Dijital çağın yeni tehlikesi: 'Veri sömürgeciliği'

Dijital veri sömürgeciliği.

Dijital teknolojilerin yaşamın her alanına hakim olmasıyla üretilen veriler, alınıp satılabilir hale geldi. Yeni bir ‘ham maddeye’ dönüşen verilerin işletilmesi sayesinde dev teknoloji şirketleri yüz milyarlarca dolarlık kazançlar elde ediyor.

İnsan hayatının her aşamasına hakim olmaya başlayan teknoloji, eğitim, ticaret, sağlık gibi birçok alanda kolaylık sağlasa da kişisel verilerin usulsüz kullanımı, satışı ve dolaşıma sokulması endişeye neden oluyor.

Sosyal medya kullanımının artması, bu mecralarda milyarlarca verinin depolanması ve izne tabi olmadan dev teknoloji şirketleri tarafından kendi çıkarlarınca paylaşılması 21. yüzyılın önemli sorunlarından biri olma yolunda ilerliyor. ‘Büyük veri’ şeklinde bilim, akademi ve popüler kültür dünyasında kavramlaşan, dijital çağın en büyük tehdidi addedilen veri hakimiyetinin birçok boyutu bulunuyor.

Dijital verilerin saklanması ve düzenlenmesi yeni çağın en önemli gereksinimlerinden biri olarak değerlendiriliyor.
Dijital verilerin saklanması ve düzenlenmesi yeni çağın en önemli gereksinimlerinden biri olarak değerlendiriliyor.

‘Veri sömürgeciliği’

Veri sömürgeciliğinin henüz herkes tarafından kabul edilen bir tanımı bulunmuyor. Ancak bu kavramı ortaya atan uzmanlar, bunun 21. yüzyılda yeni bir sömürgecilik tipi şeklinde sonuçlarının olacağına işaret ediyor. Buna göre insan hayatının her bir unsuruna dair üretilen veriler, istismar edilip sömürge aracına dönüşebiliyor.

İnsanların özel ve sosyal hayatları, akademik başarıları, fiziki özellikleri, genetik yatkınlıkları gibi kişisel bilgilerinin yanı sıra alışkanlıkları, gün içinde neler yaptıkları ve nerelerde bulundukları gibi her türlü bilginin dijital ortamda kayda geçmesi ve bu verilerin alınıp satılabilen bir maddeye dönüşmesi, sonuçları bakımından yeni bir sömürü formu olarak görülüyor.

Dijital veri mimarisi de yeni nesil teknik uğraşlardan biri olarak değerlendiriliyor.
Dijital veri mimarisi de yeni nesil teknik uğraşlardan biri olarak değerlendiriliyor.

İnsanların bilgisi olmadan kişisel bilgilerinin herhangi bir amaçla kullanılabiliyor olması bu endişelerden biri. Kişilerin iş başvuruları, eğitim ve sağlık belgeleri gibi 'zorunlu' bilgi paylaşımı yaptıkları alanlarda şirketler, hem ekonomik hem siyasi kazanç elde edebiliyor.

Büyük veri analizi yapan, ABD istihbaratıyla da yakın çalıştığı iddia edilen teknoloji şirketi Palantir'in Birleşmiş Milletlere (BM) Dünya Gıda Programının (WFP) verilerini işletmede yardımcı olmak için bir süre önce 45 milyon dolarlık anlaşma imzalaması tartışma meydana getirmişti.