Göbeklitepe’den bile eski: İnsanlık tarihine ışık tutan Karahantepe’ye çatılı koruma geliyor

Neolitik dönemin önemli yerleşimlerinden biri olan Şanlıurfa'daki Karahantepe Ören Yeri'nde yapılan kazılarda gün yüzüne çıkarılan eserler için koruma çatısı yapımına başlandı. Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, Karahantepe’deki kazı alanını koruma çatısı ile buluşturarak bin yılların izlerini geleceğe taşıyacaklarını açıkladı.
Şanlıurfa’da yürütülen kazı çalışmalarıyla insanlık tarihine ışık tutan Karahantepe’deki kazı alanına Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın Geleceğe Miras Projesi kapsamında koruma çatısı inşa ediliyor. Karahantepe’de büyük bir adım attıklarını sosyal medya üzerinden duyuran Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Nuri Ersoy, kazı alanını koruma çatısı ile buluşturarak bin yılların izlerini geleceğe taşıyacaklarını duyurdu.

Yeni inşa edilecek koruma çatısı, Karahantepe’nin doğal yapısını bozmadan kazı alanının korunmasını sağlayacak. Proje kapsamında:
- Dalgalı formuyla araziye organik uyum sağlayan bir yapı inşa edilecek.
- Doğal havalandırma sağlayan açıklıklar, yapının iç ortam konforunu artıracak.
- Kolon sayısı en aza indirilerek, estetik ve işlevsellik bir arada sunulacak.
- Gelecekteki kazı çalışmaları için genişleme ve adaptasyon imkânı sağlanacak.
Kültürel mirasın korunması için atılan bu adım, Karahantepe'yi geleceğe taşıyacak önemli bir proje olarak öne çıkıyor.
Çalışmaların yapıldığı beş bin metrekarelik alan, yeni proje ile tamamen koruma altına alınacak. Bakanlıktan yapılan açıklamada koruma çatısının, doğal dokuya zarar vermeden alanın korunmasını sağlayacak şekilde tasarlandığına dikkat çekildi.
Bakan Ersoy açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Binlerce yıl öncesinden gelen bir miras...
İnsanlık tarihinin sessiz tanıkları, taşlara kazınmış hikâyeler... Karahantepe’de "Geleceğe Miras Projesi" ile büyük bir adım atıyoruz! Kazı alanını koruma çatısı ile buluşturuyor, binyılların izlerini geleceğe taşıyoruz. 5 bin metrekarelik alan artık doğal dokusunu bozmadan korunacak. Zarif ve çevreyle uyumlu tasarım, dalgalı formuyla araziye organik bir entegrasyon sunuyor. Doğal havalandırma sağlayan açıklıklar ve kolonları minimize eden strüktürel yapı ile işlevsellik ve estetik bir arada! Karahantepe, insanlığın ortak mirası… Ve biz, bu mirası gelecek nesillere taşımaya kararlıyız!"

Neolitik dönemin simgesi
Önemli buluntulara ev sahipliği yapan ve MÖ 9’uncu bin yıla tarihlenen Karahantepe, Neolitik dönemin önemli yerleşim yerlerinden biri kabul ediliyor. Karahantepe’de bugüne kadar insan ve hayvan heykelleriyle süslenmiş birçok kamusal yapı gün yüzüne çıkarıldı. Kazı alanında son olarak, geçtiğimiz yaz aylarında keşfedilen yabani eşek figürü, bölgenin tarihî önemini bir kez daha gözler önüne serdi.

Karahantepe neden bu kadar önemli?
Karahantepe, 12 bin yıllık geçmişe sahip olan Şanlıurfa'da yer alıyor. İnsanlık tarihine ışık tutan ve şu ana kadar keşfedilmiş en eski ritüelistik alan olduğu düşünülen Karahantepe; neolitik dönemin en önemli yerleşimlerinden biri. Sadece 45 km yakınındaki Göbeklitepe’den bile eski olduğu düşünülen Karahantepe, yapının fiziksel özelliklerinden tarihî arka planına ve Göbeklitepe'yle olan benzerliklerine kadar tüm detaylarıyla dikkat çekiyor.
Dört ayrı yapıdan oluşuyor
Kazı alanı; ana kaya içine oyulmuş “AA Yapısı, AB Yapısı, AC Yapısı ve AD Yapısı” olmak üzere dört ayrı yapıdan oluşuyor. Sonraki dönemlerde tüm yapının tahrip edildiği ve çevreden getirilen topraklarla doldurulup kasıtlı olarak gömüldüğü düşünülüyor.
AB Yapısı: Ana kaya içine oyulmuş yapının uzun duvarının tam ortasında üç boyutlu bir insan figürü tasvir edilmiş. Erkek olarak betimlenmiş ve tam karşısına dört, arka sıraya ise altı adet fallus biçimli dikilitaş yerleştirilmiş. Bir yanından merdivenle inilip diğer yanından başka bir merdivenle çıkılan alanın, inisiyasyon (kabul töreni) törenleri için kullanıldığı tahmin ediliyor. Aynı zamanda yılan biçimli bir su yoluna da bağlı olan odanın içinin su ile doldurulduğuna dair izlere de rastlanmış. Yapı aynı zamanda "ritüel odası" olarak da adlandırılıyor.

AD Yapısı: AB Yapısı gibi ana kayaya oyularak inşa edilmiş. Pek çok dikilitaşın yerleştirildiği bu yapıdan AB Yapısı’na da geçiş sağlanıyor. İki yapının birlikte inşa edildiği, yine daha sonraki yıllarda toprakla doldurularak saklandığı düşünülüyor.
AC Yapısı: Yine ana karaya oyularak yapılan bu alan da kasıtlı olarak çevreden getirilen topraklarla doldurup gömülmüş. Son aşamada ise yassı taşlarla örtülmüş.
AA Yapısı: Burada duvara paralel bir oturma sekisi bulunuyor. Yılan ve tilki tasvirleriyle süslenmiş ve ana kayaya oyulmuş bu yapının derinlik farkından dolayı yapımının tamamlanmadığı tahmin ediliyor.