Türk Milleti'nin kıymetlileri: 15 Temmuz'un çocuk şehitleri

Türk Milleti'nin kıymetlileri: 15 Temmuz'un çocuk şehitleri
Türk Milleti'nin kıymetlileri: 15 Temmuz'un çocuk şehitleri

Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın deyimiyle 'imanlı çılgın Türkler', 15 Temmuz'da FETÖ'nün işgal girişimini durdurmak için canını ortaya koyarken; darbecilere meydan okuyanlar arasında çocuk yaşta kahramanlar da vardı. İşte vatan, millet, demokrasi aşkına şehit düşen çocuk kahramanlardan geriye kalan hikayeler...

Türk milleti; 15 Temmuz'da vatanına, milletine, demokrasiye, seçilmiş liderine sahip çıkarak FETÖ elebaşı Gülen'in hayallerini yerle yeksan etti.

İşgalci hainlere meydan okurken şehit düşenler arasında kahraman çocuklarımız da vardı.

Atılan ateşlere, üzerlerine sürülen tanklara aldırış etmeden, ölüme meydan okuyan tunç yürekli çocuk kahramanlar; Malazgirt'ten Söğüt'e, İstanbul'un fethinden Kut'ül Amâre’ye, Çanakkale'den Kurtuluş Savaşı’na kadar destanlar barındıran şanlı tarihimize altın harflerle eklenen 15 Temmuz Milli İrade Zaferinin en ön saflarında yer aldı.

İşte vatan savunması sırasında çocuk yaşta şehit düşen milletimizin kıymetlisi o kahramanlar...

Abdullah Tayyip Olçok (1999 - 15 Temmuz 2016)

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Darbeci cuntaya karşı sokağa çıkan babası Erol Olçok’un ‘evde kal’ ısrarına aldırmayan Abdullah Tayyip Olçok, babasıyla omuz omuza direnmek, yan yana mücadele etmek için bir an bile tereddüt etmedi.


Erol Olçok, 15 Temmuz akşamı Altunizade'deki evinden dışarı çıkmak için hazırlandı. Oğlu Abdullah'a kardeşleriyle annesinin yanında kalmasını söyledi. Babasını dinlemeyen Abdullah, "Sen nereye ben oraya" dedi. Bunun üzerine baba ve oğul verecekleri kutlu mücadele için yola çıktı.


Ellerinde bayraklarla sokağa çıkan Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip, önce Altunizade'ye gitti. Darbeye karşı sokağa çıkan kalabalığa sürekli moral veren babasının yanından bir an bile ayrılmadı. Kol kola kenetlenerek yürüyen gençlerin önünde Boğaziçi Köprüsüne yürüdü. Babası askerleri ikna etmeye çalıştı. İkna olmayacaklarını anladığı için de Abdullah Tayyip’i güvenli bir yere almak istedi. Ancak o sırada hain darbeciler Erol Olçok’a ateş etti. Babasına yardıma koşan Abdullah Tayyip ise 2 zırh delici mermiyle yere yığıldı. Abdullah Tayyip olay yerinde, babası Erol Olçok ise hastanede şehit düştü.
Abdullah Tayyip Olçok (1999 - 15 Temmuz 2016) Darbeci cuntaya karşı sokağa çıkan babası Erol Olçok’un ‘evde kal’ ısrarına aldırmayan Abdullah Tayyip Olçok, babasıyla omuz omuza direnmek, yan yana mücadele etmek için bir an bile tereddüt etmedi. Erol Olçok, 15 Temmuz akşamı Altunizade'deki evinden dışarı çıkmak için hazırlandı. Oğlu Abdullah'a kardeşleriyle annesinin yanında kalmasını söyledi. Babasını dinlemeyen Abdullah, "Sen nereye ben oraya" dedi. Bunun üzerine baba ve oğul verecekleri kutlu mücadele için yola çıktı. Ellerinde bayraklarla sokağa çıkan Erol Olçok ve oğlu Abdullah Tayyip, önce Altunizade'ye gitti. Darbeye karşı sokağa çıkan kalabalığa sürekli moral veren babasının yanından bir an bile ayrılmadı. Kol kola kenetlenerek yürüyen gençlerin önünde Boğaziçi Köprüsüne yürüdü. Babası askerleri ikna etmeye çalıştı. İkna olmayacaklarını anladığı için de Abdullah Tayyip’i güvenli bir yere almak istedi. Ancak o sırada hain darbeciler Erol Olçok’a ateş etti. Babasına yardıma koşan Abdullah Tayyip ise 2 zırh delici mermiyle yere yığıldı. Abdullah Tayyip olay yerinde, babası Erol Olçok ise hastanede şehit düştü.
Engin Tilbaç (2000 - 15 Temmuz 2016)

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Henüz 16 yaşında olan Engin Tilbaç, 15 Temmuz gecesi darbe girişimini protesto ederken tankın altında kalarak şehit oldu. Yüzü tanınmaz halde olduğu için kimliği tespit edilemeyen Tilbaç’ın ailesi, üç gün boyunca Tilbaç’ı aradıktan sonra sonucu DNA testi ile gencin hayatını kaybettiğini öğrendi. Genç şehidin annesi zihinsel, babası fiziksel engelliydi.
Engin Tilbaç (2000 - 15 Temmuz 2016) Henüz 16 yaşında olan Engin Tilbaç, 15 Temmuz gecesi darbe girişimini protesto ederken tankın altında kalarak şehit oldu. Yüzü tanınmaz halde olduğu için kimliği tespit edilemeyen Tilbaç’ın ailesi, üç gün boyunca Tilbaç’ı aradıktan sonra sonucu DNA testi ile gencin hayatını kaybettiğini öğrendi. Genç şehidin annesi zihinsel, babası fiziksel engelliydi.
Özgür Mustafa Karasakal (2000 - 15 Temmuz 2016)

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Şehit Karasakal’ın üvey babası Muhyiddin Şahbaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka yaptığı çağrı üzerine meydanlara çıkmaya karar verdi. Mustafa Karasakal, iki kardeşi, babası ve kuzeni ile birlikte Kızılay’a gitti. Ellerinde bayraklar ve tekbir sesleriyle Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne kadar kalabalıkla birlikte yürüdüler. Darbeci hainler tankları kalabalığın üstüne sürdü. Tank namlusunu indirdi ve insanların bir kısmını köprüden aşağı attı, bir kısmını ezdi. Karasakal ve ailesi Genelkurmay duvarının dibine sığındılar ancak helikopterden ateş açıldı ve kurşunlar 17 yaşındaki Özgür Mustafa Karasakal’a isabet etti. Vurulan Karasakal, babasının ayaklarının dibine yığıldı. Ambulanslar darbecilerin engellemeleri sebebiyle müdahale edemedi ve 17 yaşındaki Özgür Mustafa Karasakal orada şehit oldu.
Özgür Mustafa Karasakal (2000 - 15 Temmuz 2016) Şehit Karasakal’ın üvey babası Muhyiddin Şahbaz, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın halka yaptığı çağrı üzerine meydanlara çıkmaya karar verdi. Mustafa Karasakal, iki kardeşi, babası ve kuzeni ile birlikte Kızılay’a gitti. Ellerinde bayraklar ve tekbir sesleriyle Genelkurmay Başkanlığı’nın önüne kadar kalabalıkla birlikte yürüdüler. Darbeci hainler tankları kalabalığın üstüne sürdü. Tank namlusunu indirdi ve insanların bir kısmını köprüden aşağı attı, bir kısmını ezdi. Karasakal ve ailesi Genelkurmay duvarının dibine sığındılar ancak helikopterden ateş açıldı ve kurşunlar 17 yaşındaki Özgür Mustafa Karasakal’a isabet etti. Vurulan Karasakal, babasının ayaklarının dibine yığıldı. Ambulanslar darbecilerin engellemeleri sebebiyle müdahale edemedi ve 17 yaşındaki Özgür Mustafa Karasakal orada şehit oldu.
Halil İbrahim Yıldırım (2001 - 15 Temmuz 2016)

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Halil İbrahim, saat 01.00’de babası Bahattin Yıldırım ile Bayrampaşa Emniyet Müdürlüğü önündeki kalabalığa doğru ilerledi. Heyecanlı adımlarla yürüyen Halil İbrahim, bir anda yere düştü. Oğlunu yerden kaldırmaya çalışan baba Yıldırım, başındaki kanı görünce oğlunun vurulduğunu anladı.

  


  
Oğlunu hastaneye götüren Yıldırım’a ilk olarak kurşunun başını sıyırdığını söylemişti. Ancak kurşunun Şehit Halil İbrahim’in başına isabet ettiği anlaşıldı. Halil İbrahim Yıldırım, otopsi işlemlerinin ardından Bayrampaşa Muradiye Camisi'nde kılınan cenaze namazı sonrası Edirnekapı Şehitliğinde toprağa verildi.
Halil İbrahim Yıldırım (2001 - 15 Temmuz 2016) Halil İbrahim, saat 01.00’de babası Bahattin Yıldırım ile Bayrampaşa Emniyet Müdürlüğü önündeki kalabalığa doğru ilerledi. Heyecanlı adımlarla yürüyen Halil İbrahim, bir anda yere düştü. Oğlunu yerden kaldırmaya çalışan baba Yıldırım, başındaki kanı görünce oğlunun vurulduğunu anladı. Oğlunu hastaneye götüren Yıldırım’a ilk olarak kurşunun başını sıyırdığını söylemişti. Ancak kurşunun Şehit Halil İbrahim’in başına isabet ettiği anlaşıldı. Halil İbrahim Yıldırım, otopsi işlemlerinin ardından Bayrampaşa Muradiye Camisi'nde kılınan cenaze namazı sonrası Edirnekapı Şehitliğinde toprağa verildi.
Mahir Ayabak (1999 - 16 Temmuz 2016)

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Şehit Mahir Ayabak, 15 Temmuz gecesi garsonluk yaptığı pastanede saat 23.30’a kadar çalıştı. Darbe girişimini haber alan babası oğlunu aradı ve ”çıkarsan dikkat et” dedi. Tüm cesaretini toplayarak darbe girişimine karşı gelmek için yola çıkan Ayabak, Atatürk Havalimanı’na doğru harekete geçti. Arkadaşları ile buluşup kalkışma için ayaklanan halkın toplandığı havalimanı pistine girdi. Darbeci askerlere karşı savunmaya geçen Ayabak ve diğer siviller, 3 kez FETÖ’cüler tarafından tarandı. Babası saat 02.30’daki ilk saldırıdan sonra onunla telefonda konuştu. Ancak içi rahat etmeyen baba Zahir Ayabak, Antalya’dan oğlunun yanına gitmek için yola çıktı. Mücadeleye havalimanında devam eden ve ikinci ateşli saldırıda da yara almayan Mahir Ayabak, üçüncü saldırıda vuruldu ve ayağa kalkamadı. 17 yaşındaki Mahir, son nefesini şehadet parmağını kaldırıp şehadet getirerek verdi. Mahir Ayabak, Atatürk Havalimanı’nda ilk şehit düşenler arasındaydı.
Mahir Ayabak (1999 - 16 Temmuz 2016) Şehit Mahir Ayabak, 15 Temmuz gecesi garsonluk yaptığı pastanede saat 23.30’a kadar çalıştı. Darbe girişimini haber alan babası oğlunu aradı ve ”çıkarsan dikkat et” dedi. Tüm cesaretini toplayarak darbe girişimine karşı gelmek için yola çıkan Ayabak, Atatürk Havalimanı’na doğru harekete geçti. Arkadaşları ile buluşup kalkışma için ayaklanan halkın toplandığı havalimanı pistine girdi. Darbeci askerlere karşı savunmaya geçen Ayabak ve diğer siviller, 3 kez FETÖ’cüler tarafından tarandı. Babası saat 02.30’daki ilk saldırıdan sonra onunla telefonda konuştu. Ancak içi rahat etmeyen baba Zahir Ayabak, Antalya’dan oğlunun yanına gitmek için yola çıktı. Mücadeleye havalimanında devam eden ve ikinci ateşli saldırıda da yara almayan Mahir Ayabak, üçüncü saldırıda vuruldu ve ayağa kalkamadı. 17 yaşındaki Mahir, son nefesini şehadet parmağını kaldırıp şehadet getirerek verdi. Mahir Ayabak, Atatürk Havalimanı’nda ilk şehit düşenler arasındaydı.
Mutlu Can Kılıç (1998 - 16 Temmuz 2016)

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    Şehit Mutlu Can Kılıç, henüz 17 yaşındaydı. Ailesinin ilk göz ağrısı olan ve 8 yıl hasretten sonra dünyaya gelen Kılıç, garsonluk yapıyordu. Babasıyla beraber gece yarısından sonra dışarı çıkan Kılıç, hasta yatağından kalkarak vatanı için mücadele etmeye gitti. Ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önünde FETÖ’cü hainler tarafından vurularak darbenin en genç şehitlerinden biri oldu.

  


  
Ankaralı Şehit Mutlu Can Kılıç, bir restoranda garsonluk yapıyordu. Öğrenimine açık öğretimden devam eden Kılıç’ın 14 yaşında bir de kız kardeşi vardı. Anne babasının ilk göz ağrısı olan Kılıç, gece yarısı 01.30-02.00 gibi babasıyla birlikte evden çıktı. Oğlunu en son yatsı namazından sonra gördüğünü söyleyen baba Bilal Kılıç, oğlunun grip olduğunu ve hasta yatağından kalkarak darbeci hainlerin karşısına çıktığını ifade etti.
Mutlu Can Kılıç (1998 - 16 Temmuz 2016) Şehit Mutlu Can Kılıç, henüz 17 yaşındaydı. Ailesinin ilk göz ağrısı olan ve 8 yıl hasretten sonra dünyaya gelen Kılıç, garsonluk yapıyordu. Babasıyla beraber gece yarısından sonra dışarı çıkan Kılıç, hasta yatağından kalkarak vatanı için mücadele etmeye gitti. Ve Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nin önünde FETÖ’cü hainler tarafından vurularak darbenin en genç şehitlerinden biri oldu. Ankaralı Şehit Mutlu Can Kılıç, bir restoranda garsonluk yapıyordu. Öğrenimine açık öğretimden devam eden Kılıç’ın 14 yaşında bir de kız kardeşi vardı. Anne babasının ilk göz ağrısı olan Kılıç, gece yarısı 01.30-02.00 gibi babasıyla birlikte evden çıktı. Oğlunu en son yatsı namazından sonra gördüğünü söyleyen baba Bilal Kılıç, oğlunun grip olduğunu ve hasta yatağından kalkarak darbeci hainlerin karşısına çıktığını ifade etti.
Rüstem Resul Perçin (1998 - 16 Temmuz 2016)

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    15 Temmuz gecesi darbecilerin kalkışmasını televizyon ekranlarından öğrenen henüz 17 yaşındaki Rüstem Resul Perçin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısını beklemeden Beştepe’ye koştu ve orada kurşunların hedefi olarak darbenin en genç şehitlerinden biri oldu.

  


  
Resul Perçin, kardeşi ve amcası ile birlikte korsan bildirinin TRT ekranlarında okunması üzerine evden çıkarak Beştepe’ye gitti. Olayların alevlendiği noktalardan biri olan Beştepe’ye ulaşalı henüz 15 dakika olmadan darbecilerin kurşunlarına hedef oldu. Amcası Mustafa Perçin, ağır yaralanan Resul’ü alıp hastaneye götürmek istedi. Ancak darbeciler “yaklaşma vururuz” dediler ve Resul’ü almasına izin vermediler. Şehidin amcası, ağır yaralanan yeğenini bir süre sonra güçlükle alarak Turgut Özal hastanesine götürdü. Ancak FETÖ’yle irtibatı olan hastane ‘çok kalabalık’ bahanesi ile Resul’ü kabul etmedi. Resul oradan Gazi hastanesine götürüldü ve orada da şehit oldu.
Rüstem Resul Perçin (1998 - 16 Temmuz 2016) 15 Temmuz gecesi darbecilerin kalkışmasını televizyon ekranlarından öğrenen henüz 17 yaşındaki Rüstem Resul Perçin, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısını beklemeden Beştepe’ye koştu ve orada kurşunların hedefi olarak darbenin en genç şehitlerinden biri oldu. Resul Perçin, kardeşi ve amcası ile birlikte korsan bildirinin TRT ekranlarında okunması üzerine evden çıkarak Beştepe’ye gitti. Olayların alevlendiği noktalardan biri olan Beştepe’ye ulaşalı henüz 15 dakika olmadan darbecilerin kurşunlarına hedef oldu. Amcası Mustafa Perçin, ağır yaralanan Resul’ü alıp hastaneye götürmek istedi. Ancak darbeciler “yaklaşma vururuz” dediler ve Resul’ü almasına izin vermediler. Şehidin amcası, ağır yaralanan yeğenini bir süre sonra güçlükle alarak Turgut Özal hastanesine götürdü. Ancak FETÖ’yle irtibatı olan hastane ‘çok kalabalık’ bahanesi ile Resul’ü kabul etmedi. Resul oradan Gazi hastanesine götürüldü ve orada da şehit oldu.
Uhud Kadir Işık (1999 - 16 Temmuz 2016)

                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    
                                    15 Temmuz sabahı, asker olabilmek için Kara Harp Okulu’nda astsubaylık sınavına giren Uhud Kadir Işık, aynı günün akşamında Meclis’in önünde yaralılara yardım ederken şehit edildi.

  


  
Uhud Kadir Işık, 15 Temmuz sabahı sağlık astsubayı olmak için sınava girmişti. Babası sınavın nasıl geçtiğini sorduğunda, “İmtihan çok iyi geçti. Sporu geçtim, yarın mülakata gireceğim. Büyük ihtimalle kazanırım” demişti. 15 Temmuz akşamına gelindiğinde ise her şey çok değişti. Yaşanan darbe girişimi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ve camilerden verilen salalar üzerine Uhud Kadir Işık ve babası, Keçiören Aktepe'den Kızılay'a 3 saatlik bir yürüyüşün ardından ulaştı. Sabaha karşı Kızılay'a vardıklarında karşılarında tankları ve ezilmiş arabaları gördüler. Baba Işık, oğluna “Sıkıntı var geri dönelim” dedi ancak Uhud Kadir, “Madem sonuna kadar gitmeyecektik, niye buraya kadar geldik” cevabını verdi.
Uhud Kadir Işık (1999 - 16 Temmuz 2016) 15 Temmuz sabahı, asker olabilmek için Kara Harp Okulu’nda astsubaylık sınavına giren Uhud Kadir Işık, aynı günün akşamında Meclis’in önünde yaralılara yardım ederken şehit edildi. Uhud Kadir Işık, 15 Temmuz sabahı sağlık astsubayı olmak için sınava girmişti. Babası sınavın nasıl geçtiğini sorduğunda, “İmtihan çok iyi geçti. Sporu geçtim, yarın mülakata gireceğim. Büyük ihtimalle kazanırım” demişti. 15 Temmuz akşamına gelindiğinde ise her şey çok değişti. Yaşanan darbe girişimi üzerine Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çağrısı ve camilerden verilen salalar üzerine Uhud Kadir Işık ve babası, Keçiören Aktepe'den Kızılay'a 3 saatlik bir yürüyüşün ardından ulaştı. Sabaha karşı Kızılay'a vardıklarında karşılarında tankları ve ezilmiş arabaları gördüler. Baba Işık, oğluna “Sıkıntı var geri dönelim” dedi ancak Uhud Kadir, “Madem sonuna kadar gitmeyecektik, niye buraya kadar geldik” cevabını verdi.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >