Malazgirt Zaferi’nden Büyük Taarruz’a: Türk milletinin kaderini değiştiren şanlı destanlar bugün yazıldı

Malazgirt Zaferi’nden Büyük Taarruz’a: Türk tarihinin Ağustos’taki şanlı zaferleri
Malazgirt Zaferi’nden Büyük Taarruz’a: Türk tarihinin Ağustos’taki şanlı zaferleri

Türk milletinin kaderini değiştiren zaferlerin ayı olan ağustos, tarih boyunca hem Anadolu’nun kapılarını açan Malazgirt Zaferi’ne hem de düşmanı yurttan atan Büyük Taarruz’a sahne oldu. Türk ordusunun destansı mücadelelerle yazdığı bu zaferler, milletin bağımsızlık ve vatan sevgisinin en güçlü göstergeleri olarak tarihe geçti. Ağustos ayı, Türk tarihinin dönüm noktalarının yaşandığı ve milletin kaderinin yeniden yazıldığı bir ay olarak hafızalarda yer alıyor.

Türk tarihinde "zaferle özdeşleşen ay" olarak gösterilen ağustos ayında kazanılan ilk başarı, 26 Ağustos 1071 Malazgirt Zaferi oldu.

Türk tarihinin dönüm noktası: Malazgirt Zaferi

Muş'un Malazgirt ilçesinde Bizans ordusuna karşı elde edilen Malazgirt Zaferi, dünya tarihinde yeni bir sayfa açarken, Türklerin İslam dünyasının lideri olarak tescil edildiği gelişme olarak tarihe geçti.

1071 Malazgirt Zaferi
1071 Malazgirt Zaferi

Horasan Meliki Çağrı Bey'in son eşinden dünyaya gelen ve 27 Nisan 1064'te Büyük Selçuklu Devleti'nin ikinci hükümdarı olan Sultan Muhammed Alparslan, Malazgirt'te ordusundan 4 kat büyüklükteki Bizans ordusunu yenerek tarihin seyrini değiştiren bir zafere imza attı.

Hükümdarlığı döneminde ilk olarak Kars ve Ani şehirlerini ele geçirerek Bizans'tan ilk toprağını alan Sultan Alparslan, Abbasi halifesinin 1070'te yardım talep etmesi üzerine ordusuyla Fatımilerin üzerine harekete geçti.

Alparslan'ın Mısır'a yöneleceği haberini alan Bizans ordusu ise doğu seferini başlattı. Bunu öğrenen Alparslan, geri dönerek Suriye hattına doğru ilerleyişe geçti.

Rey şehrinde konuşlanacağı duyumunu yayan Alparslan, daha sonra Muş'a yöneldi ve Malazgirt Ovası'nda karargahını kurdu.

26 Ağustos 1071 Cuma günü ordusuna namaz kıldıran Sultan Alparslan, ardından Romen Diyojen komutasındaki Bizans ordusunun üzerine yürüdü.

Selçukluların "Turan" taktiğinin en başarılı örneğini uyguladığı savaşta ordusuyla büyük bir zafer kazanan ve Diyojen'i esir alan Sultan Alparslan, elde ettiği başarı sayesinde Anadolu'nun fethini kolaylaştıran süreci başlattı.

Türklere Anadolu'nun kapılarını açan zafer olarak tarihe geçen Malazgirt Zaferi, siyasi ve askeri sonuçlarıyla Türklerin İslam dünyasının lideri olmasını da sağladı.

1071 Malazgirt Zaferi
1071 Malazgirt Zaferi

Tarihi kökten değiştiren zafer

Muş Alparslan Üniversitesi Rektörü ve Ortaçağ Tarihi Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Alican, AA muhabirine, Malazgirt Savaşı'nın 954. yıl dönümünü kutlamanın heyecanını yaşadıklarını söyledi.

Asırlar geçmesine rağmen bu savaşı unutmadıklarını ifade eden Alican, şöyle konuştu:

"Muş Alparslan Üniversitesi'nin öncülüğünde 6 yıldır, Malazgirt Savaşı'nın izlerini araştıran bilimsel araştırma yapıyoruz. Neden biz bu savaşa bu kadar önem veriyoruz? Malazgirt Savaşı hem Türk tarihinde hem İslam tarihinde hem de Doğu Roma'nın tarihinde çok büyük etkiler meydana getirmiştir. Bu savaş kısa, orta ve uzun vadede tarihsel akışı büsbütün değiştirmiştir. Malazgirt Savaşı ile Türklerin artık İslam tarihinin başat yönlendiricisi olduğunu söyleyebiliriz. Türkler bu savaşla İslam dünyasının liderleri olarak adeta tarih tarafından tescil edilmişlerdir. Bütün Müslümanlar, Türklerin kendi liderleri olduğunu artık kabul etmek durumunda kalmışlardır."

Tarihte ilk defa bir Bizans imparatorunun Müslümanların eline esir düştüğünü ifade eden Alican, şu bilgileri verdi:

"Malazgirt Savaşı'ndan kısa süre sonra Müslümanların bütün Anadolu'ya yayıldıklarını görüyoruz. Hatta savaşın üzerinden 10 yıl geçmeden İznik'te yeni bir Müslüman Selçuklu Devleti kurulmuştu. Malazgirt Savaşı'ndan sonra Bizanslılar artık bir daha eski gücüne kavuşamadılar. Bir daha o çapta bir orduyu toplayıp Türkler ve Müslümanlar üzerine bir sefer düzenlemediler. 1074 yılında Bizans İmparatoru II. Mihail'in, Katolik Papa'ya mektup göndererek yardım istediğini ve 'Türkleri eğer durdurmazsak kısa süre içerisinde bütün Roma topraklarını ele geçirecekler ve bütün Hristiyanlık dünyasının sonunu getirecekler.' diye söylediğini biliyoruz. Malazgirt Savaşı'ndan birkaç yıl sonra Bizansların bu savaşın orta ve uzun vadeli sonuçlarının Hristiyan Roma dünyasının sonunu getireceği konusunda haklı kaygılara kapılmışlardı."

1071 Malazgirt Zaferi
1071 Malazgirt Zaferi

4 kat büyüklükte Bizans ordusuna karşı eşine rastlanmayan galibiyet

Malazgirt Savaşı'nın yalnızca Türk ve İslam dünyasının değil aynı zamanda batı dünyasını da biçimlendiren bir savaş olduğunu ifade eden Alican, elde edilen zaferin Doğu Roma tarihine çok ciddi etkiler yaptığını, Ortodoks ve Katolik Hristiyanlar arasında Haçlı seferleriyle başlayan bir yakınlaşmanın oluşmasına itici güç oluşturduğunu dile getirdi.

Bu kadar önemli bir zaferin 954. yıl dönümünü bu topraklarda kutlamanın inanılmaz bir duygu olduğunu vurgulayan Alican, "26 Ağustos 1071 tarihinde Malazgirt Ovası'nda Bizans İmparatoru Romen Diyojen'i dize getiren Selçuklu Sultanı Alparslan nasıl bir adamdı? Sultan Alparslan heybetliydi, ihtişamlıydı ama 39 yaşında gencecik bir hükümdardı. 1040 yılında kurulan ve 30 yıllık bir devletin hükümdarı olan Sultan Alparslan, 1000 yıllık askeri geleneği, askeri, coğrafi ve stratejik üstünlüğü olan Bizans ordusu karşısında muazzam bir zafer kazandı." diye konuştu.

Selçuklu ordusunun bir günde kendisinden dört kat büyük Bizans ordusunu yendiğini anlatan Alican, şunları kaydetti:

"Bu olağanüstü zafer. Savaştaki en önemli unsur kullanılan stratejidir. Sultan Alparslan, Romen Diyojen'i tarihin gördüğü en büyük hezimetlerden birine uğrattı. Uzun boylu, ihtişamlı, bir adamdı. Uzun sakalı vardı. Sakalını ok atarken yayının teline takılmasın diye ensesinde toplardı. Savaşın kazanılmasından 2 yıl sonra çıktığı bir Türkistan seferinde uğradığı bir suikast ile şehit edildiğini biliyoruz. Bugün geriye dönüp baktığımızda özellikle coğrafyamızda yaşanan bir takım askeri, siyasi ve kültürel problemlerin de çözülebilmesi için belki de o dönemlerdeki kardeşliğe, o dönemlerdeki birliğe, beraberliğe vurgu yapmak çok önemli. Müslüman kardeşler ve aynı coğrafyada yaşayan topluluklar olarak bir araya gelindiğinde tek parça olunduğunda, 30 yıllık tecrübesiz küçük bir devlet bile olsanız, karşınıza çıkacak 1000 yıllık devasa bir imparatorluğu bile dize getirebilirsiniz."

Malazgirt Zaferi'nden bugün bile çıkarılacak çok büyük derslerin olduğunu belirten Alican, "Bu açıdan da Malazgirt Savaşı'nı önemsiyorum. Terörsüz Türkiye süreci ile alakalı çalışmaların yürütüldüğü bu günlerde Türkiye'de barış ve kardeşlik içinde bir araya gelerek daha güçlü bir gelecek inşa etmeliyiz. Bu iradeyi ortaya koyduğumuz bu günlerde Malazgirt Savaşı'nı bu açıdan da hatırlamak, konuşmak, tartışmak ve anmak çok önemli." dedi.

Sevr Antlaşması'nın yerine Lozan'ı getiren büyük muharebe: Büyük Taarruz

Gazi Mustafa Kemal Paşa komutasındaki Türk ordusunun 26 Ağustos'ta başlayıp 30 Ağustos Zaferi ile sonuçlandırdığı Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi, dünya tarihinin gördüğü en büyük kahramanlık destanlarından biri olarak tarihe geçti.

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi

Başkomutan Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın 26 Ağustos 1922'de sabaha karşı verdiği emirle başlattığı Büyük Taarruz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunu sağlayan Mondros Ateşkes Anlaşması'nın yerine Mudanya'yı, Sevr Antlaşması'nın yerine ise Lozan'ı getiren Türk tarihinin en büyük muharebelerinden biri olarak kayıtlara geçti.

1919'da Birinci Dünya Savaşı sonrası İtilaf Devletleri, Mondros Ateşkes Antlaşması hükümlerine dayanarak türlü bahanelerle Anadolu'yu işgale başladı, ordusunun cephanesi elinden alınan Türk milleti, zor durumda bırakılmaya çalışıldı.

İşgal günlerinde İtilaf donanması İstanbul'a, Fransızlar Adana'ya, İngilizler Urfa, Maraş, Samsun ve Merzifon'a, İtalyanlar Antalya ve Anadolu'nun güneybatısına yerleşti. Yunan Ordusu ise 15 Mayıs 1919'da İtilaf Devletleri'nin izniyle İzmir'e çıkarma yaptı.

Buna karşı Türk milleti, tarih boyunca gösterdiği "millet olma bilinci" içerisinde işgallere karşı Kuvayi Milliye hareketini başlattı. Milletin önünde iki seçenek vardı, ya işgal güçlerine teslim olunacak ya da yıkılan yakılan bir ülke, yılmaz evlatlarının azmiyle yeniden ayağa kalkacak ve küllerinden doğacaktı.

TBMM'nin açılması üzerine işgal güçleri tüm baskıcı politikalarını Mustafa Kemal Paşa ve silah arkadaşları üzerine yoğunlaştırdı, özellikle Batı Cephesi'nde hareketlilik başladı.

1921'de Polatlı'ya kadar gelen Yunan ordusu, daha birkaç yıl önce tarih literatürüne "Çanakkale geçilmez" sözünü altın harflerle yazdıran Mustafa Kemal Paşa'nın ardından giden vatan evlatları tarafından püskürtüldü.

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi

Bir yıla yakın süren hazırlık

Sakarya'da 1921'de 22 gün 22 gece süren kanlı çarpışmaların ardından durdurulan düşman ordusunu tamamen yurttan atmak amacıyla bir yıl kadar süren hazırlık döneminden sonra, 26 Ağustos 1922'de Başkomutan Mustafa Kemal Paşa Büyük Taarruz'u başlattı.

Başkomutan Mustafa Kemal, 26 Ağustos sabahı Genelkurmay Başkanı Fevzi Paşa (Çakmak), Batı Cephesi Komutanı İsmet Paşa (İnönü) ile muharebeyi yönetmek üzere Afyonkarahisar sınırlarında kalan Kocatepe'de yerini aldı.

Topçu ateşleriyle şafak vakti başlayan harekatın devamında Türk askeri, sabahın ilk ışıklarıyla hücuma geçip Tınaztepe'yi ele geçirdi ve Belentepe ile Kalecik Sivrisi'nden düşmanı uzaklaştırdı.

Taarruzun ilk gününde 1. Ordu birlikleri, Büyük Kaleciktepe ile Çiğiltepe arasında 15 kilometrelik alanda, düşmanın birinci hat mevzilerini ele geçirdi. 5'inci Süvari Kolordusu, düşman gerilerindeki ulaştırma kollarına başarılı taarruzlarda bulundu, 2'nci Ordu ise cephede tespit görevini aksatmadan sürdürdü.

Düşman subayları kaçarak kurtuldu

Türk ordusu, 27 Ağustos sabahı yine bütün cephelerde yeniden taarruza geçti ve aynı gün Afyonkarahisar, 8'inci Tümen tarafından düşman işgalinden kurtarıldı. 28 ve 29 Ağustos'ta başarıyla sürdürülen taarruz, düşmanın 5'inci tümeninin etkisiz kılınmasıyla neticelendi. 29 Ağustos gecesi durum değerlendirmesi yapan komutanlar, hemen harekete geçilip taarruzun kısa sürede sonuçlandırılmasında hemfikir oldu ve planın 30 Ağustos'ta aksamadan uygulanması için gerekli önlemler alındı.

Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Türk Ordusu'nun Kurtuluş Savaşı'nda kazandığı en önemli zaferin arifesinde, 30 Ağustos sabahında şimdi belde olan Kütahya'nın Altıntaş ilçesine bağlı Zafertepe Çalköy'de birliklere taarruz emrini verdi.

Mustafa Kemal Paşa'nın bizzat yönettiği Dumlupınar'daki meydan muharebesinde kahraman Mehmetçik, Yunan birliklerini Allıören, Keçiler, Kızıltaş deresi yolunun iki yanında tamamen sarıp imha etti. Kızıltaş deresi bölgesinde açık kalan alandan bazı Yunan birlikleri, General Trikopis, General Diyenis ve birçok Yunan komutanı kaçtı.

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi

"İlk hedefiniz Akdeniz'dir, ileri"

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi 30 Ağustos'ta zaferle noktalandı. Büyük Taarruz'un son safhası Türk askeri tarihine Başkomutan Meydan Muharebesi olarak geçti.

30 Ağustos 1922 Başkomutan Meydan Muharebesi sonunda, Gazi Mustafa Kemal Paşa'nın ateş hatları arasında, bizzat Zafertepe'den idare ettiği savaşta, düşman ordusunun büyük kısmı dört taraftan sarılarak tamamen etkisiz hale getirildi.

Büyük Zafer'in ertesi günü, 31 Ağustos'ta Zafertepe Çalköy'de bir evin bahçesindeki kırık kağnının üzerine muharebe alanlarının haritasını koyan Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, Fevzi Paşa ve İsmet Paşa ile durum değerlendirmesi yaparak, Yunanlıların yeniden savunma düzenine geçmesini önlemek ve onları mağlup etmek için İzmir'e girme görüşünde birleşti.

Gazi Mustafa Kemal Paşa, Yunan ordusunu takip etmesi için Türk ordusuna o tarihi "Ordular, ilk hedefiniz Akdeniz'dir. İleri!" emrini verdi.

27 Ağustos'ta Afyonkarahisar, 30 Ağustos'ta Kütahya'nın kurtuluşunu, 1 Eylül'de Gediz, 3 Eylül'de Emet ve Tavşanlı'nın kurtuluşları izledi, 9 Eylül'de İzmir'de Yunan ordusunu denize döken Türk ordusu, Mustafa Kemal Paşa'nın emrini büyük bir başarıyla yerine getirdi.

Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi
Büyük Taarruz ve Başkomutanlık Meydan Muharebesi Zaferi

Sömürge siyasetinin ortadan kalkmaya başlamasında köşe taşı olan Büyük Taarruz, Türk'ün ağustos aylarında kazandığı büyük zaferler dizisine eklenen bir altın halka olarak kayıtlara geçti.

Büyük Taarruz, Türkiye Cumhuriyeti Devleti'nin kuruluşunu sağlayan Mondros Ateşkes Anlaşması'nın yerine Mudanya'yı, Sevr Barış Antlaşması'nın yerine ise Lozan'ı getiren Türk tarihinin en büyük muharebelerinden biri olarak Türk tarihinde yerini aldı.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >