Gastronominin dünyaca ünlü şefleri İstanbul'da buluştular

Kültür ve Turizm Bakanı Nabi Avcı'nın katılımıyla 10 Aralık Cumartesi günü İstanbul CVK Park Bosphorus Hotel’de Ülker Eksper ve g2m ana sponsorluğunda gerçekleşen gastronomi konferansında biz de vardık; işte detaylar...

Türkiye'nin profesyonellere yönelik ilk gastronomi konferansı olan Gastromasa, 2015'teki ilk yılında yakaladığı ulusal ve uluslararası başarıyı 2016'da da sürdürmeyi hedefleyerek; 2. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı da 600'den fazla sektör profesyonelinin katılımı ile gerçekleşti.

Yıldızlar Geçidi; dünyaca ünlü şefler hayat hikayelerini paylaştılar.  

                                    Bu seneki konsepti “Hikaye” olan konferansta dünyaca ünlü şefler ve yatırımcılar hikayelerini, tecrübelerini ve fark yaratan bakış açılarını bizlerle paylaştılar. Bambaşka hikayelerle bizlere kendi dünyalarının kapılarını açacak olan konuşmacılar; Türkiye'deki tüm sektör temsilcileri için benzersiz bir güne imza attılar.
Yıldızlar Geçidi; dünyaca ünlü şefler hayat hikayelerini paylaştılar. Bu seneki konsepti “Hikaye” olan konferansta dünyaca ünlü şefler ve yatırımcılar hikayelerini, tecrübelerini ve fark yaratan bakış açılarını bizlerle paylaştılar. Bambaşka hikayelerle bizlere kendi dünyalarının kapılarını açacak olan konuşmacılar; Türkiye'deki tüm sektör temsilcileri için benzersiz bir güne imza attılar.
Aralarında gurur kaynağımız olan 4 Türk şefimiz de vardı.

                                    2015'te The World's 50 Best Restaurants tarafından “En iyi Pasta Şefi” seçilen Albert Adria; moleküler gastronominin önde gelen isimlerinden Andoni Luis Aduriz; dünyanın en önemli kadın şeflerinden Elena Arzak; The World's 50 Best Restaurants listesinin 55. sırasında bulunan Nerua restoranın executive chef'i Josean Alija; Brezilya'nın en önemli steak şeflerinden Andre Lima de Luca; İtalyan mutfağının en önemli zincirlerinden Carluccio's un kurucusu, şef, televizyon siması Antonio Carluccio; Pastacılığın İtalyan mimarı, ünlü pasta şefi Gianluca Fusto, Fransa'nın önemli restoranlarından Regis& Jacques Marcon'un şeflerinden Regis Marcon; Dünyanın en prestijli ödüllerinden The World's 50 Best Restaurants'ın Güney Doğu Asya temsilcisi Mason Florence; dünya arenasında yer alan, Michelin yıldızlı Türk şefler Serkan Güzelçoban ve Ali Gündoğmuş, Bangkok W Hotel'in The House on Sathorn restoranının executive chef'i Fatih Tutak ve Avusturalya'nın en popüler Türk restoranları Efendy ve Anason'un kurucusu ve şefi Somer Sivrioğlu konferansın konuşmacıları arasındaydı.
Aralarında gurur kaynağımız olan 4 Türk şefimiz de vardı. 2015'te The World's 50 Best Restaurants tarafından “En iyi Pasta Şefi” seçilen Albert Adria; moleküler gastronominin önde gelen isimlerinden Andoni Luis Aduriz; dünyanın en önemli kadın şeflerinden Elena Arzak; The World's 50 Best Restaurants listesinin 55. sırasında bulunan Nerua restoranın executive chef'i Josean Alija; Brezilya'nın en önemli steak şeflerinden Andre Lima de Luca; İtalyan mutfağının en önemli zincirlerinden Carluccio's un kurucusu, şef, televizyon siması Antonio Carluccio; Pastacılığın İtalyan mimarı, ünlü pasta şefi Gianluca Fusto, Fransa'nın önemli restoranlarından Regis& Jacques Marcon'un şeflerinden Regis Marcon; Dünyanın en prestijli ödüllerinden The World's 50 Best Restaurants'ın Güney Doğu Asya temsilcisi Mason Florence; dünya arenasında yer alan, Michelin yıldızlı Türk şefler Serkan Güzelçoban ve Ali Gündoğmuş, Bangkok W Hotel'in The House on Sathorn restoranının executive chef'i Fatih Tutak ve Avusturalya'nın en popüler Türk restoranları Efendy ve Anason'un kurucusu ve şefi Somer Sivrioğlu konferansın konuşmacıları arasındaydı.
Türkiye bir Gastronomi durağı olarak gelişiyor.

                                    
Yerli ve yabancı şef ve yatırımcıları ortak bir platformda bir araya getirmek, Türkiye'de gastronominin gelişimini sağlamak, Türk mutfak kültürünü dünyaya tanıtmak, yabancı gastronomileri Türk gastronomisiyle buluşturarak bir sinerji yaratmak ve Türkiye'nin önemli turizm ve gastronomi destinasyonları arasında yer almasında büyük katkıları olan bir etkinlik olarak değerlendiriliyor.
Türkiye bir Gastronomi durağı olarak gelişiyor. Yerli ve yabancı şef ve yatırımcıları ortak bir platformda bir araya getirmek, Türkiye'de gastronominin gelişimini sağlamak, Türk mutfak kültürünü dünyaya tanıtmak, yabancı gastronomileri Türk gastronomisiyle buluşturarak bir sinerji yaratmak ve Türkiye'nin önemli turizm ve gastronomi destinasyonları arasında yer almasında büyük katkıları olan bir etkinlik olarak değerlendiriliyor.
Gastromasa Genel Müdürü ve FoodinLife Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen açılış konuşmasını yaptı.
Konuşmasında;  "Önemli bir konunun altını çizmek isterim. Gastromasa Gastronomi Konferansı hayatımda iki kırılma noktasına sahip. Dünya gastronomisine daha geniş bir perspektiften/pencereden bakmamı sağlayan, öngörüleri ile vizyonumu üst noktalara çıkaran, yardımlarını eksik etmeyen dünyaca ünlü pasta şefi, dostum, büyüğüm Christian Escriba'ya gönülden teşekkür ediyorum" dedi.
Gastromasa Genel Müdürü ve FoodinLife Genel Yayın Yönetmeni Gökmen Sözen açılış konuşmasını yaptı. Konuşmasında; "Önemli bir konunun altını çizmek isterim. Gastromasa Gastronomi Konferansı hayatımda iki kırılma noktasına sahip. Dünya gastronomisine daha geniş bir perspektiften/pencereden bakmamı sağlayan, öngörüleri ile vizyonumu üst noktalara çıkaran, yardımlarını eksik etmeyen dünyaca ünlü pasta şefi, dostum, büyüğüm Christian Escriba'ya gönülden teşekkür ediyorum" dedi.
İstanbul Kültür Ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın: 

                                    “İstanbul'da gerçekten önemli bir toplantı gerçekleşiyor. İstanbul'a gelen turistin gezerken yemekle ilgili gezi tercihleri yüzde 80 oranında bir etkiye sahip. Bu bizim için çok önemli. Biz, Türk mutfağını nasıl dünyaya tanıtırız noktası üzerinde duruyoruz. Bu konuyla ilgili çabalarından dolayı Gökmen Sözen'e teşekkür ediyoruz” dedi.
İstanbul Kültür Ve Turizm İl Müdürü Nedret Apaydın: “İstanbul'da gerçekten önemli bir toplantı gerçekleşiyor. İstanbul'a gelen turistin gezerken yemekle ilgili gezi tercihleri yüzde 80 oranında bir etkiye sahip. Bu bizim için çok önemli. Biz, Türk mutfağını nasıl dünyaya tanıtırız noktası üzerinde duruyoruz. Bu konuyla ilgili çabalarından dolayı Gökmen Sözen'e teşekkür ediyoruz” dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Temurci:

                                     "İstanbul daima mükemmel bir destinasyon olmuştur. Çok sayıda uygarlıklardan gelen bu çeşitlilik tarih içinde yer bulmuştur. Bakanlığımızın amacı tüm alternatif turizm imkanlarını genişletip tanıtmak. Bu çerçevede biz de Bakanlık olarak Türk gastronomisini tanıtmak üzere çalışmalar yapıyoruz. Bu organizasyonu düzenleyen Gökmen Sözen ve ekibine teşekkür ediyoruz" dedi.
Kültür ve Turizm Bakanlığı Tanıtma Genel Müdür Yardımcısı Ahmet Temurci: "İstanbul daima mükemmel bir destinasyon olmuştur. Çok sayıda uygarlıklardan gelen bu çeşitlilik tarih içinde yer bulmuştur. Bakanlığımızın amacı tüm alternatif turizm imkanlarını genişletip tanıtmak. Bu çerçevede biz de Bakanlık olarak Türk gastronomisini tanıtmak üzere çalışmalar yapıyoruz. Bu organizasyonu düzenleyen Gökmen Sözen ve ekibine teşekkür ediyoruz" dedi.
g2m Yönetim Kurulu Başkanı ve ETÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz:

                                     "Biz Gastromasa Konferansı fikrine çok önem veriyoruz. Öncelikle ülkenin içinde bulunduğu zorluklar içinde bu fikri hayata geçiren ve bu organizasyon için uzun zamandır çalışan Gökmen Sözen, Vedat Başaran ve tüm ekibe teşekkür ediyorum" diyerek konuşmasına başladı. Dünyada evdışı tüketimin önemine değinen Şahinöz, dünyada bu sektörün nereye gittiği konusunda bilgi vererek şöyle devam etti:"Bu konuda dünyada 270 bin nokta ortaya çıkıyor. Bu rakam dış tüketimin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Size menemen örneğini vererek tedarik zincirinin önemini anlatabilirim."
g2m Yönetim Kurulu Başkanı ve ETÜDER Yönetim Kurulu Başkanı Melih Şahinöz: "Biz Gastromasa Konferansı fikrine çok önem veriyoruz. Öncelikle ülkenin içinde bulunduğu zorluklar içinde bu fikri hayata geçiren ve bu organizasyon için uzun zamandır çalışan Gökmen Sözen, Vedat Başaran ve tüm ekibe teşekkür ediyorum" diyerek konuşmasına başladı. Dünyada evdışı tüketimin önemine değinen Şahinöz, dünyada bu sektörün nereye gittiği konusunda bilgi vererek şöyle devam etti:"Bu konuda dünyada 270 bin nokta ortaya çıkıyor. Bu rakam dış tüketimin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor. Size menemen örneğini vererek tedarik zincirinin önemini anlatabilirim."
Türk Mutfağı Araştırmacısı, Nar Gourmet Yönetim Kurulu Üyesi ve YESAM Başkanı Vedat Başaran (moderatör):

                                    "Dünya bir mutfak ise dünyada yaşayan her şey bir aşçıdır.Dünyada Türk aşçılarının ve Türk mutfağının nerede olduğunu söylemeye gerek yok. 30 yıl içerisinde inanılmaz bir gelişme yaşanıyor”dedi.
Türk Mutfağı Araştırmacısı, Nar Gourmet Yönetim Kurulu Üyesi ve YESAM Başkanı Vedat Başaran (moderatör): "Dünya bir mutfak ise dünyada yaşayan her şey bir aşçıdır.Dünyada Türk aşçılarının ve Türk mutfağının nerede olduğunu söylemeye gerek yok. 30 yıl içerisinde inanılmaz bir gelişme yaşanıyor”dedi.
Dünyada Michelin Yıldızı'na sahip üç Türk şeften biri ve aynı zamanda dünyadaki ilk ve tek Michelin Yıldızlı engelli restoranının da sahibi olan Serkan Güzelçoban:

                                    Anadolu mutfağını nasıl Avrupalı damak tadına uygun hale getirdiğini ve annesinin tariflerini nasıl yeniden yorumladığını anlattı. Mutfağa 13 yaşında tesadüfen adım attığını söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Ancak ilk deneyim hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Yıllar sonra lise eğitimim bittiğinde bari aşçı olayım dedim. Başlarda siz Türkler'den iyi bir aşçı olmaz söylemleri üzerine ben de bu algıyı değiştirmek istedim. Ben kendime güvendim ve hayallerimin peşinden gittim. O yüzden tavsiyem kendinize güvenin, yapmak istediğiniz bir iş varsa peşinden koşun, inanırsanız kesinlikle başarırsınız.'
Dünyada Michelin Yıldızı'na sahip üç Türk şeften biri ve aynı zamanda dünyadaki ilk ve tek Michelin Yıldızlı engelli restoranının da sahibi olan Serkan Güzelçoban: Anadolu mutfağını nasıl Avrupalı damak tadına uygun hale getirdiğini ve annesinin tariflerini nasıl yeniden yorumladığını anlattı. Mutfağa 13 yaşında tesadüfen adım attığını söyleyerek konuşmasına şöyle devam etti: “Ancak ilk deneyim hayal kırıklığıyla sonuçlandı. Yıllar sonra lise eğitimim bittiğinde bari aşçı olayım dedim. Başlarda siz Türkler'den iyi bir aşçı olmaz söylemleri üzerine ben de bu algıyı değiştirmek istedim. Ben kendime güvendim ve hayallerimin peşinden gittim. O yüzden tavsiyem kendinize güvenin, yapmak istediğiniz bir iş varsa peşinden koşun, inanırsanız kesinlikle başarırsınız.'
Restoranını ilk açtığında ilk 6 ay müşteri gelmediğini söyleyerek şöyle devam etti: 

                                    “Babam restorana geldiğinde kendi kültürümüze uygun olmayan yemekleri yaptığımızı fark etti ve bunu benimle paylaştı. O günden sonra tüm sistemi değiştirmeye kara verdim. Türk yemeklerine yoğunlaştım. Ve Türk yemeklerinin reçetesini oluşturmak üzere ilk olarak anneme tarhana ve revaniyi sordum. Tarhana, revani ve künefe derken bir baktık ki restoran dolmaya başladı.”
Restoranını ilk açtığında ilk 6 ay müşteri gelmediğini söyleyerek şöyle devam etti: “Babam restorana geldiğinde kendi kültürümüze uygun olmayan yemekleri yaptığımızı fark etti ve bunu benimle paylaştı. O günden sonra tüm sistemi değiştirmeye kara verdim. Türk yemeklerine yoğunlaştım. Ve Türk yemeklerinin reçetesini oluşturmak üzere ilk olarak anneme tarhana ve revaniyi sordum. Tarhana, revani ve künefe derken bir baktık ki restoran dolmaya başladı.”
Tayland'ın Bangkok şehrinde bulunan The House On Sathorn'un başında bulunan ve aynı zamanda şef, restorantör ve hikaye anlatıcısı olan Executive Chef Fatih Tutak:

                                    "Her yaptığım tabağın bir hikayesi olmasını istedim. Yaptığınız tabağın yakışıklı olması çok önemli değil. İlk önce tabağın tadına bakın ve farkına varın. Asya mutfağı yaptığım dönemde bana, 'Sen Türksün Asya mutfağı yapıyorsun' dediler. 10 seneden beri Asya'daydım, çok iyi şeflerle çalıştım. Ama sanırım köklerime geri dönmem gerekiyor dedim" diyerek Asya mutfağından Türk mutfağına nasıl geçtiğini anlattı.
Tayland'ın Bangkok şehrinde bulunan The House On Sathorn'un başında bulunan ve aynı zamanda şef, restorantör ve hikaye anlatıcısı olan Executive Chef Fatih Tutak: "Her yaptığım tabağın bir hikayesi olmasını istedim. Yaptığınız tabağın yakışıklı olması çok önemli değil. İlk önce tabağın tadına bakın ve farkına varın. Asya mutfağı yaptığım dönemde bana, 'Sen Türksün Asya mutfağı yapıyorsun' dediler. 10 seneden beri Asya'daydım, çok iyi şeflerle çalıştım. Ama sanırım köklerime geri dönmem gerekiyor dedim" diyerek Asya mutfağından Türk mutfağına nasıl geçtiğini anlattı.
Avustralya'daki birçok yemek yarışmasından ödüller kazanan, Türk mutfağını Avustralya'ya taşıyan, Avustralya'da Efendy&Anason restoranını açan Somer Sivrioğlu:

                                    "Restoranı açtığımda ürünler Türk ürünleriydi. Bütün yaşanmışlıkları tabağa koymak önemli. Eğer tabaktan kendi hikayenizi anlatabiliyorsanız o doğrudur. Avustralya'da 10 yıl boyunca çeşitli mutfakların yöneticiliğini yaptım. Eşime ben artık profesyonel olarak çalışmak istemiyorum dedim. Eşimin desteğiyle bugünlere geldim. Benim maceramda biraz da kendimi mutlu etme çabası var. Türkiye Avustralya'ya gerçekten çok uzak. Bu kadar uzak olmasından dolayı Türk toplumumuz da kültüründen uzak kalıyor. Dolayısıyla ucuz etten yapılan Türk yemeklerini yiyorlar. Ben sadece kendi bildiğimi yaptım, 10 yıl önce Efendy restoranı açtım. Savaşmaya başladım ve Türk yemeklerini Türk ürünlerini kullanarak yaptım" dedi.
Avustralya'daki birçok yemek yarışmasından ödüller kazanan, Türk mutfağını Avustralya'ya taşıyan, Avustralya'da Efendy&Anason restoranını açan Somer Sivrioğlu: "Restoranı açtığımda ürünler Türk ürünleriydi. Bütün yaşanmışlıkları tabağa koymak önemli. Eğer tabaktan kendi hikayenizi anlatabiliyorsanız o doğrudur. Avustralya'da 10 yıl boyunca çeşitli mutfakların yöneticiliğini yaptım. Eşime ben artık profesyonel olarak çalışmak istemiyorum dedim. Eşimin desteğiyle bugünlere geldim. Benim maceramda biraz da kendimi mutlu etme çabası var. Türkiye Avustralya'ya gerçekten çok uzak. Bu kadar uzak olmasından dolayı Türk toplumumuz da kültüründen uzak kalıyor. Dolayısıyla ucuz etten yapılan Türk yemeklerini yiyorlar. Ben sadece kendi bildiğimi yaptım, 10 yıl önce Efendy restoranı açtım. Savaşmaya başladım ve Türk yemeklerini Türk ürünlerini kullanarak yaptım" dedi.
Birbirinden renkli ve başarılı hikayelere sahne olan II. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı konuşmacılara ve sponsorlara verilen plaket töreninin ardından son buldu.
Birbirinden renkli ve başarılı hikayelere sahne olan II. Uluslararası Gastromasa Gastronomi Konferansı konuşmacılara ve sponsorlara verilen plaket töreninin ardından son buldu.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >