Hafter'in 'ana' hedefi Trablus'ta son durum: Libya bölünüyor mu?

Bir çocuk Libya bayrağıyla bisiklet sürerken görünüyor.
Bir çocuk Libya bayrağıyla bisiklet sürerken görünüyor.

Libya'daki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter ve onun destekçilerinin ana hedefindeki başkent Trablus'taki son durumu Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar GZT için değerlendirdi.

Ağar, Türkiye'nin ortaya koyduğu askeri desteğin etkisini göstererek Hafter'in nihai hedefi olan Trablus'un düşmesinin engellendiğini, bununla birlikte Hafter'in yığınak ve cephe hattının şekillendiği coğrafyada çok kuvvetli bir etki göstererek Hafter'in temel yığınak noktalarının çökertildiğini aktardı.

Türkiye'nin desteğini arkasına alan Libya Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin başkent Trablus'u düşürmek isteyen silahlı Halife Hafter milislerini engellemesi 'Libya bölünüyor mu?' sorusunu akıllara getirdi.

Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar
Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar

GZT'ye konuşan Terör ve Güvenlik Uzmanı Abdullah Ağar, Libya'nın bölünme ya da bölünmeme kararını Halife Hafter'in veremeyeceğini söyledi. Hafter'in bir savaş baronu olarak sadece kendisine verilen görevlerde süslü bir aparat rolü oynayacağını vurgulayan Ağar, "Yani bir oyun kurucu değildir, güdümlü bir pivottur. Bu saatten sonra Libya’nın çoğunu ele geçirip Trablus önlerinde tıkananlar Libya'yı bölme kozunu devreye koyabilirler. Bunun istenmesinin sebebi de Türkiye'nin ve Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin ortaya koymuş olduğu etkileri ortadan kaldırmak içindir" dedi.

Halife Hafter'in asıl amacı ne?

"Halife Hafter ya da onu destekleyen küresel güçlerin nihai hedefinin bir şekilde Trablus'u düşürüp hem Libya'nın tüm kaynaklarına sahip olmak hem Libya'nın jeopolitik değerini yönlendirmek hem de Hafter'i meşrulaştırmak" diyen Abdullah Ağar, sonuç itibariyle Hafter'in bir 'savaş baronu' olduğunu, meşru bir lider olmadığını vurguladı. Uluslararası literatürde ve Birleşmiş Milletler (BM) nezdinde Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin meşru kabul edilen yapı olduğunun altını çizen Ağar şöyle konuştu:

  • "Şimdi bütün bunların gerçekleşebilmesi için büyük karasal alanların yani Libya'nın yüzde 80'ini elinde bulunduran Hafter'in, Tarblus'u düşürüp noktayı koyması bekleniyordu. Bunun için de son derece güçlü bir yığınak yaptı. Ancak bu yığınağın sonuç olarak ortaya koymuş olduğu etki tam nihayete erecekken Türkiye devreye girdi. Türkiye'nin Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yapmış olduğu karşılıklı anlaşmalarla -bu anlaşmaların içerisindeki münhasır ekonomik bölge anlaşması son derece önemli iki ülke arasında- denklem bozuldu"

Trablus'un düşmemesinde Türkiye'nin etkisi oldu mu?


Türkiye'nin ortaya koyduğu askeri desteğin etkisini gösterdiğini ve Hafter'in nihai hedef olarak tanımladığı Trablus'un düşmesinin engellediğine de değinen Ağar, "Sadece engellemekle kalmadı bununla birlikte Hafter'in yığınak ve cephe hattının şekillendiği coğrafyada çok kuvvetli bir etki göstererek onun temel yığınak noktalarını çökertti. Bunların başında da Vatiyye Üssü var. Bunların yanında birkaç tane özellikle Trablus'un güneyinde konuşlanmış olan Hamza, Es-Savarih gibi üs bölgeleri Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin eline geçmiş durumda" şeklinde konuştu.

Türkiye destekli Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin başarısı cephe hattının yeniden düzenlemesinin gerekliliğine neden olduğunu belirten Ağar şunları kaydetti:

"Cephe hattının yeniden düzenlenmesi için de geriye çekilmeleri gerekiyordu. Yani yaklaşık 400 araçlık bir konvoyla bunların içinde hava savunma sistemleri Pantsir'ler, en az 3 adet Antonov 125 ile beraber Ruslar ve Rusların güdümündeki Suriyeliler üzerinde bir geriye çekilme var. Böyle bir fotoğraf ortaya çıktı"

Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne bağlı Libya Ordusu'nun ele geçirdiği Rus yapımı hava savunma sistemi Pantsir başkent Trablus'ta görünüyor.
Ulusal Mutabakat Hükümeti'ne bağlı Libya Ordusu'nun ele geçirdiği Rus yapımı hava savunma sistemi Pantsir başkent Trablus'ta görünüyor.

Hafter'e olan destek biter mi?

Trablus'un ele geçirilmesiyle ilgili ihtirasların bir başka bahara kaldığına dikkati çeken Ağar, "Bu bahar Hafter için bir daha geri gelmeyecek. Ciddi anlamda bir kuvvet yıkımına ve moral bozukluğuna sebebiyet verdi. Bu da arkasındaki desteklerin kaldırılması gibi sonuçlar üretebilir. Bu hem sahada aşiretlerin desteğini kesmesiyle olabilir hem de Hafter'e destek veren ülkeler tarafından olabilir. Çünkü çok pahalı yatırımlarla beraber onu destekliyorlar ve çok savurgan bir mücadele üretti" diye konuştu.

Libya'daki askeri araçlar böyle görüntülenmişti.
Libya'daki askeri araçlar böyle görüntülenmişti.

Libya bölünür mü?

Trablus'u ele geçiremeyen Halife Hafter'in Libya'nın bölünmesi için bir adım atıp atmayacağı sorusunu yönelttiğimiz Ağar sorumuzu şöyle cevaplandırdı:

"Bölünme ya da bölünmeme kararını Halife Hafter veremez. Hafter bir savaş baronu olarak sadece kendisine verilen görevlerde süslü bir aparat rolü oynar. Yani bir oyun kurucu değildir, güdümlü bir pivottur. Bu saatten sonra Libya’nın çoğunu ele geçirip Trablus önlerinde tıkananlar ile Libya'yı bölme kozunu devreye koyabilirler. Bunun istenmesinin sebebi de Türkiye'nin ve Ulusal Mutabakat Hükümeti'nin ortaya koymuş olduğu etkileri ortadan kaldırmak içindir. Türkiye'nin Ulusal Mutabakat Hükümeti ile yapmış olduğu münhasır ekonomik bölge anlaşmasının çatışma alanı Tozluk. Tozluk da Hafter'in elinde. Libya bölünürse Türkiye'nin Tozluk üzerinden elde etmiş olduğu kazanımlar ortadan kalkar. Bunu da birileri arzular ve ister. Türkiye ve Libya açısından Libya'nın ulusal bütünlüğünün üniter yapısının devamlılığı son derece hayati bir konudur".

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >