Canikli: 39 bombalı araç, 19 canlı bomba hadisesi engellenmiştir

Başbakan Yardımcısı Canikli, Bakanlar Kurulu sonrası yaptığı açıklamada, 39 bombalı araç patlatma teşebbüsü ve 19 canlı bomba hadisesinin engellendiğini açıkladı.

Başbakan Yardımcısı Nurettin Canikli, "15 Ağustos-7 Eylül tarihleri arasında bölücü terör örgütüyle mücadele çerçevesinde 13,1 ton amonyum nitrat ele geçirilmiş, 339 adet patlayıcı yapımında kullanılan tüp ele geçirilmiş ve 129 el yapımı patlayıcı bulunarak imha edilmiştir. Yine aynı faaliyet kapsamında güvenlik güçlerimizin ve istihbarat birimlerimizin yaptığı çalışmalar neticesinde 229 tane önemli olay engellenmiştir. Bu olayların 155 tanesi patlayıcıların engellenmesi, 39 tanesi bombalı araç patlatma teşebbüsünün engellenmesi, 19 tane canlı bomba hadisesinin engellenmesi ve 24 olay da eylem yapma hazırlığındaki örgüt mensuplarının ele geçirilmesi şeklinde ortaya çıkmıştır." dedi.

Canikli, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi'nde gerçekleşen Bakanlar Kurulu toplantısı devam ederken gazetecilere açıklamalarda bulundu. Canikli'nin konuşmasının satır başları şöyle:

"4 şehidimiz, 14 yaralımız var"


Fırat Kalkanı Harekatı'nın 15'inci günü itibarıyla 4 askerin şehit düştüğünü, 19 yaralı askerin de yaralandığını belirten Canikli, TSK'ya ait 4 tankın ağır hasar gördüğünü bildirdi.

Canikli, bir zırhlı muharebe aracının da hafif hasar aldığını söyledi.

ÖSO'dan 16 kişinin şehit olduğunu, 27 kişinin de yaralandığını kaydeden Canikli, "Terör örgütlerinden ise DEAŞ, PYD ve YPG terör örgütlerinden 110'a yakın ölü, 5 yaralı var. 7 terörist teslim alındı. 6 havan topu noktası, 6 araç, 32 bina imha edildi. Terör örgütlerine ait 32 bina imha edildi. Terör örgütlerine ait bir kontrol noktası ve bir savunma mevzisi harekat sırasında imha edildi." ifadelerini kullandı.

Bölgede terör örgütü DAEŞ'e yönelik harekatın devam edeceğinin altını çizen Canikli, şöyle devam etti:

"Bu çerçevede bir miktar derinlik kazanabilir. Biliyorsunuz bu bölgenin yaklaşık 40-45 kilometre eninde ve 90-95 kilometre uzunluğundaki bir hattın uçuşa yasak bölge olarak ilan edilmesi ve buralarda kurulacak olan şehirlerde Suriyelilerin, evlerinden, yurtlarından, ülkelerinden ayrılmak durumunda kalan Suriyelilerin, buralarda ikamet edilmelerinin sağlanması noktasında Türkiye'nin bir tezi var. Bunu diğer ülkelerle, bütün aktörlerle görüşüyoruz. Henüz tam istediğimiz noktaya gelmiş durumda değiliz ama buralarda da ümitvar gelişmeler olduğunu söyleyebiliriz."

Rakka'ya yönelik operasyon talebi

Canikli, "Musul ve Rakka'ya ilişkin ABD ile ortak bir operasyon gerçekleştirilecek mi? Bir takvimlendirme söz konusu mu?" sorusu üzerine şunları kaydetti:

"Rakka'nın DEAŞ'ten temizlenmesine yönelik Sayın (Barack) Obama'nın, Sayın Cumhurbaşkanımızdan birlikte yapılması konusunda bir talebi oldu. Sayın Cumhurbaşkanımız da bu talebe sıcak baktığını ifade etti. Bununla ilgili teknik görüşmelerin yapılması noktasında bir karara varıldı. Yani askerler arasında, taraflar arasında görüşmeler. Şu an itibarıyla bu görüşmeler devam ediyor. Henüz bir takvimlendirme anlamında bir netlik kazanmadı ama Türkiye olarak böyle bir operasyonun birlikte yürütülmesi noktasında sıcak baktığımızı ve Sayın Cumhurbaşkanımızın da bunu Obama'ya ifade ettiğini belirtmek isterim."

"Yeni KHK'lar çıkacak, olağanüstü KHK'lar çıkacak"

Canikli, "Dün Türkiye Bankalar Birliği Yönetim Kurulu heyetiyle yaptığınız görüşmede yeni bir KHK'nın çıkarılacağını söylemiştiniz ekonomi bankacılık alanında. Eğer bankacılar, FETÖ ile ilişkisini bilmedikleri şirketlere bu ilişkiyi bilmeden kredi açarlarsa sorumlu tutulmayacaklar. Bu KHK çıkarıldı mı, onaya sunuldu mu?" sorusuna şu karşılığı verdi:

"Yeni KHK'lar çıkacak, olağanüstü KHK'lar çıkacak. Dediğiniz gibi ilk kararnameyi, inşallah bankalarımızı ilgilendiren bir düzenleme de yer alacak, bahsettiğiniz konuyla alakalı. Bankaların sıkıntıda olduğu bir mesele var. Kredinin açıldığı dönemde ya da kredi ilişkisinin başlatıldığı dönemde FETÖ'yle ya da terör örgütleriyle bağlantılı olduğu bilinmeyen, o konuda devletin kayıtlarında herhangi bir kaydın yer almadığı bir durumda o krediyi açanların sorumlu tutulmasıyla ilgili bir durum söz konusu. Fiili olarak böyle bir gelişme söz konusu, bu tabii kişiler sahip olmadıkları bilgilerden yola çıkarak sorumlu tutulmamaları gerekiyor, bu, adalet anlayışıyla bağdaşmaz. Biliyorsa o bilgiyi kendisi o zaman elbette sorumlu tutulur ama daha sonra ortaya çıkmış o anda FETÖ'yle bağlantısı hiçbir şekilde bilinmeyen kişi ya da şirketlere kredi kullandırmış daha sonra da FETÖ'yle bağlantısı bir şekilde tespit edilmiş. Böyle bir durumda elbette krediyi açan kişilerle ilgili herhangi bir sorumluluk yüklenmesi mümkün değil doğru değil, bunu telafi edici, ortadan kaldırıcı düzenlemeyi inşallah önümüzdeki kararnameye koyacağız. Esasında bu kararnameye koyacaktık ama çok hassas bir konu, ince çalışılması gerekiyor üzerinde. Farklı boyutları olan bir alan. Daha derin ve muhtemel yan etkileri tam olarak test edilmeden hazırlanmıştı, yani biraz daha çalışılması gerekiyordu, onu tamamladık şu anda olgunlaştırdık, önümüzdeki kararnamede inşallah onu koyacağız."







Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >