi zamanlarda da dergilerde cinsiyet değiştirme ameliyatları, güney denizlerindeki kafa avcıları ve Nazi zulmünü anlatan yazılar okuyordu. Annesinin odasının pencerelerine tahtalar çakarak odayı korumaya aldığını düşünen Gein, evin geri kalan bölümlerini ise çılgın bir adamın sapkınlıklarla dolu mezbahasına dönüştürüyordu. .

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Gein, bilinen ilk cinayetini 1954 yılında işledi. Yerel bir bar sahibi Mary Hogan’ı vuran Edward, kadının 90 kiloluk vücudunu eve taşıyarak ölü sevicilik faaliyetlerini cinayetle tamamladı.

  
Gein, bu korkunç cinayetten 3 yıl sonra 1957 yılı av mevsiminin başladığı ilk gün köydeki nalbur dükkanının sahibi olan 58 yaşındaki bir kadını daha öldürdü.  Nalbur sahibi kadının ortadan kaybolmasından  sonra şüpheler dükkanın etrafında birkaç gündür dolanan Gein’in üzerinde yoğunlaştı.
Gein, bilinen ilk cinayetini 1954 yılında işledi. Yerel bir bar sahibi Mary Hogan’ı vuran Edward, kadının 90 kiloluk vücudunu eve taşıyarak ölü sevicilik faaliyetlerini cinayetle tamamladı. Gein, bu korkunç cinayetten 3 yıl sonra 1957 yılı av mevsiminin başladığı ilk gün köydeki nalbur dükkanının sahibi olan 58 yaşındaki bir kadını daha öldürdü. Nalbur sahibi kadının ortadan kaybolmasından sonra şüpheler dükkanın etrafında birkaç gündür dolanan Gein’in üzerinde yoğunlaştı.

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Şikayet üzerine Gein’in evine baskın yapan polisler gördükleri manzara karşısında donup kalmıştı.

  
Mutfağa giren polisler kurbanın başı kesilmiş, iç organları boşaltılmış bedenini aynı bir av hayvanı gibi çatı krişine baş aşağı asılmış şekilde buldular.

  
Evde arama yapan polisler; bütün bir insan vücudundan kalan kemikler, dokuz adet insan derisinden yapılmış yüz maskesi, kafatasından yapılmış çorba kaseleri, testere ile kesilmiş kadın kafaları, bir kadının vücudunun üst kısmından yapılmış, göğüsleri olan bir yelek ve diğer garip nesnelerle karşılaştı.
Şikayet üzerine Gein’in evine baskın yapan polisler gördükleri manzara karşısında donup kalmıştı. Mutfağa giren polisler kurbanın başı kesilmiş, iç organları boşaltılmış bedenini aynı bir av hayvanı gibi çatı krişine baş aşağı asılmış şekilde buldular. Evde arama yapan polisler; bütün bir insan vücudundan kalan kemikler, dokuz adet insan derisinden yapılmış yüz maskesi, kafatasından yapılmış çorba kaseleri, testere ile kesilmiş kadın kafaları, bir kadının vücudunun üst kısmından yapılmış, göğüsleri olan bir yelek ve diğer garip nesnelerle karşılaştı.

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Yakalandıktan sonra kronik şizofreni tanısıyla akıl hastanesine yatırılan Edward Gein hastanede 10 yıl geçirmesinin ardından duruşmaya çıkarıldı. Çıkarıldığı mahkemede sorgulanması sırasında pişmanlık veya herhangi bir duygusal tepki göstermeyen Gein,  işlediği  cinayetler ve mezar hırsızlığı hakkında konuşurken sıradan bir şeyden bahsediyormuş gibi konuşuyor, neşeli tavırlarıyla mahkeme heyetini şaşkına çeviriyordu. Gein ,mahkemede işlediği cinayetleri ve annesi öldükten sonra toplamda 9 mezarı soyduğunu kabul etmişti.
Yakalandıktan sonra kronik şizofreni tanısıyla akıl hastanesine yatırılan Edward Gein hastanede 10 yıl geçirmesinin ardından duruşmaya çıkarıldı. Çıkarıldığı mahkemede sorgulanması sırasında pişmanlık veya herhangi bir duygusal tepki göstermeyen Gein, işlediği cinayetler ve mezar hırsızlığı hakkında konuşurken sıradan bir şeyden bahsediyormuş gibi konuşuyor, neşeli tavırlarıyla mahkeme heyetini şaşkına çeviriyordu. Gein ,mahkemede işlediği cinayetleri ve annesi öldükten sonra toplamda 9 mezarı soyduğunu kabul etmişti.

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Mahkeme tarafından suçlu bulunan Gein, akli yetersizliğine kaanat getirildiğinden hayatının geri kalanını geçirmek üzere tekrar akıl hastanesine yatırıldı ve 1984 yılında yakalandığı akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi.
Mahkeme tarafından suçlu bulunan Gein, akli yetersizliğine kaanat getirildiğinden hayatının geri kalanını geçirmek üzere tekrar akıl hastanesine yatırıldı ve 1984 yılında yakalandığı akciğer kanseri nedeniyle yaşamını yitirdi.

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Aralık 1957’de hem Life hem de Time dergilerinin Edward Gein’in ‘dehşet ev’i  hakkında makaleler yayınlamasıyla birlikte tüm ülke onu tanımış oldu. Ed Gein’in insanın midesini kaldıran suçları, sinemada gişe rekorları kıran üç filmin de esin kaynağı olmuştur: Bu filmler; Sapık, Teksas Katliamı ve Kuzuların Sessizliğidir.
Aralık 1957’de hem Life hem de Time dergilerinin Edward Gein’in ‘dehşet ev’i hakkında makaleler yayınlamasıyla birlikte tüm ülke onu tanımış oldu. Ed Gein’in insanın midesini kaldıran suçları, sinemada gişe rekorları kıran üç filmin de esin kaynağı olmuştur: Bu filmler; Sapık, Teksas Katliamı ve Kuzuların Sessizliğidir.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >