İşlenmiş gıdaların vücudumuz için ortaya çıkardığı zararlar

Gündelik olarak tükettiğimiz işlenmiş besinlerin ne gibi zararları olduğunu hiç merak ettiniz mi?

Gündelik hayatımızda hangimiz kendi yiyeceğini üretip sadece bunu tüketiyor diye bir soru sorsak belki 5 belki 10 kişi çıkar sadece. Bu da zaten bir elin parmaklarını geçmez. Marketlerden aldığımız güzelim sucukların, salamların, peynirlerin hangisi işlenmiş değildir ki? Ya da dondurulmuş gıdalar bölümünden aldığımız hazır yiyecekler sizce işlenmemiş gıda mıdır? Bu soruyu sormaya bile gerek yok. Tabi ki istisnalar mevcut olsa bile hiçbiri tamamen organik gıda değildir. Her birinin içinde farklı oranda ya da farklı şekilde işlenmiş gıda olduğunu gösteren bir kanıt vardır. Şimdi soracaksınız bu kadar zararlılar ama ne yapacağız, nasıl kurtulabiliriz ki her yediğimiz işlenmiş gıda. Evet, bunun biz de farkındayız fakat bir çaba içinde olmak umursamaz olmaktan daha iyidir. Hepsini yemektense birkaç yiyeceğimizi değiştirsek bile kar kardır. Şimdi size işlenmiş gıdaların vücudumuz için ortaya çıkardığı zararları sıralayalım.
Vücudumuz için gerekli olan lif oranı yeterli değil. 

	Her yerde duyarsınız lifli besinler tercih edin diye. Peki, nedir bu lifin faydası? Lifli besinler bağırsakta emilim için oldukça önemli rol oynarlar. Lifler, bağırsak duvarında jelatinimse bir bariyer oluşturur ve glikoz ve früktozun kana emilimi yavaşlatılır. Bu yavaşlama sonucunda kan şekeri düzeyi normal seviyede kalır. Bir diğer faydası ise emilim kısmında yavaş olunması sonucunda bağırsaktaki bakteriler daha uzun süre beslenebilirler. Onların daha uzun beslenmesi sonucu vücudumuz için yararlı besinler daha fazla oranda kana karışır.
Vücudumuz için gerekli olan lif oranı yeterli değil. Her yerde duyarsınız lifli besinler tercih edin diye. Peki, nedir bu lifin faydası? Lifli besinler bağırsakta emilim için oldukça önemli rol oynarlar. Lifler, bağırsak duvarında jelatinimse bir bariyer oluşturur ve glikoz ve früktozun kana emilimi yavaşlatılır. Bu yavaşlama sonucunda kan şekeri düzeyi normal seviyede kalır. Bir diğer faydası ise emilim kısmında yavaş olunması sonucunda bağırsaktaki bakteriler daha uzun süre beslenebilirler. Onların daha uzun beslenmesi sonucu vücudumuz için yararlı besinler daha fazla oranda kana karışır.
Yeterli oranda omega-3 yağ asidi içermez

	Vücut, balıklar veya fındık gibi gıdalardaki bu yağ asitlerini, her ikisi de anti-inflamatuar özelliklere sahip olan dokosaheksaenoik asit ve eikosapentaenoik asit bileşiklerine dönüştürür. Peki, nedir bu asit bileşiklerinin faydası? Kolesterolü düşürür, yüksek tansiyonu düşürür, kalp krizi ve anormal kalp ritmi ihtimallerini düşürür, eklem iltihaplarında ortaya çıkan ağrıları baskılar, depresyon riskini azaltır, dikkat eksiliğini azaltır ve kanser riskini azaltır diyebiliriz bu asitler için.
Yeterli oranda omega-3 yağ asidi içermez Vücut, balıklar veya fındık gibi gıdalardaki bu yağ asitlerini, her ikisi de anti-inflamatuar özelliklere sahip olan dokosaheksaenoik asit ve eikosapentaenoik asit bileşiklerine dönüştürür. Peki, nedir bu asit bileşiklerinin faydası? Kolesterolü düşürür, yüksek tansiyonu düşürür, kalp krizi ve anormal kalp ritmi ihtimallerini düşürür, eklem iltihaplarında ortaya çıkan ağrıları baskılar, depresyon riskini azaltır, dikkat eksiliğini azaltır ve kanser riskini azaltır diyebiliriz bu asitler için.
Yeterli besin değeri yoktur.

	İşlenmiş gıdalar oldukça az oranda vitamin ve mineral içerirler. İşlenmiş gıdaların bu özelliği nedeni ile organik bir besinden alacağınız vitamin veya mineral oranının kat be kat altında vitamin ve mineral almış olursunuz vücudunuza. Bu da kısa vadede olmasa da uzun vadede kesinlikle belirli sıkıntılara yol açacaktır.
Yeterli besin değeri yoktur. İşlenmiş gıdalar oldukça az oranda vitamin ve mineral içerirler. İşlenmiş gıdaların bu özelliği nedeni ile organik bir besinden alacağınız vitamin veya mineral oranının kat be kat altında vitamin ve mineral almış olursunuz vücudunuza. Bu da kısa vadede olmasa da uzun vadede kesinlikle belirli sıkıntılara yol açacaktır.
Çok fazla trans yağ içerirler.

	Günümüzde hala trans yağ içeren besinlere çok fazla rastlamaktayız. Fakat Gıda ve İlaç İdaresi Haziran 2018 yılına kadar üretilen besinlerin içerisinden trans yağların çıkarılması konusunda düzenlemelere gitti. Neden bu kadar önemli trans yağ derseniz bilmeyenler için söylüyoruz. Vücudumuz trans yağları parçalayamazlar. Bunun sonucunda çoğunlukla karaciğerde olsa da arterlerde de toplanarak serbest radikallere dönüşürler. Yani işin aslı kanser için en büyük risk etmenidir diyebiliriz trans yağlara.
Çok fazla trans yağ içerirler. Günümüzde hala trans yağ içeren besinlere çok fazla rastlamaktayız. Fakat Gıda ve İlaç İdaresi Haziran 2018 yılına kadar üretilen besinlerin içerisinden trans yağların çıkarılması konusunda düzenlemelere gitti. Neden bu kadar önemli trans yağ derseniz bilmeyenler için söylüyoruz. Vücudumuz trans yağları parçalayamazlar. Bunun sonucunda çoğunlukla karaciğerde olsa da arterlerde de toplanarak serbest radikallere dönüşürler. Yani işin aslı kanser için en büyük risk etmenidir diyebiliriz trans yağlara.
Çok büyük oranda tuz içerirler.

	İhtiyacımız olan tuzdan daha fazlasını vücudumuza aldığımızda başlıca iki sorun ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birisi hipertansiyon diğeri ise kalp rahatsızlığıdır. Kalp krizi riskini artırmaktadır. Ve işlenmiş gıdalarda fazla oranda tuz mevcuttur.
Çok büyük oranda tuz içerirler. İhtiyacımız olan tuzdan daha fazlasını vücudumuza aldığımızda başlıca iki sorun ortaya çıkmaktadır. Bunlardan birisi hipertansiyon diğeri ise kalp rahatsızlığıdır. Kalp krizi riskini artırmaktadır. Ve işlenmiş gıdalarda fazla oranda tuz mevcuttur.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >