Mert Başaran evini satanları uyardı: Sakın ha kaptırmayın

İstanbul'da meydana gelen depremin ardından vatandaşların gayrimenkul tercihleri yeniden gündeme oturdu. Özellikle deprem riski yüksek bölgelerde oturanlar, “Evimi satmalı mıyım?”, “Değeri düşer mi?” ya da “Bu dönemde arsa almak mantıklı mı?” gibi sorularla ciddi bir karar sürecine girdi. TV100 ekranlarında Buket Aydın’ın konuğu olan Tasarruf ve Yatırım Danışmanı Mert Başaran, bu sorulara net ve uyarıcı açıklamalarla yanıt verdi.
Programda konuşan Başaran, İstanbul’daki depremin ardından emlak piyasasında yaşanan tedirginliğe dikkat çekti. Özellikle deprem bölgesinde evi olan vatandaşların, evlerini hızla satma eğiliminde olduğuna işaret eden Başaran, bu durumun ciddi riskler barındırdığını belirtti. "Deprem oldu diye panikle ev satılmaz. Hele hele değerinin çok altında satmak, büyük bir maddi kayıp doğurabilir," dedi.
"Şöyle; ben özellikle hatta geçen de öyle bir paylaşım yaptım Twitter'da. Lütfen arkadaşlar dedim evlerinizi özellikle sizden böyle panik dönemlerinde ucuza almak isteyenler gelecektir, çıkacaktır, sakın ha kaptırmayın dedim.
"Evsiz kalmanın bedeli daha ağır"
Şimdi geçmişte olanları anlatayım size. Ben 99 depreminde de hala yaşım yetiyordu o zaman, 78'liyim, 21 yaşındaydım. O zaman da Avcılar'da depremin ne kadar büyük olacağı, ne kadar insanın öleceği anlatıldı, anlatıldı, anlatıldı... İnsanlar 1 liraya evlerine, o zamanın parasıyla 1 milyon liraya evlerini sattılar, bu evler sonra 300 milyon oldu aradan geçen işte 3 yıl sonra, o bir sürü insan evsiz kaldı. Aynı şekilde Yalova'da oldu. Aynı şekilde Yeşilköy gibi yerde oldu. Bakın Yeşilköy'de ne evlerini satanlar oldu. Sonra ne oldu? O deprem olmadı. İnşallah da olmaz. Ama o insanlar 30 yıl, 20 yıl evsiz kaldılar. Dolayısıyla bütün sistemde şu vardır. Bakın, korku dünyanın en tehlikeli uyaranıdır. Korkuyla insanın elinden her şeyi alabilirsiniz. Dolayısıyla ben şimdi sürekli dersem deprem olacak, sat evini, sat evini, sat evini, bütün ekonomistler de bunu söylerse, bütün kanallarda bunu söylerse satarsınız. Çünkü insanız. Fıtratımız bu. Dolayısıyla ama şunu unutmayın ki bunlar mutlaka 6 ay sonra, bir yıl sonra insan doğası bunları yavaş yavaş unutmaya başlıyor. Sonra o evsizliğin acısı çok daha ağır olabiliyor.
Dolayısıyla sonuç; eğer bir tane veya iki tane eviniz varsa, çok evi olan tabii ki satabilir. Satıp arsa alır, başka şeyler alır. Onlara amenna. Ama bir iki eviniz varsa, barınma ihtiyacınız varsa lütfen mecbur kalmadıkça satmayın. Çünkü bunlar geçici dönemler. Sonra tekrar toparlanma oluyor piyasalarda. Şu an düşüyor, sonra tekrar toparlanıyor. Artı kentsel dönüşümde çok geri kalmış olmakla beraber gitgide daha da ilerleme oluyor. Bir sürü yerde kentsel dönüşüm oluyor. O evler yenileniyor. İyi kötü yeni bir eviniz olma şansı oluyor. Ha 100 metrekaren olmuyor, 75 metrekaren oluyor ama yeni evin oluyor. Onlar da olmaya başladı.
Bir sürü yerde oluyor şu anda.
"O zaman alan niye alıyor?"
Hatta orada şeyi sorun; bu kadar kötüyse, deprem riski varsa kardeşim bu evi niye almak istiyorsun? Çünkü yine sormuşlar geçen demiş ki hani çok deprem riski var, kimse almıyor, sen sat bunu. İyi de o zaman alan niye alıyor? Bir sorun ya. Bir sorun. Niye alıyorlar yani? Demek ki mantık var.
"Satan belli süre sonra kafayı vuracak"
Şunu unutmasınlar insanlar; İstanbul'da hala 20 milyon insan gözüküyor kayıt dışılarla beraber. 10 milyon geçen seçime göre seçmen vardı. Bunun 10 milyonu 18 yaş altı. Bu dünyada inanılmaz bir orandır. Yani burada şunu anlatmak lazım. Bazıları diyor ki nüfus İstanbul'da durdu, eksiye geçti. Dolayısıyla ev fiyatları çökecek. Doğruluk payı var ama 25 yıl sonra. Doğruluk payı şu İstanbul'da, Sayın Cumhurbaşkanımız da söylüyor... Nüfus artık eriyor. Artık üreme hızı çok düştü. Doğru. Ama şu anki çocuklar ve bundan 20 yıl önceki çocuklar hala daha 20 - 25 yaşına gelmedi. Bunların 25 yıl boyunca daha sisteme katılışı olacak.
Yani her yıl 3 milyon insan üniversite sınavına giriyorsa tamam mı? Bunlar hepsi birbiriyle öyle veya böyle hani karı koca oldu diyelim. Evlendi, 1,5 milyon insana ev ihtiyacı olacak istatistik olarak. Şu an konut ruhsatlarına bakın 300 - 400 bin. Geri kalan nerede? Dolayısıyla devamlı bir açık var. Yani biz şeyi kaçırıyoruz; İstanbul'daki bu genç nüfus oranını kaçırıyoruz. Dolayısıyla lütfen buna dikkat etsinler. Dolayısıyla 20 - 25 yıl daha üzülerek söylüyorum İstanbul'da da Türkiye'de de konut ciddi bir sorun olacak. Keşke olmayacak deseydim. O yüzden satan belli süre belki 2 ay 3 ay mutlu olur ama sonra kafayı vuracak. Hep öyle oluyor.
Arsa almak mantıklı mı?
Depremden sonra da arsa almak riskli. Bak, depremden sonra evi satmak riskli, depremden sonra arsa almak da riskli. Niye? Şu an var ya 1 liralık yer 2 lira ediyor. Çünkü bizim halkımız şöyle; depremden önce yüzüne bakmadığı... Bir arkadaşım hatta yazdı. Şile'de bir yeri varmış. Bahçeli ev. Bahçeli evler için de geçerli bu arada. 6 aydır satamıyordum, telefonum çalmıyordu diyor. Şimdi telefonum susmuyor diyor. Ben şimdi fiyatını arttırsam mı? Fırsatçı mıyım ben dedi. Yani ne yapayım dedi, 6 aydır kimse aramıyordu.
"Biraz sakinlemeyi beklemek lazım"
Bakın bizde şöyle bir şey var; olaylar olduktan sonra reaksiyon veren bir toplumuz. Dolayısıyla deprem oldu ya. Biz şimdi gidiyoruz acayip fiyatlar vermeye başladık. Ama ne olacak biliyor musunuz? Çoğu aldığımız yer aşırı fiyatlı olduğu için zarar edeceğiz. Dolayısıyla biraz sakin olmak lazım. Biraz daha sakin. Evimizi satacaksak da biraz sakin olalım. Şu deprem bir dengelensin. 3-4 ay geçsin, 6 ay geçsin. Alacaksak da araziyi biraz daha sakin. Acil durumlarda anlık hareketle, borsalar gibidir, insanlar aşırı reaksiyonda olur, panik halinde çünkü, düşünün evde bir depremden sarsılmışsınız ve bankada da 1,5 milyonunuz var. Ne yapacaksınız? Korkuyla nerede bulursanız alırsınız ama belki orası 500'dü bir ay önce. Ama adam gördü sizi o korkuyla geldi. Bir de İstanbul'dan geldi. Bir de böyle şıkır şıngır geldi mi? Tamam. Allah diyor yani. Körün istediği bir göz, Allah verdi iki göz. İnsan doğası da bu. Fırsatçı mı? Ben orada mesela biraz bana kızdırıyorum insanlara ama bana diyorlar ki Mert abi onlar fırsatçı mı? Ya onlar fırsatçı ama sen de bir yıldır o adamın yanına gitmedin faiz yüksek diye. Yüzde 50 faize paranı koydun, o adamın yanına gidip almadın o evini. Sen de o zaman fırsatçıydın değil mi? Biz hep şeyi düşünüyoruz. Alırken ne kadar fırsatçı. Bankaya koyarken de sen fırsat...
Ekonomide en basit temel şudur; arz talep dengesidir. Arz limitliyse talep oluşunca fiyatlar artar. O yüzden biraz sakinlemeyi beklemek lazım. Hem arsa için hem ev için, bu dönem için"
