Çin aşısını vurduran ilk Türk doktor: Güvensizliğe neden olacak bir şey yok

Prof. Dr. İsmail Balık
Prof. Dr. İsmail Balık

Çin aşısını gönüllü olarak yaptıran Prof. Dr. İsmail Balık, salgının doğurduğu kötü sonuçlar ve kendiliğinden durmayacağı öngörüsü nedeniyle tüm dünyada aşı çalışmalarının bugüne kadar görülmemiş şekilde ve inanılmaz hızla ilerlediğini söyledi.

Ankara Üniversitesi (AÜ) Tıp Fakültesi Enfeksiyon Hastalıkları Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. İsmail Balık, bazı aşıların Faz-3 çalışmalarının bitmek üzere olduğunun altını çizerek acil durum ruhsat prosedürü ile kullanılmaya başlanan aşıların bulunduğunu anımsattı.

"Bir milyon doz aşı yapıldı yan etki görülmedi"

Balık, aşıların çoğunluğunun inaktif virüs aşısı olmak üzere 6-7 farklı tipte ve genellikle 2-4 hafta ara ile yapılan iki doz gerektirdiğini aktararak, "Türkiye'de şu an 'yeni nesil biyoteknolojik üretim mRNA aşısı' ile bir Çin aşısının (inkatif virus aşısı) Faz-3 klinik çalışmaları devam etmektedir. Bu çalışmalar farklı şehirlerde üniversite hastaneleri ve sağlık bakanlığı eğitim araştırma hastanelerinde yapılmakta. Bu aşılar, bir milyon doz üzerinde yapılmasına rağmen şu ana kadar hem dünyadan hem de ülkemizden bu aşılarla ilgili önemli bir yan etki bildirimi yapılmadı. Buna karşın COVID-19'a karşı da oldukça etkin oldukları görülmektedir" bilgisini paylaştı.


"Sinovac aşısı yaptırdım, güvensizliğe neden olacak bir şey yok"

Prof. Dr. Balık, sözlerine şöyle devam etti:

  • "Ben kendime Sinovac aşısı yaptırdım. Yani halkımızın Türkiye'de kullanıma girecek aşılarla ilgili bir güvensizliğe kapılmasına gerek yok. mRNA aşısının da genetik yapımızı değiştirmesi mümkün değil. Türkiye'de aşılar kullanıma girmeden önce çok kapsamlı güvenlik testlerinden geçirilir. Bu aşıya Çin aşısı denilmesinin de yanlış algıya neden olduğu görülüyor. Aslında bu inaktif aşıdır, çok eski bir aşı üretim tekniği ve birçok ülke tarafından rahatlıkla da üretilebilir. Üretim zorluğu nedeniyle ve çok fazla miktarda aşıyı kısa sürede üretebilme potansiyeli nedeniyle ancak Çin, Hindistan gibi yüksek aşı üretme potansiyeli olan ülkelerden temin etmek zorunluluğu olduğunu hatırlatmakta yarar var.

Türkiye, Endonezya ve Brezilya ile birlikte bu aşının Faz-3 çalışmalarına katılarak fazla miktarda aşıyı öncelikli temin etme şansını yakaladı. Bakanlığımız bir ön ödeme yapmaksızın 50 milyon doz aşı için bağlantı yapmış oldu. Bu şekilde ve üstelik aşıya ilk erişen Türkiye'den başka bir ülke yok sanırım. Aşı üreten ülkeler, ilk önceliği kendine ve önceden ödeme yapan ülkelere vereceklerdir."

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >