Eşitsizliğin çocuk beynindeki etkisi: Çalışma önemli bulgular sundu

ABD’de 10.000’den fazla gencin katıldığı geniş çaplı bir araştırma, toplumdaki gelir eşitsizliğinin çocukların beyin yapısında belirgin değişikliklere yol açtığını ortaya koydu. Eşitsizliğin yüksek olduğu bölgelerde, hem varlıklı hem de düşük gelirli ailelerin çocuklarında ruh sağlığı sorunlarıyla bağlantılı beyin gelişim farklılıkları tespit edildi.
Bilim insanları ilk defa içinde eşitsizlik olan bir toplumda yaşamak ile çocukların beyinlerindeki yapısal değişiklikler arasında bağlantı kurdu.
ABD'de 10.000'den fazla genci kapsayan bir çalışma, eşitsizlik oranlarının daha yüksek olduğu ve aynı zamanda daha zayıf ruh sağlığıyla ilişkilendirilen bölgelerdeki varlıklı ve düşük gelirli ailelerin çocuklarında beyin gelişiminde değişiklikler olduğunu ortaya koydu.
Veriler, Ergen Beyin Bilişsel Gelişimi çalışmasından toplandı ve Nature Mental Health dergisinde yayınlandı.

King's College London, Harvard Üniversitesi ve York Üniversitesi'ndeki araştırmacılar, gelirin ne kadar eşit ölçüldüğünü puanlayarak belirli bir ABD eyaletindeki eşitsizliği ölçtüler. Eşitsizlik seviyelerinin daha yüksek olduğu eyaletler arasında New York, Connecticut, Kaliforniya ve Florida yer alırken, Utah, Wisconsin, Minnesota ve Vermont eyaletleri daha eşitti.
MRI taramaları analiz edildi
Bellek, duygu, dikkat ve dil gibi daha yüksek bilişsel işlevlerde rol oynayanlar da dahil olmak üzere, korteksteki bölgelerin yüzey alanı ve kalınlığını incelemek için MRI taramaları analiz edildi. Taramalar ayrıca, kan akışındaki değişikliklerin beyin aktivitesini gösterdiği beynin farklı bölgeleri arasındaki bağlantıları da analiz etti.

Araştırma, sosyoekonomik dengesizlikler ve yoksunluk gibi toplumsal eşitsizliğin daha yüksek olduğu bölgelerde yaşayan çocukların, beyin korteksinin yüzey alanının küçülmesi ve beynin çeşitli bölgeleri arasındaki bağlantıların değişmesiyle bağlantılı olduğunu buldu.
Toplumsal eşitsizliğin beyin yapıları üzerindeki etkisini ortaya koyan ilk bulgular olan bu bulgular, etkilenen nörogelişimin gelecekteki ruh sağlığı ve bilişsel işlevle ilişkili olabileceğine dair kanıtlar da sağladı. Özellikle, çocuklarda bu beyin değişiklikleri ekonomik geçmişlerinden bağımsız olarak görüldü.
King's College London Psikiyatri, Psikoloji ve Nörobilim Enstitüsü'nden Dr. Divyangana Rakesh, çalışmanın bireysel aile geliriyle değil, gelirin toplumda nasıl dağıldığıyla ilgili olduğunu şöyle söyledi:
- "Hem varlıklı hem de düşük gelirli ailelerin çocuklarında nörolojik gelişimde değişiklik görüldü ve bunun refah üzerinde kalıcı bir etkisi olduğunu tespit ettik. Bu bulguların dünya genelinde nasıl karşılaştırıldığını görmek istiyoruz, Örneğin, Birleşik Krallık'taki bazı bölgeler yüksek gelir eşitsizliğiyle karakterizedir. Londra, hem çok zengin hem de çok fakir sakinleriyle önemli bir eşitsizlik sergiliyor. Gelecekteki araştırmalar, benzer etkilerin gözlemlenip gözlemlenmediğini araştırmak için Birleşik Krallık'taki gelir eşitsizliğini ilçe ve semt düzeyinde inceleyebilir."
Çocukların doldurduğu anketler de analiz edildi
Araştırmacılar ayrıca, MR taramalarından 10 ve 11 yaşlarında, altı ve 18 ay sonra depresyon ve anksiyete gibi ruh sağlığı durumlarını ortaya çıkarmak amacıyla çocukların doldurduğu anketlerden elde edilen verileri de analiz ettiler.
Ruh sağlığı sonuçları, daha yüksek düzeyde servet eşitsizliği olan toplumlarda yaşayanlarda önemli ölçüde daha kötüydü. Dahası, çocukların beyinlerinde gözlemlenen yapısal değişikliklerin bazıları, daha kötü ruh sağlığıyla ilişkilendirilen işlevsel değişikliklerle bağlantılıydı.
Eşitsizliği azaltmak bir halk sağlığı sorunu
Çalışmanın ortak yazarlarından Harvard Üniversitesi'nden Prof. Vikram Patel, bulguların "sosyal faktörlerin, bu örnekte gelir eşitsizliğinin, beyindeki yapısal değişiklikleri de içeren yollarla refahı nasıl etkileyebileceğini gösteren giderek artan literatüre" katkıda bulunduğunu söyledi.

Çalışmanın bir diğer ortak yazarı olan York Üniversitesi'nden Prof. Kate Pickett ise şunları söyledi:
- "Makalemiz, eşitsizliği azaltmanın sadece ekonomik olmadığını, aynı zamanda bir halk sağlığı zorunluluğu olduğunu vurguluyor. Duygu düzenleme ve dikkat ile ilgili bölgelerde gözlemlediğimiz beyin değişiklikleri, eşitsizliğin genç zihinlerin nasıl geliştiğini kelimenin tam anlamıyla şekillendiren, zihinsel sağlık üzerinde sonuçları ve ömür boyu sürebilecek etkileri olan toksik bir sosyal ortam yarattığını gösteriyor. Bu, toplumsal düzeydeki eşitsizliğin zihinsel sağlığı nasıl etkilediğini anlamada önemli bir ilerleme."
Çalışma, Beyin ve Davranış Araştırma Vakfı, UKRI Tıbbi Araştırma Konseyi ve Ulusal Ruh Sağlığı Enstitüsü tarafından finanse edildi.
