DSÖ'den 'Türkiye' açıklaması: Koronavirüse karşı galip gelecektir

DSÖ Türkiye temsilcisi Dr. Pavel Ursu
DSÖ Türkiye temsilcisi Dr. Pavel Ursu

Dünya Sağlık Örgütü Türkiye Temsilcisi Dr. Pavel Ursu koronavirüsle ilgili açıklamalarda bulundu. Salgınla mücadelede Türkiye'yi başarılı bulduğunu söyleyen Ursu, "Türkiye sahip olduğu hastane ağı, insan gücü ve uzmanlığı sayesinde bu virüse karşı galip gelecektir." dedi.

Birçok ülkede 60'dan fazla aşı çalışmasının devam ettiğini vurgulayan Dr Ursu, salgına karşı verilen mücadelenin kazanılacağını söyledi.

Virüsle mücadelede iki yol: Sınırlama ve hafifletme

Euronews'in haberine göre, tüm dünyayı etkisi altına alan ve binlerce insanın ölümüne neden olan koronavirüs Dile mücadelede iki yol izlendiğini belirten Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Türkiye Temsilcisi Dr. Pavel Ursu, bunlardan birinin sınırlama diğerinin ise hafifletme olduğunu söyledi.

Sınırlama stratejisinde, salgını durdurmak için enfekte olanların enfekte olmayan kişilere hastalığı bulaştırma riskinin en aza indirilmesi amaçlandığını söyleyen Ursu, "Hafifletme stratejisinde ise sağlık otoriteleri tarafından uygulanan test ve sınırlama önlemlerine ek olarak hastalığı yavaşlatmak ve büyük sağlık talebini azaltmak amaçlanmaktadır."dedi.

"İstanbul küçük şehirlerle kıyaslanmamalı"

Türkiye'de salgının etkisini azaltmak için son günlerde bir takım önlemlerin hayata geçirildiğini hatırlatan DSÖ Türkiye Temsilcisi Ursu, alınan önlemlerin kademeli olarak uygulandığını, bunun da virüsün yayılmasını sınırlamaya ve yeni vakaların sağlık sistemi üzerinde birikmemesine yardımcı olacağını belirtti.

İstanbul'un küçük şehirlerle kıyaslanmasının doğru olmayacağı görüşünü ortaya koyan Ursu, "Ekonomik faaliyetlerin açılması ya da hafifletici önlemlerin devam ettirilmesi gibi önlemler büyük ölçüde gerçek epidemik duruma bağlı olacaktır" diye konuştu.

"Covid-19 planı dinamik ve kapsamlı"

Covid-19 Eylem Planı’nın dinamik ve kapsamlı olduğunu vurgulayan Dr. Pavel Ursu, dört aşamayı kapayan eylem planının izleme ve teşhis,vakaların klinik yöntemi, toplumda yayılmanın önlenmesi ve son olarak sosyal hizmetlerin sürdürülmesinden oluştuğuna dikkat çekti. Dr. Ursu Türkiye'nin bu prensipler genelinde hızlıca harekete geçtiği görüşünde.

"En önemli gelişme testlerin kademeli ve agresif bir şekilde artması"

Koronavirüs salgınının başlangıcından bu yana gözlemlediği en önemli gelişmenin, Türkiye’nin test erişimini kademeli olarak ancak agresif bir şekilde artırması olduğunu kaydeden Dr. Ursu, "Şimdi günde 20 binden fazla test yapılıyor.

Tüm Covid-19 vakaları için yapılan test DSÖ’nün de tavsiye ettiği prensiplerle de uyumlu. Önce vakanın belirlenmesi, ardından test edilmesi sonrasında izole edilip tedavi edilmesi ve teması olan her bir bireyin de izole edilmesi protokolünü izliyor." diyor.

"Türkiye virüsle mücadelede epey başarılı"

Türkiye'de sağlık sisteminin salgın ortaya çıktığından bu yana artan ihtiyaçlara uyum sağladığını da dile getiren Ursu, “Türkiye’nin büyüklüğü ve kaynaklarının zenginliği düşünüldüğünde Covid-19 ile olan mücadele konusunda epeyce başarılı olduğunu hissediyorum. Bazen daha küçük ülkelerde ve şehirlerde bunu yapmak daha kolay ve daha büyük ülkede daha zordur.

83 milyon nüfusu olan Türkiye'de tüm ülke karantinaya alınmadan, ekonomik faaliyetler de belli bir dereceye kadar hassas bir şekilde dengede yönetiliyor. Genellikle bazı ülkelerde uygulanan geniş kapsamlı karantina önlemleri doğal olarak daha derin ekonomik sonuçlar doğuruyor. Ciddi sosyal maliyet ve ciddi durgunluklara neden olabiliyor" şeklinde konuştu.

"Türkiye salgına galip gelecektir"

Türkiye’nin bu yeni sorunla yüzleşmede güçlü bir dijital alt yapıya sahip olduğunu kaydeden Ursu, "Türkiye sahip olduğu hastane ağı, insan gücü ve uzmanlığı sayesinde salgına karşı galip gelecektir" ifadesini kullandı.

"Aşının bulunması: En iyi ihtimalle 1 buçuk yıl"

Koronavirüse karşı yürütülen aşı ve ilaç çalışmalarıyla ilgili de konuşan Dr. Ursu, "Eminim ki bu seferberlik ve ortak çaba, toplumun tam desteğiyle Türkiye ve insanlık bu yeni virüsü yenecek. Bu noktada Covid-19 aşı mevcudiyeti ve en iyi vaka senaryosu hakkında konuşmak zor. Güvenli bir aşının bulunması ve yavaş yavaş kullanılabilirliğini sağlamak en iyi ihtimal ile 1 buçuk yıl sürecek. Koronavirüsün genetik diziliminin Çin tarafından paylaşılmasından hemen 60 gün sonra ilk aşı denemesine başlandı. Geçtiğimiz haftalarda bu aşı için yapılan AR-GE çalışmaları inanılmaz oranda arttı". dedi.

60'dan fazla aşı çalışması

Türkiye’nin de aşı ve ilaç çalışmaları çabası içerisinde olduğunu söyleyen Dr. Ursu, şu ana kadar diğer ülkelerden 40 tanısal testin gözden geçirilmesi ve onaylanması için DSÖ’ye başvurular yapıldığını söyledi.

60'ın üzerinde aşı geliştirildiğini beliren Pavel Ursu, "Bunların klinik çalışmaları devam ediyor. Birkaç hafta içerisinde ilk sonuçların gelmesini bekliyoruz. Dünyanın en büyük bağışçıları olan Dünya Bankası ve diğer ajanslar da dahil olmak üzere aşı geliştirme çalışmaları devam ediyor. Bu noktada küresel araştırma ve geliştirme çabaları devam ediyor, umuyorum ki orta vadede sonuç getirecek." dedi.

Ursu, virüse karşı aşı çalışmalarının hummalı şekilde sürdüğünü belirtirken, tüm ülkelere ihtiyatı elden bırakmama çağrısında bulunuyor:

"Virüsün yayılımını yavaşlatacak ve azaltacak her türlü önlemin alınmasını, virüsü bertaraf etmek için gereken tüm toplumsal eylem planlarının işleme konulmasına odaklanılmasını öneriyoruz."

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >