Türkiye'nin en güzel antik kentleri

Hem gezmeyi hem de tarihi seviyorsanız Türkiye bunun için biçilmiş kaftan.

Anadolu, Ege ve Akdeniz kıyıları binlerce yıl boyunca birçok uygarlığa ev sahipliği yaptı. Bu uygarlıkların bıraktıkları eserler saymakla bitmez. Bu yazıda sizler için Türkiye'de kesinlikle görmeniz gereken antik kentleri derledik.

İşte sizin için hazırladığımı o liste

Efes Antik Kenti
Efes daha sonra önemli bir Roma kenti olan antik bir Yunan kentiydi. Klasik Yunan döneminde Yanya'nın on iki şehrinden biriydi. Kuruluşu Cilalı Taş Devri MÖ 6000 yıllarına dayanır. İzmir'in Selçuklu ilçesinin içinde kalır. 

 UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine de dahil edilen Efes Antik Kenti, kurulduğu dönemde en önemli liman şehirlerinden biri olarak anılıyordu. Ancak günümüzde Küçük Menderes ve Marnsa Çayı'nın taşıdığı alüvyonlar sonucunda deniz ile bağlantısı kesilmiş durumdadır.
Efes Antik Kenti Efes daha sonra önemli bir Roma kenti olan antik bir Yunan kentiydi. Klasik Yunan döneminde Yanya'nın on iki şehrinden biriydi. Kuruluşu Cilalı Taş Devri MÖ 6000 yıllarına dayanır. İzmir'in Selçuklu ilçesinin içinde kalır. UNESCO tarafından Dünya Mirası listesine de dahil edilen Efes Antik Kenti, kurulduğu dönemde en önemli liman şehirlerinden biri olarak anılıyordu. Ancak günümüzde Küçük Menderes ve Marnsa Çayı'nın taşıdığı alüvyonlar sonucunda deniz ile bağlantısı kesilmiş durumdadır.
Bugün gezilen Efes Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahipti.

Efes, Celsus Kütüphanesi, ilk mermer tapınağı olarak bilinen ve günümüze sadece birkaç blok kalıntısı ulaşan Artemis Tapınağı, Hz. Meryem'in son yıllarını geçirdiğine inanılan Meryem Ana Evi ve Yedi Uyurlar gibi çok önemli bazı kalıntılara da ev sahipliği yapmakta.
Bugün gezilen Efes Büyük İskender'in generallerinden Lysimakhos tarafından M.Ö. 300 yıllarında kurulmuştur. Hellenistik ve Roma çağlarında en görkemli dönemlerini yaşayan Efes, Asya eyaletinin başkenti ve en büyük liman kenti olarak 200.000 kişilik nüfusa sahipti. Efes, Celsus Kütüphanesi, ilk mermer tapınağı olarak bilinen ve günümüze sadece birkaç blok kalıntısı ulaşan Artemis Tapınağı, Hz. Meryem'in son yıllarını geçirdiğine inanılan Meryem Ana Evi ve Yedi Uyurlar gibi çok önemli bazı kalıntılara da ev sahipliği yapmakta.
Ani Antik Kenti
Ani Harabeleri olarak da bilinen Ani Antik Kenti Kars merkezine 48 kilometre kadar uzaklıkta. Orta Çağ'da Ermeni hükümdarlarına başkentlik yapan önemli bir merkez. Bir dönem Bizans yönetiminde kalan, sonrasında ise Selçuklu ve Osmanlı tarafından ele geçirilen kent aynı zamanda ''1001 kilise şehri'' veya ''40 kapılı şehir'' olarak da anılıyor. 

 Ani'nin ortaçağ Döneminde önemli bir ticaret yolu olan İpek Yolu'nun Kafkaslardan Anadolu'ya ilk giriş noktasında kurulmuş olması, şehre verilen önemin artmasına neden olmuştur. Ani, büyük oranda ayakta kalmış olan etkileyici surları, dini ve sivil mimarlık örnekleri ve şehir planlaması ile Ortaçağ kentinin bir özeti niteliğindedir.
Ani Antik Kenti Ani Harabeleri olarak da bilinen Ani Antik Kenti Kars merkezine 48 kilometre kadar uzaklıkta. Orta Çağ'da Ermeni hükümdarlarına başkentlik yapan önemli bir merkez. Bir dönem Bizans yönetiminde kalan, sonrasında ise Selçuklu ve Osmanlı tarafından ele geçirilen kent aynı zamanda ''1001 kilise şehri'' veya ''40 kapılı şehir'' olarak da anılıyor. Ani'nin ortaçağ Döneminde önemli bir ticaret yolu olan İpek Yolu'nun Kafkaslardan Anadolu'ya ilk giriş noktasında kurulmuş olması, şehre verilen önemin artmasına neden olmuştur. Ani, büyük oranda ayakta kalmış olan etkileyici surları, dini ve sivil mimarlık örnekleri ve şehir planlaması ile Ortaçağ kentinin bir özeti niteliğindedir.
Hattuşaş Antik Kenti (Boğazkale, Boğazköy)
Hattuşaş dünyanın en önemli antik kalıntılarından biri olarak biliniyor. Milattan önce 17 ile 13. yüzyılda dönemin en önemli gücü olan Hitit İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır. 

 Hattuşaş çok geniş bir alana yayılmıştır. Yapılan kazılarda 5 kültür katı ortaya çıkmıştır. Bu katlarda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kalıntılar bulunmuştur.

 Antik kent Yukarı Kent, Aşağı Kent, Yazılıkaya ve Büyük Kale gibi bölümlerden oluşuyor. Kentte görülmesi gereken en önemli kalıntılardan bazıları ise Aslanlı Kapı, Sfenksli Kapı, Kral Kapısı ve aynı zamanda gizli bir geçit olarak kullanılan Yerkapı.
Hattuşaş Antik Kenti (Boğazkale, Boğazköy) Hattuşaş dünyanın en önemli antik kalıntılarından biri olarak biliniyor. Milattan önce 17 ile 13. yüzyılda dönemin en önemli gücü olan Hitit İmparatorluğu'na başkentlik yapmıştır. Hattuşaş çok geniş bir alana yayılmıştır. Yapılan kazılarda 5 kültür katı ortaya çıkmıştır. Bu katlarda Hatti, Asur, Hitit, Frig, Galat, Roma ve Bizans dönemlerinden kalma kalıntılar bulunmuştur. Antik kent Yukarı Kent, Aşağı Kent, Yazılıkaya ve Büyük Kale gibi bölümlerden oluşuyor. Kentte görülmesi gereken en önemli kalıntılardan bazıları ise Aslanlı Kapı, Sfenksli Kapı, Kral Kapısı ve aynı zamanda gizli bir geçit olarak kullanılan Yerkapı.
Phaselis Antik Kenti 
Phaselis sadece Türkiye'nin en güzel antik alıntılarından biri değil, aynı zamanda ülkemizin en güzel antik koylarından biri. Kent MÖ 7. yüzyılda Rodoslular tarafından kurulmuştur. Uzun yıllar Likya'nın doğu kıyısının en önemli liman özelliğini korumuştur. Faselis'in üç limanı vardır. Kuzey Limanı, Savaş Limanı veya Korunmuş Liman ve Güneş Limanı.

 Kentin ortasında 20-24 metre genişliğinde muhteşem bir cadde vardır. Bu caddenin güney ucunda Hadrian Su Yolu Kapısı bulunur. Caddenin iki yanında gezinti yolları ve dükkânlar vardır. Bunların da yakınında Hamamlar, Agora ve Tiyatro gibi kamu yapıları bulunur. Bu yapıların tarihinin MÖ 1. ve 2. yüzyıla kadar uzandığı ileri sürülmektedir.

 Kent merkezi ile 70 m yükseklikteki plato üzerine kurulmuş olan yerleşim yeri arasında su kanalları vardır.

 Tarihçiler şehrin baş tanrıçasının savaşın ve bilgeliğin tanrıçası Athena olduğunu yazarlar. Henüz bulunmamış Athena tapınağı ve diğer önemli yapıların bugün ormanla kaplı akropol tepesinde yer aldığı düşünülmektedir.
Phaselis Antik Kenti Phaselis sadece Türkiye'nin en güzel antik alıntılarından biri değil, aynı zamanda ülkemizin en güzel antik koylarından biri. Kent MÖ 7. yüzyılda Rodoslular tarafından kurulmuştur. Uzun yıllar Likya'nın doğu kıyısının en önemli liman özelliğini korumuştur. Faselis'in üç limanı vardır. Kuzey Limanı, Savaş Limanı veya Korunmuş Liman ve Güneş Limanı. Kentin ortasında 20-24 metre genişliğinde muhteşem bir cadde vardır. Bu caddenin güney ucunda Hadrian Su Yolu Kapısı bulunur. Caddenin iki yanında gezinti yolları ve dükkânlar vardır. Bunların da yakınında Hamamlar, Agora ve Tiyatro gibi kamu yapıları bulunur. Bu yapıların tarihinin MÖ 1. ve 2. yüzyıla kadar uzandığı ileri sürülmektedir. Kent merkezi ile 70 m yükseklikteki plato üzerine kurulmuş olan yerleşim yeri arasında su kanalları vardır. Tarihçiler şehrin baş tanrıçasının savaşın ve bilgeliğin tanrıçası Athena olduğunu yazarlar. Henüz bulunmamış Athena tapınağı ve diğer önemli yapıların bugün ormanla kaplı akropol tepesinde yer aldığı düşünülmektedir.
Hierapolis Antik Kenti
Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından MÖ. II. YY. başlarında kurulduğu ve Bergamanın efsanevi kurucusu Telephosun karısı Amazonlar kraliçesi Hieradan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir.

 Hierapolis, Roma İmparatoru Neron dönemindeki (MS. 60) büyük depreme kadar, Hellenistik kentleşme ilkelerine bağlı kalarak özgün dokusunu sürdürmüştür. Deprem kuşağı üzerinde bulunan kent, Neron dönemi depreminden büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiştir. Üst üste yaşadığı bu depremlerden sonra kent, tüm Hellenistik niteliğini kaybetmiş, tipik bir Roma kenti görünümünü almıştır. Hierapolis Roma döneminden sonra Bizans döneminde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem, MS. IV. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS. 80 yıllarında, Hz. İsa'nın havarilerinden olan, Aziz Philipin burada öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. Hierapolis, XII. yüzyıl sonlarına doğru Türklerin eline geçmiştir.

 Hierapolis antik kentinde; Nekropol, Domitiyan yolu ve kapısı, kare alan içine oturtulmuş Oktokonus tapınağı, tiyatro, Frontinus caddesi ve kapısı, Agora, Kuzey Bizans Kapısı, Güney Bizans Kapısı, Gymnasium, Tritonlu Çeşme Binası, Apollon Kutsal Alanı, Su Kanalları ve Nympheumları, Surlan, Filipus Martynonu ve köprüsü, Direkli Kilisesi, Nekropol Alanı, Katedral ve Roma Hamamı kalıntıları bulunmaktadır.
Hierapolis Antik Kenti Kentin kuruluşu hakkında bilgilerin kısıtlı olmasına karşın; Bergama Krallarından II. Eumenes tarafından MÖ. II. YY. başlarında kurulduğu ve Bergamanın efsanevi kurucusu Telephosun karısı Amazonlar kraliçesi Hieradan dolayı, Hierapolis adını aldığı bilinmektedir. Hierapolis, Roma İmparatoru Neron dönemindeki (MS. 60) büyük depreme kadar, Hellenistik kentleşme ilkelerine bağlı kalarak özgün dokusunu sürdürmüştür. Deprem kuşağı üzerinde bulunan kent, Neron dönemi depreminden büyük zarar görmüş ve tamamen yenilenmiştir. Üst üste yaşadığı bu depremlerden sonra kent, tüm Hellenistik niteliğini kaybetmiş, tipik bir Roma kenti görünümünü almıştır. Hierapolis Roma döneminden sonra Bizans döneminde de çok önemli bir merkez olmuştur. Bu önem, MS. IV. yüzyıldan itibaren Hıristiyanlık merkezi olması (metropolis), MS. 80 yıllarında, Hz. İsa'nın havarilerinden olan, Aziz Philipin burada öldürülmesinden kaynaklanmaktadır. Hierapolis, XII. yüzyıl sonlarına doğru Türklerin eline geçmiştir. Hierapolis antik kentinde; Nekropol, Domitiyan yolu ve kapısı, kare alan içine oturtulmuş Oktokonus tapınağı, tiyatro, Frontinus caddesi ve kapısı, Agora, Kuzey Bizans Kapısı, Güney Bizans Kapısı, Gymnasium, Tritonlu Çeşme Binası, Apollon Kutsal Alanı, Su Kanalları ve Nympheumları, Surlan, Filipus Martynonu ve köprüsü, Direkli Kilisesi, Nekropol Alanı, Katedral ve Roma Hamamı kalıntıları bulunmaktadır.
Milet Antik Kenti
Tıpkı Efes'te olduğu gibi Büyük Menderes Nehri'nin getirdiği alüvyonlar tarafından zamanla doldurulan kent, liman şehri olma özelliğini kaybetse de Hititler'den Antik Yunan ve Roma'ya kadar birçok uygarlığın izlerini taşıyan yapılarıyla hayranlık uyandırıyor.

 Şehirde var olduğu bilinen en önemli antik kalıntılardan bazıları yaklaşık 1.500 kişilik geniş toplantı salonu, antik dönemlerde pazar ve toplanma alanı olarak kullanılan agora, şehrin ana tapınağı olarak kabul edilen Delphinion ve Faustina Hamamı. Milet'te görebileceğiniz diğer kalıntılar ise inşa edildiği dönemde 15.000 kişilik kapasitesiyle en büyük tiyatrolardan biri olan antik tiyatro, 100 metre boyunca uzanan Kutsal Yol ve Bizans kiliseleri.
Milet Antik Kenti Tıpkı Efes'te olduğu gibi Büyük Menderes Nehri'nin getirdiği alüvyonlar tarafından zamanla doldurulan kent, liman şehri olma özelliğini kaybetse de Hititler'den Antik Yunan ve Roma'ya kadar birçok uygarlığın izlerini taşıyan yapılarıyla hayranlık uyandırıyor. Şehirde var olduğu bilinen en önemli antik kalıntılardan bazıları yaklaşık 1.500 kişilik geniş toplantı salonu, antik dönemlerde pazar ve toplanma alanı olarak kullanılan agora, şehrin ana tapınağı olarak kabul edilen Delphinion ve Faustina Hamamı. Milet'te görebileceğiniz diğer kalıntılar ise inşa edildiği dönemde 15.000 kişilik kapasitesiyle en büyük tiyatrolardan biri olan antik tiyatro, 100 metre boyunca uzanan Kutsal Yol ve Bizans kiliseleri.
Afrodisias Antik Kenti
Aphrodisias Antik Kenti, Türkiye'deki Yunan ve Roma dönemlerine ait en görkemli antik kentlerden birisidir. MÖ 5. yüzyılda kurulan kent, Roma İmparatorluğu döneminde gelişmiş, MÖ 1. yüzyıl ile MS 5. yüzyıllar arasında, başta heykelcilik olmak üzere önemli bir sanat merkezi haline gelmiş, Afrodit tapınağıyla ve Afrodit adına yapılan törenlerle ün salmıştır. M.S. 6. yüzyıla kadar uzun ve varlıklı bir hayat sürmüştür.

 Türkiye'nin en ünlü fotoğrafçısı Ara Güler'in tesadüfi biçimde bölgede kaybolması ile bulunmuştur. Ara Güler, köydeki insanların Aphrodisias'a ait sütun ve taşları, evlerinin ve işyerlerinin belli kısımlarında kullanıldığını görmüştür.

 Antik Kenti bu nitelikleri ile UNESCO Dünya Miras Listesi'ne önerilmektedir.
Afrodisias Antik Kenti Aphrodisias Antik Kenti, Türkiye'deki Yunan ve Roma dönemlerine ait en görkemli antik kentlerden birisidir. MÖ 5. yüzyılda kurulan kent, Roma İmparatorluğu döneminde gelişmiş, MÖ 1. yüzyıl ile MS 5. yüzyıllar arasında, başta heykelcilik olmak üzere önemli bir sanat merkezi haline gelmiş, Afrodit tapınağıyla ve Afrodit adına yapılan törenlerle ün salmıştır. M.S. 6. yüzyıla kadar uzun ve varlıklı bir hayat sürmüştür. Türkiye'nin en ünlü fotoğrafçısı Ara Güler'in tesadüfi biçimde bölgede kaybolması ile bulunmuştur. Ara Güler, köydeki insanların Aphrodisias'a ait sütun ve taşları, evlerinin ve işyerlerinin belli kısımlarında kullanıldığını görmüştür. Antik Kenti bu nitelikleri ile UNESCO Dünya Miras Listesi'ne önerilmektedir.
Zeugma Antik Kenti
Zeugma, MÖ 300 civarında Büyük İskender'in generallerinden Selevkos I Nikator tarafından kurulmuş bir antik şehirdir.

 İlk olarak kurucusu adına Fırat'ta Selevkosya anlamına gelen "Selevkaya Euphrates" olarak anılan şehir Roma İmparatorluğu tarafından ele geçtikten sonra köprü anlamına gelen "Zeugma" ismiyle anılmaya başlandı. Antioch (Antakya) Çin arasında Fırat yoluyla oluşan geçitte liman olarak büyük bir ticari değer kazandı. 80 bini aşkın bir nüfusu vardır. 

 Zeugma bugün hala daha ayakta duran mozaikleri ile gündemdedir.
Zeugma Antik Kenti Zeugma, MÖ 300 civarında Büyük İskender'in generallerinden Selevkos I Nikator tarafından kurulmuş bir antik şehirdir. İlk olarak kurucusu adına Fırat'ta Selevkosya anlamına gelen "Selevkaya Euphrates" olarak anılan şehir Roma İmparatorluğu tarafından ele geçtikten sonra köprü anlamına gelen "Zeugma" ismiyle anılmaya başlandı. Antioch (Antakya) Çin arasında Fırat yoluyla oluşan geçitte liman olarak büyük bir ticari değer kazandı. 80 bini aşkın bir nüfusu vardır. Zeugma bugün hala daha ayakta duran mozaikleri ile gündemdedir.
Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >