Uçak kazasındaki gerçek ortaya çıktı: Yolcu pilotu daha önce uyarmış

Rize'deki uçak kazasındaki gerçek ortaya çıktı.
Rize'deki uçak kazasındaki gerçek ortaya çıktı.

Eskişehir’den havalanan ve Rize-Artvin Havalimanı’na iniş yapmak üzere yola çıkan tek motorlu uçak, Rize-Erzurum sınırındaki Kaçkar Dağları’nda kaza kırıma uğradı. Emekli elektrik mühendisi ve amatör pilot Mehmet Demirci hayatını kaybederken, uçaktaki yolcu Hicran Kaya ise tam 12 saat süren zorlu arama kurtarma çalışmasının ardından sağ kurtarıldı. Kazadan sağ çıkan Kaya’nın, uçuş sırasında pilota “Çok alçaktan gidiyoruz” dediği, pilotun ise “Problem olmaz, geçeriz burayı sıkıntı olmaz” diyerek devam ettiği ortaya çıktı.

Eskişehir’den kalkarak Rize-Artvin Havalimanı’na iniş yapmak isteyen M20J tipi tek motorlu uçak, 2 Temmuz günü Rize-Erzurum sınırındaki Kaçkar Dağları’nda kaza kırıma uğradı. Emekli elektrik mühendisi ve amatör pilot Mehmet Demirci (65) olay yerinde hayatını kaybederken, uçakta yolcu olarak bulunan Hicran Kaya ise 12 saat süren zorlu arama kurtarma operasyonunun ardından sağ kurtarıldı.

Kazaya ilişkin yeni detaylar ortaya çıkarken, Kaya’nın pilot Demirci’ye uçuş sırasında, “Çok alçaktan gidiyoruz” dediği, Demirci’nin ise, “Problem olmaz, geçeriz burayı sıkıntı olmaz” yanıtını verdiği öğrenildi.

8 saatlik yürüyüşle enkaza ulaştılar

Jandarma Arama Kurtarma (JAK), Kaçkar Dağcılık Rafting Kayak Spor İhtisas Kulübü (KDRK) ve İkizdere Arama Kurtarma (İDAK) ekiplerinden oluşan 16 kişilik arama kurtarma ekibi, zorlu hava ve coğrafya koşullarına rağmen 8 saatlik yürüyüşün ardından uçak enkazına ulaşmayı başardı.

Ekipten KDRK üyesi dağcı Ali Yılmaz, yaşadıkları zorluğu şu sözlerle anlattı:

  • “Maalesef olayın haberini aldık. Bize AFAD’dan destek haberi geldi. Hemen harekete geçtik. Yaklaşık 2 saat sonra yürüyerek aramaya başladık. Kar, dolu ve sisli hava işimizi oldukça zorlaştırdı. Yaklaşık 8 saatlik yürüyüşün sonunda sabahın ilk ışıklarında uçağı bulabildik. Hüsnü Kan arkadaşımız öncü olarak gidiyordu. O uçağı görünce herkes sevinçle koşmaya başladı.”

"Uçağı görünce herkes koşmaya başladı"

Hüsnü Kan ise Anzer Yaylası’ndan yürüyerek çıktığı kaza noktasına ilk ulaşan kişi oldu. O anları kayıt altına da alan Kan, uçaktaki yaralıyla iletişim kurarken, “Uçağa ulaştık. Nasılsınız? Diğer arkadaşta ses var mı? İyi misiniz? Bilinciniz yerinizde mi? Sabredin. Kusura bakmayın çok geç kaldık” diyerek yaralıyı sakinleştirmeye çalıştı.

Yaralı yolcu Hicran Kaya ise ekiplerin anlattığına göre bilinci açık şekilde kaza anını şöyle anlattı:

  • “Pilot, uçağı biraz alçaktan uçurmuş. Pilota, ‘Çok alçaktan gidiyoruz. Biraz yükselmemiz lazım’ dedim. O da ‘Problem olmaz, geçeriz burayı sıkıntı olmaz’ dedi. Öyle sisin içerisine girdik. Sisin içine girdikten sonra da kaza gerçekleşti.”

"Yaralıyı hayatta tutan tek şey uçağın içinde kalmasıydı"

Arama kurtarma ekibinden Ali Yılmaz, Kaya’nın hayatta kalmasında uçağın korunaklı yapısının etkili olduğunu vurgulayarak, “Biz helikopter gelene kadar kazazedeyi uçaktan çıkarmadık. Çünkü orası soğuk havadan daha güvenliydi. Yaralıyı hayatta tutan tek şey, uçağın içinde kalmasıydı. Eğer çıkmış olsaydı, sıfırın altındaki sıcaklıkta hipotermi geçirirdi” dedi.

Jandarma Arama Kurtarma (JAK) Timleri, Hicran Kaya’yı ve hayatını kaybeden pilot Demirci’nin cansız bedenini helikopterle Erzurum’a taşıdı. Kaya hastanede tedavi altına alınırken, Demirci’nin cenazesi İstanbul’da toprağa verildi.

"Bulabileceğimize inanıyorduk"

Ali Yılmaz, “Yaralımızın kurtarılmasında emeğim olduğu için çok mutluyum. Aldığımız arama kurtarma eğitimleri işe yaradı. Ekip olarak mental olarak hiç bozulmadık, tamamen inanarak hareket ettik. Biraz geç oldu ama bulabildik. Bu bizim için büyük bir umut ve motivasyon oldu” diye konuştu.

Kazayla ilgili incelemeler sürerken, Kaçkar Dağları’ndaki zorlu koşullarda yürütülen arama kurtarma operasyonu bölge halkına ve doğaseverlere bir kez daha dağcılık ve uçuş güvenliği kurallarının önemini hatırlattı.

Bugünün gazete manşetleri için tıklayın >