Küresel sağlıkta yeni kriz: Genç ölümleri artıyor

Birçok ülke ve bölgeyi kapsayan yeni bir araştırmaya göre, yaşam süresi 1950 yılına kıyasla önemli ölçüde arttı.
Birçok ülke ve bölgeyi kapsayan yeni bir araştırmaya göre, yaşam süresi 1950 yılına kıyasla önemli ölçüde arttı.

Birçok ülke ve bölgeyi kapsayan yeni bir araştırmaya göre, yaşam süresi 1950 yılına kıyasla önemli ölçüde arttı. Ancak bu artışa rağmen, bazı nedenlerden dolayı ergenler ve genç yetişkinler arasındaki ölüm oranları yükseliyor ve bu durum ciddi bir eşitsizlik yaratıyor.

204 ülke ve bölgeyi kapsayan yeni bir araştırmaya göre, insanlar 1950 yılına kıyasla bugün ortalama 20 yıl daha uzun yaşıyor. Ancak yaşam süresindeki bu artışa rağmen büyük eşitsizlikler sürüyor ve özellikle ergenler ile genç yetişkinler arasındaki artan ölüm oranları, “ortaya çıkan bir kriz” olarak tanımlanıyor.

Washington Üniversitesi Tıp Fakültesi’ne bağlı Sağlık Ölçümleri ve Değerlendirme Enstitüsü (IHME) tarafından yürütülen araştırma, The Lancet dergisinde yayımlandı. Analize göre, 2023 yılında yaşam beklentisi kadınlarda 76,3 yıl, erkeklerde ise 71,5 yıl olarak kaydedildi. Bu oranlar, Covid-19 salgını sırasında görülen düşüşün ardından pandemi öncesi seviyelere geri dönüşe işaret ediyor.

Covid-19, 2021’de önde gelen ölüm nedenleri arasında yer alırken, 2023’te 20. sıraya geriledi. Buna karşın, kalp hastalıkları ve felç, küresel çapta yeniden başlıca ölüm nedenleri arasında ilk sıralara yükseldi. IHME verilerine göre, bulaşıcı hastalık kaynaklı ölümler azalırken, kızamık, ishalli hastalıklar ve tüberküloz gibi hastalıklarda belirgin düşüşler yaşandı.

Bugün bulaşıcı olmayan hastalıklar, hem ölümler hem de hastalık yükü açısından küresel ölüm nedenlerinin yaklaşık üçte ikisini oluşturuyor. 1990’dan bu yana kalp hastalığı ve felçten kaynaklanan ölümler azalsa da, diyabet, kronik böbrek hastalığı ve Alzheimer oranlarında artış görüldü.

IHME Direktörü Dr. Christopher Murray şu açıklamalarda bulundu:

  • “Dünyanın hızla yaşlanan nüfusu ve değişen risk faktörleri, küresel sağlıkta yeni bir dönemi başlattı. Bu bulgular, hükümetleri ve sağlık liderlerini, halk sağlığı önceliklerini yeniden şekillendiren rahatsız edici eğilimlere hızlı ve stratejik biçimde yanıt vermeye çağırıyor."

En büyük etkiye sahip 10 risk faktörü

Araştırmaya göre, küresel hastalık yükünün yaklaşık yarısı önlenebilir nitelikte ve düzinelerce değiştirilebilir risk faktörüne bağlı. IHME, en büyük etkiye sahip 10 risk faktörü arasında yüksek tansiyon, sigara, yüksek kolesterol, diyabet ve obeziteyi gösterdi.

2010–2023 yılları arasında, yüksek vücut kitle indeksi nedeniyle hastalık yükü %11, yüksek kan şekeri nedeniyle ise %6 arttı. Ayrıca düşük doğum ağırlığı, kısa gebelik süresi, hava kirliliği ve kurşun maruziyeti gibi çevresel faktörler de önemli risk kaynakları arasında yer aldı.

Araştırma, kaygı ve depresyonun yol açtığı hastalık yükünün arttığını ve ruh sağlığının küresel ölüm oranlarında giderek daha önemli bir rol oynadığını ortaya koydu.

Çocuklar ve genç yetişkinler arasındaki ölüm oranları yükseliyor

Küresel nüfus yaşlanmaya devam ederken, bazı bölgelerde çocuklar ve genç yetişkinler arasındaki ölüm oranları yükseliyor. IHME’ye göre, son on yılda en büyük artış, yüksek gelirli Kuzey Amerika’da 20–39 yaş aralığındaki kişilerde görüldü. Bu artışın başlıca nedenleri intihar, aşırı dozda uyuşturucu kullanımı ve yüksek alkol tüketimi olarak belirtildi.

Ayrıca, 5–19 yaş aralığındaki ölümler Doğu Avrupa, Kuzey Amerika, Karayipler ve Sahra Altı Afrika’da bulaşıcı hastalıklar ve kasıtsız yaralanmalar nedeniyle arttı.

Küresel ölçekte, 5–14 yaş arası çocuklar arasında demir eksikliği en yaygın risk faktörü olurken, bunu güvensiz su ve hijyen koşulları ile yetersiz beslenme izledi. 15–49 yaş aralığında ise güvenli olmayan cinsel ilişki ve iş kazaları en büyük risk faktörleri olarak öne çıktı.

Sağlık eşitsizlikleri azaltılmalı

Araştırma, yaşam beklentisinin yüksek gelirli bölgelerde 83 yıla kadar, Sahra Altı Afrika’da ise 62 yıla kadar değiştiğini ortaya koydu.

IHME araştırmacıları, bulguların “politika yapıcıların özellikle ergenler ve genç yetişkinler arasında sağlık önceliklerini genişletmeleri gerektiğini” vurguladığını belirtti.

Çalışmanın kıdemli yazarı Prof. Emmanuela Gakidou, “Düşük gelirli bölgelerdeki sağlık eşitsizliklerini azaltmaya yönelik onlarca yıllık çabalar, uluslararası yardımlardaki kesintiler nedeniyle tehlike altında. Bu ülkeler, temel sağlık hizmetleri, ilaçlar ve aşılar için küresel sağlık fonlarına bağımlı. Bu destekler olmadan, bu eşitsizliklerin daha da derinleşmesi kaçınılmaz,” ifadelerini kullandı.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >