Yuva yapımında kültürel hazine: Sakallı akbabalar insanlık tarihine ışık tutuyor

Sakallı Akbaba
Sakallı Akbaba

Sakallı akbabaların özenle inşa ettiği yuvalardan ortaya çıkan 700 yıldan eski insan yapımı nesneler, kuşların beslenme ve yuva alışkanlıklarını gözler önüne seriyor; aynı zamanda tatar yayları, sandaletler ve diğer eserler aracılığıyla insan kültürünün tarihine dair bilgiler sunuyor ve yüzyıllar öncesine uzanan yaşamı gün yüzüne çıkarıyor.

Esas olarak kemiklerden oluşan alışılmadık bir beslenme düzenine sahip büyük yırtıcı kuş sakallı akbaba, uzun süredir ornitologları büyülüyor. Ancak yeni bir çalışma, kemik yiyen bu kuşların eskiden düşünüldüğünden çok daha ilgi çekici olabileceğini ortaya koydu. Bilim insanlarına göre, özenle inşa edilen ve birkaç nesle hizmet eden yuvaları, yüzyıllık kültürel eserleri koruyan “doğal müzeler” işlevi görebiliyor.

İspanya’da araştırmacılar, 2008-2014 yılları arasında bir düzine sakallı akbaba yuvasını inceledi. Ekip, yuvaları katman katman analiz ederek, kuşların yapı malzemesi olarak yeniden kullanmış olabileceği 200’den fazla insan yapımı nesneyi ortaya çıkardı. Nesnelerin karbon tarihlemesi, yuvaların en az 13. yüzyıla kadar uzandığını ve en eski eserin 700 yıldan fazla bir sandalet olduğunu gösterdi. Bulgular, 11 Eylül’de Ecology dergisinde yayımlandı.

İspanya’nın Jaca kentindeki Pirene Ekoloji Enstitüsü’nde ekolojist olan baş yazar Antoni Margalida şu açıklamalarda bulundu:

  • “Sakallı akbabanın yuva yapımı için nesneleri taşıyabildiğini biliyorduk, ancak bulunan nesnelerin sayısı ve yaşı bizi şaşırttı. Bu, yüzyıllardır kullanılan bu alanların, farklı nesillerin üreme için tercih ettiği kaliteli yerler olduğunu gösteriyor."

Bilim insanları, araştırmanın sadece kültürel eserleri keşfetmek için yeni yollar açmakla kalmayıp, türün gelecekteki korunmasına da katkı sağlayacağını belirtti.

Yuvalardan 200'den fazla kültürel eser çıkarıldı

Sakallı akbaba, beslenmesinin %90’ını kemik yiyerek sağlayan tek omurgalıdır. Çalışmanın yazarları, yerel nüfusun tükenmesi veya uygun olmayan habitat koşulları nedeniyle artık kullanılmayan tarihi yuvaları araştırırken, öncelikle kemik kalıntılarına odaklandılar. Ekip, geçmişteki kuşların beslenme alışkanlıklarını inceleyip bunları günümüz modern kuşlarıyla karşılaştırmak istiyordu.

Yuvalarda ortaya çıkarılan 200’den fazla kültürel eser arasında bir tatar yayı ve tahta mızrak da yer aldı. Araştırmacılar, tarihi yuvalarda bu kadar çok esere rastlamaktan şaşkın olduklarını belirtti. Yapılardan çıkarılan örneklerin %9’undan fazlası insan yapımıydı.

Yuvalarda, dokunmuş dallar ve otlardan yapılmış bir sandalın yanı sıra maskeye benzeyen boyalı bir ortaçağ deri parçası, 18. yüzyıla ait sepet kalıntıları, bir tatar yayı ve oku, atlar için ipler ve donanımlar gibi çeşitli eşyalar da bulundu. Margalida, sandalın şimdiye kadar bulunan en eski eser olduğunu, ancak diğer eşyaların karbon tarihlerinin henüz belirlenmediğini açıkladı.

Margalida, belgelenen bulguların insan kültürüne ilginç bir bakış sunduğunu şu şekilde belirtiyor:

  • “Bu, insanların nasıl giyindiği, nasıl avlandığı (bulunan sapanlar ve tatar yayları aracılığıyla) ve ekosistemde hangi evcil ve yabani türlerin en yaygın olduğunu anlamamıza yardımcı olabilir."

Kanat açıklığı yaklaşık 3 metre olan sakallı akbabalar, sıcaklık ve nemin sabit olduğu uçurum mağaraları veya kayalık alanlarda yuva yapmayı tercih ediyor. Bu nedenle, kemik kalıntıları, insan yapımı nesneler ve diğer yuva malzemeleri nispeten iyi korunmuş durumda.

Cornell Ornitoloji Laboratuvarı’nın emekli direktörü John Fitzpatrick, e-posta ile şu açıklamada bulundu:

  • “Bu çalışma, sakallı akbabanın büyüleyici doğası ile insan kültürünün tarihi arasındaki etkileşimi anlamamızda yeni bir ışık tutuyor ve gerçekten yepyeni bir bakış açısı sunuyor."

Sakallı akbabaların sayıları oldukça sınırlı

Araştırmacıların yuvaları bulduğu güney İspanya’da sakallı akbabalar, son 70-130 yıldır yerel olarak nesli tükenmiş durumda. Yuva yerlerini tespit edebilmek için araştırmacılar yıllarca tarihi kayıtları inceledi ve bölgenin yaşlı sakinleriyle, kuşların varlığını hatırlayan kişilerle görüştü.

Günümüzde sakallı akbabalar hâlâ Avrupa, Asya ve Afrika’nın bazı bölgelerinde görülebiliyor; ancak yüzyıllar öncesine kıyasla hem daha az yaygın hem de sayıları oldukça sınırlı.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >