İsrail ajanları Türkiye'de neler yaptı?

Arşiv
Arşiv

İsrail'in dış istihbarat servisi MOSSAD'ın Türkiye'ye nasıl sızdığını ve stratejilerinin detaylarını editörümüz Sinan Bakioğlu, İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çağla Gül Yesevi ile konuştu.

4 Aralık 2023'te İsrail iç istihbarat kurumu direktörü bir açıklama yapmıştı: Türkiye, Katar ve Lübnan'daki Hamas yöneticilerini avlayacağız, bundan kaçışları yok demişlerdi. Bunun üstüne Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan basın önünde, bedeli ağır olur, bunu denemesinler minvalinde bir açıklama yaptı. Daha sonra yakın geçmişte MOSSAD'ın Türkiye'deki operasyonlarına yönelik bir kontrespiyonaj operasyonu yapıldığını öğrendik. Birtakım gözaltılar yapıldı. Operasyon detaylarını sizden alabilir miyiz?

Şöyle söyleyeyim, 34 kişinin gözaltına alındığını biliyoruz. Tabii ben bir akademisyen olarak sadece açık kaynaklardan neler olduğunu sizin gibi takip edebiliyorum. Yakalanan kişilerin çoğunun yabancı uyruklu olduğunu öğrendik. Bu operasyon kapsamında Türkiye'de yaşayan Filistinlilere yönelik bilgileri MOSSAD'a aktardıklarını öğrendik. Açıkçası bu operasyonlar yeni değil. Milli İstihbarat Teşkilatı da ülke içerisinde bu tür istihbari faaliyetler yapanları denetleyip bulmayı kendine görev edinmiş durumda ve bunu gerçekleştiriyor. 2021'de de bununla ilgili büyük operasyonlar yapılmıştı. Yine 2024 yılının daha ilk günlerinde yeni bir operasyona uyandık.

Öncelikle konjonktür nedir, biz ne yaşıyoruz ? Biz çok ciddi bir savaş yaşıyoruz. Gazze'de bir insanlık dramı yaşanıyor. Bu çok büyük bir sorun. Bildiğiniz gibi işgal edilmiş topraklarda Batı Şeria'da ve Gazze Şeridi'nde zaten Filistinlilerin durumu çok ağırdı. Ancak biz son dönemde 7 Ekim sonrası bambaşka bir dönem. Çok ciddi insan kayıplarının olduğu, her televizyonu açtığımızda insan kaybının daha da arttığı bir dönemden geçiyoruz.

7 Ekim'de Hamas'ın saldırıları ardından gelen İsrail'in çok ciddi bir karşı saldırısını yaşadık. Bu süreçte istihbarat örgütlerinin başarıları, başarısızlıkları da çok fazla gündemimizde oldu. Tabii ki bir karşılık verilecekti. Neden? Çünkü başlangıçta İsrail'in Hamas saldırıları sonucunda 1200 kişi öldü. Bu ciddi bir yenilgi. Başarısızlık olarak İsrail devletinin adına yazıldı ve bir karşılık verilmesi gerekiyordu.

Dediğiniz gibi Ronen Bar'ın açıklamaları önemli. Lübnan, Katar ve Türkiye'de operasyonlar yapılacağını söylediler. Kime karşı? Hamas üyelerine karşı. Bu dikkate değer bir açıklama çünkü bir devletin içerisinde operasyon yapacaklarını duyurdular. Bu nedir? İsrail devleti kendi prestijini kurtarmaya çalışıyor demektir.

Türkiye'nin İsrail'in tehdidine verdiği cevap

Söz konusu 3 ülke var. Bunlardan Lübnan biraz daha farklı, zayıf bir ülke. Kendi içerisinde çalkantılar yaşıyor. Ancak Türkiye böyle bir ülke değil tabi ki. Hemen en üst kanaldan bunun bir cevabı olacağı ve buna kalkış olmaması gerektiği belirtildi. Türkiye'nin Gazze'de yaşanan bu insanlık dramına karşı da yeri çok belli. Hamas'ın ve Filistin devletinin tarafında yer alıyor. Filistinlilerin haklarının savunulması, sivil ölümlerinin durdurulması noktasında çok net adımları var. Tabii ki Türkiye boş durmayacaktı ve bir şeyler yapacaktı. Bunu zaten bekliyorduk. En üst ağızdan bu söylenmişti. 2024 ün ilk günlerinde bir operasyonun olduğunu en üst kanaldan duyduk ve ciddi olarak da neler yapıldığını, Filistinlilerin nasıl takip edildiğini, hangi yöntemlerin kullanıldığını açık açık dile getiren haberleri okuduk.

Bu nedir? Elbette bir cevaptır. İç istihbarat servisinin, Şin Bet'in bir operasyon yapılacağını açık açık duyurduğunun altını çizelim. Hatta o haberde 'bir süre erteledik' gibi bir ibare de geçiyor. Bu söylemler yabana atılmamalıydı. Türkiye Cumhuriyeti Devleti zaten güçlü bir istihbarat servisine her zaman sahipti, şimdi de sahip. Dediğim gibi bu operasyonlar yeni değil. Her zaman içeride çalışan bu tür istihbarat servisleri elemanlarıyla ilgili operasyonlar yapılıyor.

2 Ocak'taki operasyon bir cevap niteliği taşır mı? Evet, bir devletin içerisinde siz operasyon yapacağınızı söylüyorsanız bu önemli bir adımdır. Bizim buradan çıkarımlarımız nelerdir? Birincisi, istihbarat servisimiz çalışmaktadır. Cevap en üst düzeyde verilmiştir. İkincisi, burada yaşayan Filistinlilerle ilgili takibat yapıldığını öğrendik. Birtakım elemanların devşirildiğini, çalıştırıldığını öğrendik.

MOSSAD, farklı ülkelerde şebeke kurarken nasıl ilerliyor?

Şöyle bir soru aklımıza gelebilir: Yakalananlar kim? Mossad'ın kendi casusları, elemanları mıydı yani oraya mı bağlıydı? Onların farklı uyruklardan gelen devşirilen elemanlar olduğunu biliyoruz. Bu pek çok zaman yapılıyor. Yani MOSSAD aslında ana eleman bazında küçük çaplı bir örgüt. Eleman sayısı bazı kitaplara göre eskiden 1500, şimdi 3000- 7000 sayıları olarak belirtiliyor. Ancak kendi gönüllüleri ya da devşirdiği elemanlar ile daha büyük bir dış istihbarat örgütü olduğunu söyleyebilirim. Bu elemanlar da aslında verilen görevin bir kısmını biliyorlar. Birine deniyor ki şunu takip et, şu araç gereci kullan. Mossad bu işin içerisinde ama örgütlenme sürecinde yurt dışına çağırarak neler yapılabileceğini de söylüyor.

Üçüncü ülke buluşmaları deniyor buna değil mi?

Bu yakaladığımız kişiler MOSSAD'ın ana elemanları değil ama devşirdiği elemanlar, kullandığı kişiler. Bu da nasıl yapılıyor? Çalıştırılan kişiyseniz yaptığınız işin mahiyetini ya hiç bilmiyorsunuz ya da bir kısmını biliyorsunuz. Sadece takip ettiğinizi bilirsiniz. Yani büyük resmi görmeyebilirsiniz. Nasıl bu elemanlar devşirilir? Para, kullanılan bir yöntemdir. Orada geçen bir ibare var biliyorsunuz. Yurt dışında en iyi otellerde ağırladıkları söyleniyor. Para ve lüks yani insan nefsini uyandıracak her türlü yöntem MOSSAD tarafından kullanılıyor. Bu yeni değil. Eskiden de yapılıyordu, bugün de yapılıyor. İşte bir MİG21'in kaçırılması hadisesi var, Mossad'ın önemli başarılarından biridir. Orada din ve para kavramı kullanılmıştı.

O insanın etnik özellikleri, dini özellikleri kullanılarak bu yöntemlerle kendi çıkarları için çalıştırılmış bu insanlar. MOSSAD'ın bu tür operasyonları da yeni değil tekrar söyleyelim. Onlara karşı yapılan operasyonlar da Milli İstihbarat Teşkilatı'nın rutin olarak yaptığı operasyonlardandı. Konjonktürün etkisiyle önümüze konuldu sadece. Yani devletlerin prestiji, imajları son derece önemlidir. Türkiye Cumhuriyeti Devleti de buna bir cevap verdiğini ve verebilecek durumda olduğunu açık açık belirtmiş oldu böylece.

Herkese ispat etmiş oldular bu operasyon sayesinde. Topraklarımızda kimse açık veya örtülü bir faaliyet yapamaz. Karşılığı da budur şeklinde bir mesaj olarak okudum bunu açıkçası . Mossad'ın örtülü operasyonlarından bahsettik. Bu son operasyon özelinde sormak istiyorum bu soruyu. Mossad direkt kendi veya aracılar vasıtasıyla devşirdiği kişileri nasıl angaje ediyor? Sosyal medyadan iş ilanı üzerinden yapıldı bilgisi paylaşıldı. Linkedin'de irtibat, Twitter'dan ya da yeni adıyla X'ten irtibat, Facebook'tan irtibat gibi kanalların kullanıldığını biliyoruz. Yeni kişileri kendi amaçları için nasıl angaje ediyorlar?

Maddi koşullar önemli bir nokta. İnsanları iş vasıtasıyla çağırıyorsunuz. Dediğim gibi siz operasyonun tümünü göremezsiniz. Size verilen küçük bir görevi görebilirsiniz. Buna göre çalışırsınız, paranızı alırsınız. Hatta yüksek miktarlarda para alırsınız. Ayrıca belirtelim farklı kripto paranın kullanılmasından bahsediliyordu bize açıklanan belgelerde. Bu yeni bir yöntem değil. Filistin içerisinde de görülen bir olay bu. Gazze'de bile Filistinlilerin bu yöntemle kullanılabilecek durumda olduklarını da söyleyebiliriz. Nedir, bir TV kuruluşuna çalıştığınızı düşünüyorsunuz ya da bir yardım kuruluşuna çalıştığınızı düşünüyorsunuz. Birtakım bilgileri aktarıyorsunuz ya da raporlama yapıyorsunuz. İşin içinde olduğunuzu bile bilmiyorsunuz. Buradaki kişilerin ne boyutta buna katıldıklarını bilmiyoruz ama işin belli bir kısmını biliyorlardı. Belki neye hizmet ettiklerini biliyorlardı, belki de bilmiyorlardı ama işin bir parçasını biliyorlardı ve daha üst bir taraftan MOSSAD tarafından da yönetildiklerini anlayabiliyoruz biz.

MOSSAD daha önce Türkiye'de ne yapmaya çalıştı?

2023'teki benzer bir operasyonda MOSSAD'ın angaje ettiği birtakım kişiler Türkiye'deki STK ve derneklere yönelik bazı çalışmalar yapmışlar. Başarılı Filistinli öğrencileri takip altına almışlar. Gelecekte savunma sanayinde çalışma potansiyeli olan veya akademik olarak bir yerlere gelebilecek insanları angaje etmeye çalışmışlar. Fakat MİT daha erken davranıp onlara yanıltıcı bilgiler aktarılması yönünde bir İ.K.K faaliyeti yani istihbarata karşı koyma faaliyeti yürütmüş. Bunu da bir anekdot olarak paylaşalım.

Birkaç gün önce Lübnan'da bir saldırı yapıldı. Salih El Aruri, Hamas'ın 2 numaralı ismiydi. Ronen Bar'ın açıklamasında bahsettiği ülkelerden biri Lübnan'dı. Lübnan'da hedeflenen tırnak içinde söyleyelim başarılı oldu. Bir suikastle Salih El Aruri öldürüldü. Bu operasyon hakkındaki yorumunuz nedir hocam?

Başlangıçta belirttiğiniz gibi belli ülkelerden bahsedilmişti. Bar'ın açıklamasında dediklerini yaptılar. Hamas'a, önemli bir isme suikast düzenlediler. Yani biz buradayız demiş oldular. Bu bir devletin amacı içerisinde gerçekleştirilmiş olan bir suikast. Deniliyor ki bu durum uluslararası hukuka aykırı, egemenliğe aykırı. Zaten istihbari faaliyetler devletlerin güvenliklerini sağlamak için farklı yöntemlerin kullanılmasıyla bir veri oluşturma işidir. Önce bilgi getirirler, bilginin analizi sağlanır. İstihbari bilgiler özellikle karar alma mekanizmalarında etkili olur. Böylece istihbarat açısından karşı tarafın gücünü anlamaya çalışırsınız. Sonra caydırıcılığını arttırmaya çalışırsınız ve yine farklı bilgiler vererek karşı tarafın gücünü azaltmaya yönelik bir faaliyetiniz olur. Mossad'ınki tabi ki suikast olunca daha farklı bir yere gitti.

7 Ekim öncesi ve sonrası arasındaki farktan bahsediyoruz. 1949 yılından itibaren İsrail'in üç önemli istihbarat örgütü karşımıza çıkıyor. Üç sacayağı bunlar. Birincisi ülke içerisinde faaliyet gösteren Şin Bet. AMAN Askeri İstihbarat Örgütü ve MOSSAD Dış İstihbarat Servisi. 7 Ekim'de birtakım analizleri duyduk . Başlangıçta Hamas'ın zaferi olarak sunulmuş durumdaydı. Çünkü Hamas farklı bilgiler vererek İsrail'in iç istihbarat servisini ve aynı zamanda askeri istihbarat servisini yanıltmış oldu. Tatbikat yapıyoruz şeklinde söylemler yapıldı ve hatta bu tatbikatların çok saçma, yetersiz olduğu yönünde bildirimler de alındı.

Gazze'de maddi sorun var . Hamas diyor ki bizim çok ciddi maddi sorunlarımız var bu yüzden saldırı düşüncemiz yok. Neden? Çünkü sinyal istihbaratı diye bir kavram var. Siz dinlendiğini biliyorsunuz. O zaman ne yapacaksınız? Karşı tarafa yanlış bilgi aktaracaksınız. Bu konuda bir artı var mı? Evet, Hamas tarafına bir artı var. Bilgiler çokça gelmiş. Hem Şin Bet'e geliyor hem AMAN'a geliyor. Ancak o kadar fazla geliyor ve siz düşmanınızı öyle küçümsüyorsunuz ki bu anlamda bir istihbarat zafiyeti doğuyor. Yani aslında bilgi var. Neler yapıldığını az çok biliyorsunuz ama karşı tarafın gücünün sınırlarını bilmiyorsunuz. Çünkü karşı taraf diyor ki ekonomik sorunlarımız var. Katar'dan gelecek para kesilmesin, daha fazla biz çalışalım, iş gücü olarak artış olsun. Bu bilinmediği için sorun yaşanıyor.

7 Ekim'de istihbarat zafiyeti vardı . Bu, iki örgütün zafiyetiydi : Biri iç istihbarat, diğeri de askeri istihbarat servisinin. Bunlar eşgüdümlü davranamadılar. Hamas'ın ne yapacağını tam olarak çözemediler. Ancak analizler yapılırken sıkça MOSSAD'ın adını da duyduk. ' MOSSAD çuvalladı, MOSSAD başarısız oldu, MOSSAD hezimete uğradı.' Tabi ki MOSSAD'ın Hizbullah'la ilgili, İran'la ilgili, para akışları ile ilgili alması gereken bilgiler vardı. Bu anlamda doğru ama 7 Ekim'de bir zafiyet varsa bizim bunu iki istihbarat örgütünün ŞABAK ya da diğer adıyla Şin Bet, diğeri de AMAN askeri istihbarat örgütünün sorunu olarak görmemiz gerekiyor. Mossad ise Dış İstihbarat Servisi hepimizin bildiği. Bir süper güce dönüşen her şeyi başarabilecek bir örgütlenme olarak karşımıza çıkıyor.

Her şeye muktedir bir istihbarat servisi var mıdır?

Her şeye muktedir bir istihbarat servisi yoktur ama istihbarat servislerinin imajları önemlidir. Ben bunu hem kitabımda hem bir makalemde özellikle yazmıştım. Mossad bir gizil güç olarak, bir üstün güç olarak çok güzel lanse edilen, uluslararası medyada da gücü daha da süslenip süslenen bir örgütlenme. Evet, önemli operasyonları var, başarıları var ve aynı zamanda başarısızlıkları da var. Yönelttiğiniz soru bağlamında bakarsak bu nasıl bir operasyon, farklı bir yere mi gidiyor diye düşündüğümüz zaman çok büyük değişiklikler olmadığını görürüz. Çünkü 1972 Münih Olimpiyatları'nı hatırlamamız gerekiyor. Orada Kara Eylül örgütü İsrailli sporcuları rehin almıştı. Sonrasında bu durum örgüt üyelerinin tek tek öldürülmesi ile sonuçlandı. MOSSAD bu örgüt üyelerini farklı ülkelerde suikastlar ile öldürdü. Biz böyle bir yöntemi daha önce görmüştük. Yani Hamas'ın Aruri'nin öldürülmesi suikasti çok farklı bir yöntem miydi? Bence değildi. Beklenen bir şey miydi? Evet, zaten duyurmuşlardı, yaptılar. Biz de başarısız değiliz mesajını verdiler.

MOSSAD, prestij düzeltme çalışmaları mı yapıyor?

Benim MOSSAD ile ilgili özellikle söylemem gereken şey şu: Mossad imajı çok yükseltilen bir örgütlenme. Bambaşka suikastlerde ismi geçiyor. Darbelerde ismi geçiyor. Yapılmayacak denilen işlerde ismi geçiyor. Bu nedir? Uluslararası medyanın güçlendirmesi. Bunu biz bile yapıyoruz bir noktada. Bir durum olduğunda bunda MOSSAD'ın parmağı var dediğimiz zaman bunu dillendirdikçe medyaya taşıyınca MOSSAD'ın imajını güçlendiriyor muyuz? Evet. Mossad'ın İsrail halkındaki imajını güçlendiriyor muyuz? Evet. İsrail açısından güvenilir bir örgüt haline getiriyor muyuz ? Evet. Başka bir şey daha yapıyoruz. İsrail bugün düşman Arap devletleri ile çevrili olan, İran'dan ciddi tehdit alan, varlığı sorgulanan bir ülke iken MOSSAD denilen bu gizli güce, Süpermen imajına sahip örgütlenme ile kendi devlet imajını güçlendiriyor. Buna biz katkıda bulunuyoruz.

Tüm örgütlerin zaafları var. Dediğiniz gibi başarıları var ve başarısızlıkları var. Adolf Eichmann'ın ülkeye getirilmesi bir başarıdır. İran'ın nükleer programının durdurulması, sabotajlar ya da geciktirilmesi, bilim adamlarının kaçırılması İsrail'in başarı hanesine yazılabilir. Bunun dışında başarısız olduğu, mesela Halid Meşal suikasti vardır. Gilad Şalit'in kaçırılması onun biliyorsunuz hemen bulunamadı. Ardından 1027 tane Filistinli rehine karşılığında ülkeye dönebildi. Yani hepsi başarı değil ancak imajının güçlendirildiği bunun da İsrail devletinin imajının yükselmesine ciddi katkıda bulunduğunu söylemem mümkün. Bana göre son operasyon bir sürpriz değil. Zaten geliyorum denilen bir operasyon. Devletlerin imajını daha iyi hale getirmek için belli güçlerinin olması, belli kurumlarının daha iyi durumda olması önemlidir. Bence MOSSAD, İsrail'in imajına katkıda bulunan bir örgütlenme olarak varlığını sürdürüyor.

Kaybolan askerlerini bulma konusunda da başarılı olamadı MOSSAD. 1027 Filistinli rehinenin karşılığında geri dönebildi evine. Halit Meşal suikasti de aynı zamanda çok başarılı bir operasyon olmadı. Sonra panzehiri vermek zorunda kaldılar.

Hekimlerini ve panzehiri yine MOSSAD mensupları götürmek zorunda kaldı. Halit Meşal'i öldürmeye çalışan MOSSAD mensuplarının bazıları konsolosluğa kaçmak zorunda kaldılar yakalanıp takibata uğramamak için.

Tabii operasyonların başarılı olduğunu söyleyemeyiz ama başarılarının süslendiğini ve özellikle 'MOSSAD'ın parmağı' söylemini, her suikaste her darbeye koyduğumuz zaman uluslararası medyanın da desteğiyle daha farklı bir sonuca doğru gidiyor. Dediğim gibi kurumun imajı güçleniyor. Aynı şekilde İsrail devletinin imajı da bu şekilde güçleniyor.

Kasım Süleymani'nin anma töreninde yaşanan patlama ne anlama geliyor?

Evet güçlendirmeye çalışıyorlar ama dediğiniz gibi büyük fiyaskolar da var. Hocam Kasım Süleymani'nin ölüm yıldönümü anma törenlerinde patlama yaşandı bu konuda eklemek istediğiniz bir şey var mı?

Dün İran'da çok ciddi patlamalarla karşılaştık. Ölümünün anma törenlerinde anmaya giden insanların ölümüyle sonuçlanan bir olay. Bu olayda bile aslında İsrail devletinin biz yapmadık demediğini biliyoruz. Kimin yaptığı şu anda bilinmiyor. Tabii ki ortalık toz duman devlette bu konuda bir açıklama yakın zamanda belki yapacaktır.

MOSSAD olağan şüpheli midir?

İsrail bir şeyi biz yapmadık demiyor olsa bile aslında bu anlamda kendine bir puan kazandırıyor. Sürüncemede bırakması ve cevap vermemesi bence önemli. Şu anda değerlendirmeye alabileceğimiz birinci kısım bu olabilir. Ben şunu söyleyebilirim. Kasım Süleymani'nin öldürülmesi önemli. Orada Amerika Birleşik Devletleri'nin yapmış olduğu bir operasyondu. Buna İsrail'in de yardımcı olduğu yönünde birtakım haberler çıkmıştı. Yine bizim üzerinde durmamız gereken konulardan bir tanesi de Fahri Zade suikasti olabilir. Bence bu çok önemli. Çünkü İran'ın içerisinde Mossad'ın etkili olduğu bir suikast. Öldürülen kişi çok önemli. Nükleer çalışmaları olan bir fizik adamı, bir devlet adamı. O dönemde KOVİD için çalışmaları da olan bir bilim insanıydı. Çok iyi korunuyordu ve onun İran içerisinde öldürülmüş olması ciddi bir mevzu.

Bu neyi gösterir bize? MOSSAD'ın İran devletinin içerisinde de çalışmalar yaptığını gösterir ki biz şunu biliyoruz İran'ın güvenlik açısından ciddi çalışmaları var. Burada at koşturabiliyorsanız, operasyonlar yapabiliyorsanız bu önemli bir noktadır.

Ben 2024 ile birlikte Ortadoğu'da çok ciddi çatışmaların devam edeceğini görüyorum. İstihbarat savaşlarının devam edeceğini düşünüyorum. Yani yeni bir döneme başladık ama güzel bir başlangıç olmadı. Gazze'deki savaş devam ediyor. İran'da çok ciddi bir karışıklık göreceğiz. İran, zaten devam eden sivil toplum olaylarıyla pek çok sorunla karşılaştı. Bu son olay da onu etkileyecek diye düşünüyorum. İstihbarat çok önemli. Yani bizim ülkemizde de operasyonlar yapılacaktır, beklenebilir. Ama bununla ilgili ben tedbirlerin de alındığını, çalışmaların da yapıldığını düşünüyorum. Beklenmedik şeyler değil bunlar. Tarihi biraz okuduğumuz zaman bunların aslında eskinin devamı olduğunu da görüyoruz. 1972 deki bu Kara Eylül örgütünün çökertilmesi ile son gördüğümüz suikast benzer yöntemleri kullanıyor. Bu da dediğim gibi imaj meselesinin önemli olduğunu bize gösteriyor.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >