Suudi Arabistan’ın güçlü ordu sırrının arkasında ne var?

Büyük dış alımlar ve yerlileştirme projeleri ile Suudi Arabistan ordusu güçlenmeyi sürdürüyor.
Büyük dış alımlar ve yerlileştirme projeleri ile Suudi Arabistan ordusu güçlenmeyi sürdürüyor.

Suudi Arabistan, dünyanın en büyük silah ithalatçıları arasında yer alarak F-15 uçakları ve Patriot sistemleriyle dikkat çekerken, Vizyon 2030 ile yerli savunma sanayisini güçlendiriyor. Yemen’deki Husi savaşında İran rekabetiyle şekillenen bu strateji, KAAN uçağı ilgisi ve Ulusal Muhafızlar’ın kabile yapısıyla zenginleşiyor.

Ülkede zorunlu askerlik uygulanmıyor. Hem kadınlar hem erkekler gönüllülük esasına göre orduya katılabilir.

Gönüllü askerlik, kraliyet ailesine sadakat ve iç güvenlik dinamikleri açısından tercih ediliyor.

Zorunlu askerlik, toplumsal yapıdaki kabile bağları ve Şii-Sünni hassasiyetliliği nedeniyle uygulanmıyor. 2018'den itibaren kadınların orduya katılmasına izin verildi.

Veliaht Prens Selman, Vizyon 2030 projesi kapsamında bu kararı aldı.

Şimdilik sadece iç güvenlik birimleri ve Ulusal Muhafızlar birimi altında görevlendiriliyorlar.

2021'de doğrudan ordu bünyesindeki kadın istihdamı başladı

Evli kadınlar için ise eşinden izin alınması şartı var. Çünkü ülkede İslam hukuku kuralları geçerli.

Ordu nasıl yapılanıyor?

İstatistik araştırma şirketi Statista'ya göre Suudi Arabistan, 2020 ve 2024 yılları arasında Ukrayna ve Hindistan'ın ardından dünyanın en büyük üçüncü silah ithalatçısı oldu.

Amerika Birleşik Devletleri'nin askeri ihracatının yüzde 12'si Suudi Arabistan'a yapılıyor.

Ordu 5 kuvvetten oluşuyor. Bunlar: kara kuvvetleri, deniz kuvvetleri, hava kuvvetleri, hava savunma kuvvetleri ve stratejik füze kuvvetleri.

Askeriye şemsiyesi altında olmayıp ülkenin iç güvenliğinde görevli ayrı bir özel birimi de var.

Savunma Bakanlığı veya Genelkurmay'dan emir almıyorlar. Doğrudan bağlı oldukları Ulusal Muhafızlar Bakanlığı'nın içinde kadrolular.

al-Haras al-Watani olarak adlandırılan Ulusal Muhafızlar birimi, ülkenin iç güvenliğinden ve kraliyetin korunmasından sorumlu.

Mekke-Medine'nin korunması, kraliyet ailesinin güvenliği ve iç güvenlik alanında çalışıyor.

Suudi Kraliyet ailesine sadık kabilelerden seçilen üyelerle oluşturulmuş bir yapıya sahip.

Göçebe Bedevi kabilelerine dayalı bir sistemle şekilleniyor.

Ulusal Muhafızların çekirdeğini oluşturan dört kabile var. Lider kadrosunda çoğunlukla Şammar kabilesi üyeleri oluyor.

Daha sonra sonra Utayba, Anaza ve Dawasir kabileleri geliyor.

Suudi Hanedanının kabilelerle kurduğu evlilik ve ittifak ilişkileri sebebiyle bu bağlar kuvvetli.

Örneğin ülkenin doğusunda yapılanan Ajman veya Banu Khalid kabilelerinden personel alınmaz. Çünkü bu bölgelerde Şii nüfus yoğunlukla yaşar.

Tarihten gelen Sünni-Şii ihtilafı sebebiyle ordu içinde de Şii bireyler istihdam edilmek istenmiyor

2020-2024 arasında ordunun bütçeden aldığı pay dikkati çekiyor.

Ayrıca, Suudi Arabistan, savunma harcamalarının yaklaşık %8.8’ini silah ithalatına ayırıyor.

Global Fire Power Index araştırmasına göre 145 ordu içinde yirmi dördüncü sırada bulunuyor.

Başkomutanlık makamında aynı zamanda ülkenin kralı olan Selman bin Abdülaziz el Suud bulunuyor.

Warpower.com'un değerlendirmesine göre savunma Yaklaşık olarak 225.000 aktif personel sayısı olduğu tahmin ediliyor.

Bunların; 75.000'inin kara kuvvetlerinde, 13.500'ünün deniz kuvvetlerinde, 20.000'inin hava kuvvetlerinde, 10 bin personelin hava savunma kuvvetlerinde, 2.500 kişinin ise stratejik füze kuvvetlerinde olduğu ön görülüyor. 125.000 kişi ise ulusal muhafızlar bünyesinde görevli.

Uluslararası Stratejik Araştırmalar Enstitüsü Military Balance raporuna göre yedek asker sayısı bildirilmiyor. Profesyonel ordu mottosu sebebiyle yedekte personel tutulmuyor.

Kara kuvvetleri hangi araçları kullanıyor?

CAESAR ve AMX-30 AU-F-1 obüsleri Fransa'dan geldi. Toplam 168 adet envanterde.

Çin üretimi olan PLZ-45'ler de bulunuyor. Yaklaşık olarak 54 adet kullanımda.

Çekili obüs olarak ise M777'ler ilk ekipman olarak karşımıza çıkıyor. Adet sayısı gizli tutuluyor.

132 parça M101 obüsü de Amerika'dan satın alındı.

Fransız üretimi GIAT LG1'ler de kullanılyor. 91 parça envanterde.

Amerika'dan gelen M198 ve M114 modelleri de tercih ediliyor. Son obüs ise Birleşik Krallık üretimi olan FH70'lerdir. 76 adet envatnerde bulunuyor.

Çok namlulu roket atarlar konusunda tamamen dış alım yapıldı. Brezilya tarafından üretilen Astros 2 sistemlerinden 77 adet kullanımda.

TOS 1-A sistemleri ise Sovyetler Birliği tarafından 1988 yılında üretildi. Ancak güncel versiyonları Rusya tarafından bir kaç kez modernize edildi. Toplam 30 parça sistem mevcut.

Amerika Birleşik Devletleri'nin ürettiği M270 sistemleri de bulunuyor. 180 adet kullanılıyor.

Güney Kore tarafından geliştirilen K239 Chunmoo sistemleri de var. Toplam 34 parça.

Ana muharebe tankları konusunda yelpaze geniş. Amerikan ve Fransız üretimi tanklar bulunuyor.

Adet sayısı en yüksek tank ise M1 Abrams'lar. 575 adet mevcuttu. Ancak 20 tanesini Yemen'de imha edildi.

370 adet M60 Patton tankı da envanterdeydi. Bunların 250 tanesi Yemen'in kuzeyine nakledildi. Fransa'dan 140 adet AMX-30 tankı da kullanılıyor.

Gözlem ve piyade desteği için Fransa'dan Panhard AML araçları satın alındı. 300 adet bulunuyor.

Birincil zırhlı muharebe aracı olarak Amerikan üretimi M2 Bradley'ler bulunuyor. 380 adet envanterde.

Fransa'dan satın alınan AMX-10P araçları da bulunuyor. Ancak, çoğunluğu depolara kaldırıldı. Çünkü 1974'te envanter eklenmişti.

Eskiyen AMX-10P'lerin yerine tekrar Fransa'dan VAB Mk3 model araçlar satın alındı. Adet sayısı ise 100.

Gürcistan tarafından üretilen Didgori Medevac zırhlı muharebe aracı bulunuyor. 100 adet envanterde. Genellikle sıhhi tahliyeler için tercih ediliyor. 2016'da satın alındı.

Al-Shibl isimli model araç ise Suudi Arabistan tarafından geliştirildi. Adet sayısı bilinmiyor. Ancak bir miktarının Yemen'e nakledildiği biliniyor.

Fransa'dan Sherpa Light aracından 100 adet satın alındı.

Amerikan üretimi Oshkosh M-ATV aracı da bulunuyor. Adet sayısının 1800'den fazla olduğunu biliniyor. Sözleşmedeki gizlilik sebebiyle kesin adet sayısı paylaşılmadı.

Kanada'dan Terradyn Gurkha araçları da kullanımda.

İspanya tarafından üretilen URO VAMTAC araçları da görevlendiriliyor.

Amerikan üretimi CUCV II ve Humvee araçları da envanterde. Adet sayısı yaklaşık olarak 2700.

Ülkenin kendi imkanları ile geliştirdiği TUWAIQ-2 model araçlarda üretildi.

Türkiye'den OTOKAR Cobra II araçlar satın alındı. Adet sayısı gizli tutuldu.

Anti-tank araçlarında Fransa ve Amerika'dan dış alım yapıldı.

İlk etapta Fransız üretimi olan AMX-10P araçları tercih edildi.

Diğer araçlar ise VCC-1 ITOW ve M-ATV modellerine ait.

Kara havacılık görevleri için kullanılan tüm helikopterler Amerika'dan satın alınarak envantere katıldı.

AH-64D versiyonu kullanılıyor.

Diğer helikopter ise Bell OH-58 Kiowa modeline ait. Adet sayısının 40'tan fazla olduğunu biliyoruz.

Sikorsky UH-60 Black Hawk helikopterlerden 67 adet bulunuyor. 350 milyon dolar ödeme ile 24 adet yeni sipariş verildi.

Son helikopter ise Boeing CH-47 Chinook, ağır nakliye görevlerinde kullanılıyor. Güncel adet sayısı 48,

İnsansız hava aracı olarak öncelikle Saqr modeller tercih ediliyor. Bunlar Suudi Arabistan tarafından üretildi.

Çin ve Suudi Arabistan tarafından ortak bir biçimde CAIG Wing Loong İHA'ları da üretiliyor. 2017'de iki ülke arasında anlaşma yapıldı. Üretimler Suudi Arabistan topraklarında olacak.

Güney Afrika ve Suudi Arabistan ortaklığı ile üretilen bir diğer İHA ise Denel Dynamics Seeker'lardır. Adet sayısı gizli tutuluyor.

2015 yılından itibaren ortaklık devam ediyor.

2012'de İtalya'dan Selex ES Falco satın alındı.

Kanada'dan 10 adet Aeryon Scout model İHA'lar da kullanılıyor.

Suudi şirket Intra Defense şirketinin geliştirdiği Samoom sınıfı İHA'lar da görevlendiriliyor. Dünya Savunma Fuarı'nda MALE adını verdiği yeni modelini tanıttı.

Deniz kuvvetleri hangi araçları kullanıyor?

Dış alımın yüksek olduğu bir askeri yapılanma söz konusu.

3 adet Al-Riyad sınıfı fırkateyn de kullanılıyor. Fransız şirket DCN Lorient tarafından üretildi.

Ülkenin Kızıldeniz'e bakan yakasında 4 adet El Medine sınıfı fırkateyn de bulunuyor.

İspanyol şirket Navantia tarafından 2018 yılında 5 adet Avante sınıfı korvet siparişi alındı. 2024'te teslimatlar tamamlandı.

1981 ve 1983 yılları arasında teslim alınan 4 adet Bedir sınıfı korvette ülkenin Basra Körfezi'ne bakan kıyılarında görev yapıyor.

Devriye gemilerinin tamamı Amerikalı şirket Peterson Builders tarafından 1980'li yıllarda üretildi.

El Sadık sınıfına ait bu gemiler teslim tarihinden itibaren görevine devam ediyor.

Mayın avcılığı görevleri için ise 3 adet Sandown sınıfı gemi tercih ediliyor. İngiliz şirket Vosper Thornycroft tarafından üretildi.

Deniz havacılık unsurlarında da tamamen dış alım var.

Amerika'dan 10 adet Sikorsky SH-60 Seahawk helikopteri alındı.

Mayıs 2015'te sipariş edildi. Hellfire füzeleri ateşleyebiliyor.

Diğer iki model helikopter de Fransa'dan satın alındı. Eurocopter AS332 Super Puma ve AS565 SA Dauphin kullanılıyor.

Hava kuvvetleri hangi araçları kullanıyor?

Amerikan dominasyonu görülüyor. Araçların büyük çoğunluğu Amerika'dan satın alındı. Farklı ülkelerden siparişler de söz konusu.

Taaruz uçakları konusunda birincil uçak Eurofighter Typhoon. 71 adet envanterde.

İtalya-Birleşik Krallık-Almanya-İspanya konsorsiyumundan satın alındı.

Diğer uçak ise Panavia Tornado. Alman-İngiliz-İtalyan ortaklığı ile üretildi. 81 adet kullanılıyor.

F-15 Eagle uçakları da hem eğitim hem avcı görevleri için bulunuyor.

F-15E Strike Eagle ve F-15EX Eagle II'ler de avcı uçağı olarak kullanılıyor. Eagle modellerinin toplam adet sayısı 211.

Havadan erken ihbar ve kontrol uçağı olarak 2 farklı model tercih ediliyor. Bunlar; Boeing E-3 ile Saab 2000 uçakları. İlki Amerikan üretimi, ikinci ise İsveç'ten satın alındı.

Havadan ikmal için 4 farklı model var.

İlk olarak Boeing KC-707'ler kullanılıyor. Amerika'dan tedarik edildi. 7 adet uçak envanterde.

Tanker ve nakliye görevlerinde ise KC-130 Hercules modeller tercih ediliyor. Toplam 7 adet.

İspanya'dan satın alınan Airbus A330 MRTT uçakları da aynı görevler için bulunuyor.

Son olarak KC-130 Super Hercules'ler de havadan ikmal için bulunuyor.

Nakliye için Amerika'dan Super King Air ve C-130 Hercules'ler görevlendiriliyor. İlk uçaktan 15 adet, ikinci uçaktan 33 adet envanterde.

Bell 212, Bell 412 ve Sikorsky UH-60 helikopterleri genel maksat görevlerinden sorumlu.

Arama kurtarma ve genel maksat için ise Fransız üretimi Eurocopter AS332'ler hazır bulunuyor.

Suudi askeri pilotların eğitimine özel önem veriliyor.

İleri düzey eğitim görevleri için BAE Hawk ve Pilatus PC-21 uçakları önceliklendirildi. İlk uçak Birleşik Krallık'tan, ikinci uçak İsviçre'den geldi.

Tek motorlu hafif eğitim uçağı için Cirrus SR22 uçakları tercih ediliyor. 25 adet envanterde. Amerika'dan satın alındı.

Son eğitim uçağı ise Pakistan üretimi olan PAC MF-17 Mushshak. Güncel adet sayısı 20.

Suudi Arabistan, İHA ve SİHA envanteri konusunda yelpazesi geniş bir ülke.

2012'de İtalya'dan 50 adet Selex Galileo Falco model drone satın alındı.

2014'te Çin'den Wing Loong model ihalar da alındı. Adet sayısı gizli tutuluyor.

2013'te 6 adet TUSAŞ ANKA SİHA ile ilgilendiler, ancak sözleşme yapılmadı.

Almanya ile Luna model ihaların Suudi Arabistan'da üretilmesi için mutabakat yapıldı.

Ayrıca, Güney Afrika tarafından geliştirilen Seeker 400 SİHA'nın da birlikte üretilmesi için sözleşme imzalandı.

2023 yılında Baykar ile AKINCI SİHA'ların ithal edilmesi için anlaşmaya varıldı

Adet sayısı paylaşılmadı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayi Başkanı Haluk Görgün, "savunma sanayi endüstrimizin en büyük ihracat anlaşması oldu, anlaşmanın değeri 3 milyar dolardan fazla" dedi.

Hava savunma kuvvetleri hangi araçları kullanıyor?

Bu birimde de tamamen Batı ülkeleri kaynaklı dış alımlar yapıldı.

1970'lere kadar Hava Kuvvetleri bünyesinde ayrı bir komutanlık olan Hava Savunma Kuvvetleri, bu tarihten itibaren ayrılarak farklı bir yapılanmaya gitti.

Kitle imha silahlarının ve bunların etkilerinin dünya üzerinde yayılmasından endişe duyuldu. Böylece, Savunma Bakanlığı tarafından Hava Savunma Kuvvetleri kuruldu.

2017-2020 arasında 311 kıtalar arası füze ve 343 kamikaze drone satın alındı. Bunların çoğu Yemen'deki Suudi destekçilerine gönderildi.

Ayrıca ülke içinde hava savunmasını sağlayacak Barış Kalkanı isimli yapılanma kuruldu.

Uzaktan konrol edilebilen iletişim sistemleri satın alındı.

Lockheed Martin tarafından geliştirilen AN/FPS-117 uzun menzilli fazlı dizilli radar sistemi ile 3 boyutlu hava arama radarı kuruldu.

Aynı şirketin bir diğer ürünü olan THAAD anti balistik füze savunma sistemi de yerleştirildi.

6 parça Northrop Grumman AN/TPS-43 3 boyutlu hava arama radarı ile ilgili montaj sistemi tedarik edildi.

Raytheon veya güncel ismi ile RTX tarafından üretilen HAWK hava savunma sistemi de kullanılıyor.

Ek olarak MIM 104 Patriot sistemleri bulunuyor.

Rheinmetall şirketine bağlı alt şirket olan Oerlikon Contraves tarafından Skyguard 35mm Twin Cannon kısa menzilli hava savunma sistemi de görevlendirliyor.

Güney Koreli şirket LIG Nex1 tarafından üretilen KM-SAM füze sistemi de ülkenin hava savunmasına katkı sunuyor.

Uçaksavar üniteleri ve satıhtan havaya ateşlenen füzeler alanında ilk ekipman olarak Amerika'dan M163 VADS modeller satın alındı. Adet sayısı 92.

AMX-30SA modeller de Fransa'dan geldi.

Diğer sistem İsviçre üretimi Oerlikon GDF. 1950'lerin sonunda seri üretime başladı ve 30'dan fazla ülkeye ihraç edildi.

Son uçaksavaş ünitesi Bofors L/70'ler de İsveç'ten temin edildi. İkinci Dünya Savaşı'ndan itibaren kullanılıyor.

Füze alanında çok sayıda modern mühimmat bulunuyor.

Thales şirketi tarafından üretilen Crotale füzeleri kullanılıyor. Suudi Arabistan'a özel geliştirilen versiyonuna Shahine ismi verildi.

Buna ek olarak, orjinal Crotale füzeleri satın alındı.

RTX tarafından üretilen I-HAWK füzeleri de envanterde. 128 parça olduğu tahmin ediliyor

FIM92A Stinger füzesi ve Avenger füze rampası birlikte kullanılıyor.

2005 yılında 400 tane satın alındı.

FIM-43 Redeye sistemleri Amerika Birleşik Devletleri menşeili General Dynamics tarafından üretildi.

Fransa'dan Mistral füzeleri tedarik edildi.

PAC-2 Patriot füzeleri de ateşlenebiliyor.

Stratejik füze kuvvetleri hangi ekipmanları kullanıyor?

Bu yapılanma İran'la olan rekabet sebebiyle kuruldu.

Suudi Arabistan'ı havadan ve hava sahası dışından gelebilecek her türlü saldırıya karşı korumakla görevli.

2013'te yeni karargah Prens Halid bin Sultan bin Abdülaziz ve mevcut komutan General Jarallah Alaluwayt tarafından açıldı.

2009 yılında İran tarafından duyurulan nükleer füze programı sebebiyle karşı refleks olarak ortaya çıktı.

Kral Abdullah ve eski istihbarat şefi Prens Turki bin Faysal El Suud, Körfez'in İran'a karşı önlem olarak kendi nükleer silahlarını edinebileceğini paylaştı

2022 yılında Çin'den DF-3 füzeleri satın alındı.

İlk füze 1987'de teslim alındı. 2014'te resmi olarak gösterildi.

2007 yılında adet sayısı gizli tutulacak şekilde DF-21 füzeleri alındı.

Körfez Savaşı'nda Saddam Hüseyin yönetimindeki Irak'tan fırlatılan Scud füzelerine karşı etkisiz kaldı.

Daha sonra CIA ve Suudiler tarafından ortak mühendislikle DF-21'lerin yakıt haznesi modernize edildi.

Ayrıca, menzili ve hedef isabet oranını yükseltecek değişimler yapıldı.

15 adet HAWK füze bataryası envanterde bulunuyor.

Ayrıca 20 adet SA-2 ve 6 adet SA-5 füze sistemleri de konuşlandırılıyor.

25 parça İngiliz üretimi Raiper Füze Rampası da yer alıyor. BAE Systems şirketi tarafından geliştirildi.

İsveçli şirket Saab Bofors Dynamics tarafından üretilen RBS 70 füzeleri de kullanılıyor. Tüm iklim bölgelerinde çalışma kapasitesi var.

Suudi Arabistan hangi önemli askeri projeleri geliştiriyor?

Vizyon 2030 programı kapsamında savunma sanayiinde yerli üretim kapasitesini arttırmayı ve dışa bağımlılığı azaltmayı hedefliyor.

2017'de kurulan SAMİ şirketi savunma sanayi alanında öncü. Ortaklık yapısı arasında Suudi Arabistan devleti de yer alıyor.

Organizasyonun finansmanı Suudi Arabistan Varlık Fonu aracılığı ile sağlanıyor.

Havacılık, elektronik, savunma sistemleri, deniz ve kara sistemleri alanlarında faaliyet gösteriyor.

2030'a kadar savunma harcamalarının en az yüzde 50'sinin yerli imkanlarla karşılanması amaçlanıyor

Lockheed Martin, Boeing ve Thales gibi çok uluslu diğer şirketlerle ortaklık kurdu.

Ekim 2017'de SAMI, Suudi Arabistan'da askeri teçhizat üretmek için Rusya'nın Rosoboronexport şirketiyle bir Mutabakat Zaptı imzaladı.

Buna göre; S-400, Kornet-M sistemleri ile TOS-1A, AGS-30 ve AK-103 silahları Suudi Arabistan'da teknoloji transferi ile üretiliyor.

2018'de Thales ile yapılan anlaşma kapsamında, kısa menzilli hava savunma sistemleri ile karşı füze radarları, güdümlü füzeler ve telsiz üretimi yapılıyor.

2.000'den fazla Suudi genci için istihdam sağlandı.

Türkiye'nin TUSAŞ tarafından geliştirilen beşinci nesil KAAN savaş uçağı içinde ortaklık olasılığı söz konusu

Ortaklığa ek olarak 100 adet KAAN'ın Suudi Arabistan'a satılması gündemde. Ancak henüz resmi sözleşme imzalanmadı.

İspanya ile Sarawat Projesi yürütülüyor. Deniz kuvvetlerinin modernize edilmesi için 5 adet Avante 2200 korvet inşa ediliyor.

Amerika Birleşik Devletleri ile 142 milyar dolarlık anlaşma yapıldı. Patriot ve THAAD sistemlerine ek olarak yeni nesil radarların entregrasyonu sağlanacak.

Anlaşma tarihin en büyük savunma anlaşması olarak kayda geçti.

1980'li yıllarda Suudi Arabistan ile İngiltere arasında yapılan ve yaklaşık 43 milyar dolarla o dönem için tarihin en büyük silah anlaşması olan Yemame Anlaşması’nı ikinci sıraya geriletti.

Yerli hava savunma sistemi geliştirme projeleride SAMI öncülüğünde devam ediyor.

Birleşik Krallık ve ABD'deki War College ile Staff Colage benzeri askeri okulları Suudi Arabistan içinde kurdu.

Böylece personelin eğitilmesi isteniyor. Amerikalı ve İngiliz personellerde eğitim veriyor.

F-35 savaş uçakları da almak istiyor. Ancak, bölgede İsrail'in yer alması ve, Ortadoğu'da F-35'i olan ülke istenmemesi sebebiyle görüşmeler şimdilik düşük tonda devam ediyor.

Baykar ile ortak İHA üretimi görüşmeleri yapıldı.

Aselsan'dan ileri düzey savunma sistemlerinin elektronik aksamları için mutabakat zaptı imzalandı.

Ayrıca, Fergani Uzay şirketi ile de uzay teknolojilerine yönelik anlaşma yapıldı.

Suudi Arabistan'ın askeri ve sınır problemleri nelerdir?

Stratejik konumu ve bölgesel rekabetler nedeniyle çeşitli sınır ve askeri sorunlarla karşı karşıya.

En önemli sorun ise Yemen İç Savaşı. 2015'ten beri Yemen'de Husilere karşı olan güçlere destek sağlanıyor.

2015’te Eski Yemen Devlet başkanı Abdrabbuh Mansur Hadi’nin önce Aden’e, ardından Suudi Arabistan’a kaçmasıyla, ülke bu savaşta taraf haline geldi.

26 Mart 2015'te Kararlılık Fırtınası Opersayonu başlatıldı.

9 ülkeden oluşan bir koalisyon kuruldu. Üyeleri: Mısır, Birleşik Arap Emirlikleri, Ürdün, Surdan, Bahreyn, Kuveyt, Katar, Fas ve Pakistan.

Koalisyon güçleri Husi hedeflerine karşı hava saldırısı düzenledi. Mart 2015-Mart 2022 arasında kayıtlara geçen 25.054 hava saldırısı yapıldı.

Aynı yıl deniz ablukası uygulandı. Ancak, bu durum bölgedeki insani krizi derinleştirdi çünkü sivil toplum kuruluşlarının bölgeye girişine izin verilmedi.

Karadan birlik te sevk edildi. BAE destekli Güney Geçiş Konseyi ve Hadi'ye sadık ordu üyeleri ile Hudeyde ve Aden'de operasyon düzenlendi.

Sudan ve Pakistan’dan paralı askerler de dahil olmak üzere dış destek almıştır. Sudan, binlerce asker göndererek koalisyona önemli katkı sağladı.

Koalisyon Amerika'dan silah, istihbarat ve lojistik desteği aldı.

2023'ten itibaren savaşın seyri düştü. Maliyetin yaklaşık 100 milyar dolar olduğu tahmin ediliyor.

Hadi yönetimine destek verilse de Birleşik Arap Emirlikleri destekli Güney Geçiş Konseyi ile derin fikir ayrılıkları, Yemen'de kesin sonuç sağlamayı zorlaştırıyor

Özellikle İran’ın Yemen üzerinden Bab el-Mandeb Boğazı’nı kontrol etme potansiyeli, Suudi Arabistan için stratejik bir tehdit oluşturur.

Çünkü bu boğaz küresel petrol ticaretinde kritik bir nokta.

Yemen’in Bab-ül Mendep Boğazı’nı kontrol eden konumu, Suudi Arabistan’ın petrol ihracat rotaları için hayati önemde.

2016 yılında boğazdan günlük yaklaşık 4.8 milyon varil petrol taşındı.

Yemen'deki karışıklığın çözülerek, bölgeden boru hattı ile topraklarından çıkan petrolü pazarlamayı planlıyor.

Ayrıca, İran'ın Şii ekseni yaklaşımını engellemek istiyor.

Özellikle Cizan ve Necran bölgelerine füze saldırıları ve İHA saldırıları düzenleniyor.

2017’de Riyad’daki Kral Halid Havalimanı’na da füze saldırısı düzenlendi.

2025’te İsrail’in Yemen’deki Husi hedeflerine saldırıları, bölgedeki gerilimi daha da yükseltti.

Suudi Arabistan'ın modern ekipmanlarına rağmen Husi saldırılarına karşı tam etkinlik gösterilemiyor.

Çünkü, birimler arası koordinasyon eksikliği ile Husilerin asimetrik savaş taktikleri süreci uzatıyor.

2023’te Çin arabuluculuğunda İran ile ilişkiler normalleşse de, bu durum Yemen’deki gerilimi tam anlamıyla çözmedi.

Ülkedeki spor organizasyonları da bu savaştan etkilendi. 25 Mart 2022, Cuma günü ülkede düzenlenen Formula 1 yarışının antrenman seansı sırasında piste yaklaşık 10 kilometre mesafedeki ARAMCO tesisine füze atıldı.

O sırada pistte olan RedBull pilotu Max Verstappen'in araç içi kamerasına bu anlar yansıdı.

Verstappen takım telsizine duman kokusu aldığını ve bunun aracından gelip gelmediğini sordu.

İran ve Suudi Arabistan arasındai rekabet, dini, ideolojik ve tarihsel tüm dinamiklerin bir kombinasyonu olarak ortaya çıktı.

İran, Şii'lik mezhebinin öncüsü olduğunu iddia eder ve topraklarının etrafında Şii Hilali kurmayı hedefler.

Suriye, Lübnan, Irak ve Yemen'deki Şii grupları destekler.

Buna karşılık olarak Suudi Arabistan içindeki Vehhabilik mezhebi bu yaklaşıma karşı doğal bir kalkan görevi görür.

İki ülke de Ortadoğu'da üstünlük hedefliyor. İran, Devrim Muhafızları aracılığıyla bölgedeki vekil gruplara destek verir.

Lübnan'da Hizbullah, Irak'ta Haşdi Şabi ve Yemen'de Husiler'i örnek olarak gösterebiliriz.

Suudi Arabistan ise petrol zenginliği, Arap Birliği'nde liderlik ve Batı ülkeleriyle yakın ilişkilerle bu durumu dengeliyor.

Ayrıca, Suriye İç Savaşı sürecinde de İran'ın Beşar Esad rejimine, Suudi Arabistan'ın ise Sünni muhalif gruplara destek verdiği biliniyor.

İran Hürmüz Boğazı'nın kontrolüne odaklanırken Suudi yönetimi ise Babül Mendep'teki seyrüsefer güvenliğine odaklanıyor.

Husilerin Kızıldeniz'den geçen gemilere saldırması Suudi Arabistan'ın enerji güvenliğini tehdit etti.

2012’de Aramco’nun 30.000 bilgisayarını etkileyen Shamoon virüsünün İran tarafından yayıldığı öne sürüldü.

Buna karşılık olarak Suudi Arabistan da siber savunma kapasitesini artırmak için ABD ve İsrail ile iş birliği yaptı.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >