Türkiye elektrikli araçlarda vites yükseltti: Yatırımlar Avrupa’yı geride bıraktı | 2030 liderliğine hazırlanıyor

Türkiye’nin elektrikli araç ve şarj altyapısına yönelik yatırımları hızla büyürken, sektör temsilcileri ülkenin 2030’a kadar küresel e-mobilite sektöründe söz sahibi olmaya hazır olduğunu belirtiyor. Uzmanlar, yerli üretim gücü, yenilenebilir enerji potansiyeli ve politika desteği sayesinde Türkiye’nin Avrupa’nın en güçlü pazarlarından biri haline geldiğini vurguluyor.
Türkiye’de elektrikli araç satışları ve şarj altyapısındaki hızlı genişleme, ülkeyi Avrupa’nın yükselen e-mobilite merkezlerinden biri haline getiriyor.
Uluslararası Enerji Ekonomisi Derneği’nin (IAEE) Orta Doğu ve Orta Asya Konferansı’nda konuşan sektör yöneticileri, Türkiye’nin 2030 vizyonunda sadece bölgesel değil küresel ölçekte liderlik hedeflediğini ifade ediyor.

Şarj altyapısında ortak standart ve sürdürülebilirlik vurgusu
Güvenilir Şarj Birliği (TCA) Başkanı Christian Philipp, Türkiye’nin enerji dönüşüm sürecinde e-mobilite politikalarının belirleyici rol oynadığını aktararak net bir düzenleme çerçevesinin kritik olduğunu söyledi. Philipp, farklı şirketlerin aynı standartta buluşmasının sektörün geleceği için zorunlu olduğunu belirtti ve “Teknolojiyi birlikte uyumlu hale getirebilecek kapasitemiz var. Hiçbir şirket bu ölçekli dönüşümü tek başına taşıyamaz.” dedi.
Elektrikli mobilitenin güneş enerjisi gibi yerli ve yenilenebilir kaynaklarla bütünleşmesinin büyük avantaj sunduğunu vurgulayan Philipp, sektörün artık tamamen temiz enerjiye dayanan modellere odaklandığını ifade etti.
Apartmanlarda paylaşımlı şarj çözümleri öne çıkıyor
Türkiye’de otoyol şarj ağının güçlü bir seviyeye ulaştığını belirten Philipp, asıl zorluğun çok katlı konutlarda ortaya çıktığını söyledi. Aynı anda yapılan yoğun şarj kullanımının şebeke yükünü artırdığını, ancak yapay zekâ kontrollü ve zamana yayılmış şarj modellerinin bu soruna çözüm sağlayacağını aktardı. Paylaşımlı şarj sistemlerinin apartmanlarda hem ekonomik hem de dengeli bir altyapı sunabileceğini vurguladı.
Philipp, Türkiye’de yeni elektrikli araç kayıtlarının bir yılda yüzde 127 arttığını hatırlatarak TOGG ve Karsan gibi yerli markaların bu yükselişte önemli rol oynadığını ifade etti.
Yerli üretim şarj istasyonlarıyla güçlü altyapı
Vale Şarj Sistemleri CEO’su Mehmet Göksu ise Türkiye’nin e-mobilite dönüşümüne hazır olduğunun altını çizdi. Enerji altyapısının elektrifikasyon hedefleriyle uyumlu olduğunu belirten Göksu, “Türkiye artık hem elektrikli araç hem de yerli şarj istasyonu üreten bir ülke. Bu da e-mobilite yatırımlarını destekleyen en önemli unsurlardan biri.” dedi.
Göksu, Türkiye’nin güneş, rüzgâr ve hidroelektrik kapasitesinin sektör için stratejik bir avantaj yarattığını, temiz enerjiyle desteklenen ulaşım sistemlerinin hem çevresel hem ekonomik bakımdan kritik olduğunu söyledi.
Elektrikli araç kullanımının ekonomiye katkısı
Türkiye’de enerji tüketiminin önemli bölümünü oluşturan ulaşım sektörünün elektrifikasyonla daha verimli hale geleceğini ifade eden Göksu, güçlü bir altyapı sayesinde cari açığın belirgin ölçüde azaltılabileceğini dile getirdi. Akıllı şebeke, depolama sistemleri ve ev tipi batarya uygulamalarının önümüzdeki dönemde şebeke esnekliğini artıracağını, 150’yi aşan şarj operatörünün tek bir uygulama üzerinden yönetilebileceği bir yapının yaklaştığını belirtti.
Göksu, Türkiye’nin teknoloji kabiliyeti ve devlet politikalarının 2030’da ülkeyi e-mobilite alanında küresel liderliğe taşıyabilecek güçte olduğunu sözlerine ekledi.