Kral II. Abdullah’ın liderliğinde Ürdün: Askeri güç ve bölgesel rol

Ürdün, Kral 2. Abdullah'ın liderliğinde ordusunu geliştiriyor
Ürdün, Kral 2. Abdullah'ın liderliğinde ordusunu geliştiriyor

Ürdün’ün “Savaşçı Kralı” II. Abdullah liderliğinde ordusu güçleniyor! Global Firepower Index’te 75. sırada yer alan Ürdün ordusu, modern tanklar, F-16’lar ve Türkiye’den FNSS zırhlı araçlarla donatıldı. 2020’de işsiz gençler için zorunlu askeri ve mesleki eğitim başlatıldı, kadınlar ise 1950’lerden beri orduda aktif. 2. Abdullah'ın kızı Prenses Selma, 2024’te Gazze’ye yardım uçuşunda görev aldı. Aynı zamanda teğmen pilot olarak görevli.

Suriye sınırında uyuşturucuyla mücadele eden Ürdün, 1994’te İsrail’le barış imzaladı, ancak İran’ın füze tehditleri karşısında hava sahasını koruyor.

Ordusunun yapısı bölge ülkeleri içinde dikkati çekiyor.

Nasıl yapılanıyor?

1991 yılına kadar zorunlu askerlik uygulanıyordu, bu dönemde kaldırıldı.

Ancak, 2020'de 25-29 yaş arasındaki çalışmayan erkekler için 3 ay askeri eğitim ve 9 aylık mesleki-teknik eğitim zorunluluğu getirildi.

2019'da en az 6 aydır çalışmayan 18-25 yaş aralığındaki erkek ve kadınlar için 4 aylık gönüllü askerlik programı duyuruldu.

Buna göre 1 aylık askeri eğitimden sonra 3 ay boyunca inşaat veya turizm sektörlerinde mesleki eğitim veriliyor.

Kadınların orduya katılımı 1950'lerden itibaren başladı.

Özellikle Kral Hüseyin döneminde bu durum hız kazandı.

Ürdün Kralı 2. Abdullah'ın kızı Prenses Selma bin Abdullah, 2020'de hava kuvvetlerinde teğmen pilot olarak katıldı.

Prenses Selma

Gazze'nin kuzeyindeki 41 yataklı Ürdün sahra hastanesine ikmal için düzenlenen bir yardım uçuşunda görev aldı.

Eylül 2017'de ABD Başkanı Trump'ın Kudüs'ü İsrail'in başkenti olarak tanıma kararına karşı düzenlenen bir protestoya da katıldı.

Ürdün ordusu, Global Firepower Index'in araştırmasına göre 145 ordu içinde 75'inci sırada.

Ordu bütçesi gayrısafi yurtiçi hasıladan (GSYH) pay alıyor. 2020-2024 yılları arasının verileri paylaşıldı. Araştırmayı CIA Factbook yaptı.

Buna göre; 2020 ve 2021 yıllarında yüzde 5, 2022'de yüzde 4.8, 2023 ve 2024'te yüzde 4.5'lik pay ayrılmış.

Ürdün ordusu üç kuvvetten oluşuyor. Bunlar; kara kuvvetleri, deniz kuvvetleri ve hava kuvvetleri

Ürdün Kralı 2. Abdullah neden askeri bir kişilik?

Ürdün kraliyet ailesi Mekke Şerif'i Hüseyin'in soyundan günümüze devam etmektedir.

Şerif Hüseyin, Birinci Dünya Savaşı devam ederken Birleşik Krallık'tan destek alarak 1916 yılında bağımsızlık ilan etti.

Şerif Hüseyin

Kendisini Hicaz bölgesinin kralı olarak tanıttı.

Thomas Edward Lawrence, veya bilinen ismiyle "Arabistanlı Lawrence" ile birlikte Osmanlı Devleti'ne karşı isyana liderlik etti.

"Arabistanlı" Lawrence

Savaştan sonra Ortadoğu'da kurulan Fransız ve İngiliz manda yönetimlerini kabul etmeyerek kendini tüm Arap ulusunun kralı olarak ilan etti.

Ürdün Kraliyeti'ni ise Şerif Hüseyin'in oğlu Abdullah başlattı.

1949'da Ürdün, bağımsızlığını elde ettikten sonra ülkenin kralı olarak göreve başladı.

II. Abdullah, babası Kral Hüseyin'den devraldığı askeri gücü pekiştirerek devam ettirdi. Bölümün başında bahsettiğimiz Şerif Hüseyin'in beşinci kuşaktan torunudur.

Ürdün Kralı 2. Abdullah

İngiltere'deki Sandhurst Kraliyet Askeri Akademisi'nde eğitim gördü.

1982-1983 yıllarında, Oxford’da uluslararası ilişkiler ve strateji üzerine eğitim aldı.

1980’lerde Ürdün ordusuna katıldı. Özellikle Ürdün Özel Kuvvetler Birliği’nde görev yaptı.

1986-1993 arasında 40. Zırhlı Tugay Komutanlığı'na katıldı, son yıllarında tugay komutanı olarak çalıştı.

1994'te Özel Kuvvetler Komutanı oldu. 1998'e kadar göreve devam etti.

Ürdün’ün elit birimlerini yönetti. Bu birim, terörizmle mücadele ve sınır güvenliği operasyonlarında bulundu.

Amman’daki Genel Komuta Merkezi ve Akabe’deki deniz üslerinde görev yaptı.

7 Şubat 1999’da babası Kral Hüseyin’in ölümüyle Ürdün Kralı olduktan sonra da orduda aktif bir rol sürdürdü.

Ürdün’ün ev sahipliği yaptığı, ABD ve NATO ile ortak düzenlenen “Eager Lion” tatbikatlarında bizzat yer aldı.

2015’te DEAŞ’ın Ürdünlü pilot Muaz el-Kesasibe’yi öldürmesinin ardından, II. Abdullah ordunun DEAŞ’a karşı hava operasyonlarını bizzat denetledi.

Muaz el-Kesasibe DEAŞ terör örgütü tarafından vahşice katledildi.

Bir bombalama operasyonu sırasında UH-60 Black Hawk helikopterini uçurdu.

2022’de uyuşturucu kaçakçılığına karşı Suriye sınırında düzenlenen hava ve kara operasyonlarına komuta etti.

29 Ekim 2018'de Petra'da düzenlenen askeri tatbikatta bir tankın üzerinde telsizle görüntülendi.

2024'te Ürdün'den kalkan bir askeri yardım uçağı, Gazze Şeridi'ne insani yardım bıraktı. Bu uçağın içinde yer aldı.

2018'de bir askeri talim sırasında, araçtan tam teçhizatı ile inerek gerçek mermi ile atış yaptı.

İyi derecede silah kullanıyor. Ayrıca Ürdünlüler tarafından "Savaşçı Kral" olarak ta adlandırılıyor.

Havadan indirme yapan bir özel birliğe son komutları paylaşabiliyor.

2020'de Veliaht Prens Hüseyin ile birlikte özel kuvvetlerin farklı bir tatbikatına da katıldı.

2023’te başlayan Gazze Savaşı sırasında, sınır güvenliği toplantılarına askeri kamuflajla katıldı.

Kara kuvvetleri hangi araçları kullanıyor?

2002 yılında Birleşik Krallık ile yapılan anlaşmayla 400 adet Challenger 1 model tank satıldı. 210 tanesi yedeğe ayrıldı.

Ancak 190 tanesi aktif olarak kullanılıyor. Ülkedeki versiyonları El-Hüseyin olarak isimlendiriliyor.

Amerika Birleşik Devletleri'nden M60A3 tankları satın alındı.

Amerikalı RTX şirketi tarafından güçlendirilmiş atış kontrol sistemleri ile modernize edildi.

Piyade muharebe araçlarında tanıdık bir isimle karşılaşıyoruz.

Türkiye'den FNSS ACV-15 model zırhlı araçlar satın alındı. 130 adet envanterde bulunuyor.

Almanya üretimi olan Marder 1A3'ler de kullanılıyor. Ancak, bunlar ikinci el olarak temin edildi.

Hollandalı şirket FMC tarafından geliştirilen YPR-765 model araçlar bulunuyor. Adet sayısı 441.

Zırhlı personel taşıyıcılarda birincil araç Amerika'dan satın alınan M113 modeller.

Onu YPR-765 ve M577'ler takip ediyor.

Ayrıca, Birleşik Krallık'tan temin edilen FV103 Spartan model araçlar da kullanılıyor.

İngiliz şirket Alvis tarafından geliştirilen FV101 Scorpion model araçlar da tercih ediliyor.

2006'da Birleşik Krallık'tan FV107 Scimitar araçları da satın alındı.

Mayınlara ve pusulara dayanıklı zırhlı araçlar konusunda iki ayrı ülkeden büyük alımlar yapıldı.

Araçların tamamı Amerika'dan ve Güney Afrika'dan geldi.

200 adet MaxxPro MRAP ve 131 adet Cougar CAT II MRAP araçlar Amerika'dan satın alındı.

Güney Afrika'dan ise 3 farklı modelde araç temin edildi.

İlk olarak 200 adet RG-33L MRAP kullanılıyor. 2018 yılında envantere eklendi.

Sonrasında Matador model 50 adet araç daha satın alındı.

Ayrıca, 2015 yılında Mbombe 6 model yeni nesil bir zırhlı araç ta satın alındı.

Kundağı motorlu topçuların tamamı Amerika'dan geldi.

M109A2 model topçu ünitelerinden 358 adet kullanılıyor. Bunların 78'i Amerika'dan, 121 tanesi ise Hollanda'dan ikinci el olarak satın alındı.

M901 ITV zırhlı muharebe araçları Amerika'dan geldi.

Son araç ise Hollanda'dan . YPR-765 model tercihg edildi.

Çekili obüslerin de tamamı Amerika'dan temin edildi.

12 parça M119, 50 parça M102A1 ve 18 adet M114 obüsler bulunuyor. M114'lerin tamamı tam zamanlı savaş günleri için depoda saklanıyor. Çünkü ürünün 1942'de piyasaya sürüldü.

Çok namlulu roketatarlarda ise alternatif sayısı yüksek.

Amerika Bİrleşik Devletleri tarafından üretilen HIMARS sistemleri birincil ünite olarak tercih ediliyor. Adet sayısı 12.

Sonrasında Çin'den satın alınan WM-120 MLRS sistemleri geliyor. 120 kilometre menzile sahip. 24 parça kullanılıyor.

2023'te Çin'den PHL-11 sistemleri de temin edildi. Ülkeye ihraç edilen versiyonlarında SR-5 roketleri bulunuyor.

2024 yılında Ürdün'ün kendi kapasitesi ile geliştirdiği Siklon sistemi de görevlendiriliyor. İlk etapta 36 parça envantere eklendi.

Güdümlü füzelerin de tamamı Amerika'dan satın alındı.

M982 Excalibur ve M712 Copperhead mühimmatları yer alıyor.

Hava savunma sistemlerinde ise 4 ayrı sistem bulunuyor. Ancak bunların 2 tanesi Sovyetler Birliği günlerinden kalma.

1980-1988 arasında gerçekleşen İran-Irak Savaşı'nda dönemin Irak lideri Saddam Hüseyin ile Ürdün'ün yakın ilişkileri vardı.

Irak'ın devrik lideri Saddam ile Ürdün'ün yakın ilişkileri vardı.

Savaşta Irak'ın desteklenmesi üzerine Saddam Hüseyin, teşekkür amacı ile Sovyetler'den 9K35 Strela-10 sistemlerinin satın alınmasını sağladı.

Ödeme Irak tarafından yapıldı. 92 adet envanterde bulunuyor.

Ek olarak, Almanya'dan 6 adet MIM-104 Patriot sistemi temin edildi.

Ayrıca, Sovyetler'den 9K33 Osa sistemleri de satın alındı. 52 adet bulunuyor.

Son füze sistemi de Amerika'dan satın alındı. 24 adet MIM-23 Hawk ünitesi kullanılıyor.

Uçaksavar sistemi olarak ise ZSU-23-4'ler ile M163 Vulcan'lar tercih ediliyor.

ZSU üniteleri Sovyetler'den alındı. 1982 yılında Saddam Hüseyin tarafından finanse edildi.

Taşınabilir hava savunma sistemi olarak sadece Sovyetler Birliği'nden kalan Igla-S 'ler ve SA-18 Igla'lar bulunuyor.

Deniz kuvvetleri hangi araçları kullanıyor?

Dar bir ekipman yelpazesi var. Çünkü ülkenin denize tek kıyısı, Akabe'de ve çok küçük bir alana sahip. Çünkü ülkenin denize tek kıyısı, Akabe'de ve çok küçük bir alana sahip.

Bu yüzden büyük fırkateyn veya korvetler bulunmuyor.

El Hüseyin sınıfı devriye botları kullanılıyor.

Ayrıca, El Haşim sınıfına ait botlardan da bulunuyor. 2 adet envanterde

Abdullah sınıfı 8 adet bot kulanımda.

Bertram sınıfına ait 4 adet botta görevlendiriliyor.

Faysal sınıftan 4 adet bot bulunuyor.

Son 2 model bot ise AMP-137 PB ve Falcon sınıflarına ait.

Hava kuvvetleri hangi araçları kullanıyor?

Ağırlıklı olarak Batı ve Amerika'dan hava araçları satın alındı.

Taarruz uçağı olarak F-16'nın farklı versiyonları kullanılıyor.

2024'te 12 adet F-16C/D Block 70 siparişi verildi.

38 adet F-16AM Block 20'ler de bulunuyor.

Son olarak F-16BM Block 20'ler den de 15 adet envanterde.

Karşı saldırı ve istihbarat gözlemi için CASA/IPTN CN-235'ler bulunuyor.

İspanya ve Amerikan ortak üretimidir. ancak moderizasyonlarını Ürdün sağladı.

Hedef tespiti, gözlem, istihbarat ve keşif amacı ileyse Cesene 208B Grand Caravan uçakları kullanılıyor.

Aynı görevler için Air Tractor AT-802'e ait 3 farklı versiyon daha tercih ediliyor.

Bu 2 model de Amerika'dan ithal edildi.

Nakliye uçaklarında sürpriz bir ülke ile karşılaşacağız.

Birincil uçak olarak Lockheed Martin tarafından geliştirilen C-130 Hercules'ler tercih ediliyor.

Sonrasında Polonya'dan satın alınan PZL M28 Skytruck'lar geliyor.

Rusya üretimi olan Ilyushin İl-76'lar bulunuyor.

Taarruz helikopterlerinin tamamı Amerika'dan satın alındı

Birinci olarak Bell AH-1 Cobra'lar tercih ediliyor. 2019'da 2 adet Filipinler Hava Kuvvetleri'ne hibe edildi.

Ayrıca 2017 yılında, 2 adet helikopter daha Kenya Hava Kuvvetleri'ne gönderildi.

Helikopterlerin 12 tanesi AMG-114 Hellfire füzeleri ve APKWS roketleri ile geliştirildi.

Amerika'lı şirket McDonnel Douglas tarafından üretilen MD530'lar da kullanımda.

Genel maksatlı helikopter olarak Sikorsky UH-60 Black Hawk'lar bulunuyor. 28 adet kullanımda, 2024'te 4 adet yeni helikopter sipariş edildi.

Sıhhi tahliye amacı ile AgustaWestland AW139'lar kullanılıyor. İtalya'dan satın alındı.

Eurocopter EC635 ve Aerospatiale AS332 Super Puma helikopterleri de genel maksatlı görevlerde bulunuyor.

Ağır nakliye görevleri için Rusya^'dan Mil Mi-26'lar satın alındı.

Ürdünlü savaş pilotlarının eğitimi için 5 farklı hava aracı var.

İLeri seviye eğitimler için İsviçre üretimi Pilatus PC-21'ler satın alındı. 2019 yılında teslimatlar tamamlandı.

Temel eğitim görevleri için Almanya'dan Grob G120TP uçakları temin edildi.

Helikopter eğitimleri için Bell 550 Jet Ranger X araçları tercih ediliyor. Temmuz 2024'te 10 adet teslim alındı.

Fransa'dan AS350 Ecureuiller de 2000 yılında satın alındı.

2016 yılında Robison R44 helikoptlerleri de envantere eklendi.

Ürdün hangi önemli askeri projeleri geliştiriyor?

2022'de Amerika Birleşik Devletleri ile 4 milyar dolarlık bir anlaşma imzalandı.

Buna göre, İran'ın bölgedeki balistik füze ve İHA tehditlerine karşı hava savunma sistemlerini güçlendirme amaçlandı.

Eldeki F-16 filosunun modernizasyonu ve anti-drone sistemlerinin yerleştirilmesi gerçekleşti.

Suriye'den yapılan uyuşturucu kaçakçılığı ve terör örgütlerini sızmalarına karşı sınır güvenliğini arttırmak istiyor.

Bunun için gözetleme araçları, gece görüşü sistemleri ve Black Hawk helikopterleri satın alındı.

Eskiyen M60 Patton tankları modernize ediliyor.

Operasyonu Kral 2. Abdullah Tasarım ve Geliştirme Birimi yürütüyor.

Tankların ateş kontrol sistemleri ve zırhları geliştiriliyor.

Düzenli olarak Amerika ve diğer batı ülkeleri ile "Eager Lion" gibi büyük çaplı askeri tatbikatlar düzenliyor.

Özel kuvvetler, terörle mücadele ve sınır güvenliği konularında gelişim amaçlanıyor.

Karşılaşılan askeri ve sınır problemleri nelerdir?

Ülkenin stratejik konumu sebebiyle çeşitli problemlerle ilgilenmek zorunda.

Suriye sınırında yaşanan militan sızmaları ve uyuşturucu kaçakçılığı ile büyük mücadele veriliyor.

Ürdün sınırı, iç savaş sırasında Suriye'deki Beşar Esad yönetiminin kontrol ettiği noktalara yakındı.

Özellikle captagon adı verilen, çok hızlı üretilip piyasaya sürülebilen bir çeşit uyuşturucunun üretildiği alanlarla mücadele edildi.

Mayıs 2023'te Ürdün Hava Kuvvetleri, Süveyda Valiliği'nin Şuayib köyündeki bir binayı hedef alan ilk hava saldırısını düzenledi.

Captagon kaçakçılık operasyonlarını koordine eden ülkenin en büyük uyuşturucu baronu Merai el-Ramada'yı öldürdü.

Bir başka hava saldırısında da Dera vilayetindeki büyük bir uyuşturucu fabrikası vuruldu.

Ürdün Dışişleri Bakanı Eymen es-Safadi, uyuşturucuya karşı sert önlemler alınacağını paylaştı.

Sınırda tampon bölge oluşturmayı planlıyorlar.

Ürdün, 1948 Arap-İsrail Savaşı ve Suriye iç savaşı nedeniyle büyük bir mülteci nüfusuna ev sahipliği yapıyor.

1948 ve 1967'deki savaşlardan sonra Ürdün'e büyük bir göçmen akını oldu.

1 milyondan fazla Suriyeli'nin geleceği merak ediliyor.

Kampların güvenliğini Ürdün özel kuvvetleri mensubu askerler sağlıyor.

Ürdün ve İsrail ilişkileri geçmişten günümüze nasıl şekillendi?

Şeria Nehri ve Lut Gölü'nün çevresinde yoğun bir yerleşim söz konusu.

Ayrıca, 1948'den itibaren topraklarında misafir ettiği Filistinli mültecilere de vatandaşlık sağladı.

Böylece, İsrail'in Filistinlileri öne sürerek topraklarında herhangi bir askeri veya istihbarat faaliyetine engel oldu.

1970'lerdeki Kara Eylül olayları sırasında, Ürdün ordusu ve istihbaratı, dönemin aktif gücü Filistin Kurtuluş Örgütü'ne karşı operasyonlar düzenledi.

Ürdün’ün Batı ile ittifakları, İsrail’le ilişkilerde dolaylı iş birliklerine zemin hazırladı.

Ancak Arap devletlerinin tepkisi nedeniyle bu iş birlikleri genellikle gizli tutuldu.

14 Mayıs 1948’de İsrail’in bağımsızlığını ilan etmesiyle, Ürdün, Mısır, Suriye, Lübnan ve Irak’tan oluşan Arap İttifakı, İsrail’e karşı savaş başlattı.

Arap Lejyonu özellikle Kudüs çevresinde aktifti. Lejyon, Doğu Kudüs ve Batı Şeria’yı kontrol altına aldı.

Latrun Savaşı ve Kudüs Muharebesini kazanan Ürdün, Doğu Kudüs'teki bir Musevi bölgesini ele geçirdi ve İsrail'in Kudüs'e erişimini kısıtladı.

1949’da Rodos Ateşkesi ile savaş sonra erdi. Ürdün'ün ilhakları sınırlı şekilde tanındı.

1967’de Mısır’ın Sina Yarımadası’nda askeri yığınak yapması ve Ürdün’ün Mısır’la savunma anlaşması imzalaması, İsrail’in önleyici bir saldırı başlatmasına sebep oldu.

Dönemin Ürdün kralı 1. Hüseyin, savaşa katıldı.

5 Haziran 1967'deki İsrail saldırısı ile Mısır-Ürdün ve Suriye'nin hava kuvvetleri imha oldu.

Batı Şeria'daki ürdün birlikleri İsrail'in hava saldırılarına ve karadan taarruzuna direnemedi.

Böylece, Batı şeria ve Doğu Kudüs bu sefer İsrail'in kontrolüne girdi.

Savaştan hemen sonra büyük mülteci akını başladı.

Çünkü İsrail, Batı Şeria ve Doğu Kudüs'teki Filistinlileri yerinden etti.

Ağır bir mağlubiyet alan Ürdün, 1973'teki Yom Kippur Savaşı'na davet almasına rağmen katılmadı.

1994'teki Ürdün-İsrail Barışı nasıl gerçekleşti?

Kara Eylül olayları sırasında İsrailli yetkililer ile gizli görüşmeler başladı.

1988'de Kral Hüseyin, Batı Şeria'dan vazgeçtiklerini ve bölgenin kendi kaderini tayin etme hakkı olduğunu söyledi.

1991'de Madrid'de barış görüşmeleri başladı.

Bu sırada Ürdün heyetine Fİlistinli temsilciler de katıldı.

1993'te Oslo'da İsrail ve Filistin Kurtuluş Örgütü'nün anlaşması Ürdün'ün elini rahatlattı.

1994'te Washington'da dönemin ABD Başkanı Clinton'ın öncülüğünde, İsrail Başbakanı İzak Rabin ve Kral Hüseyin arasında bildirge imzalandı.

Bundan 3 ay sonra, Wadi Araba'da İsrail ve Ürdün arasında resmi barış anlaşması imzalandı.

Böylece Mısır'ın ardından İsrail'le barışan ikinci Arap ülkesi Ürdün oldu.

Ürdün nehrinden 50 milyon metreküp su, Ürdün'ün kullanımına sunuldu.

Akabe ve Eylat arasında ortak turizm projeleri yürütüldü.

Ürdün'ün Amerika'dan elde ettiği yardımların miktarı arttı.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >