Trans-Hazar Orta Koridoru: Türkiye’nin küresel ticaretteki yeni gücü

Orta Koridor'un bölge ülkeleri arasındaki bağlantıyı arttırması bekleniyor.
Orta Koridor'un bölge ülkeleri arasındaki bağlantıyı arttırması bekleniyor.

Trans-Hazar Orta Koridoru, Çin’den Avrupa’ya uzanan stratejik bir ticaret yolu olarak Türkiye’nin küresel ticaretteki etkisini artırıyor. Orta Asya’dan Kafkasya’ya, oradan Türkiye üzerinden Avrupa’ya uzanan hızlı ve güvenli bir ulaşım ağı sunuyor. Avrupa Birliği’nin 300 milyar Euro’luk "Global Gateway" projesiyle desteklenen koridor, bölgesel iş birliğini güçlendirirken, Türkiye’nin lojistik ve ekonomik potansiyelini yükseltiyor. Ancak, Çin’in yatırımları borç tuzağı ve demografik sorunlar gibi riskleri de beraberinde getiriyor.

Orta Koridoru, Çin’den Avrupa’ya uzanan stratejik bir ticaret güzergahı olarak Türkiye’nin küresel ticaretteki rolünü güçlendiriyor.

Orta Asya’dan Kafkasya’ya ve Türkiye üzerinden Avrupa’ya hızlı, güvenilir bir ulaşım ağı sağlıyor.

İstanbul Kültür Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Prof. Dr. Çağla Gül Yesevi Orta Koridoru GZT için özel olarak değerlendirdi.

Orta Koridor nedir? Nasıl ortaya çıktı?

Günümüz dünyası nasıl daha fazla iletişimde bulunabiliriz ve yine ürettiklerimizi nasıl daha hızlı bir şekilde diğer pazarlara iletebiliriz üzerine şekilleniyor.

Bunun üzerinde konuştuğumuz bir dünyadan bahsediyoruz.

Orta Koridor meselesi de aslında herkesin bir orta koridor anlayışı var.

"Nasıl ortaya çıktı?" dersek, aslında Çin'den Avrupa'ya malların en kısa sürede iletilmesi gerekiyor.

Bunun ulaştırılması için belirli yollar var ve bu yollarda da belli sorunlar oluşmaya başladı.

Alternatifler üzerinde durulması gerekiyor. İlk olarak Çin'in Kuşak Yol projesi bugün devam ediyor.

Henüz tamamlanmadı, geliştiriliyor. Daha farklı bir şekilde de aslında büyütüldüğünü de söyleyebiliriz.

Buna aslında eklemlenebilecek ancak bölgenin inisiyatifiyle ortaya çıkan bir koridordan, Orta Koridor'dan bahsediyoruz.

Türk Devletleri Teşkilatı'nın ve bu teşkilatın üyelerinin de aslında savunduğu bir proje

2012 sonu 2013 başında ortaya çıkan bir projeden bahsediyoruz.

Nasıl bir proje dersek, Doğu-Batı geçişli, Doğu-Batı, Hazar geçişli bir koridor bu.

Çin'den başlıyor, yine Orta Asya ülkeleri yani Türkistan ülkelerinden geçiyor.

Hazar Denizi'nin üzerinden geçiş var ve yine aslında demiryollarıyla, karayolu bağlantılarıyla Kafkasya'ya yani Azerbaycan, Gürcistan, Türkiye, Türkiye üzerinden de Avrupa'ya geçen bir aslında uzun orta koridordan bahsediyoruz.

Türkiye'nin projesinin ise öncelikle bölgesel bir inisiyatif olarak başladığını söylemem gerekiyor.

Ana amaç da bölgedeki üretilen malın Avrupa pazarlarına ulaştırılması.

Dediğim gibi Çin'den başlıyor. Orta Asya, Hazar, Kafkasya, Türkiye ve Avrupa'yı içeren bir uzun yoldan bahsediyoruz.

Bunun başlangıcı aslında dediğim gibi bölgesel bir inisiyatif.

Bugün Orta Koridor dediğimiz zaman Avrupa Birliği'nin de Orta Koridor'dan bahsettiğini görüyoruz.

Çin'in de bunu desteklediğini görüyoruz. Avrupa Birliği'nin de aslında benzer bir yol önerdiğini biliyoruz.

Onlar bu işe gerçekten büyük bir finansman ayırıyor.

300 milyar Avroluk çok daha büyük "Global Gateway" adı verilen bir ulaşım yolları dizisinden bahsediyoruz.

Burada da bir 12 milyar Euro başlangıcında 10 milyar Euro'luk bu ulaşım hatlarına, yollara verilecek olan destek var.

Orta Koridor dediğim gibi Avrupa Birliği'nin de bu projesinin içerisinde yer alıyor.

Oradaki fark aslında şu, benzer yollardan geçiyor. Ancak orada Türkiye ana merkez değil.

Karadeniz üzerinden Romanya tarafına da götürülebilir mi bu hat? Bu düşünülüyor işte.

Yeşil ekonomi, yeşil dönüşüm meseleleri, Dijitalleşme de önemli.

Çin'in, Avrupa Birliği'nin bugün son olarak 8 Ağustos sonrası Amerika Birleşik Devletleri'nin Türkiye'nin de üzerinde çok durduğu bir konu.

Çin'in Orta Koridor'a yaptığı yatırımlar bölge ülkelerinin egemenliklerini güçlendiriyor mu zayıflatıyor mu?

Tabii bir yönden Türkistan bölgesinde üretilecek olan malların yine hammaddelerin ulaştırılması açısından da gerçekten önemli olacak.

Çin bunu niye istiyor? Çin'in hammadde ihtiyacı var ve tabii ki bu Kuşak-Yol dediğimiz proje çok kapsamlı.

Yani yalnızca Orta Asya'yı içermiyor. Afrika'dan, Latin Amerika'dan, Ortadoğu'dan bahsediyoruz.

Çin bunu 2013 yılından itibaren çok ciddi kaynak ayırdı. Altyapı faaliyetlerinde bulunuyor, bunları destekliyor.

Bunun birinci konusu şu. Bir borç tuzağına dönüşebilir.

Yani sizin ülkenizde demiryolunu yapıyor ya da altyapı faaliyetlerine kaynak ayırıyor. Bu nedir? Sizin bunu ödemeniz gerekir.

Bir borç tuzağına dönüşebilir ve başka bir ülkenin daha fazla ülkenizde egemen güç haline gelmesine neden olabilir.

İkincisi, her ne kadar iş yaratıyor desek de bu yatırımları yaparken işçinin daha çok kendi işçilerini kullandığını söyleyebiliriz.

Üçüncüsü, demografik mesele.

Türkistan'daki ülkelerin nüfuslarını biliyoruz. Buralara daha fazla sayıda Çinli çalışanın geliyor olması demografik açıdan sorun olşturabilir

Mesela tabelalarda değişimlerle bunu inceleyebiliriz.

Yani bizim bugün üzerinde durduğumuz uluslararası ilişkiler açısından iki önemli konu var. Biri ulaşım, diğeri iletişim.

İletişim meselesinde de Çinli firmaların fiber optik kablolar, internet altyapısının sağlanması, "Safe smart city" dediğimiz şehirlerin gözlemlenmesi açısından ekipman ve yazılımın Çinli firmalar tarafından getirilmesi aslında bize bir Dijital İpek Yolu meselesini de gündeme getiriyor.

Bunu yaparken ne yapıyorsunuz? İşte meslek yüksekokulları açıyorsunuz, Çin'de insanlar yetiştiriyorsunuz.

Bir kültürel devrimden bahsediyoruz. Yani ulaşım, iletişim yollarının açılması bir kültürel meseleyi de gündemimize getiriyor.

Çin tabii ki bu ülkeler içerisinde etkin bir güç. Ekonomik açıdan önemli iş birlikleri var. Altyapı faaliyetlerini yapıyor. Evet, bölge ülkelerine de mutlaka yararı olacak ama bir dönüşüm değişimin de geldiğini görmemiz gerekiyor.

Türkistan ülkeleri koridorun potansiyelini yükseltmek için ne yapmalı?

Şunu söyleyebiliriz, bu projenin içerisinde Avrupa Birliği'nin, Türkiye'nin de farklı ulaşım yollarının geçmesi açısından projeleri var.

Bölge ülkeleri bu konuda ne yapabilir? Öncelikle tabii ki ben şöyle düşünüyorum.

Türkistan'daki ülkeler gerçekten sağduyulu devlet adamlarına sahipler

Bu noktada denge politikasını izlediklerini ben çok net bir şekilde görüyorum.

Yani Çin, Rusya ile ilişkilerini devam ettirirken Batılı ülkelerle, Amerika Birleşik Devletleri ile de ilişkilerini sürdürüyorlar.

Denge politikasının var olması bence son derece önemli.

Orta koridor özelinde konuşursam neleri yapmamız gerekiyor?

Limanların kapasitelerinin arttırılması gerekiyor.

Dijitalleşmenin sağlanması gerekiyor devletler arasında.

Bu elektronik, ulaşım, iletişim ağları açısından bir eşgüdüm sağlanması gerekiyor.

Yani bir standartlaşmanın gerçekleşmesi gerekiyor. Bunun için kaynak aktarılması gerekiyor.

Pazardaki limanların kapasitelerinin geliştirilmesi, demiryolu ağlarının geliştirilmesi ve yenilerinin yapılması konularının halledilmesi gerekiyor.

Türkiye özelinde konuşursak biliyorsunuz bunun önemli bir ayağı Bakü-Tiflis-Kars'tan geçen Bakü-Tiflis-Kars demiryolu.

Bunun iç hatlarla organizasyonunun daha da geliştirilmesi gerekiyor.

Türkiye'nin bu anlamda gerçekten orta koridor açısından yatırımlarını artırdığını görüyoruz son yıllarda.

Yine Marmaray'ın yük taşıma kapasitesinin arttırılması lazım. Çünkü sadece geceleri yük taşınabiliyor.

Çanakkale'deki 1915 Köprüsü'nün yapılması, tüm ülkelerin aslında yatırım yapması gereken, geliştirmesi gereken bir konu ve bunun da devam ettiğini görüyoruz.

Türkiye'nin stratejik konumu küresel ticaretteki etkisini nasıl etkiliyor?

Kesinlikle arttıracaktır. Bunu söyleyerek başlayalım. Çünkü Türkiye ne istiyor?

Başından itibaren bu Türkistan'daki Türk Cumhuriyetlerinin dışa açılmasını, kendi hammaddelerini, ürünlerini dış pazarlara iletmesini istiyor ve buna çok önem veriyor. Türk Devletleri Teşkilatı'nın da ana gündemlerinden biri.

Çünkü bu dediğim gibi ortak ataları ortak kültüre sahip ülkelerin birlikte iş yapmaları ve birlikte güçlenerek bu işbirliğinden çıkmaları ana konudur.

Türkiye'ye ne gibi etkileri olacak? Tabii öncelikle bölgeyle bağlantısının güçlenmesini sağlayacak.

Bu bölgedeki yatırımların ve işbirliğinin artmasını sağlayacaktır.

Neyi sağlar? Türkiye ne üretiyor? Mesela önemli miktarda beyaz eşya üretiyoruz.

Bunun örneğini verebiliriz. Bunun daha kısa sürede bölgeye girmesini sağlayabilir ya da bir hammadde alacaksınız daha kısa süre içerisinde diğer ülkelere gitmesini sağlayabilir.

Hangi yollara daha bağımlılardı? İşte Rusya kuzey yoluna. Ancak 2022 sonrası biliyorsunuz Ukrayna meselesi sonrası Rusya ile ilgili yaptırımlar söz konusu.

Avrupa Birliği'nin ve Amerika Birleşik Devletleri'nin yaptırımlarından bahsediyoruz.

Bundan kurtulmak açısından bölge açısından yararlı olacaktır.

Yine İran güney rotasının da bir anlamda bypass edilmesi sonucunu doğurabilir.

Kars-Iğdır-Aralık-Dilucu demiryolu hattının yeni gelişmelere etkisi olur mu?

Evet, tabii ki olabilir. Orta Koridor meselesinde önemli partner ülkelerden bir tanesi zaten Azerbaycan.

Aslında Nahçıvan ve Azerbaycan toprakları arasındaki sorunlar 8 Ağustos 2025'teki ABD'de yapılan görüşmelerde gündeme geldi.

Türkiye başından itibaren Zengezur koridorunu savunuyordu.

Şimdi Nahçıvan'la işbirliğini daha da artıracak olan bir ulaşım yolunun açılıyor olması gerçekten önemli.

Biz bunu çok sevindirici buluyoruz. Çünkü bölgeyle işbirliğinin artması açısından yollara ihtiyaç var.

Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti ile bağlantı sağlanacak.

Bunun da Azerbaycan açısından da Türkiye açısından da yine orta koridor açısından da önemli bir yol olduğunu düşünüyorum.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >