İdlib'de devam eden operasyon ne anlama geliyor?

Ilımlı muhalif gruplar İdlib'in güneyinde operasyon başlattı.
Ilımlı muhalif gruplar İdlib'in güneyinde operasyon başlattı.

İdlib'in güneyinde ilerleyen rejime karşı ılımlı askeri muhalifler bir operasyon başlattı. Rejimin ele geçirdiği bölgeleri geri almak isteyen muhaliflerin operasyonunun ne anlamana geldiğini Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ GZT okuyucuları için yorumladı.

Tüm ültimatomlara rağmen rejimin durmadığını söyleyen Başbuğ operasyonu, Türkiye'nin masadaki diplomasi tedbirlerinin yanı sıra sahadaki askeri harekata da önem vereceğinin bir işareti olarak değerlendirdi.

Mart ayında yapılması planlanan Tahran zirvesine Türkiye'nin katılacağını fakat Soçi'de kabul edilen sınırlar haricinde herhangi bir değişikliğin kabul edilemeyeceğini hatırlatan Başbuğ, dün M4 ve M5 kara yollarıyla ilgili açıklamalarda bulunan Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un iddialarının yalan olduğunu savundu.

Astana anlaşmaları ve Soçi mutabakatını hiçe sayarak İdlib'in güneyinde ilerleyen Beşşar Esed rejimine karşı operasyon başlatan ılımlı askeri muhalifler, Neyrab köyüne girdi. Köyde şiddetli çatışmalar devam ederken gündemin önemli konu başlıklarından biri haline gelen İdlib'deki son durumu Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ yorumladı.

Ne olmuştu?

Muhalifler, rejim güçlerinin İdlib'in güneyinde ele geçirdiği yerleşimleri geri almak için operasyon başlattı.

İdlib'de neler oluyor?

GZT'nin ulaştığı Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ İdlib'deki son durum hakkında önemli açıklamalarda bulundu.

Serakib ve ona yakın bölgede bir operasyon başlatıldığına değinen Coşkun Başbuğ, "Biz zaten askeri anlamda o bölgede hareketliydik. 'Büyük operasyon', 'harekat başladı' gibi yorumlamak için henüz erken. Masadaki görüşmeler de devam ediyor. Mart ayındaki toplantının detayları belli olsun ona da muhtemelen katılacağız." dedi.

Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ
Terör ve Güvenlik Uzmanı Coşkun Başbuğ

"Türkiye sahada ve masada adımlarına devam ediyor"

Türkiye'nin hem masadaki diplomasiyi hem de askeri anlamda sahadaki varlığının sürdürmesinin önemine işaret eden Başbuğ, "Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın söylediği şuydu, 'biz bu masa başı işi yürütürken aynı zamanda sahadaki sürece de alacağımız anlık tedbirler olacaktır. Şubat sonuna kadar süre verdik ama belki bu süreyi daha öne çekme durumumuz olabilir'. Buna yönelik askeri hareketlilik arttı. Rejim, şubat sonuna kadar verilen süreye ve diğer ültimatomlara uymuyor. Rejim derken görünmesi gereken unsurlar Rusya ve İran. Şubatın sonu beklenecek diye elimiz kolumuz bağlı da duramayız. Rejimin Serakib'in kuzeybatısına yapmış olduğu saldırılar vardı, muhalif güçler Türkiye'nin önderliğinde ve garantörlüğünde tekrar karşı saldırıya geçti. Kısmen kasabaya girildi. Resmi açıklama yok fakat ele geçirildiği iddia ediliyor." şeklinde konuştu.

İdlib'de sokaklar harabeye dönmüş durumda.
İdlib'de sokaklar harabeye dönmüş durumda.

Bölgede bu tarz operasyonların yapılmasının beklendiğine de değinen Başbuğ şöyle konuştu:

"Tüm ültimatomlara rağmen rejim durmuyor. Bu da masadaki diplomasiyle birlikte sahanın da yürütüleceğini gösterdi. Şu an Türkiye bunu uyguluyor, 4 jet hava sahasına girdi ve bölgede bir uçuş gerçekleştirdi. Bu da bizim kırmızı çizgimizin sadece İdlib değil tehdit neredeyse oraya kadar uzandığını gösteriyor.

Tüm bunları alt alta yazdığımızda Türkiye Cumhuriyeti, kontrol ettiği Milli Suriye Ordusu ve muhalif güçler artık masa başı süreci beklemeden alması gereken tedbirleri sahada eş zamanlı alacaktır".

  • Rejim ve destekçilerinin samimi olması durumunda masa başı görüşmelere Türkiye'nin her zaman açık olduğuna dikkati çeken Başbuğ, masada konuşulacak konuların da akla yatkın olması gerektiğinin önemine değindi. Ancak böyle bir durumda sahadaki operasyonları durdurulacağını belirten Başbuğ, Türkiye'nin kırmızı çizgisinin acil ateşkesin sağlanması ve rejimin işgal ettiği bölgeleri terk etmesi olduğunu hatırlattı.

Suriye'de Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin yoğun saldırıları nedeniyle siviller sınır bölgelerine göç ediyor.
Suriye'de Beşşar Esed rejimi ve destekçilerinin yoğun saldırıları nedeniyle siviller sınır bölgelerine göç ediyor.

Lavrov'un açıklamaları ne anlama geliyor?

Soçi Mutabakatının temeline uygun hareket edilmediğini söyleyen Coşkun Başbuğ, Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov'un dün yapmış olduğu açıklamalar hakkında da konuştu:

"Akılla çelişen açıklamalardı. Lavrov, Putin ve Erdoğan'ın M5 ve M4 karayolunun kontrolünün Rusya'ya bırakıldığı yönünde anlaşmaya vardığını iddia etti. Bu asla doğru değil, yalan söylüyor. O bölgede İdlib'in tamamının kontrolü bizdeydi, dış kontrol ise İran ve Rusya'daydı.Rusya ve İran'ın görevi rejimden gelecek saldırıları engellemekti. Bizim iç kısımdaki görevimiz ise İdlib'den rejim bölgesine yapılacak saldırıları engellemekti. Dolayısıyla Lavrov'un açıklaması akılla örtüşen bir durum değildir. Asıl amaç oldu-bitti ile şu anki haritayı kabul ettirme girişimidir. 'Bundan sonrası için de masaya oturup konuşalım' gibi bir yaklaşım sergiliyorlar. Türkiye'nin bu konuda tavrı çok net, savunduğumuz gerçek; Soçi Mutabakatına, ilk haritaya geri döneceksin. Rusya'da diyor ki 'o haritayı unut, mevcut durum üzerinden bir pazarlık yapalım' ama bu söylemin sahada bir karşılığı yok. Neden yok derseniz, bu haritayı kabul ettiğin an bir sonraki safhaya geçmiş olurlar. Bu da İdlib'le kalmaz ve Türkiye'nin güvenliğini tehdit eden bir boyuta ulaşır."

Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov

Türkiye beka ile birlikte hareket ederek Suriye'de operasyson ve harekata giriştiğini ve bölgede güvenliği aktif olarak aldığına da dikkati çeken Başbuğ sözlerini şöyle tamamladı:

"Her ne kadar Suriye'nin toprak bütünlüğü, oradaki halkın can güvenliği önemli olsa da dolaylı yönden Türkiye'nin güvenliği ve bekası gelecekte başımıza gelebilecek herhangi bir tehdidi engellemekte bir o kadar önemlidir.

Tahran'daki zirve mevcut tabloda, yeni bir oyalama sürecidir bana göre. Türkiye o zirveye de katılacaktır ama o zirveye kadar olan süreçte sahadaki şubat sonuna kadar tanınan süreç ve ani gelişen olaylara karşı askeri tedbirleri bir fiil devam ettirmek durumundadır. Bunun devam ettirilmesi için ise askeri, ekonomi ve siyasi destekle birlikte taban desteğidir. Bunun hepsi Türkiye'de var. Kimseye bel bağlamadan, kimseyle göbek bağı olmadan kendi kendinin göbeğini kesecek güce ve kudrete sahiptir.

"Tahran zirvesi Türkiye'nin kararlı duruşundan sonra ortaya çıktı"

Bu harekatı büyük harekatın bir öncüsü olarak değerlendiriyorum. Dikkat ederseniz Tahran zirvesi Türkiye'nin kararlı duruşundan sonra ortaya çıktı. O masada gerçekten süreci uzatmadan, oylamaya girmeden samimi bir durum ortaya çıkarsa Türkiye operasyonları durdurup masa başına döner. Ama eskiden olduğu gibi yeni pazarlıkların masada olacağı bir süreç kabul edilebilir bir süreç değildir. Türkiye'nin hedefi masayı ve sahayı eş zamanlı yürütmektir. Şu anda bunu yapıyoruz. Zaman zaman sahanın, zaman zaman ise masanın daha çok konuşulacağı dönemler olacaktır. Bu ikisinin artık eş zamanlı olarak yürütüleceğini herkesin görüp, bilip, anlaması lazım".

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >