'Hamilelik' detayı dikkat çekti | Annesini öldürme suçundan cezaevine gönderilmişti: Güllü’nün kızının ifadesi ortaya çıktı

Yalova’da hayatını kaybeden şarkıcı Güllü’nün ardından yürütülen soruşturmada, kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in hâkimlik ve savcılıkta verdiği ifadeler dosyaya girdi. “Kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklanan Gülter, annesinin ölümüne ilişkin iddiaları reddetti. Olay anına dair ayrıntılı anlatım yapan Gülter, suçlamaları kabul etmediğini vurguladı.
Yalova’da teras penceresinden düşerek yaşamını yitiren şarkıcı Güllü’nün ölümüyle ilgili soruşturma sürüyor. Dosya kapsamında gözaltına alındıktan sonra “kasten öldürme” suçlamasıyla tutuklanan kızı Tuğyan Ülkem Gülter’in emniyet ve hâkimlik ifadelerine ulaşıldı. Gülter, savunmasında annesinin ölümünde herhangi bir dahlinin olmadığını belirtti.
Olay gecesine dair anlatım
İfadesinde olay günü yaşananları adım adım anlatan Gülter, annesi ve arkadaşı Sultan Nur Ulu ile birlikte evde vakit geçirdiklerini söyledi. Film izlediklerini, müzik dinlediklerini ve dans ettiklerini aktaran Gülter, annesinin alkol aldığını, kendisinin ise bir süre odasına geçerek telefon görüşmeleri yaptığını ifade etti. Daha sonra yüksek bir ses duyduğunu, annesini göremeyince panikle aşağıya indiğini kaydetti.
Dikkat çeken 'hamilelik' detayı
Güllü'nün olay günü içki içtiğini söyleyen Gülter, "O gün annem yaklaşık 3,5 şişe şarap içti. Film izlediğimiz sırada ben bir ara odama geçip eski nişanlım olan Kervan'la yaklaşık 20 dakika görüntülü konuştum. Ben geri salona geldiğimde Sultan'la annem film izlemeye devam ediyorlardı. Ben içeri geldikten bir süre sonra filmi kapattık. Annem zaten ben içeri telefonla konuşmaya gittiğim için 's. filmin içine' dedi. Daha sonra müzik açtık. Üçümüz beraber müzik eşliğinde eğlendik. Daha sonra Sultan'la ben odaya geçtik. Ben odada Kervan ve Çiğdem abla ile görüntülü konuştum. Sultan benim yanımda oturuyordu. Ben bir iki defa salona gidip geldim. Odada olduğum süreçte Kervan'la konuşurken aramızda yüzük muhabbeti geçmişti. Ben yüzüğü atacağım tarzında konuşmuştum ve benim hamile olma ihtimalim vardı. Ancak bunu annem bilmiyordu. Sultan'la konuştuğumuz sırada annemin öğrenme ihtimaline karşı Sultan'a 'düştü derim, ya da aldırırım' demiştim. Bu sırada salondaki televizyonda Sultan'ın telefonuna bağlı bir şekilde müzik çalıyordu" diye açıklamasında bulundu.
"Annemle birbirimizi mıncıklardık"
Olayın yaşandığı gün dans ettiklerini söyleyen Gülter, "Biz odadaydık. Emin olmamakla birlikte kapının kapalı olduğunu hatırlıyorum. Biz Sultan'la malkata oynarken annem içeri geldi. Sultan'ın elinden tutup malkata oynatmaya çalıştı. Sultan bilmediğini söyledi. Üçümüz odada dans etmeye başladık. Biz kapı ile gardırobumun arasında dans ediyorduk. Annemle biz birbirimizi mıncıklardık. Bana söylendiği gibi 'bırak beni bırak' gibi bir şey söylenmişse buna istinaden söylenmiştir. Sonrasında annem müziğin sesini açmamızı istedi. Sultan gardırobumun önünde yüzüne bakıyordu. Yüzünde dikiş izi vardı. Sultan dikiş izine sürekli bakar, ben de o sırada Sultan'ın yanında oynuyordum. Daha sonra ben çok yüksek bir şekilde "güm" diye bir ses duydum. Önümü camın olduğu tarafa doğru çevirdiğimde annemi görmeyince 'koş' diye bağırarak aşağıya indim. Yukarıda odadayken güm diye ses duyduktan sonra ben annemi görmedim. Nasıl düştüğünü de bilmiyorum. Direk aşağıya koştum. Koşarken Çiğdem abla'nın kapısını çaldım. Aşağıya indikten sonra olanları hatırlamıyorum. Daha sonra çevremden bana anlatılanlar oldu, ancak ben hiç birini hatırlamıyorum" dedi.
“Nasıl düştüğünü bilmiyorum”
Gülter, annesinin pencereden düşüş anına tanık olmadığını belirterek, “Nasıl düştüğünü bilmiyorum. O an sırtım dönüktü” dedi. Annesinin kendisinden fiziksel olarak daha ağır olduğunu vurgulayan Gülter, onu itmesinin ya da kaldırmasının mümkün olmadığını savundu. Hakkındaki suçlamaları kesin bir dille reddetti.
Aleyhine verilen ifadeye itiraz
Arkadaşı Sultan Nur Ulu’nun kendisi aleyhine verdiği ifadeleri kabul etmediğini söyleyen Gülter, bu beyanların gerçeği yansıtmadığını ileri sürdü. Aralarında herhangi bir husumet bulunmadığını dile getiren Gülter, iddiaların farklı nedenlerle ortaya atıldığını öne sürdü.
Gülter, "Sultan'ın annemin camdan düşmesine ilişkin aleyhime verdiği beyanları kabul etmiyorum" Annem benden oldukça ağırdır. Benim onu kaldırma gibi bir şansım yoktur. Zaten olay sırasında benim sırtım dönüktü. Annemin nasıl düştüğüne dair bir fikrim yok. Normalde Sultan'la aramda herhangi bir problem yok. Sultan'la biz çok yakın arkadaştık. Ancak Sultan kaza yapmadan önce eski sevgilisi ile beraber uyuşturucu kullanmışlar. Ben bunu duymuştum. Hatta kazadan önce Sultan kokain kullanmış bunu bana söyledi. Kaza sırasında da sevgilisi ile beraber metanfetamin kullandıklarını duydum. Dosyaya uyuşturucu testi ile ilgili işlemler girince Sultan bunlardan dolayı çok tedirgin oldu. Test sonucunda uyuşturucu madde kullandığı ortaya çıkıp ona suç atacağımızdan dolayı avukatım Merve Uçanok'a 'siz benim başımı mı yakmaya çalışıyorsunuz' demişti.Aynı yerde oturduğumuzdan dolayı tanıdığım Hülya ve Bircan abla tam hatırlamamakla birlikte cenaze günü ve ertesi günü Sultan'ı korkutmuşlar. 'Başınız belaya girecek, Tuğyan uyuşturucu kullanıyor, senin üstüne iftira atar' şeklinde söylemişler. Bunları bana Sultan çok sonra anlattı. Sultan'ın aleyhime vermiş olduğu ifadelerin bundan dolayı kaynaklandığını düşünüyorum. Çünkü aramızda herhangi bir husumet yoktur. Hatta bu süreçte bana en çok Sultan destek olmuştur. Benim annemle aramda uyuşturucudan, paradan, eski nişanlım Kervan'dan kaynaklı yada herhangi bir sebepten kaynaklı bir sıkıntı yoktu. Benim 'annemi öldürmek istiyorum' şeklindeki mesajlarım hatırladığım kadarıyla Haziran ayında Bircan ablaya attığım mesajlardır" diye konuştu.
“Kaçma niyetim yoktu”
İfadesinde yurt dışına çıkma iddialarına da değinen Gülter, kaçma gibi bir düşüncesinin olmadığını söyledi. Küçük bir çocuğu olduğunu hatırlatan Gülter, adli kontrol tedbirlerine de razı olduğunu belirterek tutuksuz yargılanma talebinde bulundu. “Annemin ölümünde hiçbir sorumluluğum yok, masumum” dedi.
Gülter, "Ancak annemle o zaman kavga etmiştik ve ben 21 gün kadar eve gitmemiştim. Anneme çok sinirli olduğum bir dönemde yazdığım bir mesajdı. Daha sonrasında kardeşim Tuğberk annem ile beni barıştırmıştı. İstanbul'da olduğumuz bir zaman Serhat Cevher bizi dışarı davet etmişti. Biz o sırada Tuğba ablanın evindeydik. Serhat davet edince Sultan, ben, Serhat Cevher ve Gökhan Cevher dışarı çıktık. Ancak Serhat bizim yüzlerimizin tanındık olduğunu söyleyerek bizi kimlik vermeyeceğimizi söylediği bir aparta götürdü. Biz olarak gittikten bir süre sonra tekel geldi. Büyük ihtimal Serhat sipariş vermişti. Serhat bize 'sizinle bir şey konuşacağım' diyerek telefonlarımızı aldı ve gardırobun üstüne koydurttu. Daha sonra Sultan ve bana "yurtdışına gidin, siz bir şey yapmamış olsanız da toplum baskısından dolayı sizi tutuklarlar' tarzında konuştu. Bunları söylerken sürekli gözümüzü korkutuyordu. Daha sonra biz telefonlarımızı geri aldığımızda Sultan'ın abisi Yusuf'la konuştu. Bu sırada Sultan abisi Yusuf'a, Serhat'ın söylediklerinden bahsederken Serhat bunları ses kaydına almış. Ses kaydına aldığı şey sadece Yusuf ile olan konuşmayı ve daha sonra benim Seyhan Soylu ile olan konuşmamı kayda almış. Benim herhangi bir şeyden korkum yok. Zaten yurtdışına çıkma yasağım da yoktu. Benim küçük bir çocuğum var. Ben onu bırakıp bir yere zaten gitmezdim. Bu konuşmalar sadece Serhat’ın bize açtığı muhabbetten kaynaklanmıştır. Ben Çınarcık’ta olan evde kaldığım süre boyunca sürekli rahatsız edildim. Bu yüzden Gökhan Cevher’in evinde kalmaya başlamıştım. Gökhan Cevher’in evinde kalmaya 3 ay gibi gitmiştim. Gökhan Yalova’da Çınarcık’ta kalıyordu. Tuğba abla ile eşi Serhat abi beni almaya geleceklerdi. Onların olduğu Büyükçekmece’ye gidecektik. Yaklaşık 1,5 hafta Tuğba ablaların evinde kalmıştım. Daha sonra Çınarcık’tan emlakçı Arif abiden bir ev tutmuştum. Gözaltına alındığım gün Büyükçekmece’ye valizlerimi alıp kiralayacağım eve götürmek için gitmiştim. İstanbul Büyükçekmece’ye gitmemizle yurtdışına kaçmamız arasında herhangi bir bağlantı yoktur. O sebeple gitmiştik. Benim annemi öldürmek için herhangi bir sebebim yoktur. Ne annem bana ne de ben ona husumet beslemiyordum. Kendimden emin olduğum için kaçma gibi bir durumun söz konusu dahi değildir. Şüpheli Sultan’ın annemin ölüm olayına ilişkin vermiş olduğu ifade kabul edilemez. Her ne kadar bilirkişi raporunda düşme olayında dış kuvvet ve temas varlığı ile olduğu söylenmiş olsa da ben bunu kesinlikle kabul etmiyorum. Eğer annemi itmiş olsaydım ses kayıtlarındaki 'görüşürüz' ifadesi yerine annemin bağırma ya da yardım isteme sesi gerekirdi. Kaldı ki 'görüşürüz' kelimesini ben söylemedim. Kesinlikle kabul etmiyorum. Annemi ben kesinlikle öldürmedim. Ben masumum. Eğer mahkemeniz aksi kanaatte ise hakkımda yurtdışı yasağı gerekli bütün adli kontrol tedbirlerini uygulayabilirsiniz. Üzerime atılı suçlamayı kabul etmiyorum. Tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılmayı talep ediyorum." dedi
İşte Gülter'in tam ifadesi:















