Güneş Sistemi’nde yaşam arayışı: Satürn'ün gizemli uydusunda yaşam olasılığı artıyor

Satürn’ün altıncı büyük uydusu Enceladus, yaşam için gerekli tüm koşullara sahip olabilir. Bilim insanları, uydunun derin okyanusunda ve hidrotermal bacalarında yaşam izlerini araştırıyor, karbon bazlı moleküller arıyor ve Güneş Sistemi’nde yaşam olasılığını daha yakından incelemeyi planlıyor.
Yaşanabilir gezegenlere dair geçici kanıtlar ve yıldızlar arası bir kuyruklu yıldızın beklendiği gibi olmayabileceğine dair şaşırtıcı iddialar, Güneş Sistemi dışındaki yaşam olasılığını uzun süredir hem bilim insanlarının hem de halkın ilgisini çekiyor. Ancak uzmanlar, Dünya’ya yakın gök cisimlerinde arama yapmanın, ötegezegenlerde yaşam bulmaktan daha olası sonuçlar verebileceğini söylüyor.
Bu olasılık, Çarşamba günü yapılan bir açıklamayla daha da güçlendi. Bilim insanları, Satürn’ün altıncı büyük uydusu Enceladus’un yaşanabilir olma potansiyelinin arttığını duyurdu. Yapılan çalışmada, Enceladus’un daha önce bilinenden daha geniş bir yelpazede karbon bazlı madde yaydığı ortaya kondu.

Fransa Ulusal Bilimsel Araştırma Merkezi’nden Dr. Caroline Freissinet şu açıklamalarda bulundu:
- “Enceladus’u gerçekten seviyorum çünkü yaşamın evrimleşip gelişmesi için gerekli tüm koşullar aynı anda bir arada bulunuyor."
Freissinet’e göre, Enceladus’ta karmaşık organik moleküller, derin bir sıvı su okyanusu ve hidrotermal bacalar bulunuyor. Bu yapı, enerji kaynağı sağlarken okyanusun pH, tuzluluk ve sıcaklığı da yaşam için uygun sınırlar içinde.

Freissinet, Güneş Sistemi dışındaki yaşam arayışının zorluklarını da vurguladı. Örneğin, bir ötegezegenin atmosferinde yaşamla ilişkili kimyasal izleri tespit etmek, gezegenin tamamında büyük ölçekli değişiklikler gerektirebilir. Ayrıca, geçmiş yaşam kanıtlarını ötegezegenlerde aramak mümkün değil ve atmosfer analizleri, gezegenin yıldızının önünden geçmesi gerektiğinden sınırlı kalıyor.
Dünya Dışı Zeka Araştırmaları Enstitüsü Carl Sagan Merkezi Direktörü Dr. Nathalie Cabrol da benzer görüşte. “Ötegezegenlerle ilgili sorun, çevreleri hakkında yeterli bilgiye sahip olmamamız,” diyor. Buna karşın, Dünya’dan yaklaşık 1,27 milyar kilometre uzaklıktaki Satürn uydusu Enceladus, yerinde inceleme yapılabilecek bir hedef sunuyor.
Enceladus’a görevler planlanıyor
NASA ve Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Enceladus’a görevler planlıyor. Freissinet, uyduda molekülleri tespit edebilecek cihazlar üzerinde çalışıyor. Ancak Enceladus, Güneş Sistemi’nde yaşam arayışında tek aday değil. Jüpiter’in uydusu Europa, buzlu kabuğunun altında bir okyanusa sahip olabileceği düşünülen diğer bir önemli aday.

Freissinet, “Bana göre yaşamı Güneş Sistemi’nde bulacağız,” dedi. Uzmanlar, ötegezegenler yerine göksel komşularımızı incelemenin ikisi arasında bir denge kurmak gerektiğini vurguluyor. Cabrol, Güneş Sistemi’nin, veri toplamak için “doğal bir laboratuvar” işlevi gördüğünü belirtiyor. Bu sayede ötegezegenlerde ortaya çıkan yeni dünya türlerinin potansiyel yaşanabilirliğini test etmek ve modeller geliştirmek mümkün oluyor.
ESA Güneş Sistemi Bölüm Başkanı Dr. Jörn Helbert ise “Kendi arka bahçemize bakmak, kazan-kazan durumu,” diyor ve Enceladus’u, ötegezegenlerde aranan tüm yaşanabilirlik belirtilerini gösteren bir gök cismi olarak nitelendiriyor.
Helbert, “Eğer Enceladus’ta gerçekten yaşam belirtileri keşfedersek, bu, Güneş Sistemi dışındaki araştırmaları daha da heyecan verici hâle getirecek. Ya da herhangi bir yaşam bulamazsak, yaşanabilirlik tanımını yeniden düşünmek ya da potansiyel yaşam olasılığını yeniden değerlendirmek zorunda kalacağız,” diye ekliyor.
Freissinet, komşu gök cisimlerini incelemenin, daha uzaklardaki yaşam olasılıklarını anlamamıza da katkı sağlayacağını belirtiyor. “İlginç olan şu ki, eğer Güneş Sistemi’nin başka bir yerinde yaşam bulursak, bunun rastgele olmadığını, galaksinin her yerinde yaşamın var olabileceğini gösterir,” diyor.

