Körfez'in yıldızı Dubai artık parlamıyor!
Köfrez'in en önemli şehirlerinden Dubai'de işler iyi gitmiyor. Körfez'de yaşanan siyasi krizlerden etkilenen Dubai, kendisini hiçte istemediği bir kavganın ortasında burdu ve en çok dayağı da o yedi. Körfezin parlayan yıldızı olarak tanınan Dubai aldığı ekonomik darbelerin üstesinden gelebilecek mi?
Bir zaman küçük bir balıkçı şehri olan Dubai hızlı ekonomik büyümesi ile tüm dünyanın ilgisini çekiyordu. Bölgenin en büyük limanı olan Jebel Ali Limanı ve dünyanın en çok kullanılan hava alanlarından birine sahip olan şehir dünya ticaretinde önemli bir merkez olma yolunda hızla ilerliyordu. Körfezdeki bir çok ülkenin aksine Dubai petrol zengini olmadığı için ekonomisi turizm ticaret ve finans üzerine kuruluydu.
2008 yılı Dubai'nin yıldızının iyice paladığı yıllar oldu. Dev gökdelenler ve alışveriş merkezleri küçük balıkçı köyünü bir dev bir metropole çevirdi. Ancak ilerleyen yıllarda Dubai'de bazı şeyler değişti ve bu değişim Dubai'de kötü günlerin başlangıcı oldu.
Son 10 yılın en kötüsü
Dubai'nin uzun vadeli bölgesel konut piyasası ihtiyaçtan çok fazla gelişti. Bununla beraber bölgede başlayan siyasi krizler ekonomik kırılganlığı arttırdı. Dubai’deki hisse senedi piyasası yılda yüzde 20 azaldı ve Ortadoğu’daki en kötü bölge durumuna geldi.
Birçok şirket kapanmaya başladı. Düşen kiralar Dubai’yi konut konusunda 2017’de dünyanın ikinci en kötü yeri yapmıştı. Dubai’nin en itibarlı inşaat şirketi Emaar Properties, bir yılda yüzde 38 küçüldü.
Dubai’deki bankalar, 2009’daki borç krizinden sonra, Abu Dabi’nin verdiği 20 milyar dolarla ayakta kalmıştı. Son dönemde yeniden artan petrol fiyatları, Suudi Arabistan’daki gelişme ve de Dubai’de 2020’ye yapılacak World Expo biraz da olsa, optimizm yaratmaya başladı.
Siyasi kriz Dubai'ye zarar veriyor
Birleşik Arap Emirlikleri'nin Başkanı Muhammed bin Zayed'in Suudi Arabistan Prensi Muhammed bin Salman ile bölgede yürüttükleri politika Dubai'ye ciddi zararlar veriyor. Özellikle Katar ile yaşanan krizin en büyük mağduru Dubai oldu.
Özellikle Katar krizi yatırımcılar için tam bir şok etkisi yarattı. BAE'de yatırımları olan yabancılar, Katar vatandaşlarının eşyalarını dahi toplayamadan sınır dışı edilmesi yatırımcıları korkuttu. İleride başlarına böyle bir durumun gelmesinden korkan yatırımcılar fonlarını çekmeye başladı.
Bölgedeki en önemli ticaret ortağını siyasi sorunlar nedeniyle kaybeden Dubai, BAE'nin Yemen politikası ile de itibarını kaybetme riski ile karşı karşıya.
"Körfez'de bir tür İsviçre"
Rice Üniversitesi Kamu Politikası Enstitüsü'nün Enerji Araştırmaları bölümünün üyesi olan Jim Krane'in 2009 yılında Dubai hakkında yazdığı “City of Gold: Dubai ve Kapitalizmin Rüyası” adlı kitabında Dubai'yi 'Körfez'deki bir tür İsviçre' olarak tanımlamıştı.
Şimdi ise Dubai, Birleşik Arap Emirlikleri'nin bir parçası olması nedeniyle bölgedeki çatışmaların ortasında kaldığını söyledi.
- Krane, 'Dubai kendi hatası olamamasına rağmen zor bir durumda kaldı, Körfez politikası Dubai'yi komşuları ile ticaret yapmak yerine savaşmak zorunda bıraktı.' dedi.
Enflasyon yükseliyor, hayat pahalılaşıyor
Petrol kaynakları bulunmayan Dubai'nin yaşadığı ekonomik sıkıntılar enflasyonun yükselmesine neden oluyor. Turizm ve ticaretten başka çok fazla seçeneği bulunmayan Dubai yeni arayışlar içerisinde ancak bunu başarabilmesi kısa vadede pek mümkün görünmüyor.
New York merkezli danışman Mercer'e göre, 2013 yılında, en pahalı şehirler sıralamasında 90'ıncı sırada olan Dubai 2017 yılında 26'ncı sıraya yükseldi. Bu yükseliş çevre ülkelerden Dubai'ye gelen işçilerin sayısını ciddi oranda düşürdü.
İş gücü kaybı krizi derinleştiriyor
Şirketlerin işçilere verdiği maaşlarda kesintiye gitmesi ve ara elaman bulamama sorunu Dubai'nin ticaretinde yavaşlamaya neden olmaya başladı.
Eskiden Dubai'den verilen siparişler bir haftada adrese ulaşırken şimdi süre 1 aya kadar uzadı. Bu durum tüccarların yeni arayışlara girmesine neden oldu. Hatta Dubai'nin önemli ortaklarından Çin Halk Cumhuriyeti Dubai'ye ait bölgenin en büyük limanıJebel Ali’yi bırakıp Oman Limanı Dupm’u kullanmaya başladı bile.
Görünen o ki Dubai, bölgede yaşanan siyasi kavgaların kurbanı olmakta!
Dubai emlak piyasasındaki çöküş Emaar’ı da vurdu
Gayrı menkul kuruluşu Dubaili Emaar Properties üç yıllık bir aradan sonra kârında ciddi bir düşüş yaşadı; bu durum, Dubai’de emlak pazarında uzun zamandır devam eden gerilemenin artık en büyük gayrı menkul geliştiricilerin kârı üzerinde de baskı oluşturmaya başladığının göstergesi.
Dubai’de en yüksek binayı inşa eden Emaar’ın üçüncü çeyrek kârı yüzde 29 oranında geriledi. Aynı zamanda Dubai borsasının bir numarası olan şirketin hisse değeri de bu yıl yüzde 25 oranında değer kaybetti.
Dubai küresel şöhretini, 2009 yılında iflasın eşiğine gelmesine yol açan ikonik binalarına borçlu. Emlak piyasası krizin ardından kısa süreli bir sıçrama kaydettiyse de, daha sonra yeniden düşüşe geçti.
- Analistlere göre bu tablo, emlak pazarındaki gerilemenin Expo 2020’den sonra da devam edeceğinin göstergesi.
Broker JLL’de Ortadoğu bölgesinden sorumlu Craig Plumb, yeni tedariklere talep olmadığını, EXPO dışında pazara istikrar sağlayacak başka bir seçenek de göremediklerini söylüyor.
Gözlemciler, Dubai’deki yavaşlamanın ancak 2020 yılı sonlarında sona erip, 2021 yılı gibi de yeniden bir toparlanma başlayacağı düşüncesindeler.
Dubai emlak pazarında yine bir başka önemli gayrı menkul geliştiricisi olan Damac Properties’in de üçüncü çeyrek kârı yüzde 68 oranında geriledi.
Dubai’nin ikonik palmiye şeklindeki adasını inşa eden, devlete ait inşaat kuruluşu Nakheel PJSC’nin de aynı dönemde kârında yüzde 3,5’lik gerileme oldu.
BAE'nin siyasi yapısı
Birleşik Arap Emirlikleri (BAE); Abu Dabi, Dubai, Sharjah, Fujairah, Umm Al Quwain ve Ajman Emirliklerinden oluşan 6 Emirliğin bir araya gelmesiyle 1971 yılında kurulmuştur. Bilahare Ras Al Khaimah da 10 Şubat 1972'de federasyona katılmıştır. Böylece BAE, sözkonusu 7 Emirliğin oluşturduğu bir federasyon haline gelmiştir.
- BAE’nin, topraklarının ve petrol üretiminin yaklaşık % 90’ı Abu Dabi Emirliği’ndedir. İkinci büyük Emirlik ise Dubai’dir.
Federasyonun kuruluşundan itibaren, Devlet Başkanının Abu Dabi Emiri, Başbakanın ise Dubai Emiri olması yönünde yazılı olmayan bir mutabakat vardır.
Dış politika, güvenlik, ordu ve askeri konular ağırlıklı olarak Abu Dabi Emirliği’nin kontrolündedir. 40 üyeden oluşan Federal Ulusal Konsey bir danışma meclisi niteliğinde olup, Hükümet tarafından ele alınmakta olan politika ve programların tartışıldığı bir forum görevini yapmaktadır.
BAE’de siyasi parti yoktur. BAE Devlet Başkanı, yasama ve yürütme yetkisine sahiptir. Yedi emirliğin Emirlerinden oluşan Yüksek Konsey, BAE’deki en üst düzey yetki ve karar organıdır.Yüksek Konsey’in Başkanı BAE Devlet Başkanı’dır.
Devlet Başkanı, Yüksek Konsey toplantı halinde olmadığı zamanlar, bu konseyin tüm yetkilerini kullanabilmektedir. Dolayısıyla, Devlet Başkanı, yasama ve yürütme yetkisine de sahiptir.