Uzaylı mı yoksa kuyruklu yıldız mı? Sosyal medyayı sallayan 3I/ATLAS tartışmasına NASA noktayı koydu

Geçtiğimiz Temmuz’da Güneş Sistemi’ne giren gezegenlerarası cisim 3I/ATLAS hakkında sosyal medyada dolaşan “uzaylı teknolojisi” iddiaları, NASA’nın yaptığı açıklamalarla sona erdi. ABD uzay ajansı, farklı görevlerden gelen kapsamlı gözlemlerin tamamının cismin doğal oluşumlu bir kuyruklu yıldız olduğunu gösterdiğini duyurdu.
Temmuz ayında keşfedilen ve Güneş Sistemi’ni ziyaret eden üçüncü gezegenlerarası nesne (ISO) 3I/ATLAS, kısa sürede hem bilim dünyasında hem de kamuoyunda tartışma konusu oldu. Cisim Güneş’e yaklaşırken parlamasını artırınca, özellikle sosyal medyada “uzaylı teknolojisi” iddiaları hızla yayıldı. NASA ise beklenen açıklamayı yaparak söz konusu nesnenin doğal bir kuyruklu yıldız olduğunu bildirdi.
Uzay ajansından kapsamlı gözlem kampanyası
NASA Başkan Yardımcısı Amit Kshatriya, düzenlenen toplantıda, elde edilen tüm verilerin 3I/ATLAS’ın kuyruklu yıldız özellikleri taşıdığını gösterdiğini söyledi. Ajans, Dünya yörüngesinden Mars’a kadar uzanan 20’den fazla görevi eş zamanlı devreye alarak geniş ölçekli bir takip kampanyası yürüttü. Farklı açılardan yapılan gözlemler, cismin Dünya’ya yaklaşık 270 milyon kilometreden daha fazla yaklaşmayacağını da doğruladı.
Uzay teleskoplarının bulguları
James Webb Uzay Teleskobu (JWST), ilk kez gezegenlerarası bir cismi kızılötesinde inceleyerek yüksek karbondioksit-su oranı tespit etti. Hubble Uzay Teleskobu ise çekirdeğin tahmini boyutunu 427 metre ile 5,6 kilometre arasında belirledi. Mars Reconnaissance Orbiter’ın aktardığı veriler de kuyruklu yıldızın buz ve tozdan oluşan komasını doğruladı.
Kökeni çok daha eski bir yıldız sistemine uzanabilir
NASA bilimcileri, cismin Güneş Sistemi’ne giriş hızının oldukça yüksek olduğunu ve bunun 3I/ATLAS’ın çok uzun süredir yıldızlararası boşlukta yol aldığını gösterdiğini belirtiyor. Uzmanlar, kimyasal bileşimdeki yüksek karbondioksit oranı ve nikelce zengin gazların, bu cismin çok eski bir yıldız sisteminden kopmuş olabileceğine işaret ettiğini aktarıyor. Bu veriler, başka yıldız sistemlerinin kimyasal yapısına dair nadir ipuçları sunuyor.
