Mikdat Kadıoğlu: Evde termal konfor olmayınca uyuyamıyorsunuz

Arşiv
Arşiv

Isı yalıtımının termal konfora, enerji tasarrufuna ve insan sağlığına etkilerinin araştırıldı. Araştırmanın enerji ve iklim değişikliği ayağında çalışan İTÜ Afet Yönetim Merkezi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu, “Bir ortamdaki sıcaklığın, nemin ve hava akımlarının size hissettirdiği konfor hissine termal konfor diyoruz. Oturduğunuz evde, termal konfor olmayınca sağlıklı olamıyor ve uyuyamıyorsunuz. O zaman da insanın enerjisi düşüyor ve sağlığı bozuluyor” dedi.

Dalmaçyalı İleri Isı Yalıtım Sistemleri, İstanbul Teknik Üniversitesi ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi iş birliğiyle ısı yalıtımının termal konfora, enerji tasarrufuna ve insan sağlığına etkilerinin araştırdı. Çalışmada, yalıtımlı binanın enerjide yüzde 60’lara kadar tasarruf oluşturduğu, yalıtımsız evde ortaya çıkan küf oluşumunun insan sağlığı açısından çok riskli olduğu ve termal konforun insanı her anlamda etkilediği gibi önemli sonuçlara ulaşıldı.
İTÜ Afet Yönetim Merkezi ve Meteoroloji Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ve Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Karadağ’ın öncülüğünde gerçekleşen çalışmada, tek farkları biri ısı yalıtımlı diğeri ısı yalıtımsız olarak kurulan iki model ev incelendi.

Kadıoğlu: Duvarlardaki sıcaklık farkı sağlığı bozuyor

Prof. Dr. Mikdat Kadıoğlu ise termal konforun önemine vurgu yaparak, insanın mental ve ruhsal sağlığı için dışarıdaki hava kadar içerideki havanın da kaliteli olması gerektiğine değindi. Prof. Dr. Kadıoğlu, ısı yalıtımının iç ortam konforunu nasıl değiştirdiğini 7 ay boyunca ölçümlediklerini vurgulayarak, “Sağlıklı bir yaşam için duvar sıcaklıklarında fark olmaması gerekiyor. Özellikle yalıtımsız model evin duvarlarında, dış duvar sıcaklığı ile iç duvar sıcaklığı farkları gün içinde dahi çok fazla oluyor. Ölçümler yaptığımız zaman şöyle sonuçlarla karşılaştık; binayı sürekli 21 derecede tutmak için ısıtıyoruz ama o halde bile yalıtımsız binada sıcaklık farkları yalıtımlıya göre 8 kat fazla olabiliyor. Isı yalıtımı aynı zamanda enerjide de yüzde 60’lara kadar tasarruf oluşturuyor. Oturduğunuz evde, termal konfor olmayınca verim düşüyor, sağlıklı olamıyor ve uyuyamıyorsunuz. O zaman da insanın enerjisi düşüyor ve sağlığı bozuluyor. Duvarlardaki sıcaklık farkı, aynı zamanda küf, mantar oluşumuna neden oluyor” diye konuştu.

'Evlerde küf oluşumu enfeksiyon riskini iki kat artırıyor'


Marmara Üniversitesi Tıp Fakültesi Çocuk Göğüs Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Bülent Karadağ da “Sağlık açısından en dikkati çeken özellik, yalıtımsız evde beklendiği gibi küf oluşmasıydı. Projenin tıbbi açısından baktığımızda yalıtımsız evdeki küf oluşumu ciddi anlamda bir risk olarak karşımıza çıktı. Yalıtım oranları binaların yaşı arttıkça düşmekte ve bununla orantılı olarak küf oranı da hızlı bir şekilde artmakta. Türkiye çapında yaptığımız anket çalışmasının sonuçlarına baktığımızda en çok gördüğümüz şu yalıtımsız evde yaşamak kesinlikle sağlığı bozuyor, küf oluşumunu arttırıyor. Küf oluşumu arttığında da solum yolu enfeksiyonlarına yakalanma riski 2 kat artıyor. Astım, KOAH gibi kronik akciğer hastalıklarına yine yüzde 50’lere varan oranla rastlayabiliyoruz. Bulduğumuz güncel bir şeyi daha söyleyeyim; geçirdiğimiz pandemi sürecindeki COVID-19 hastalığına yakalanma olasılığınız küf yokken yüzde 20’lerdeyken küflü evde yaşadığınızda yüzde 32’ye çıkıyor. Yani bir buçuk kat daha riskli hale geliyor” dedi.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >