İsrail'in İran'daki faaliyetleri: Mossad ve Aman’ın gizli hamleleri

Savaş, Mossad ve Aman’ın yerel ajanlar, sinyal istihbaratı ve teknolojik operasyonlarla yürüttüğü nokta atışı suikastlerle şekillendi
Savaş, Mossad ve Aman’ın yerel ajanlar, sinyal istihbaratı ve teknolojik operasyonlarla yürüttüğü nokta atışı suikastlerle şekillendi

2025 İran-İsrail çatışmasının istihbarat boyutu, Mossad ve Aman’ın yerel ajanlar, sinyal istihbaratı ve teknolojik yöntemlerle gerçekleştirdiği hassas suikastlerle öne çıktı. Prof. Dr. Çağla Gül Yesevi, GZT’ye özel açıklamalarda, İran’ın güvenlik açıklarını ve İsrail’in stratejik operasyonlarını analiz etti.

İran ve İsrail arasında 2025 yılında gerçekleşen kısa süreli savaşın etkileri hissedilmeye devam ediyor.

Savaşın istihbarat boyutunu İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çağla Gül Yesevi GZT için değerlendirdi.

Prof. Dr. Çağla Gül Yesevi'nin GZT'ye özel yaptığı açıklamalar:

İsrail, İranlı komutanları nasıl uyurken etkisiz hale getirdi?

İki istihbarat örgütünden bahsedeceğiz bugün İsrail ile ilgili olarak. Bunlardan birisi çok sıkça duyduğumuz, üzerinde bazı bazı konuları bildiğimiz Mossad. Diğeri de Aman. Yani İsrail'in askeri istihbarat örgütü.

Bunda da özellikle sinyal istihbaratını yapan birim 8200 ya da 8200 olarak adlandırılan sinyal istihbaratını gerçekleştiren kurumsallaşmış bir alandan bahsediyoruz.

Bir kurumdan bahsediyoruz. Yine içerisinde tabii İsrail'in istihbarat örgütleri üç tane. Bunlardan biri Mossad dış haber alma örgütü olarak çalışıyor, AMAN İsrail ordusuna bağlı. Yine şebeke ya da hizmet olarak yeni ismiyle adlandırılan iç istihbarat örgütü var.

İran'la ilgili konularımız aslında özellikle biz MOSSAD'tan bahsettik.

Yine Aman'ın bu bahsetmiş olduğum bir birimi var. Sinyal istihbaratından sorumlu olan bu ikisinden söz ediyoruz.

Aslında İran bu konuyla ilgili bilgileri çok önceden almaya başladı.

Bunlardan bir tanesi Aslında 7 Ekim bizim için önemli bir milat ama özellikle istihbarat savaşları açısından,

İran'ın içerisindeki operasyonlar açısından bizim Muhsin Farizade suikastinin üzerinde durmamız gerekiyor.

İranlı eski nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade
İranlı eski nükleer fizikçi Muhsin Fahrizade

Bu da şöyle bir şey. İran'ın toprakları içerisinde gerçekleştirilen nokta atışı, yine ve uzaktan kumandalı bir tüfeğin kullanıldığı bir suikast bu.

Şimdi bundan sonrasında, yani 2020 yılında gerçekleşen bu suikastın ardından, 2022'de ve 2023'te İran'ın bu ağları ve İsrail'in İran içerisindeki operasyonlarından haberdar olduğunu, bununla ilgili önlemler almaya çalıştığını da görüyoruz.

Bu konuda da belli sorunlar olduğunu görüyoruz. Sizin bahsetmiş olduğunuz bu nokta atışı suikastler nasıl gerçekleşti konusuna gelince, çoklu bir sistemden bahsedebiliriz.

MOSSAD'ın saha istihbarat ağı bu süreçte nasıl bir rol oynadı? İran'ın içindeki eleman ve teknolojik izleme kapasitesinin etkisi neydi?

Bunun bir ayağı yerel ajanlar. Yani tabii istihbarat servislerinde çalışan ana elemanlar değil ama devşirilmiş ajanlardan, devşirilmiş kişilerden bahsediyoruz.

Bunların İran içerisinde de İsrail'e yardımcı olduğunu görüyoruz.

Yani ne yapıyor biliyor. Bu suikastleri düzenlemeden önce bu insanların rutinlerini Kendilerini rapor edebiliyor. Hangi saatte kalkıyorlar, nereye gidiyorlar, işlerine hangi güzergahtan gidiyorlar?

Bunun yerel ajanlar tarafından bilgisinin verilmesi gerekiyor. Ancak bu yeterli mi? Değil.

Bunun dışında neler yapılabilir? Sinyal istihbaratı dediğimiz özellikle İsrail ordusunun aslında 1948 sonrası, Arap coğrafyası, Arap devletleri ile çevrelenmiş, stratejik derinliği az bir ülke olduğu için sürekli olarak diğer ülkelerin komşu Arap ülkelerinin telefonlarını dinleme, radyo sinyallerini dinleme konusunda uzmanlaştığını biliyoruz.

Yine bu da yani mesajlaşmaların ve konuşmaların sinyal istihbaratı ile çözümlenmesi, bunların dinlenmesi bunun bir ayağı.

Yine tesisler bazında bakarsak aslında drone görüntüleri uydu görüntüleriyle aslında bunun bir anlamda çözümlendiğinde söyleyebiliriz.

Uzun erimli bir aslında operasyondan bahsediyoruz. Ülke içerisinde bir konuşlanma var. Burada da tabii bir parantez içinde şunu da ifade etmem gerekiyor.

İran içerisinde çok fazla sayıda hain mi var? İran devleti bunu neden çözümleyemedi?

Buna aslında biz Gazze'nin içerisinde de daha önce şahit olmuştuk.

Örneğin, 7 Ekim öncesinden bahsediyorum. Gazze'de yaşıyorsunuz, bir insani yardım kuruluşu geliyor ve siz ona yardımcı olduğunuzu düşünüyorsunuz.

Belli bilgileri paylaşıyorsunuz. Örneğin yardım verilecek ailelerin listesini veriyorsunuz ya da belli kişilerin adreslerini veriyorsunuz.

Ama aslında iyi niyetlisiniz. Ya da bir televizyon geliyor ona bilgi veriyorsunuz.

Tüm bunlar aslında İsrail'in kullandığı birtakım yöntemler

Belli bir görevin bir kısmını biliyorsunuz. Örneğin, belli bir kişinin rutinini söyleyeceksiniz ya da belli yerlerden fotoğraf çekeceksiniz.

Tabii bir askeri tesisten, bir nükleer tesisten fotoğraf çekmenin çok iyi niyetli olmayan insanlar bilirler.

Ancak, ekonomik konular yani para veriliyor olması ya da gerçekten de belli eylem hücrelerinden bahsedersek rejim karşıtı olabilir, farklı gruplardan oluşabilir ama bir çoğunun aslında görevin çok küçük bir parçasını bildiğini ve bunun büyük resmi göremediğini de söylememiz gerekiyor.

Bu noktada da dediğim gibi bu devşirilmiş elemanlar hiyerarşik bir yapıda değiller, çok örgütlü değiller ve yakalandıkları zaman da bize bütün resmi vermiyorlar.

2022 ve 2023'teki İran'daki operasyonlar aslında bunların birçoğunun deşifre edildiğini ama daha üst kısmın bilinemediğini gösteriyor.

Nasıl devşiriliyor derseniz, özellikle para meselesi gündemde.

Yine haberleşmelerin yurt dışında yapıldığını söyleyebiliriz. Kripto paralardan yararlanıldığını da söyleyebiliriz.

İran'ın içindeki askeri noktalar ve nükleer tesislerin durumu nasıl öğrenilebildi?

Dediğim gibi aslında bunun bir yöntemi. Yerel ajanlarınızdan biri. Yerel ajan dediğim de şu İsrail vatandaşı Yahudi kişiler olması gerekmiyor.

Bunlar aslında İran vatandaşları. Dediğim gibi meselenin bir yönünü biliyorlar. Yani bir fotoğraf çekiyor, belli rutinleri gösteriyor.

Bunu Bazıları gerçekten de meselenin ne olduğunu anlamayabilir ama bir kısmı da gerçekten rejim karşıtı olabilir ve bilgi verir.

Bunun karşılığında kripto paralarla da ödeme yapılır. Uydu görüntüleri. Yine dronelarla bunların yerlerinin tespit edildiğini söyleyebiliriz.

Ama haritalandırma açıklar. Yine radar sistemi ve önleyici sistemlerdeki açıkların bilinmesi de yerel ajanlar tarafından yapılıyor.

Dediğim gibi uzun süreli raporlamanın var olduğunu söyleyebiliriz.

Giriş çıkışlar. Bunun dışında malzeme giriş çıkışlarından da haberdar olduklarını söylemek mümkün.

Belki bir şey daha eklemekte fayda var. Bundan önceki operasyonlarda da İran'a gelecek olan malzemenin değiştirilmesi ya da daha önemli olarak gelen malzemelerin bozulması, sabotajların yapılması da bu süreçte etkili olan yöntemlerdi.

İran içinde yaşayan Türk nüfus bu saldırılardan etkilendi mi?

Şöyle söyleyebilirim. İran'da yaşayan Türklerden bahsediyoruz, Belucilerden bahsediyoruz, Kürtlerden bahsediyoruz. Farklı etnik gruplar var.

Öncelikle şunu söyleyerek başlamak lazım.

Bu gruplar özellikle Türklerden bahsediyorsak devletlerine bağlı olduklarını, İran devletini sevdiklerini söylememiz gerekiyor.

Bazen şu şekilde konular oldu. Özellikle Netanyahu'nun açıklamalarından bir rejim değişikliği.

Rejimin aslında insanları gerçek anlamda temsil etmediği çok ciddi sorunlar olduğunu, sosyal ve ekonomik sorunlar olduğunu belirtmişti ve bir rejim değişikliğini arzu ettiğini söylemişti.

Tabii ki bu rejim değişikliğini gerçekleştirecek olan özellikle azınlıklara bakılırdı.

İran'ın kayıpları gidermekle meşgul olması durumu bölgedeki azınlıklar üzerinde bir etkiye sebep olur mu?

Şimdi bu topraklar kadim Türk toprağı ve şu anda İran devletinin sınırları içerisinde bu ülkedeki Türkler de devletlerini seviyorlar ve bağlılar.

Bu süreç bize şunu gösterdi aslında bir ayaklanma beklenen, sorun çıkarması beklenen grupların böyle bir sorun çıkartmadıklarına, devletlerine bağlılıklarını aslında bir kez daha ifade etmeleri şeklinde bizim gözümüze gözümüzün önüne geldi.

Şunu söylemek gerekiyor. Burada en önemli sorun Türklerden gelmedi. Türkiye'nin de sorun yaşamış olduğu PKK iltisaklı PJAK grubundan geldi.

Onların bir ayrılma isteğinden bahsedildi. Bu da bize aslında bir terör örgütünün kesinlikle savunulmaması ve desteklenmemesi gerektiğini gösterdi.

Bu noktada şu olabilir tabii ki. Kimler bu bilgileri veriyor? Devşirilmiş ajanlar arasında bu gruplardan, farklı etnik gruplardan insan var mı? Bunlarla ilgili tabii ki İran devleti de kendi içerisinde denetimlerini arttıracaktır.

Bu daha ileriki dönemlerde bir huzursuzluk yaratabilir. Ancak süreç içerisinde gördüğümüz bu azınlık değil aslında onlar İran devlet vatandaşları. Kendi aslında kendi haklarını da savunan gruplar. Bu noktada bir sıkıntının olmadığını görüyoruz.

Ancak, bu olmayacak demek değil. Bu tür grupların hem İsrail tarafından hem başka ülkeler tarafından kullanılabilecek olduklarını, bunun bir sorun olarak aslında İran devletinin içinde var olduğunu göstermeye çalışacakları anlaşılıyor.

Ancak, bu süreçte 12 günlük savaş sürecinde gördüğümüz, bu anlamda ciddi bir sorunun gerçekleşmemiş olması.

Yine şunu da ifade etmek lazım. Tebriz'in de saldırıya uğradığı ve Türk nüfusun yoğun olarak yaşadığı bir şehir oldu.

Bu da aslında İran'ın parçalanması açısından orada yaşayan Türklerin bu anlamda bir dahli olmayacağını da gösteren bir başka açıklama olabilir.

Bu operasyonlar istihbaratın lojistiği açısından nasıl planlanmış olabilir?

Bir üst akıl olduğu anlaşılıyor. Çünkü benzer bir konuyu biz Ukrayna'nın bir operasyonunda Rusya'ya bu tür silahların sokulması bazında görmüştük.

Aynı konu çok kısa bir süre sonra İsrail'in gerçekleştirdiği bu operasyonda da, bu savaş esnasında da gözüktü.

Şunu söylemek lazım. İran tarafı bir drone üretim merkezinin olmadığını belirtti.

Bu savaşın aslında çok yönü var. Bir psikolojik savaştan bahsediyoruz.

Her iki taraf da zafer ilan etti, başarılarını savundu. Nasıl düşmana zarar verdiğinden bahsetti.

Psikolojik savaşın tabii ki bir başka yönü de propagandadan, enformasyondan yani bilginin farklı şekilde yönlendirilmesinden, verilmesinden geçer.

Bu noktada aslında İran'ın içerisine girip bir fabrikanın, bir atölyenin, bir yapım merkezinin kurulduğunu söylemek bile aslında bir devletin güçsüzleştirilmesi anlamına gelir.

Biliyorsunuz yine İsrail'den üst ağızdan gelen açıklamalarda işte Mossad'ın orada olduğu, Mossad komandolarının iş yaptığı şeklindeydi.

Bütün bunların aslında istihbarat servisinin servisini güçlendirecek bir konu olduğunu söylemem gerekiyor.

Ben çalışmalarımda da özellikle şunu ifade etmeyi isterim. Daha önceki çalışmalarımda da bunu ifade ettim.

Mossad ya da başka bir istihbarat örgütünü her konuda başarılı saymak, işte Mossad parmağının olduğunu söylemek belli üst düzey liderlerin ölümlerinde aslında o istihbarat örgütünün de güçlendiren ve bu noktada da İsrail devletinin konumunu güçlendiren, sanki her şeye muktedir bir örgütle karşı karşıyaymışız hissini verdiğini söylemek gerekiyor.

Tabii bu çok net değil. Yani bize verilen bilgiler ışığında biz bir üretim merkezinin olduğundan bahsediyoruz.

Bunun nasıl gittiğini, aslında çok küçük parçaların gidip orada monte edildiğinden de bahsediliyor

Her ne olursa olsun buradaki ana sorun karşı istihbaratın ve önleyici güvenlik tedbirlerinin alınamamış olması.

Bunun da çok ciddi bir zaaf olduğunu söylemek gerekiyor. Yine bir konu daha var. Uluslararası medyanın da MOSSAD'ın imajını çok uzun yıllardan beri parlattığı söylememiz gerekiyor.

Çünkü bunun yayılmasını istiyorlar, bunun piyasaya sürülmesini istiyorlar. Ama İran tarafıyla ilgili daha az bilgimiz olduğunu da söylememiz gerekiyor.

İletişim ağları nasıl ifşa olmaktan kurtuldu? Nasıl tespit edilemedi?

Devşirilen elemanlardan bahsettik. Bunların büyük çoğunluğu zaten İran vatandaşı.

Bunların yurt dışında aslında bu görevleri aldıkları ve yine kullan at diyebileceğimiz sim kartlı cihazları kullanabilecekleri.

Yine unutulmaması gereken konunun görevin sadece bir bölümünü bilmiyor olmaları.

Bu noktada da aslında çökertilmemiş olması, tam tüm resmin görülememiş olması da bundan kaynaklanıyor.

Bunun dışında kripto paralarla aslında bu mali durumun çözüldüğünü, yani bir ödemenin yapıldığını, bu nedenle de aslında tüm konunun bilinemediğini ya da bir parçasının bilinebildiğini söyleyebiliriz.

İsrail'in siber istihbarat birimleri İran'ın iletişim ağını çökertti mi?

Yani iletişim ağında sorunlar yaratıldı, radar sisteminde sorunlar yaratıldı.

Hava savunma sisteminin ortadan kaldırıldığı, sinyalin karıştırıldığı, iletişim ağlarında pek çok konunun aslında deşifre edildiğini, üst düzey yetkililerin konuşmaları, mesajlaşmaları, cep telefonlarından görüşmeleri, bütün bunların aslında deşifre edildiğine dair de bilgiler geldi. Yani sonuçta onu gösteriyor.

Özellikle nokta atışı suikastlar açısından konuşursak, üst düzey kişilerin, komutanların gerçekten İran'ın askeri yapısını, istihbaratını etkileyecek olan isimlere nokta atışı.

Aslında suikastlerin düzenlenmesi bize bunun gerçek olduğunu gösteriyor.

Ifade ettiğim gibi aslında pek çok istihbarat şeklini kullanan bir örgütten bahsediyoruz.

Uzun zamandan beri planlanmış bir istihbarat operasyonundan bahsediyoruz. Bu geliyorum diyen bir savaştı, geliyorum diyen bir çatışma idi.

2018 yılında da İran'daki Tahran'da bir deponun aslında depodan belli bilgilerin çalındığını biliyoruz.

Bu İran açısından gerçekten üzüntü verici bir konu.

Bunun dışında hatırlayacak olursanız 2010 yılında İran'ın nükleer tesislerine ciddi sorunlar yaratabilecek olan siber saldırılar olmuştu.

Bunlardan bir tanesi StuxNet virüsüydü. Yani bu virüs de uzun zaman saklı kalabiliyordu. Aygıtları bozuyordu ama siz bunun bozulduğunu fark etmiyorsunuz.

Bu da nükleer programın ciddi anlamda geciktirilmesine neden olmuştu. Yine 2021 yılında yine tam da bu anlamda siber saldırılar düzenlendi. Karşı koyabilmek için gerekli olan aslında önlemlerin alınmadığı görülüyor.

Bunun için uğraşılmış ancak yeni yeni yöntemler ortaya çıkıyor.

Şimdi biz bugün konuştuğumuz konu bilgi veriyoruz ama şu anda bile yeni yöntemlerin ortaya çıktığını söyleyebiliriz. Bunlardan bir tanesi teknoloji çok gelişti. Bugün yapay zekadan bahsediyoruz.

Yapay zeka aslında belli projeleri, planları ortaya çıkartıyor. Yani rutinlerinizi ortaya çıkartıyor. O sistemin nasıl çalıştığını önünüze koyuyor ve bunları nasıl bozabileceğiniz, nasıl sabote edebileceğinizi de ortaya koyan sistemler var.

Yani gelişen bir teknoloji ile İsrail'in de bunu tam anlamıyla kullandığını görüyoruz.

İran neden çok sayıda Afgan'ı sınır dışı etti?

Şimdi İran tabii ki ülke içerisinde sorunları çözmeye çalışacaktır.

Bu biraz önce ifade ettiğiniz farklı etnik gruplarla ilgili de olabilir. Yani bir güven tesisi gerekiyor, sosyoekonomik sorunların çözülmesi gerekiyor.

Bir de bu güvenlik açığını nasıl verdiğinizin araştırmasını yapılması gerekiyor. Bu anlamda da ülkede yaşayan çok sayıda Afgan aslında bu savaştan 12 Gün Savaşı'ndan önce de ülke dışına çıkartılmaya başladığını ifade etmem gerekiyor.

Yani hemen bu savaş oldu da Afganlar sınır dışı edilmiyorlar. Bu anlamda görüşmelerin olduğunu da söyleyebiliriz.

Tabii yeni Afgan yönetimiyle de belli sorunlar var. Bu anlamda her şey süt liman değil tabii.

Suyla ilgili konular var. Dediğim gibi İran'ın sosyo ekonomik konuları var.

Bu noktada da aslında Afganlar belli ekonomik yükler de getirebilirler, güvenlikle ilgili sorunları da getirebilirler.

2024 itibariyle aslında bir sınırdışı edilme ve Afganistan'a geri göndermenin var olduğunu söyleyebiliriz.

Tabii bu 12 Gün Savaşı'nın bir sonucu olarak tam olarak değerlendirilemez.

Ancak İran'ın kendi içerisinde sorunları çözmesi.

Biliyorsunuz kırk yıldan fazla bir süredir ambargolarla baş etmek zorunda olan bir ülke.

Ciddi anlamda varlıksal tehdit görüyor. Yani güvenlik tehdidi.

Hem İsrail-İran ilişkilerinde her iki devletin birbirini varlıksal tehdit olarak gördüğünü biliyoruz.

Bu noktada da aslında iç cepheyi güçlendirmeniz gerekir. Bu nedenlerle, yani sadece İsrail'le ilgili değil, bir karar alındığını söyleyebiliriz.

Mossad bir Süpermen değil, bir Süpermen imajına sahip gibi gözüküyor. Bu uluslararası medyanın da desteğiyle oluyor.

Çünkü her şeye muktedir bir örgütmüş gibi aslında sunuluyor. Pek çok sorunu da olan bir örgüt. Ancak bu sunumların neticesinde var olan bu imajın neticesinde İsrail devlet imajını da güçlendirdiğini söyleyebiliriz.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >