Kablosuz kulaklıklar tarihe mi karışıyor? Geri dönüşün perde arkasında bu nedenler olabilir...

Sokakta ve metroda son dönemde artan bir trend dikkat çekiyor: Kablosuz kulaklıklar yerine, yirmi yıl öncesinin kablolu modelleri yeniden popüler oldu. Kablosuz teknolojisi zirvedeyken yaşanan bu çarpıcı dönüşün ardında, mahremiyet ve bilimsel çalışmalarla ortaya çıkan sağlık kaygıları yatıyor.
Son iki yıldır Türkiye dahil tüm dünyada, yirmi yıl öncesinin demode kabul edilen beyaz kablolu kulaklıklarının geri dönüşü dikkat çekiyor. AirPods gibi cihazlarla zirveye ulaşan kablosuz teknolojisinin tamamen ortadan kalkmadığı bu dönemde, kablolu kulaklıkların yeniden popülerlik kazanmasının ardında çok katmanlı sebepler bulunuyor. Bu ani dönüşün nedenleri arasında sadece nostaljik akımlar değil, aynı zamanda ciddi güvenlik endişeleri ve son yayımlanan sağlık araştırmaları da yer alıyor.
Kamala Harris'ten gelen gizlilik uyarısı
Bu dönüşümün fitilini ateşleyen olaylardan biri, ABD eski Başkan Yardımcısı Kamala Harris’in bir televizyon programında yaptığı açıklama oldu. Harris, kablolu kulaklık kullanmasının sebebini açıklarken, "Metroda AirPods’la konuşup kimsenin dinlemediğini sanmayın" ifadesini kullandı. Senato İstihbarat Komitesi'nde görev yapmış olan Harris, kablosuz cihazların dinlenme riski taşıdığına dikkat çekerek, bu nedenle mahremiyet hassasiyeti yüksek çevrelerde kablolu kulaklıkların bir tedbir olarak zaten kullanıldığını doğruladı.
Tiroit nodülü riskini artırıyor iddiası
Kablosuz kulaklıklar hakkındaki geri dönüşü kalıcı hale getiren asıl önemli tartışma ise 2024 yılında Çin merkezli bir araştırma ekibinin bilimsel dergi Scientific Reports’ta yayımlanan çalışması oldu. Araştırma, Bluetooth kulaklık kullanım süresinin uzaması ile tiroit nodülleri arasındaki ilişkiyi istatistiksel olarak inceledi. 600 katılımcı ile yapılan analizlerde, özellikle uzun süreli kablosuz kulaklık kullanımının, yaşın ilerlemesi ile birlikte tiroit nodülü riskini anlamlı ölçüde artıran iki temel faktörden biri olduğu tespit edildi. Uzmanlar, non-iyonize radyasyona hassas olan tiroit bezine ve beynin alt kısmına bu kadar yakın mesafede uzun süre radyasyon maruziyetinin bu riski görünür kıldığını belirtiyor.
Bilimsel sınırlamalar ve pratik endişeler
Oda Tv'de yer alan habere göre, araştırmanın doğrudan bir "sebep-sonuç" ilişkisi kurmadığı, ancak istatistiksel bir korelasyon gösterdiği bilim insanları tarafından altı çiziliyor. Bu çok katmanlı tablo; güvenlik, mahremiyet, sağlık endişeleri ve nostaljik estetik gibi farklı unsurları birleştirerek kablolu kulaklıkların yükselişini tetikliyor.
