Kıyameti yalnızlık getirecek! Zeki Demirkubuz filmlerinden hayata dair replikler

Zeki Demirkubuz, Türk sinemasında edebiyata karşı ilgili sayılı yönetmenlerden biri. Fyodor Dostoyevski'den etkilenen Demirkubuz, 1994 yılında ilk çektiği filmden itibaren filmlerindeki diyaloglara ilk günkü gibi önem verdi. Bir edebiyat yapıtına benzeyen diyaloglar yazmayı seven Demirkubuz, hayatla ilgili düşüncelerini oyuncuların replikleri aracılığıyla izleyicilerine sundu. "Kıyameti yalnızlık getirecek" diyen Demirkubuz, filmlerinde hayatla ve aşkla ilgili söylenmiş can alıcı replikler;
Bekleme Odası (2003)

                                    
                                    
                                    
                                    "Ufak bir gösteriş uğruna, bütün hayatını mahveden insanlar tanıdım ben."
Bekleme Odası (2003) "Ufak bir gösteriş uğruna, bütün hayatını mahveden insanlar tanıdım ben."
Yeraltı (2012)

                                    
                                    
                                    
                                    "Ben neden böyleyim acaba? Değerli olanın farkına vardıkça neden bataklığıma daha çok gömülüyorum?"
Yeraltı (2012) "Ben neden böyleyim acaba? Değerli olanın farkına vardıkça neden bataklığıma daha çok gömülüyorum?"
Kader (2006)

                                    
                                    
                                    
                                    “Bekir, bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü, bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin.” “İyi düşün” dedim. Düşündüm, düşündüm, ama olmadı, dönemedim. Sonra “Bak oğlum” dedim kendi kendime. “Yolu yok, çekeceksin, isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, eğ başını, uslu uslu yürü şimdi.”
Kader (2006) “Bekir, bu kapı ahiret kapısı, burası sırat köprüsü, bu sefer de geçersen bi daha geri dönemezsin.” “İyi düşün” dedim. Düşündüm, düşündüm, ama olmadı, dönemedim. Sonra “Bak oğlum” dedim kendi kendime. “Yolu yok, çekeceksin, isyan etmenin faydası yok, kaderin böyle. Yol belli, eğ başını, uslu uslu yürü şimdi.”
Bulantı (2015)

                                    
                                    
                                    
                                    "Oralar öyle muğlak, öyle karanlık yerler ki, neyin iyi geldiğini, neyin zarar verdiğini bilmemizin imkanı yok."
Bulantı (2015) "Oralar öyle muğlak, öyle karanlık yerler ki, neyin iyi geldiğini, neyin zarar verdiğini bilmemizin imkanı yok."
Yeraltı (2012)

                                    
                                    
                                    
                                    "Sevgili generalim Cevdet Bey, pardon Cevat Bey ve kadirşinas yalakaları; şunu iyi bilin ki, gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam, bu bir! Kibirden, kendini beğenmişlikten, bütün bu dağları ben yarattım havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim, bu iki! Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim bu üç! Dördüncüsü; gerçeği, içtenliği, samimiyeti çok severim. Ve Dostoyevski'nin dediği gibi: gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim.Arkadaşlığın karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için canımı veririm. Evet buna bayılırım sayın generalim!Arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir. Öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!… Daha ne söyleyecektim? Neyse, niye uzatıyorum ki…"
Yeraltı (2012) "Sevgili generalim Cevdet Bey, pardon Cevat Bey ve kadirşinas yalakaları; şunu iyi bilin ki, gösteriş budalası insanlardan, gösterişli laflardan, gösterişin kendisinden hiç hoşlanmam, bu bir! Kibirden, kendini beğenmişlikten, bütün bu dağları ben yarattım havalarından, süslü kişiliklerden nefret ederim, bu iki! Yalakalardan, yalakalıktan, yalakaca edilmiş laflardan ve davranışlardan da nefret ederim bu üç! Dördüncüsü; gerçeği, içtenliği, samimiyeti çok severim. Ve Dostoyevski'nin dediği gibi: gerçeğin, her şeyin üstünde, zavallı egoların bile üstünde tutulmasını isterim.Arkadaşlığın karşılıklı, açık sözlü ve yalansız olanı için canımı veririm. Evet buna bayılırım sayın generalim!Arkadaşlık, hassaslık ve incelik isteyen bir iştir. Öyle kabalığa, özensizliğe, alaycılığa gelmez!… Daha ne söyleyecektim? Neyse, niye uzatıyorum ki…"
İtiraf (2001)

                                    
                                    
                                    
                                    "Acı çekmek bir şey değil, ama neyin acısını çektiğini bilmemek kahrediyor insanı."
İtiraf (2001) "Acı çekmek bir şey değil, ama neyin acısını çektiğini bilmemek kahrediyor insanı."
Yazgı (2001)

                                    
                                    
                                    
                                    Kız-Benimle evlenir misin?
Erkek-(hiç istifini bozmadan, tvye bakarak) olur.

Kız-Beni seviyor musun?

Erkek-Bilmiyorum, sevmiyorum galiba...

Kız-O zaman niye evlenmek istiyorsun?

erkek-Farketmez...
Yazgı (2001) Kız-Benimle evlenir misin? Erkek-(hiç istifini bozmadan, tvye bakarak) olur. Kız-Beni seviyor musun? Erkek-Bilmiyorum, sevmiyorum galiba... Kız-O zaman niye evlenmek istiyorsun? erkek-Farketmez...
Kıskanmak (2009)

                                    
                                    
                                    
                                    “Yaşadığım bütün o saçma yıllar boyunca her gün gelişip büyüyen belki de beni var eden his bu olmuştu, kıskançlığın ateşi sonunda bütün benliğimi almış tamamıyla sarmıştı. Ve artık bunun hep bu şekilde son nefesime kadar süreceğini çok iyi biliyordum. Ancak ağabeyim benden evvel ölürse, benden evvel kara toprağa verilirse belki biraz sükûn bulacaktım. Bu çöl kadar kuru ve sessiz hayatımda artık toprak olmuş bir ölüyü pek kıskanmayacaktım!”
Kıskanmak (2009) “Yaşadığım bütün o saçma yıllar boyunca her gün gelişip büyüyen belki de beni var eden his bu olmuştu, kıskançlığın ateşi sonunda bütün benliğimi almış tamamıyla sarmıştı. Ve artık bunun hep bu şekilde son nefesime kadar süreceğini çok iyi biliyordum. Ancak ağabeyim benden evvel ölürse, benden evvel kara toprağa verilirse belki biraz sükûn bulacaktım. Bu çöl kadar kuru ve sessiz hayatımda artık toprak olmuş bir ölüyü pek kıskanmayacaktım!”
Yeraltı (2012)

                                    
                                    
                                    
                                    "Bazen durduk yerde bir olayın bütün yaşamımı değiştireceğine inanırdım. En çokta bu mecburi eve dönüşler sırasında, tam kapıda yakalardı bu duygu. Eşikte öylece kalır, gözlerim dalar, çocuksu bir umutla bir şeylerin olmasını beklemeye başlardım."
Yeraltı (2012) "Bazen durduk yerde bir olayın bütün yaşamımı değiştireceğine inanırdım. En çokta bu mecburi eve dönüşler sırasında, tam kapıda yakalardı bu duygu. Eşikte öylece kalır, gözlerim dalar, çocuksu bir umutla bir şeylerin olmasını beklemeye başlardım."
C Blok (1994)

                                    
                                    
                                    
                                    “Hüzünlü bir şiir gibiydi her şey. Artık yavaş yavaş anımsıyordum. Günler geçiyordu. Bildiğim tek gerçek buydu. Şairin dediği gibi, kendimi ağır ve müşfik akan bir suyun koynuna bırakmış, gidiyordum…”
C Blok (1994) “Hüzünlü bir şiir gibiydi her şey. Artık yavaş yavaş anımsıyordum. Günler geçiyordu. Bildiğim tek gerçek buydu. Şairin dediği gibi, kendimi ağır ve müşfik akan bir suyun koynuna bırakmış, gidiyordum…”
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >