Müslüman olup hacca giden ilk batılı kadın Evelyn Cobbold ve günlüğünden çok özel notlar

Papa ile yaşadığı ilginç diyalogdan sonra Müslüman olarak hacca giden Evelyn Cobbold ve sır gibi sakladığı günlüğünden hac notları sizlerle.
Evelyn Cobbold, 1867'de İskoçya'nın güzel şehri Edinburgh'da dünyaya gözlerini açan bir Avrupa soylusu. Evlendikten sonra Cobbold soyadını alan Evelyn'in ilk soyadı Murray'dı. Müslüman olduktan sonra ise Layd Zeynep olarak çağrılmıştır.
Babası Britanya'nın dış politikalarıyla ilgilenen Everlyn, hayatının çoğunu Cezayir ve Mısır'da geçirir. Bu sayede sürekli Araplarla içli dışlı olur ve çok iyi Arapça öğrenir.
Müslümanlığı seçmesine en büyük etki ise Papa ile yaşadığı bu ilginç olaydır. Birgün Papa ile konuşma imkanı bulmuş, Papa ona Katolik olup olmadığını sormuş ve o an Evelyn için zaman durmuş sanki. Daha önce hangi dine ait olduğunu düşünmediğini fark etmiş. Bir an beklemiş ve belki de kendisinin bile tahmin etmediği bir cevap vermiş “Hayır, ben Müslümanım".
Elbette Everlyn bu aşamaya birden gelmemişti, yaşadığı coğrafya, büyüdüğü insanlar onu bu noktaya getirmişti. Verdiği bu cevap üzerine İslam'ı araştıran Everlyn, aslında kalbine ve ruhuna uygun bu dinin onu tamamlayan şey olduğunu keşfetmiştir. Ve onun deyişiyle "İslam, ortak aklın; sağduyunun dinidir." diyerek Müslüman olmuş.
O dönemde büyük cesaret gerektiren bir hareketle hacca gitmeye karar veren Evelyn Cobbold Müslüman olduktan tam 11 yıl sonra bu hasretini dindirerek kutsal topraklarla buluşur. Suudi Arabistan'ın Londra Büyükelçisi Hafiz Wahba'ya müsaade talebini iletir. Ama heyecanını bastıramaz ve oradan cevap gelmeden Cidde'deki bir diğer mühtedi İngiliz Harry St. John Philby'e ve eşine meramını anlatan kendi mektubunu iletir. Bu sayede Mekke'ye gidiş izni çıkana kadar Suudi Arabistan'a gelmesini sağlar. Philby sayesinde Cidde'nin önde gelenleriyle ve hatta veliaht Faysal ile tanışır.
Ona hacca giden ilk batılı kadın olma ayrıcalığını yaşatan bu kutsal yolculuğunda yaşadılarını tuttuğu günlüğünden dinleyelim.
Babası Britanya'nın dış politikalarıyla ilgilenen Everlyn, hayatının çoğunu Cezayir ve Mısır'da geçirir. Bu sayede sürekli Araplarla içli dışlı olur ve çok iyi Arapça öğrenir.
Müslümanlığı seçmesine en büyük etki ise Papa ile yaşadığı bu ilginç olaydır. Birgün Papa ile konuşma imkanı bulmuş, Papa ona Katolik olup olmadığını sormuş ve o an Evelyn için zaman durmuş sanki. Daha önce hangi dine ait olduğunu düşünmediğini fark etmiş. Bir an beklemiş ve belki de kendisinin bile tahmin etmediği bir cevap vermiş “Hayır, ben Müslümanım".
Elbette Everlyn bu aşamaya birden gelmemişti, yaşadığı coğrafya, büyüdüğü insanlar onu bu noktaya getirmişti. Verdiği bu cevap üzerine İslam'ı araştıran Everlyn, aslında kalbine ve ruhuna uygun bu dinin onu tamamlayan şey olduğunu keşfetmiştir. Ve onun deyişiyle "İslam, ortak aklın; sağduyunun dinidir." diyerek Müslüman olmuş.
O dönemde büyük cesaret gerektiren bir hareketle hacca gitmeye karar veren Evelyn Cobbold Müslüman olduktan tam 11 yıl sonra bu hasretini dindirerek kutsal topraklarla buluşur. Suudi Arabistan'ın Londra Büyükelçisi Hafiz Wahba'ya müsaade talebini iletir. Ama heyecanını bastıramaz ve oradan cevap gelmeden Cidde'deki bir diğer mühtedi İngiliz Harry St. John Philby'e ve eşine meramını anlatan kendi mektubunu iletir. Bu sayede Mekke'ye gidiş izni çıkana kadar Suudi Arabistan'a gelmesini sağlar. Philby sayesinde Cidde'nin önde gelenleriyle ve hatta veliaht Faysal ile tanışır.
Ona hacca giden ilk batılı kadın olma ayrıcalığını yaşatan bu kutsal yolculuğunda yaşadılarını tuttuğu günlüğünden dinleyelim.






